FPS-RPG karışımını çok iyi tutturmuş ve co-op deneyimini işin içine bulaştırmış, geçtiğimiz seninin en iyi oyunlarından Borderlands'in ilk indirilebilir içeriği (DLC) karşınızda.

İndirilebilir içerikler artık günümüzün olmazsa olmazlarından. Genişleme paketlerine göre daha hızlı üretilip, dağıtılıyor ve ucuza sunuluyor. Ancak en önemli özellik DLC'nin orjinal oyundan hemen sonra piyasaya sürülebilmesi. Zira Borderlands'in çıkış tarhinden bir ay sonra Zombie Island of Dr.Ned indirilebilir içeriği çıktı. Bu özellik daha oyunun heyecanı bitmeden oyuncuya yeni seçenekler sunabiliyor.

İndirilebilir içeriği Steam üzerinden yada Gearbox'ın online satış sitesinden temin ettikten sonra kurduğumuzda, normal oyunun içinden artık bu gizemli adada olan olaylar hakkında hem bilgi edinebiliyor hemde oraya hızlı seyahat kısmından gidebiliyoruz. Adaya vardığımızda adanın durumunun çok vahim olduğunu hemen zombilerle karşılaşarak kavrıyoruz. Gecenin karanlığında ay ışığında, ölü uzun ağaçların gölgelerinin arasında geçtikten sonra, bir mağra girişinde, bataklıktan gözünüz önünde yerden çıkan zombilerle karşılaşınca insan kendini ister istemez ortamın gerginliğine hemen kaptırıyor. Çünkü dört bir yandan dirilen zombiler sizi öldürmeye değil yemeye geliyorlar :D

Yavaş hareket eden ve zayıf noktaları kafaları olan zombiler, her yerden çıkabilme ve sayıca fazlalıkları ile sizin üstenizden gelmeye çalışıyorlar. Bazen kurşunlarımız gelmelerini durduramazken, bazende birisi sinsice arkanızdan beklenmedik zararlar verebiliyor. Bu da ortamı aksiyon ortamından gerilime çevirmeye yetiyor da artıyor bile. Yinede korkma ve tırsma saffası geçip, karşı koyabileceğinizi anladıktan sonra etrafın güzelliği ve hikayenin nereye varacağı konularıyla daha çok ilgileniyorsunuz.

Güzellik demişken zaten alternatif dünya çizimleri ile gönlümüzü çalan tasarımcılar bu sefer kendilerini gerçekten aşmışlar. Kendilerine gelen güven mi desek, yapımcıların daha serbest bırakması mı desek bilmiyoruz ama durup ağaçları, denizi ve bin türlü ortamı izlemek bol bol yaptığımız bir şey haline gelmiş. Kısaca söylemek gerekirse eklenti aynı teknoloji alt yapı ile nasıl daha güzel grafikli bir oyun çıkabileceğinin ispatı olmuş.

Hikaye ve dünya yine her zaman ki gibi ne yöne gideceği, ne yapacağı belli olmamasını koruyor ve bir film gibi yavaş yavaş farklı mekanlarda farklı kişiler tarafından şekilleniyor. Bunu yaparkende mizahı ve eğlenceyi en üst düzeye taşımayıda başarıyor. Zombiler yüzünden doğal olarak daha kısa ve kilişe gibi gözüken hikaye, mizah unsurunun arttırılması ile dezavantajlarından kurtuluyor. Özellikle Claptrap'leri yani minik yardımcı robotları izlemek ve can çekişirken söylediklerini izlemek halen en eğlenceli anlar.

İlk başlangıçta adanın merkezi olan Jakop's Cave'i biraz ayağa kaldırıyoruz. Sonra aldığımız görevlerle bir yandan adaya ne olduğunu aydınlatıyor, bir yandan da arkadaşlarını, eşlerini arayan insanların hatta yemek için ölü kuş siparişi verenlere çalışıyoruz.

Hikaye uzunluğu, benim için 6 saat gibi bir sürede tadını ala ala, tüm yan görevler ile birlikte bitti. Oyunun orjinalinin 30 saat gibi bir sürede bitirdiğim ve indirilebilir içeriğin orjinal oyun fiyatının beşte biri olduğu düşünülürse tam hakkınızı aldığınızı söyleyebiliriz. Ayrıca bu indirilebilir içeriği alanların bundan sonrakileri de kesinlikle alıp oynayacağını söyleyebiliriz. Çünkü artık yeni bir gezegenin değişik dünyası yaratılmış, sizin karakteriniz ortama uyum sağlamış durumda.

Seslendirme konusunda bazı tanıdık seslerin ortamın ambiyasını bozduğu, ilk oyunu hatırlattığı olsa da yeni eklenen ses oyuncuları o kadar iyi iş çıkarmışlar ki orjinal oyundan alışık olduğumuz echo'ları bulma görevi daha eğlenceli hale gelmiş. Onun dışında zombilerin sesleri ortalama üstü iken üst seviye zombilerde yani ilerki kısımlarda karşılaştıklarımız biraz daha gerçekçi yapılmış.

Eklentideki en büyük süpriz salgının orjinal oyundaki Old Heaven'a yani Lance askerleri ile ilk çarpıştığımız yere de sıçramış olması ve oraya gidip araştırma yapmamız gerekmesi. İşin ilginç yanı ilk oraya gittiğimde tanıyamadan görevi tamamlayıp geri bile döndüm. Sonradan tekrar orada işim çıktığında haritada daha fazla ilerleyince, bir anda hatıralarım gözümde canlandı.

FPS-RPG karışımını çok iyi tutturmuş ve co-op deneyimini işin içine bulaştırmış, geçtiğimiz seninin en iyi oyunlarından Borderlands'in ilk indirilebilir içeriği (DLC) karşınızda.

İndirilebilir içerikler artık günümüzün olmazsa olmazlarından. Genişleme paketlerine göre daha hızlı üretilip, dağıtılıyor ve ucuza sunuluyor. Ancak en önemli özellik DLC'nin orjinal oyundan hemen sonra piyasaya sürülebilmesi. Zira Borderlands'in çıkış tarhinden bir ay sonra Zombie Island of Dr.Ned indirilebilir içeriği çıktı. Bu özellik daha oyunun heyecanı bitmeden oyuncuya yeni seçenekler sunabiliyor.

İndirilebilir içeriği Steam üzerinden yada Gearbox'ın online satış sitesinden temin ettikten sonra kurduğumuzda, normal oyunun içinden artık bu gizemli adada olan olaylar hakkında hem bilgi edinebiliyor hemde oraya hızlı seyahat kısmından gidebiliyoruz. Adaya vardığımızda adanın durumunun çok vahim olduğunu hemen zombilerle karşılaşarak kavrıyoruz. Gecenin karanlığında ay ışığında, ölü uzun ağaçların gölgelerinin arasında geçtikten sonra, bir mağra girişinde, bataklıktan gözünüz önünde yerden çıkan zombilerle karşılaşınca insan kendini ister istemez ortamın gerginliğine hemen kaptırıyor. Çünkü dört bir yandan dirilen zombiler sizi öldürmeye değil yemeye geliyorlar :D

Yavaş hareket eden ve zayıf noktaları kafaları olan zombiler, her yerden çıkabilme ve sayıca fazlalıkları ile sizin üstenizden gelmeye çalışıyorlar. Bazen kurşunlarımız gelmelerini durduramazken, bazende birisi sinsice arkanızdan beklenmedik zararlar verebiliyor. Bu da ortamı aksiyon ortamından gerilime çevirmeye yetiyor da artıyor bile. Yinede korkma ve tırsma saffası geçip, karşı koyabileceğinizi anladıktan sonra etrafın güzelliği ve hikayenin nereye varacağı konularıyla daha çok ilgileniyorsunuz.

Güzellik demişken zaten alternatif dünya çizimleri ile gönlümüzü çalan tasarımcılar bu sefer kendilerini gerçekten aşmışlar. Kendilerine gelen güven mi desek, yapımcıların daha serbest bırakması mı desek bilmiyoruz ama durup ağaçları, denizi ve bin türlü ortamı izlemek bol bol yaptığımız bir şey haline gelmiş. Kısaca söylemek gerekirse eklenti aynı teknoloji alt yapı ile nasıl daha güzel grafikli bir oyun çıkabileceğinin ispatı olmuş.

Hikaye ve dünya yine her zaman ki gibi ne yöne gideceği, ne yapacağı belli olmamasını koruyor ve bir film gibi yavaş yavaş farklı mekanlarda farklı kişiler tarafından şekilleniyor. Bunu yaparkende mizahı ve eğlenceyi en üst düzeye taşımayıda başarıyor. Zombiler yüzünden doğal olarak daha kısa ve kilişe gibi gözüken hikaye, mizah unsurunun arttırılması ile dezavantajlarından kurtuluyor. Özellikle Claptrap'leri yani minik yardımcı robotları izlemek ve can çekişirken söylediklerini izlemek halen en eğlenceli anlar.

İlk başlangıçta adanın merkezi olan Jakop's Cave'i biraz ayağa kaldırıyoruz. Sonra aldığımız görevlerle bir yandan adaya ne olduğunu aydınlatıyor, bir yandan da arkadaşlarını, eşlerini arayan insanların hatta yemek için ölü kuş siparişi verenlere çalışıyoruz.

Hikaye uzunluğu, benim için 6 saat gibi bir sürede tadını ala ala, tüm yan görevler ile birlikte bitti. Oyunun orjinalinin 30 saat gibi bir sürede bitirdiğim ve indirilebilir içeriğin orjinal oyun fiyatının beşte biri olduğu düşünülürse tam hakkınızı aldığınızı söyleyebiliriz. Ayrıca bu indirilebilir içeriği alanların bundan sonrakileri de kesinlikle alıp oynayacağını söyleyebiliriz. Çünkü artık yeni bir gezegenin değişik dünyası yaratılmış, sizin karakteriniz ortama uyum sağlamış durumda.

Seslendirme konusunda bazı tanıdık seslerin ortamın ambiyasını bozduğu, ilk oyunu hatırlattığı olsa da yeni eklenen ses oyuncuları o kadar iyi iş çıkarmışlar ki orjinal oyundan alışık olduğumuz echo'ları bulma görevi daha eğlenceli hale gelmiş. Onun dışında zombilerin sesleri ortalama üstü iken üst seviye zombilerde yani ilerki kısımlarda karşılaştıklarımız biraz daha gerçekçi yapılmış.

Eklentideki en büyük süpriz salgının orjinal oyundaki Old Heaven'a yani Lance askerleri ile ilk çarpıştığımız yere de sıçramış olması ve oraya gidip araştırma yapmamız gerekmesi. İşin ilginç yanı ilk oraya gittiğimde tanıyamadan görevi tamamlayıp geri bile döndüm. Sonradan tekrar orada işim çıktığında haritada daha fazla ilerleyince, bir anda hatıralarım gözümde canlandı.