Bu nesilde, küçük bir geliştirici firma tarafından oyun dünyasında ilk defa boy gösterecek bir oyun geliştirildiğini duyunca aklıma ilk olarak o oyunun senaryo ve sunumunun nasıl olacağı geliyor. Ne de olsa küçük firmalar grafik ile dikkat çekme lüksüne sahip değiller. Oyun geliştirme maliyetlerinin artması ile bir çok firmanın kapandığını duyuyoruz, küçük firmalar için ayakta kalmak daha da zorlaşıyor. 71 çalışanı bulunan ve bir çok oyunda diğer geliştiricilere yardım eden (örneğin Lost Odyssey, Infinite Undiscovery, Star Ocean: The Last Hope ve Ninety-Nine Nights II gibi) Feel Plus da küçük bir firma. 1992 yılından beri faaliyet gösteren, genellikle diğer firmalara görsel konuda yardım ederek ayakta kalan geliştirici, şimdi sadece kendisi tarafından geliştirilen bir oyunla karşımızda. Daha önce Ju-on: The Grudge ile Wii'de karşımız çıkan ve bizi memnun edemeyen Feel Plus, bu defa şansını Xbox 360 ve Playstation 3 için hazırladığı Mind Jack ile deniyor. Bu deneme girişiminin sonu Ju-on: The Grudge'dan daha kötü diyebiliriz.
Yakaladığımız düşmanı bu durumda öldürmemiz mümkün değil
Önceki iki nesilde sunum anlamında kaliteli bir çok oyunla karşılaşıyorduk. Bu nesilde bu tür oyunlarla karşılaşmak çok zorlaştı. Mesela Silent Hill 2'de tepeden aşağıya ormanın içinden indikten sonra sislerin arasında kan izlerini takip ettiğimiz anları hatırlıyorum. Bazı yapımcılar gerçekten de sanatsal bir sunum gerçekleştirmek için ve oyunun dünyasında kaybolmamız için büyük çaba gösteriyorlardı. Şimdi ise oyuncuların bir çoğunu sadece grafikle büyülemek mümkün. Bu nesilde en azından grafiksel olarak çok şey yapamayacak küçük firmalar senaryo ve sunumla bizi etkileyebilir diye düşünmüştüm, ama Mind Jack yanıldığımı kanıtlayan bir başka oyun oldu. Oyundaki eksiklikleri ve hataları anlatmaya nerden başlasam bilemiyorum. Yani oyuncuların hiç bir şeyden anlamadığını ve bu oyundan kâr edilebileceğini düşünmek için nasıl bir hayal gücüne sahip olmak gerekir?
Mind Jack gibi bir oyunu Square Enix gibi bir dev firmanın yayınlaması da oldukça ilginç. Bu tür oyunlar nasıl bir kâr getirebilir ki?
Mindjack, 2031 yılında gittikçe büyüyen, gözü paradan ve güçten başka bir şey görmeyen kötü niyetli dev şirketlerle devlet arasındaki mücadelenin yaşandığı bir dönemde geçiyor. İnsanların zihinlerini ele geçirme yolunun bulunduğu bir dönemde biz de Jack adlı bir ajanı yönetiyoruz. Amacımız ise NERKAS adlı şirkete sızmak. Yanımızda da Rebecca adlı bir ajan var, ama o bizim ortağımız filan değil. Sadece operasyon sırasında tanıştığımız başka bir ajan. Oyunun hikayesini anlamak için oldukça çaba sarf etmeniz gerekiyor, çünkü anlatım çok kötü olduğu gibi geriye dönüşlerle anlatılmak istenen hikayenin sunumu da çok karışık. Aslına bakarsanız oyunun doğru düzgün bir senaryosunun da olduğu söylenemez. Şöyle 2-3 kişi bir araya gelsek böyle bir senaryoyu kısa bir sürede yazabileceğimize eminim. Oyunun geliştiricilerinin akıllarına gelen tek şey zihin ele geçirmek olmuş, ama o da bir işe yaramamış.
Oyunda yapmanız gereken tek şey saklanıp ateş etmek
Oyunun ana menüsünde Host Portal ve Hack Portal olmak üzere iki seçeneğimiz var. Host Portal oyunun senaryo modunu oluşturuyor. Hack Portal ise multiplayer modların bulunduğu bölüm. Senaryo moduna girince Jim'i yönetmeye başlıyoruz. Ajanımız bir operasyon sırasında Rebecca adlı ajanı takip ediyor ve kısa bir takipten sonra Rebecca'nın yanındaki kişiyi etkisiz hale getiriyoruz. İşte o anda bulunduğumuz yeri hepsi birbirinin aynı kıyafetleri giymiş teröristler basıyor. Rebecca'ya da silah verip sürü halinde gelen ve bir türlü bitmek bilmeyen düşmanları öldürmeye başlıyoruz. Oyunumuz 3. kişi bakış açısına sahip bir shooter ve bu türdeki diğer oyunlarla oynanış yönünden benzerlikler içeriyor. Çevredeki nesnelerin arkasına saklanıyor ve bazen kafamızı uzatarak ateş ediyoruz. Oyunun çoğu da bunu yapmakla geçiyor zaten; saklan ve ateş et. Peki nedir Mind Jack'teki ana fikir? Düşmanlarımızın zihinlerini ele geçirmek. Ateş edip yaraladığımız düşmanlar ölmeden önce onların zihinlerini ele geçirme ve bizim tarafımıza çekme şansımız var. Bunun için yaralanan düşmana doğru bakıp gereken tuşa basmamız yeterli. Sonuç olarak düşman bizim tarafımıza geçiyor ve arkadaşlarına mermi yağdırıyor. Tabi bu sistem o kadar da iyi işlemiyor.
Mind Jack'te düşmanların zihinlerini ele geçirince biraz avantaj sağladığımız söylenebilir, ama ele geçirdiğimiz düşmanlar zekice hareket etmiyor ve doğrudan öldürmesi gereken kişinin üstüne gidiyor. Bu da ele geçirdiklerimizin kısa bir süre sonra ölmeleri anlamına geliyor. Zaten zihnini ele geçirdiğimiz kişiler düşmanların hepsini yok etsek de bizimle diğer bölgeye gelmiyor. Bir başka zihin kontrol sistemi de Jim yaralandığında devreye giriyor. Jim ölmeden önce onun zihninden çıkabilir ve çevredeki bir sivilin zihnine girebiliriz. Bu sistem ise tam anlamıyla fiyasko diyebilirim. Öncelikle biz yaralanır taralanmaz Rebecca bizi iyileştiriyor ve hemene Jim'in bedenine dönme şansı yakalıyoruz. O zaman ben ne anladım diğerlerinin zihinlerine girme işleminden. Zaten çevredeki siviller de laf olsun diye orada bulunuyor. Örneğin çatıda bir boss'la savaşırken orada siviller köşede durmuş resmen hadi öl de zihnimize gir der gibi bekliyor. Yani sunum tam anlamıyla rezalet. Sunumun rezaletini diyaloglara bakarak da anlayabiliriz. Örneğin bir boss'la savaştıktan bir süre sonra Jim, Rebecca'ya “Bu adamlar her kimse ciddi olmalı” diyor. Onlarca düşman öldürüp, koskoca hava aracını bazuka ile düşürdükten sonra Jim'in sanki 3-5 kişi öldürmüş gibi konuşması sinir bozucu.
Gorilcik, hadi ama sakin ol
Oyunda tabanca, otomatik tüfekler, el bombası gibi bazı silahlarımız var. Bunlar her bölümün başında yere serilmiş. Sanki Arcade salonundaki gibi yüzeysel bir oyun oynuyormuş hissine sırf bu nedenle kapılmanız bile mümkün. Karşımızda maske takmış insanların yanı sıra uçan ve yerde hareket eden robotlar da var. Bu robotları da zihin kontrolü ile kendi tarafımıza çekmek mümkün. İnsanlarla savaşlar çok basit, tek yapmanız gereken saklanıp ateş etmek. Zaten insanlar sadece (veya androidler) bir köşeye saklanıp size ateş ediyor. Oyunu durdurmanız mümkün değil, (evet pause tuşu yok) ama üzülmeyin, çünkü düşmanlarınız saklandıkları yerden pek dışarı çıkmıyor. Örneğin oyunu oynarken kapı çaldı ve Jim ile bir yerde siper aldım, kapıya gittim ve kargocunun geldiğini gördüm. İşlerimi hallettikten sonra tekrar oyunun başına oturdum ve Jim orada ateş etmeden dururken düşmanlar da belli aralıklarla ona ateş ediyordu ve yerlerinden kımıldamamışlardı. Yaklaşık 5 dakika boyunca Jim'in saklandığı engele ateş etmişlerdi. Yapay zekanın nasıl olduğunu bilmem anlatabildim mi?
Oyunun multiplayer desteğiilgi çekici gibi görünse de, genel anlamda sıkılmanızı engellemiyor. O nedenle Mind Jack'i oynamak için bir nedeniniz olmayacaktır
Mind Jack nerden tutsanız elinizde kalıyor. Oynanabilirlik son derece sade ve basit. Ortada oynanacak bir şey olmadığından kontroller sizi rahatsız etmiyor. Ne de olsa oyunun hemen hemen tamamında aynı şeyi yapıyorsunuz. Saklan, ateş et, zihin ele geçir, ilerle. Bütün oyun bundan ibaret. Boss savaşları bile oyunu zevkli hale getiremiyor. Oynanabilirlikteki ızdırap 3. sınıf bir stüdyoda yapıldığı belli olan seslendirmeler de de ortaya çıkıyor. Karakterlerin durumu ile uyuşmayan konuşmalar ve ses tonları dikkatinizi çekecektir. Oyunun en çok kaybettiği nokta ise bu nesilde oyuncuların en çok sevdiği şey olan grafikler oluyor. Önceki nesildeki konsolların bile kaldıracağı grafikler bir Dreamcast oyununun daha parlak hali gibi görünüyor. Karakter tasarımlarından çevre tasarımlarına kadar grafiklerin etkileyici olacak en küçük bir yönü yok. Bölümler ise siz savaşın diye tasarlanmış. Yani karşınızda düşmanlar mı var, mutlaka siz saklanın diye bir siper önünüze koyulmuştur bu konuda emin olabilirsiniz. Yani oyun yapma şansı eline geçen bir kişinin bu kadar rezil bir tasarım yapması şaşılacak şey.
Boss savaşları bile oyunu zevkli hale getiremiyor
Bu nesilde bir çok kötü oyun oynadım. Aslında bu oyunların hemen hemen hepsini de incelemek için oynadığımı itiraf etmeliyim. Mind Jack'i de incelemesini yapacak kadar oynadıktan sonra bir daha oynamamak üzere bir köşeye attım. Sanırım Iron Man 2 ile birlikte bu nesilde oynadığım en kötü oyunlardan birisi de Mind Jack oldu. Square Enix gibi bir zamanların devi olan bir firmanın böyle rezil oyunları yayınlaması gerçekten üzücü. Berbat denilebilecek grafikler, basit senaryo, sıkıcı oynanabilirlik, tam anlamıyla “kötü” seslendirmeler Mind Jack'i dayanılmaz kılıyor. Umarım oyunun geliştiricisi Feel Plus bundan sonra sadece diğer firmalara teknik destek sağlayarak oyun dünyasına katkı sağlar veya oyun yapacaksa da doğru düzgün tasarımcıların ve yaratıcı yönetmenleri ile çalışır. Mind Jack bir firma için parayı çöpe atmak demektir. Bir oyuncunun bu oyunu alıp oynaması ise yine parayı çöpe atmak anlamına geliyor. Mind Jack'i sevmediğiniz bir arkadaşınıza doğum günü hediyesi olarak alabilirsiniz.