LocoRoco 2
İbrahim Katmerci

Sayfa 1

Bir oyun düşünün;

PSP'mizi elimizden düşürmemize engel olan bir oyun olduğunu ve oyun esnasında, yanınıza küçük çocukların toplandığını... İçinizden:'' Bu anca çocuk oyunu olabilir. '' dediğinizi duyar gibiyim. Ama LocoRoco bu alışkanlığınızı sona erdiriyor. 2005 yılının Eylül ayında çıkan LocoRoco'nun devam oyunu, sandıklarınızı unutturmaya, içinizdeki çocuk ruhunu çıkarmaya geldi!

LocoRoco'nun ilk oyununu oynamadıysanız, ''Çok şey kaçırmışsınız'' diyemeyiz. Çünkü, LocoRoco 2'nin çok basit bir senaryosu mevcut. İlk oyunda dünyamızı saran mojoları temizlemek. Dünyayı kurtarmak,diğer oyunlarda olduğu gibi sizi zorlamayacak .Çünkü,oyun genel anlamda; kolay. Oyunun kolay olmasına sebep olarak; oyunun eğlence bazlı tasarlanmasını gösterebiliriz.
Sony, oyunun menüsünü en sade biçimde bizlere sunmuş. " New Game " ile başlarken veya " Continue " ile oyunumuzu yükledikten sonra, karşımıza "World Map" geliyor. Bölüm seçmeden önce kare tuşuna basarak oyun ayarlarını yapabiliyor veya oyununuzu kaydedebiliyorsunuz .Ayrıca, bu menüden yaratığımızı değiştirebiliyorsunuz.
 
7 farklı tipde yaratık olduğunu hatırlatalım. Oyunun başlangıcında sarı yaratık ile başlarken, oyunun sonlarına doğru, diğer renkli yaratıklara da kavuşabiliyorsunuz .Canavarımızı seçtikten sonra oynamaya hazırız. " World Map "den oynayacağınız bölümü seçtikten sonra;oyunumuz başlıyor !
Oyunun temel kuralı;önümüze çıkan engelleri geçmek ve bölümün sonuna ulaşmak. Tabii ki bunlar oyunun eğlencesini ön plana çıkarmaya yetmiyor.Yazımın sonlarına doğru bahsedeceğim diğer hususlarda ne demek istediğimi anlayacaksınız.

LocoRoco 2
'de,jöle kıvamında ufak bir karakteri oynuyoruz. Aslında ''ufak'' derken bir an tedirginlik hissetmedim değil. Çünkü yediğimiz meyveler ve çiçekler, yaratığımızın büyüyüp, şişmesine sebep oluyor. Büyüdükçe, zıplamamızın güçleştiği gibi, dar alanlardan da geçememeye başlıyoruz.Ayrıca karnınız tok ise ve aynı zamanda önünüze dar bir yol çıkarsa panik yapmanıza gerek yok. Tabii ki yaratığımızın kusmasını bekleyemeyiz .Ama onu parçalara ayırabiliriz. Bu sayede büyük halimizde bize kabus olan dar yollar ve ufak ağaç kavukları artık bir sorun teşkil etmeyecek.
Sayfa 2

Bu sevimli yaratık, bir çok canlının yapamadığını da yapıp, suda yüzebiliyor ve havada uçabiliyor. Canavarınızı suya sokarsanız, sudaki yosunları da bünyesine katmayı unutmayın. Ama dikkat edin! Suda ki yiyecekleri yiyeyim derken, sizi balinalar veya yengeçler yakalamasın. Düşman olmasına karşın bu sevimli hayvanlara temas ederseniz, yaratığınız parçalara ayrılmaya mahkum kalıyor .Eğer canavarlarınızı ortak bir noktada buluşturmadan (birleştirmeden) yolunuza devam ederseniz, canavarımızın parçaları gözden ırak kalabiliyor ve yarım olarak yolunuza devam etmek zorunda kalıyorsunuz. Ama hemen üzülmeyin,etraftaki besinlerden yararlanarak tekrar büyümeniz mümkün. Fakat puanınızı olumsuz etkilediği ,aklınızın bir köşesinde bulunsun.
 
Etraftaki nesneleri ve bitikileri işimize yarayacak bir araç olarak kullanabiliyoruz. Mesela; karşıya geçmeniz gerekecek bir durum ortaya çıkarsa, bu durumda ağaç dalları ile köprü ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Ama dikkat edin, karşıya geçerken sizi her an bir kasırga yakalayabilir ve sizi ücra bir köşeye atabilir.
Oyunumuz da ufak etkinlikler de mevcut. Eğer, bu etkinliklerde ne yapacağınız konusunda tereddüte düşerseniz -ki sanmıyorum- ekranın alt köşesinde, yardımınıza sizi bilgilendirme ile hümüklü yaratık yetişiyor. Mesela;bazı noktalara ulaştığımızda ekranda müzik notaları beliriyor ve hareket eden notayı ekrandaki sabit notalarla bütünleştirmeye çalışıyoruz .Buradaki başarımız puan hanemize yazılıyor. Bölüm sonlarında ise yaratığınızın kaç bölümden oluştuğu ve yediği besin miktarı sorgulanıyor ve ona göre puanlarınız hesaplanıyor. Oyunu oynarken geleceği de düşünmenizde fayda var.
Bu küçük yaratığımızın sevimliliğini sağlayan unsurlardan bir tanesini de grafik olarak nitelendirebiliriz.
Oyunun, diğer PSP oyunlarından pek alışık olmadığımız grafik motoru ile tasarlandığını görüyoruz. Bunu oyunun menüsünden itibaren hissetmeye başlıyorsunuz.Oyun, LocoRoco'nun ilk oyununda olduğu gibi, çok renkli ve sade grafiğe sahip .Ortam, kesinlikle kaos alanı gibi durmuyor ve nereye gideceğinizi şaşırmıyorsunuz. Eğer Patapon 2'yi de oynadıysanız grafiklerinin büyük ölçüde benzediğini farkedeceksiniz.
Sayfa 3

LocoRoco 2 'nin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri ise sesleri. Oyunun;kulağa hoş gelen ve çocuk seslerine benzeyen efektleri mevcut. Örneğin; yaratığımız parçalanırken ''aaaaa' tarzı bir sesle bağırıyor ve gerçekten komik bir ses ortaya çıkıyor. Oyunun her yerinde ninni tadında müzikler çalıyor. Diğer oyunların aksine sadece melodi duymuyorsunuz. Ayrıca bu müzikler, bizim çocuk ruhumuzun dışarı çıkmasına sebebiyet veriyor.Oyunda ki bu sesler, renkli grafikler ile birleşince ortama ilginç bir hava katıyor. Eğer arkadaşınız bu seslere şahit olursa, işaret parmağınızı oyuna doğru tutun.
Daha önce hiç LocoRoco deneyiminiz olmasa bile bu oyunu oynarken, kontroller bakımından zorlanmayacağınıza eminim. Çünkü, karakterimizi yönetmek oldukça kolay.LocoRoco'ya saatlerini verenler ile bu oyunu hiç oynamayan oyunseverler bile aynı seviyede boy ölçüşebilir..

Oyunu toplam üç tuş ile oynuyorsunuz.."L" ve "R" tuşları ile kamerayı yana çevirip, canavarımızı yuvarlıyoruz."L" ile "R" tuşuna aynı anda basarsak canavarımızı zıplatmış oluyoruz. ''O '' tuşu ile de canavarımızı parçalara ayırıp,birleştirebiliyoruz. LocoRoco'nun büyük bir hayran kitlesine sahip olduğunu varsayarsak kontrollerin gerçekten ilgi çekici olduğunu düşünebilirsiniz.
LocoRoco 2 'yi tatdıktan sonra, Sony'nin oyun anlayışımızı değiştirebilecek türde bir eser tasarladığını hissedecek, temkinle yaklaştığınız bu türdeki oyunlar, size daha sıcak gelmeye başlayacak. Oyun anlayışınızın sadece aksiyon-yarış oyunları ile sınırlı kalmadığını öğreneceksiniz.

Şimdiden, sizi kalabalık alanlarda LocoRoco 2 oynarken görenlere ne diyeceğinizi düşünseniz iyi olacak...