Strength of Sword 3, son zamanlarda çıkan onlarca bağımsız yapım arasında ilgimi çekmeyi başaran nadir yapımlardan biriydi. Bunun en büyük nedeni ise yalnızca 2 kişi tarafından 5 sene boyunca geliştirildikten sonra çıkışını gerçekleştirmesi. 2 Bulgar kafadar tarafından başlanılan projeye, çevrelerinden “Yapamazsınız, edemezsiniz” nidaları yükselmesine rağmen devam etmiş, yeri gelmiş, bizimkilerin parası bitmiş, yeri gelmiş, sabırları tükenmiş, bazen ise zamanları kalmamış. Kendilerine Ivent stüdyosu diyen bu ikilinin son sözleri ise şöyle; “Vazgeçmek için 1000’den fazla nedeniniz var?dır.
Tamam 5 senedir geliştiriliyor ama Strength of Sword 3’te çok fazla derinlik aramayın. Üçüncül kamera açısına sahip Brawler türündeki yapımımız bize senaryo babında pek fazla bir şey anlatmıyor, Arasahnelere göz attığımızda hiyeroglif tarzında bir anlatım görmekteyiz. Anladığımız kadarıyla Krallığa saldıran karanlık güçleri yok etmek üzere gökyüzünden gönderilen bir ana kahramanımız var. Kılıç ve kalkana sahip herhangi bir yüze ve belirli bir bedene sahip olmayan bir babayiğit. En azından gördüğümüz kadarıyla.
Strength of Sword 3’te bol bol öleceksiniz. Bu sözü genelde Dark Souls’tan duymaya alışığız. Fakat Strength of Sword 3’te hemen hemen aynı felsefeyi benimsiyor. Şimdiden bol bol ölmeye hazır olun. Ivent’in deyimiyle oyun kolaylaşmıyor, siz daha iyi oluyorsunuz.Yani demek istediğim, Strength of Sword 3, temelinde sizin ne kadar iyi oynadığınıza bağlı olarak size kolaymış gibi geliyor, aslında değişen bir şey yok. Oyundaki bölümler, belirli arenalarda üzerimize gelen düşman akınlarını yok etmemiz üzerine işliyor. İlk önce tahmin edeceğiniz gibi üç beş goblin geliyor, 2 kılıç sallayışıyla al aşağı ediyoruz, kolaymış dediğimiz anda, işler karışıyor, bölümlerin bir satranç edasıyla ilerlediğini oyunda bol bol öldükten sonra anlamaya başlıyoruz. Ne zaman savunmaya geçeceğiniz, hangi kombonun hangi düşmanda en etkili olduğunu, hangi saldırıdan nasıl kaçılacağını ancak ölerek ve deneme yanılma yöntemiyle öğreniyor, en nihayetinde, bölümlerde nasıl bir stratejiyle ilerleyeceğinizi kafanızda yaratmış oluyorsunuz.
Karakterimizin, oldukça fazla sayıda kombo seçeneği var. Bazı kombolar can barımızın altındaki mana depomuzdan yediğinden yapıma uygun bir anda mana barımızı doldurma gerginliğini de getiriyor. Bunun dışında Turbo tuşu ile farklı komboların altına imza atabiliyoruz, Tabi rakiplerimizin de bizden aşağı kalır bir yanı yok, hiç beklemediğiniz bir anda aldığınız yüksek hasar ile bir çuval inciri berbat edebiliyorlar. Oyundaki seviye atlama sistemi de epey ilginç. Her seviye atlayışınız size yeni güçler bahşetmiyor, bunun yerine kullanabileceğiniz yeni ekipmanlar öğreniyor veya cephaneliğinizi güçlendirebiliyorsunuz. Kullanabilecekleriniz arasında, fırlatılabilir bıçaklar, bombalar, ateş fırlatma veya can barınızı biraz doldurabileceğiniz yardım paketi bulunmakta. Bölümleri bitirdiğinizde ise yeni bir kılıç veya kalkandan birini seçmeniz isteniyor. Açtığınız kılıç ve kalkanları bölüm başlarken seçerek nasıl bir sistemde savaşacağınızı belirlemiş oluyorsunuz.
Grafiksel açıdan cell-shade benzeri bir tarz ile karşımıza çıkan Strength of Sword 3’ü yapım sürecinin epey eskittiği belli oluyor. Düşük kaplamalar, zayıf AA, ve başarısız efektler yapımın güzel konseptini baltalayıp günümüzün gerisinde bir oyun gibi görünmesini sağlamış maalesef. Animasyonların iyi görünmesine karşın, vuruş hissinin yeterince doyurucu olmaması ve sinir bozucu sayıda yapımın devamlı ağır çekime girmesi oyun keyfini baltalayan diğer ayrıntılar. eğer iyi bir oyuncu olursanız Ortalama 3-4 saatte bitirip sonunu görebileceğiniz Strength of Sword 3’te herhangi bir seslendirme bulunmuyor, birkaç adetten oluşan müzik seçenkleri yakışır cinsten olmasına karşın çok kısa bir süre içinde monotonlaşabiliyor.
Odak nokta olarak oynanışa önem veren, ve Dark Souls tadındaki mücadeleci yapısıyla oyuncuları çekmeyi hedefleyen Strength of Sword 3 tüm eksiklerine rağmen türü sevenlerin ilgisini çekebilir. Yalnızca 2 kişinin ürünü olduğundan sempatimizi de kazanan yapımı, “İdare eder” sınıfına koyuyoruz.
