Gerek manzaralarıyla gerekse atmosferi ile bizleri etkileyen bir yapım. Bilim kurgu temalı bu uzay macerasını kısa süre önce oynayıp bitirdim ve şu anda deneyimlerimi aktarmak üzere bu incelemeyi yazıyorum (Dilerseniz
Steam profilimden beni ekleyebilirsiniz). Oyunda öncelikle belirtmem gereken bir husus var: Oyun gayet güzel bir uzay atmosferini bizlere yansıtıyor. Uzayda bulunduğumuz bu süreçte gerek uzay simülasyon öğelerinin gerekse manzaraların gerçekten de güzel bir yansımasını görüyoruz. Yani eğer uzaya karşı ve bilim kurgu temasına karşı bir eğiliminiz varsa muhakkak bu oyuna bir göz atmanız gerekiyor.
Oyun içerisinde yukarıda saydığım simülasyon ögeleri, bulmaca öğeleri ve atmosferin dışında tabii ki bizlere aktarılan bir hikaye bulunuyor.. Ancak bu oyunu oynamak için en son uğrayacağınız nokta oyunun hikayesi diyebilirim, tabii bana göre. Çünkü oyun içerisinde zaten hikaye oyuna giriş yaparken anlatılıyor ve bu hikaye oyun içerisinde devam ediyor. Tabi aralarda çeşitli dramalar yaşanıyor ancak hee öyle mi olmuş diyerek geçebiliyoruz. Oyunun sonuna geldiğimizde de ekstra bir sürpriz bizleri beklemiyor. Haliyle hikayesi çok standart bir şekilde ve bilindik bir sonla bitiyor desem yerinde olur. Hikaye konusunda beni pek tatmin etmeyen ancak atmosfer, uzay ve grafik konusunda bir bağımsız ekibe göre gayet güzel iş çıkartılmış.
Peki bu sonu çok belli olan hikaye bizlere özünde neler sunuyor?
Hikayeden ufak bir bahsetmem gerekirse: Olayımız dünyanın artık yaşanamaz bir hale geldiği, kaynak sıkıntılarının olduğu bir dönemde yaşanıyor. Bu süreçte burada bulunan insanlar uzaya giderek yeni enerji kaynaklarını bulmak için yola koyuluyor. Ay üzerinde bir tesis bulunuyor ve enerji kaynaklarının tükendiği dünyaya buradan bir yapı aracılığıyla enerji gönderiliyor. Ancak bir süre sonra bu enerji bilinmedik bir sebepten dolayı dünyaya gelmemeye başlanıyor ve bunun üzerine bir ekip gönderiliyor. Fakat bu ekip sorunu çözme konusunda başarısız oluyor ve son olarak da biz bu duruma el atan bir astronot olarak bu maceraya atılıyoruz.
Uzay atmosferi
Oyun içerisinde uzaya atmosferi ve bilim kurgu teması gayet güzel bir şekilde bizlere aktarılmış durumda. Oyunda yer aldığımız bölümler aracılığıyla etrafı gezebiliyor, nelerin olup bittiğini görebiliyor, dünyaya uzaktan bakabiliyor ve hatta yıldızlara yakından bir göz atabiliyoruz. Bu durumların yaşandığı ve bizzat içerisinde bulunduğumuz bu ortamlarda dolaşmak gerçekten de heyecan verici bir deneyim diyebilirim. Deliver Us The Moon içerisinde kısacası bir uzay simülasyonuna giriş yaptığınızı varsayıyorsunuz.
Birinci ve üçüncü şahıs kamera açısı
Deliver Us The Moon oyunu içerisinde hem birinci şahıs hem de üçüncü şahıs kamera bakış açısı bulunuyor. Yer yer belli başlı bölümlerde birinci şahıs kamera bakış açısıyla ilerliyor diğer kısımlarda ise üçüncü şahıs bakış açısıyla maceraya devam ediyoruz. Ancak benim en sevdiğim kısım üçüncü şahıs kamera bakış açısı. Çünkü hem karakterimizi hem de etrafı görmemiz bu kamera açısıyla mümkün oluyor.
Hikaye bizlere çeşitli unsurlar aracılığıyla anlatılıyor
Oyun içerisinde arka planda yukarıda da bahsettiğim gibi bizlere bir hikaye anlatılıyor. Bu hikaye kapsamında yer yer hologramlar buluyoruz. Bu hologramlar aracılığı ile bizlere hikaye sunuluyor. Bu hologramlar dışında ara ara da ses kayıtları buluyoruz. Bu ses kayıtları bizlere hikayenin gidişatı hakkında ekstra detaylar veriyor. Yine bunlar aracılığı ile buraya gelen ekibin başına gelenler hakkında birçok detayı öğrenebiliyoruz.
Yukarıda belirttiğim ses ve hologram kayıtları dışında bir de etraftan keşfedebileceğimiz çeşitli notlar ve yazılar bulabiliyoruz. Ek olarak da yine bilim kurgu temalı dergilerini de burada keşfedebiliyoruz. Oyun tam bir uzay atmosferini bizlere yansıtmaya çalışıyor ve bu çevre unsurları ile de bu ortam çeşitleniyor. Yer yer, yer çekiminin olmadığı kısımlara giriş yaptığımız bu oyunda tam bir simülasyon havasına giriyoruz diyebilirim.
Her bölümde farklı bir olay
Deliver Us The Moon bizlere bölüm bölüm sunuluyor. Bir bölümü geçtikten sonra diğer kısma geçerken yukarıda bölümün başlığı ve amacı bizlere aktarılıyor. Dolayısıyla bu da oyunun her bölümde neler yaşanacağının ana temasını bizlere sunuyor. Oyun içerisinde her bir bölümde farklı yerlere gidiyoruz, farklı olaylar yaşıyoruz ve çözmemiz gereken çeşitli bulmaca öğeleri de bulunuyor.
Bulmaca ve platform öğeleri
Oyun içerisinde bizlere yer yer bulmaca ve platform öğeleri sunuluyor. Oyunun ilk başında bu durum çok karşımıza çıkmazken oyunun sonlarına doğru bu bulmaca ve platform dozajı daha da artış gösteriyor. Hatta sonlara doğru bu bulmacaların zorlukları da artıyor Dolayısıyla kolaydan zora doğru bir sistem benimsenmiş durumda.
Oyunda yine kırmamız gereken duvarlar, aşmamız gereken kırık merdivenler ve çözmemiz gereken kısımlar yer alıyor. Oyunda bir de oyunun ortalarında yanımıza alacağımız bir can dostumuz bulunuyor. Bu robot, portal oyunundan fırlamış gibi yanımızda duruyor ve bulmaca kısımlarında bizlere yardımcı oluyor. Bu robotun yanımızda olması artık bulmaca öğelerininde çeşitlendiğini gösteriyor. Bu robot sayesinde de giremediğimiz kapıları açabiliyor, güvenlik kilitlerini kırabiliyor ve solucan deliklerine giriş yapabiliyoruz.
Aksiyon ve dövüş öğesi yok
Deliver Us The Moon oyununda herhangi bir aksiyon ve dövüş üyesi bulunmuyor. Ancak oyun içerisinde yer yer bizleri gerecek olaylar ve patlamalar yaşanıyor. Aksiyon ve dövüş öğesinin olmaması oyunun gergin bir atmosfere sahip olmadığı anlamına gelmiyor. Yer yer geren bir yapı da bizlere sunuluyor.
Oyun daha çok bizlere keşif ve macera hissiyatını yaşatıyor. Dolayısıyla etrafta karşımıza çıkacak herhangi büyük bir tehlike bulunmuyor yani onlarla herhangi bir patron savaşı, düşman tehdidi vs. yer almıyor. O yüzden içiniz rahat olsun. Sizi gerecek kısımlar, robotların olduğu bir bölgeyi geçmek (sizi görürlerse ışın atıyorlar, ikinci ışında ölüyorsunuz), zaman sınırlı bulmacaları çözmek ve belirtilen yere ulaşmak. Bunlar dışında rahat bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Hikaye dikkat çekici mi?
Oyun içerisinde yukarıda da bahsettiğim gibi bizlere bir hikaye anlatılıyor (anlatılmazsa olmaz zaten). Oyuna başlarken bu hikayenin ana özeti bizlere sunuluyor. O kısmı dinlerseniz Deliver Us The Moon içerisinde nelerle uğraşacağınızı anlayabilirsiniz. Hikaye aslında kötü değil ancak gelecek temalı hikayeler gayet ilgimi çekiyor ancak sürpriz unsur yok. Karmaşık bir hikaye ve üzerinde bir süre düşüneceğim bir yapı yok. Yani üst düzey bir hikaye yer almıyor diyebilirim. Bunun yanı sıra zaten hikaye yukarıda da bahsettiğim gibi ses kayıtları, hologramlar ve notlar ile ilerliyor. Bunlar aracılığıyla daha önce bu tesiste neler yaşandığı hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz.
Oyunun tadını çıkartarak oynamaya çalıştım dolayısıyla hikaye benim için arka planda kaldı. Zaten hikaye dışında bu oyunun dikkat çeken özelliklerinden biri o uzay atmosferinin, simülasyon öğelerinin bizlere yansıtılması durumu. Her bölümde farklı kısımlara ilerlediğimiz, farklı manzaraların yer aldığı, yıldızlara bakabildiğimiz, yer yer teleskopla uzayın derinliklerine göz atabildiğimiz anlar daha dikkat çeken özelliklerden birkaçı.
Grafikler ve animasyonlar
Oyun içerisindeki grafiklere ve animasyonlara bakacak olursak gayet tatmin edici bir deneyim sunuyor diyebilirim. Özellikle grafik ayarlarında Ray Tracing (aynı zamanda DLSS teknolojisi de bulunuyor) ayarları yer alıyor. Bu ayarları en yükseğe aldığımız zaman oyun gerçekten de çok daha gerçekçi bir astronot görünümünü çok daha gerçekçi uzay atmosferini, manzaraları ve daha fazlasını bizlere görsel olarak aktarıyor.
Oyun içerisinde astronotun belli başlı animasyonları bulunuyor. Kapı açma animasyonları, zıplama animasyonları ve daha fazlası bizlere aktarılıyor. Oyunda herhangi bir dövüş veya aksiyon unsuru yer almadığı için kısıtlı bir animasyon sistemi karşımıza çıkıyor. Kısaca toparlayacak olursam animasyon ve görsel anlamda herhangi göze batan bir unsur yer almıyor. Hatta grafikler gerçekten de dikkatimi çeken detaylardan biri oldu diyebilirim. Bir bağımsız ekibe göre gayet güzel iş çıkartılmış durumda.
Oyun ne kadar sürüyor?
Oyunu eğer direkt ve çok hızlı bir şekilde oynarsak 4 saatlik bir süre zarfında bitirebiliriz. Ancak ben bu oyunu 7.6 saatlik bir süre sonrasında bitirdim. Dolayısıyla bu süre zarfında manzaralara baktım, etrafı keşfettim ve neler var neler yok diye bir araştırmaya koyuldum. Oyunun benim için bu kadar uzun sürmesinin sebebi bu.
Deliver Us The Moon oynanışınıza bağlı olarak yukarıda da belirttiğim gibi en az 4-5 saatlik bir deneyimi bizlere sunuyor. Bu süre zarfında ben hiç sıkıldığımı görmedim. Dolayısıyla oyun bölümler şeklinde ilerlediği için her bir bölümde farklı yapıların içerisine girebiliyor, yeni görevler alıyor ve bunları yerine getirmeye çalışıyoruz. Oyun bu dengeyi iyi korumuş durumda ve bizleri içine çeken bir yapıya sahip.
Oyunu öneriyor muyum?
Oyunu yaklaşık olarak 7.6 saatlik bir sürede bitirdim. Bu süre zarfında gayet güzel bir deneyim elde ettim diyebilirim. Oyun içerisinde yer yer bulmaca ve platformların oluşu, manzaraların bize aktarılışı, her bölümde farklı olayların yaşanması gibi etmenler aslında beni bir hayli içine çekti diyebilirim (Daha önce uzay temalı fps-tps oyunlarını çokça oynayanların belki de bıktığı bir durum olabilir). Oyunda bu uzay atmosferi, bilim kurgu teması çok iyi işlenmiş durumda. Dolayısıyla bu tarz bilim kurgu ve uzay temasından hoşlanıyorsanız muhakkak oynamanız ve denemeniz gereken yapımlardan birisi diyebilirim. Deliver Us The Moon oyunun ikinci oyunu da yolda. Bu oyunu oynayıp diğer ikinci oyuna geçiş yapmanız da sizlere ekstra bir deneyim sunabilir.