Gizle
Kullanmakta olduğunuz tarayıcı güncelliğini yitirmiştir. Bölüm Sonu Canavarı, sorunsuz bir gezinti için tercih ettiğiniz tarayıcının en güncel sürümünü kullanmanızı önerir.
Mobil Sürümü Görüntüle »

Kötülüğün cesaretleri kıran bir yürüyüşe geçtiği günde, güneşin umutsuzluk simgesi haline geldiği bir diyar ve kaderlerine terk edilmiş insanlar. The Banner Saga, Viking efsanelerini kendine tema edinen hikayesiyle adına yaraşır biçimde fantastik bir destanın öyküsünü anlatıyor ve bunu yaparken bir tık ötemize sunduğu seçimlerle kontrol sahibi olmanın sorumluluğunu omuzlarımıza yüklüyor.

Kuzeyin bilinmeyen diyarlarından gelip yurtlarını talan eden kötülüğe karşı pamuk ipliğine bağlı bir dayanışmayla direnen insanlar ve Varl isimli boynuzlu dev ırkı, savaş sonrasında her şeyin normale dönmesi umudundadır. Ancak bir gün güneş aniden havada asılı kalır, gün geceyi yutar ve uzun kış günlerinde zaman kavramı unutuluverir. Üstelik Drec isimli felaket ordusunun yokluğunda tam da huzuru bulduklarını, artık barış içinde yaşayacaklarını düşünürlerken taht kavgaları da baş gösterir. Tüm bunların ortasında ise diyarlarından kovdukları kötülük yeniden uyanışa geçer.
 

Fantastik roman severlerin tutkuyla bağlanacakları bir hikaye anlatısı var The Banner Saga’nın. Ve sıradan kahramanlık hikayelerinden sıyrılmayı da görev edinmiş kendine. Olayların gelişimi 2 farklı açıdan oyunculara aktarılıyor. Batı’dan doğuya doğru hareket eden ve taht kavgalarını ortadan kaldırmak için yola koyulan bir karavan ve doğu’da dirilişe geçen Drec tehdidinden kaçan bir grup. Bu iki farklı bakış açısı arasında zigzag çizerek dokunuyor oyunumuz. İstisna anların dışında seslendirmenin yer almadığı The Banner Saga’da pek çok farklı karakterle tanışıyoruz, ancak hikaye anlatımı kilit karakterler üzerinden gerçekleştiriliyor. Seslendirmenin yer almaması ve hikayennin gelişimiyle ilgili yapılan detay betimlemelerinin adeta bir kitap okuması tadında olması, ya da oyun lügatında tanımlamak gerekirse anlatının kimi zaman text adventure tarzını benimsemesi, olayları hayal etmeye, oluş biçimini kendi kafanızda kurgulamaya itiyor sizi. Evet, fantastik bir roman tadı kalıyor damağınızda….Bu bağlamda hikayeden keyif almak için İngilizce bilmek önemli bir şart. İngilizcenin gerekliliğini bir kat daha arttıran diğer can alıcı detay oluyor hikayede yapmış olduğumuz seçimler. The Banner Saga’da karşımıza çıkan seçimler hikayeye yön vermenin ötesinde, karakterler arasındaki ilişki ve de savaş alanında yanımızda kimlerin yer alıp almayacağına karar vermemizi sağlıyor.

Hikayeye hakim olan karamsar havanın seçimlere yansıtılışı tam da yerinde.Yiğitlik taslamanız, öne atılmanız değil gidişatı değiştiren; kimi zaman bir kahramana yakışmayacak biçimde ama bir liderin yapması gerektiği gibi sorumluluk bilinciyle alınmış kararlar savaşın yönünü değiştiriyor. Savaşmadan kaçmak, masumları geride bırakmak gibi… Örneğin hikayemizin baş karakterlerinden birisi Rook’un köyü saldırıya uğradığında deneyimsiz bir okçu olan kızının savaşıp savaşmayacağı soruluyor; kızınızı tehlikelerden korur muydunuz? Yoksa tehdidin her yeri sardı bir dünyada onu da savaş alanın da kullanarak deneyim kazandırmayı mı tercih ederdiniz? Birinde savaş alanında 2 kişi boy gösterirken, diğer yanda daha fazla adamla düşmanlarınıza karşı avantajlı hale geçebiliyorsunuz. Ama aynı zamanda bu deneyimsiz insanların sorumluluğunu da üstlenmiş oluyorsunuz.
 

Oluşturulmuş olan yeni bir kurgusal dünya ile oyuncu arasında bağ kurmak zorlu işlerden birisidir. Bu noktada oyun alanına sunulan detaylar alt yapıyı oluştururken, hikaye anlatım tarzı da bu kurgusal dünyanın gerçekliği konusunda sizi ikna etmeyi amaçlar. The Bannher Saga’da hikayeye ve bu dünya yapısına destek verecek bir harita var. İtinayla hazırlanmış olan haritada her bir kıvrım, her bir coğrafi oluşum veya geçit için detaylar ve bilgiler girilmiş. Bu bilgileri okurken, aslında bir yandan da oyunun arka planındaki hikayeyi de öğrenmiş oluyoruz.

Taktiksel RPG türü olan The Banner Saga’da, türün diğer oyunlarına kıyasla savaş alanında alt edilen grup arkadaşlarımız kalıcı ölümle silinip gitmiyor. Savaş alanında düşen yoldaşlarımız aslında ağır yaralı olarak kurtulmuş sayılıyorlar ve yaralarının durumuna göre bir kaç gün istirahat ederek yeniden kendilerine geliyorlar. Ancak bu noktada savaşı kazanmak veya kaybetmek de son derece önemli. Zira savaşlardan galip ayrılıp ayrılmamanız da hikayenin gidişatını etkiliyor ve genel itibariyle karakterlerin hayatta kalıp kalmaması hem savaşların sonuçları hem de seçimlerinizle belirleniyor. Diğer yandan bu mantık savaşlarda adam kaybetme korkusunu bir noktada hasara uğratmış. Yaralı olan silah arkadaşlarınızı bir diğer savaşta seçebiliyorsunuz ancak takdir edersiniz ki durumlarından ötürü sahada pek de varlık gösteremiyorlar.
 

Savaş alanına geçtiğimizde türün diğer oyunlarından aşina olduğumuz bir genel yapı karşılıyor bizleri. İzometrik kamera açısıyla gördüğümüz savaş alanı tıpkı bir satranç tahtası misali karelerle bölünmüş halde. Sıra tabanlı savaşların gerçekleştiği alanda, örnek vermek gerekirse Fire Emblem’in aksine grup halinde tekli hamle yapamıyor, biz siz bir düşman; yani tam anlamıyla satranç mantığıyla işleyen bir atak şekli ortaya çıkartılıyor. Savaş öncesi hazırlık safhasında yaptığınız seçimlerle hangi karakterlerin savaş alanında boy göstermesini tercih ederken, savaşa başlamadan önce yapılan son rötuş kısmında askerleri konuşlandırmanız gerekiyor. Bu hazırlıklara, karakterlerinizin saldırı sıralamasını da belirlemeyi eklediğinizde hazırlık aşamasının da ne kadar önemli olduğunu görüyoruz savaş için.

Acımasız savaşlara ev sahipliği yapan The Banner Saga’da zaferin yolu güç ve yetenek bakımından insanlardan daha avantajlı bir konumda olan devleri etkin biçimde kullanmaktan geçiyor. Bu karakterler adeta savaş alanının tankı, topu. Her karakter mavi renkle belirtilmiş kalkan ve kırmızı renkle belirtilen güç göstergelerine sahip. Güç göstergesi o karakterin hem sağlığını simgeliyor hem de atak yaptığında verdiği hasar gücünü. Kalkana saldırmanıza paralel olarak düşmanın hasar alma oranı yükseliyor veya güce saldırmanıza paralel olarak düşmanın size yaptığı saldırıların etkisi azalıyor. En tekdüze tabirle aktardığımız bu detay öğrenmesi kolay ancak savaş alanında üzerinde strateji kurması epey zorlu. The Banner Saga’nın en sevdiğim yanı da bu zaten. Daha oyunun başından itibaren hiç bir savaş çantada keklik değil ve defalarca eski kaydınıza geri dönerek tekrar tekrar deniyor ve zaferinizi garantilemek için farklı taktikler deniyorsunuz. Neyseki Training Camp kısmında dilediğinizce savaş düzenleyip kendinizi geliştirme şansınız var. The Banner Saga’da elle kayıt sisteminin yer almaması bu noktada eksi olarak haneye yazılabilir.

Savaşların gidişatını etkileyen bir diğer etken de Willpower kullanımı oluyor. Willpower sayesinde normalde karakterin kapsama alanı dışında bir düşmana saldırı düzenlemek için kullanabiliyor, saldırı veya savunmamızın gücünü arttırabiliyor ve karakterimize has saldırı özelliğini kullanabiliyoruz. Karaktere göre farklılık gösteren ve sınırlı sayıda bulunan Willpower hem düşman kanadı için hem de oyuncu tarafı için beklenmedik saldırılar gerçekleştirilmesi konusunda taktiksel bir dönüm noktası.
 
 

Karakterlerinizin gelişimi savaş alanında alt ettikleri düşman sayısına paralel olarak ilerliyor. Mesela ilk seviyeye ulaşmak için 2, bir sonraki için 5 düşman diye ilerleyen bir basamak var. Bu yüzden hikayeye dahil olan onlarca farklı karakter arasında yetilerini beğendiklerinizi ve taktiğinize uyanlara odaklanarak ilerlemeniz gerekiyor. Karakter gelişiminde rol oynayan bir diğer etken renown isimli puanlar oluyor. Galip çıktığımız savaşlar ve bazen hikaye ilerleyişine göre kazandığımız renown puanları karakterlerimizin pek çok farklı özelliğini geliştirmek için kullanılıyor.

Kazandığımız veya kaybettiğimiz savaşlara ve hatta seçimlerimize bağlı olarak değişen bir moral tablomuz var. Ekibinizin moral seviyesi, karakterlerinizin savaşlarda sergileyeceği etkinliği dahi etkileyebiliyor. Kaybettiğiniz savaşlara istinaden kaybedilen moral seviyesini hikaye ilerleyişinde isteğimize bağlı olarak kurduğunuz kamplarda dinlenerek yükseltebiliyorsunuz. Ayrıca bu kamplar karakterlerinizi yükseltmek, yaralıları iyileştirmek ve çeşitli ürünler almak için de bir dükkan görevi görüyor. Ancak burada da erzak stoğu devreye giriyor ve size savaşta olduğunuzu hatırlatan The Banner Saga’da kurduğunuz kamplar erzak stoğunuzun azalmasına esebep oluyor ve bunu karşılayamazsanız zamanla insanların açlıkla pençeleşmeye başladığını görüyorsunuz.
 

Görsel olarak el çizimi çizgi film dönemlerini anımsatan The Banner Saga, bu konuda hemen hemen tüm oyuncuları tatmin edecek bir çalışma çıkarıyor. Çizimler çizgi filmleri anımsatıyor ama betimlemelerde olgun ve karamsar bir hava hakim. Oyuna bakış açımız gerçekten de çok hoş ve alan derinliği sunması açısından göz dolduran bir noktada. Sunumun kuvveti ve bakış açısıyla yakalanan derinlik çoğu zaman 2 boyutlu bir alana baktığımızı unutturuyor bizlere. Animasyonlar konusunda da başarılı işler çıkaran yapımcı Stoic, bazı anlar üzerine pek de uğraşmamış. Mesela okçunuz, düşman her ne yönde olursa olsun hareketini önceden hazırlanmış animasyona göre gerçekleştiriyor. Öte yandan düşmanlar konusunda da bir tekdüzelik hakim. Her ne kadar yapım viking temasıyla bezense de drecler dışında pek fazla düşmanla karşılaşamayışımız bu güzel görselliğin eksileri arasına katılıyor.

Soğuk, kasvetli ve acımasız. The Banner Saga hikaye sunumunda düşmanımız Drecleri daha etkin bir biçimde bize tanıtamamasına rağmen genel manada etkileyici, merakta bırakan ve sürükleyici bir anlatı sunuyor. Journey’nin bestekarı Austin Wintory imzası taşıyan müzikler de anlatıyı güçlendiren bir detay olmuş. Kalıcı ölümlerin olmaması ve karakterlerin yalnızca seçimlere göre ölmesi, oyuncudan oyuncuya göre eleştirilebilinir bir özellik. 8 ila 11 saat arasında bitirebileceğiniz ve finaliyle devam oyununa açık kapı bırakan The Banner Saga türü sevenlere tavsiye edebileceğimiz bir bağımsız yapım.
the banner saga stoic taktiksel strateji rpg viking viking destanı pc xbox 360 playstation 3
Oyundayız: DayZ Standalone - Bölüm 2 Rocksmith 2014 Video İnceleme
Yorumlar yeniden eskiye doğru listelenmektedir. Sıralamayı değiştirmek için sağdaki menüyü kullanabilirsiniz.

Guest-F97E00D06

20.2.2014 00:30:47

-1
Candy Crush yapımcılarının geleceğini bitirdiği oyun değil mi bu :( basit saçma bi telefon oyunu böyle bir sanat eserini nasıl öldürebildi.

BSC Misafiri

17.2.2014 22:45:59

0
Ben savaşta ölen karakterlerin öldüğünü sandığım için pek çok savaşta zaiyat vermeden kazanmaya calışıyordum ve oyun o haliyle gerçekten çok heyecanlı ve buna paralel cok zor oluyordu. Neyse ki erkenden farkettim de asker kaybettiğim her savaşı tekrar tekrar oynamaktan kurtuldum. Bence böyle oldukça güzel :)

Fingolfin.

17.2.2014 21:10:58

0
Bu oyunun grafikleri çok hoşuma gitti benim.Konusu da gayet başarılı, bu tarzı sevenler için biçilmiş kaftan.Tek sorunum savaşta kaybettiğin karakterlerin ölmemesi oldu, bu karakterleri oynatırken yaşayacağın çekimserliği kesinlikle ortadan kaldırmış.

blizzard3

17.2.2014 18:13:31

-2
anlatım guzelde oyun yaramaz

Trapdoor

17.2.2014 18:09:07

0
" vanguard bandits " oyununu çok severdim PSX'de PC'de aynı tadı veren düzgün bir oyun yoktu bu oyun gerçekten çok hoş gözüküyor sanırım zevkle oynayabilirim.

mementopolis

17.2.2014 15:56:24

+1
TitanFall ve Bagimsiz programi da bugün yayinlanir umarim. :/

RedBearded

17.2.2014 15:54:27

+1
Son yıllarda PC'ye çıkan en iyi RPG'lerden biri. Hikayesi de bu tarzdan beklenmedik bir şekilde çok başarılı.
  • Siz de aşağıdaki form aracılığıyla yorum yapabilirsiniz.
Mesajınız
Üyeyim Üye Değilim

DonanımHaber üyeliğinizi kullanabilirsiniz.

E-Posta (Onay için gerekli.)

The Banner Saga 0/10 0 oy
KÜNYE
The Banner Saga ÇOKLU PLATFORM
+ TAKİBE
AL
4 kişi bu oyunu takip ediyor.
Editör Notu: Herkesin oynayabileceği başarılı bir yapım.
8,0 Puan
Bu oyun PC platformunda incelenmiştir.
2.0
0
OY
0
PC TEST SİSTEMİMİZ
  • İşlemci Intel Core i7-4790K 4.00 GHz
  • RAM 8 GB DDR3 1600 MHz
  • Ekran Kartı Nvidia GeForce GTX970M 4GB GDDR5
  • Sabit Disk 128GB SSD
Kullanıcı Videosu Yükle ▲ Siz de video yüklemek için tıklayınız