Haftalık dizi ve film önerilerinin yirmi yedincisi ile birlikteyiz. Bu hafta komedi türünde iki farklı yapım önereceğim. Diğer öneri yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu tavsiye yazılarında az bilinen yapımları önerme veya belli bir konsept yoktur. Örneğin Cyberpunk 2077 öncesi herkesin bildiği Blade Runner filmini de Cyberpunk 2077’ye hazırlık amacıyla önerebiliriz. Az bilinen yapımlar ve kaliteli yapımlar dışında, o hafta izlemenizin daha iyi olacağını düşündüğümüz yapımlar da önereceğiz. Şimdi önerilerimize geçelim.
Dizi Önerisi: Upload
Filmler türlere ayrıldığı gibi bu türler de kendi içerisinde bildiğiniz gibi tekrar ayrılıyor. Örneğin, komedi türünü ele alalım. Komedi filmleri bildiğiniz gibi kendi içerisinde mizah tarzı ile tekrar ayrılıyor. Absürt mizah, İngiliz komedisi veya karakter komedisi gibi. Bazen bu mizah türleri de kendi içerisinde bölünebiliyor. Aynı bugün önereceğim iki yapım gibi. Absürt mizah ne yazık ki son dönemde çok da örneğini göremediğimiz bir yapım. Gördüklerimiz de absürt mizahtan biraz uzak tarzda diyebilirim. Örneğin, geçtiğimiz haftalarda önerdiğim Idiocracy ve Türkiye’nin en meşhur dizilerinden olan Leyla ile Mecnun saf absürt mizaha oldukça iyi iki örnek mesela. Günümüzdeki örnekler de biraz daha mesaj verme kaygısı güdüyor ve ister istemez absürt mizahtan kara mizaha doğru evriliyor. Bugün önereceğim iki yapım da absürt mizahı biraz daha farklı işleyip kara mizaha doğru yelken açmış yapımlar.
Önereceğim ilk yapım, yani dizi olan yapım Upload. Hazır Amazon Prime Video ülkemizde uygun fiyata erişime açılmışken faydalanmak gerek. İlk sezonu geçtiğimiz mayıs ayında yayınlanan Upload dizisi, bilim kurgu komedi türündeki bir dizi. Dizinin yaratıcılığını The Office, Parks and Recreation ve Space Force gibi dizilerin yaratıcılığını yapan Greg Daniels üstleniyor. Dizinin oyuncu kadrosunda Robbie Amell, Andy Allo, Zainab Johnson, Kevin Bigley, Allegra Edwards, Owen Daniels, Andrea Rosen ve Jordan Johnson-Hinds gibi isimler bulunuyor. Şu anda sadece tek sezonu var, ancak dizi ikinci sezon onayını da aldı.
Upload, insanların öldüğünde eğer dilerlerse ve paraları varsa kendilerini Cennet isimli dijital evrene aktarabildikleri bir gelecekte geçiyor. 27 yaşındaki Nathan, sürücüsüz aracının kaza yapması sonucunda hayatını hiç beklenmedik bir anda kaybeder. Ölmeden hemen önce normal ölüm ile bedenen ölüm arasında bir seçim yapmak zorunda kalır ve zihninin “Cennet” denen dijital ortama aktarılmasına izin verir. Ancak Nathan’ın ölümünde iki farklı şüphe uyandıran durum vardır. Birincisi, Nathan’ın kaza yaptığı dönemde, araba ile kaza yapmak neredeyse imkânsız gibidir. İkincisi ise, Nathan sanal ortama aktarıldığında hayattayken ne iş yaptığın hatırlamıyordur. Daha doğrusu yazılımcı olduğunu hatırlıyordur, ancak hangi konu üzerinde çalıştığını hatırlayamıyordur.
Dizi sizin de fark edebileceğiniz gibi her ne kadar komedi bilim kurgu tarzında bir dizi olsa da gizem ögesini de içeriyor. Ancak öyle dizinin temelinde olan bir şey değil. Genele yayılmış, sadece merak unsuru ile sizi biraz daha dizide tutmaya çalışıyor. Her ne kadar bir komedi dizisi olsa da dediğim gibi absürt mizahı biraz daha farklı yorumlamışlar ve kara mizah ile Black Mirror arasında bir yerde kalmış dizi. Aslında kaldığı yer oldukça keyifli. Yani dizinin geleceğe dair yorumu gerçekten son derece keyifli ve “acaba bizi şaşırtacak daha ne göreceğiz” diye merak ediyorsunuz. Örneğin, ilk bölümde araba sürme sahneleri oldukça keyifli ya da klasik dans diye yaptıkları şeyin hiç beklemediğiniz bir şey olması da oldukça keyifli. Direkt olarak algılayamadığınız ama birkaç saniye içinde “Aa evet şimdi anladım.” dediğiniz şakalar bulunuyor. Bunun dışında genel olarak durum komedisi de mevcut ki karakterimizin dijital ortama alışamaması üzerinden yapılıyor bu durum komedisi. Sadece teknolojik anlamda değil, günümüzdeki video oyunlarında gördüğümüz ve canımızı sıkan şeyleri de yer yer dizide görebiliyoruz ve oldukça keyifli oluyor. Kısaca dizinin bize gösterdiği geleceği keşfetmek son derece keyifli. Mizah kalitesi olarak ortalama diyebilirim daha fazlasını hak ettiğini çok da söyleyemem, ancak farklı tarzı ile kesinlikle diğer dizilerden ayrılıyor.
Bir de dediğim gibi o Black Mirror tarafı var. Dizide genel olarak bir kara mizah havası da var. Gelecekten bahsederken ister istemez bir sistem eleştirisi yapılacaktır. Bilim kurgu türünün klasikleşmiş bir tavrı bu. Bu yüzden buna sadık kalmaları sevindirici. Bu eleştiri muazzam bir seviyede yapmaları da çok sevindirici. Yani Black Mirror gibi olası bir geleceği absürt bir şekilde göstermiyor. Ya da absürt bir gelecek sunup teknoloji eleştirisi yaptığını sanmıyor. Şu anda baktığımızda ütopik gelebilecek bir gelecek sunuyor evet ama “Aman tanrım insanlık nerelere gelmiş, yazıklar olsun bize.” tepkisi vermiyorsunuz. Her şey olması gibi. Kısaca çok yerinde ve güzel eleştiriler bulunuyor.
Dizinin yaratıcılığını dediğim gibi The Office ve Space Force gibi dizilerin yaratıcısı yapıyor. İki dizinin arasında bir şey olur ümidiyle girmiştim ama kesinlikle aradığımı bulamadım. Olumsuz anlamda değil elbette. Oldukça keyif aldığım günümüzdeki komedi dizlerinden daha farklı bir dizi. Sadece gelecek yorumu için bile izlenebilir. Sadece The Office tarzında bir dizi bekliyorum Greg Daniels’dan ama ikidir beni yüzüstü bırakıyor.
Dizinin şu anda 10 bölümü bulunuyor ve her bölüm ortalama yarım saat uzunluğunda. Komedi dizisi sevenlere ya da genel olarak kafasını dağıtmak isteyen herkese mutlaka öneriyorum. Efsane komedi dizileri arasında adını yazdıramaz ama yeteri kadar değeri verilmemiş (underrated) bir dizi olarak kalır.
Film Önerisi: Sorry to Bother You
Dediğim gibi önereceğim diğer yapım da absürt mizah ile kara mizah arası gidip gelen bir yapım. Açıkçası komedi filmi diye başına oturdum, ancak ağlanacak halimize gülüyoruz duygusu ile izledim, kısaca kara mizah işte. Yine aslında Black Mirror tarzında bir film, elbette kaliteli bir Black Mirror bölümü gibi.
2018 yılında yayınlanan Sorry to Bother You’nun yönetmenliğini ve senaristliğini Boots Riley üstleniyor. Oyuncu kadrosunda ise LaKeith Stanfield, Tessa Thompson, Jermaine Fowler, Omari Hardwick, Terry Crews, Kate Berlant, Michael X. Sommers, Danny Glover, Steven Yeun, Armie Hammer ve David Cross bulunuyor.
Film para kazanmakta zorluk çeken ve evini kaybetmek üzere olan Cassius Green’in “Pazarlamacı” olmasını ve işinde yükselmesini konu alıyor. Emeklerinin karşılığını alamadıkları için arkadaşları ile birlikte eylemler düzenlemeye başlarlar ve eylemlerin ortasında Cassius, terfi alır. Yeni işi ise beklediğinden çok daha karanlık bir iştir.
Dediğim gibi komedi filmi diye oturdum, ancak öyle çok güldüğüm sahneler olmadı. Genel bir tebessüm vardı ama bu kadarı da artık her filmde var. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum aslında sadece beklentimi farklı bir şekilde karşıladı film. Ben güleceğim bir absürt mizah beklerken daha çok kara mizaha yönelmiş bir film vardı karşımda. Dediğim gibi filmin bir de Black Mirror tarzındaki ruh hali var. Filmde hatırladığım kadarıyla net bir tarih verilmiyor, ancak alternatif bir gelecekte geçiyor diyebilirim. Teknolojinin çok bir katkısı yok filme, ancak yine de o Black Mirror havasını alabiliyorsunuz, özellikle filmin sonlarına doğru işler iyice karışıyor ve kara mizah yerini tamamen absürt mizaha bırakıyor. Hatta bilim kurguya bile bırakıyor diyebilirim. Yani bir anda çok değişiyor film. Absürt mizaha geldiğinde de aslında yine öyle komik sahneler yok. Sadece sistem eleştirisini oldukça absürt bir şekilde yapıyor ve istemsizce gülüyorsunuz. Aslında yine ağlanacak halimize gülüyoruz cümlesine geliyoruz.
Film genel olarak aslında sistem eleştirisi üzerine kurulu ve ister istemez sizi de sürekli ben olsam ne yapardım durumuna sokuyor. Kısaca filmin öyle basit bir komedi filmi olduğunu söyleyemem. Oldukça anlam yüklü ve derinlikli bir film. Film yayınlandığı yıl ve sonrasında toplamda 24 ödül kazanırken 54 farklı dalda da adaylığı vardı.
Toparladığımda ise dediğim gibi basit olmayan oldukça derin bir film sizi bekliyor. Enteresan absürt mizah ve kara mizah karışımı da oldukça güzel işlenmiş. Sadece bazı ufak problemler var, yani çok daha güzel olabilirmiş ama yönetmen farklı bir yolda ilerlemek istemiş.
Film izlemeyi seven, farklı filmler arayan ve özellikle eleştirel filmleri sevenlere mutlaka öneriyorum. Eğleneceğinizi söyleyemem filmin yapısı gereği. Ama beğeneceğinizi söyleyebilirim. Film 1 saat 52 dakikalık bir süreye sahip ve şu anda Netflix üzerinde filmi bulabilirsiniz.