Risen - İnceleme

Mehmet Tandoğan

 
 
Piranha Bytes, THQ Nordic iş birliği kapsamında geliştirilen ve yayınlanan 2009 çıkışlı bu aksiyon rol yapma oyunu içerisinde büyük bir maceraya atılıyor ve bu maceranın sona ermesini kendi seçtiğimiz yollarla beraber sağlayabiliyoruz. Oyun içerisinde üçüncü şahıs bir kamera bakış açısı bulunuyor ancak tabii ki bu bakış açısını daha da uzaklaştırabiliyor veya yakınlaştırabiliyoruz. Genel anlamda güzel bir rol yapma deneyimine bizlere sunan ve hikayesi ile beraber bizleri bu oyunun başına kilitleyen bu yapım içerisinde tatmin edici bir deneyim elde edebiliyoruz.
 
Kazazede ile yola koyulmak
 
 
Oyun içerisinde büyük bir gemi kazası sonrası bir adaya sürükleniyor ve o bu adanın  kıyısına vuruyoruz. Oyunda tabii ki kıyıya vurduğumuz esnada birçok mürettebatın hayatını kaybettiğini ve birçok karakterin de ortadan kaybolduğunu görüyoruz. Oyun içerisinde yanımızda bir kadınla beraber uyanıyor ve bu kadınla beraber hikayenin başlangıcını deneyimleyebiliyoruz. Bu durum yine klasik bir başlangıç gibi görünebiliyor ancak yine de tatmin edici bir hikaye başlangıcı diyebiliriz.
 
İlk başta sağdan soldan çalı çırpı toplayarak başladığımız bu oyun içerisinde daha sonra elimize kılıç hatta uzak menzilde işe yarayacak yaylar ve büyüler bulabiliyoruz. Tabii ki bunlar daha sonraki seviyelerde karşımıza çıkıyor. Kıyıya vurduktan ve oyunun temellerini kısa bir sürede öğreniyor daha sonra oyunda büyük bir maceranın başlangıcına adım atıyoruz. Kıyıya vurduğumuz kadınla beraber başımızı sokabileceğimiz bir yer aramaya koyuluyor ve bir müddet beraber ilerlemeye başlıyoruz. Oyunda bu ilerleme kısmında birkaç tehdit karşımıza çıkıyor ve bu tehditleri de alt etmek için elimizdeki sopaya davranıyoruz.
 
Başımızı sokabilecek bir bina bulduktan sonra buraya kadını bırakıyor ve biz de daha fazla detayı öğrenmek etrafı keşfetmek için yola davranıyoruz. Tabii olaylar burada artık başlamış oluyor.
 
Seçimlerle beraber oyunumuz şekilleniyor
 
 
 
Bir kazazede olarak atıldığımız ve büyük bir maceraya başladığımız bu oyun içerisinde aslında evreni tehdit eden ve evreni ortadan kaldırmaya sebebiyet veren bir durum yaşanıyor. Elbette burada hikaye konusunda büyük bir spoiler kısmına girmeyeceğim. Daha çok hikayeyi ufak bir şekilde sizlere aktaracağım. Oyun içerisinde yine dünyayı ve gezegeni tehdit eden bir yapı bulunuyor. Bu yapı arasında iki farklı grup yer alıyor. Bu gruplar arasında bir haydut tarafı yani Don tarafı bir de büyücü tarafı yani Mendoza tarafı yer alıyor. Bu iki grup arasında oyuna atıldığımız esnada bir savaş hali yer alıyor ancak bu savaş halini müzakerelerle beraber ortadan kaldırabiliyoruz.
 
Biz oyuncu olarak oyun içerisinde yer alan bu iki gruptan birini seçebiliyor ve yolumuza o şekilde devam edebiliyoruz. Oyun bizlere hangi tarafı seçmemiz konusunda herhangi bir zorlama veya baskı yapmıyor. Tamamen bizim kendi seçimlerimizle beraber bu yol şekilleniyor diyebilirim. Oyun içerisinde tabii ki bu gruplara katılmadan önce öncelikle dört adet görev yapmanız gerekiyor yani bu dört görevin dördünü de bir grup için yapmanız lazım ki o gruba giriş yapasınız. Bu görevleri yaptıktan sonra bir taraf belirliyor ve bu tarafta da artık  işleri yoluna koymaya başlıyoruz. Hangi tarafı seçerseniz seçin bu tarafların her birinin kendine ait avantajları ve dezavantajları bulunuyor.
 
Her iki grubun kendine özgü avantajları bulunuyor
 
 
 
Örneğin haydut tarafını seçerseniz burada büyük bir savaşçı olabiliyor, elinize kılıç veya yay alabiliyor ve bu konuda uzman olabiliyorsunuz. Ayrıca kılıç ve uzak menzili saldırılar konusunda kendinizi geliştirebiliyor ve düşmanların karşısına daha güçlü bir şekilde çıkabiliyorsunuz. Eğer büyücü tarafını seçmiş olursanız burada da elinize asalar alabiliyor ve asalar haricinde de direkt olarak elinizden büyüler atabiliyorsunuz. Yani burada da büyü konusunda uzman alabiliyorsunuz. Dolayısıyla her iki grubun da kendine ait özellikleri ve avantajları bulunuyor. Bu da gayet güzel bir deneyimi bizlere sunuyor diyebilirim. Ben tabii ki oyunu bitirmeden önce her iki tarafın bizlere neler sunduğunu ve neler aktardığını deneyimledim. Dolayısıyla her iki tarafın gerçekten de güzel hikaye kurgusu ve güzel bölümleri bulunuyor diyebilirim.
 
Neyi yapıp neyi yapmamak tamamen bize kalmış durumda
 
 
 
Oyunun sevdiğim yanlarından biri de bize şunu yapın veya bunu yapın gibi bir zorunluluk hissiyatı vermiyor. Oyunda yapacağımız her hamleyi kendimiz yapıyor ve oyun bizi bu dünyaya bir nevi bırakıyor ve karışmıyor diyebilirim. Dolayısıyla oyun içerisinde hangi görevi yapmak istersek ve hangi görevi yapmak istemezsek ona göre hamlemizi yapabiliyor ve ona göre ilerlemeye başlıyoruz. Oyun bu konuda gerçekten de güzel bir özgürlük hissiyatı sunuyor.
 
Güzel bir rol yapma deneyimi elde edebileceğimiz bu yapım içerisinde yukarıda da bahsettiğimiz gibi iki farklı grup bulunuyor. İki farklı grubun da kendine özgü hikaye örgüsü ve çeşitli görevleri bulunuyor. Bunları tabii ki oyun içerisinde dilediğiniz gibi keşfedebiliyor ve deneyimleyebiliyorsunuz. Ancak bir tarafı seçtikten sonra artık hikayeye bölüm bölüm ilerliyor ve bu bölüm bölüm ilerleyiş sekanslarında zorlu görevler ve alanlar bizleri bekliyor. Oyunda grup fark etmeksizin yine ortak görevler yer alıyor ve bu ortak görevleri ana hikayenin ilerlemesi için yapmamız gerekiyor.
 
Bol bol zindan yer alıyor
 
 
 
Risen oyunu içerisinde yukarıda da bahsettiğim gibi bir açık bir dünya bulunuyor. Bu açık dünya içerisinde dilediğimiz gibi gezebiliyor ve etrafı keşfedebiliyoruz. Bu açık dünyadan çok büyük şeyler ve sürekli olarak etkileşim beklemeyin. Çünkü genel olarak boş alanlar fazla ve kimsenin olduğunu göreceksiniz. Ancak bu konuda da endişe etmenize gerek yok  Oyun içerisinde bol bol zindanlar görebilecek bu zindanlara giriş yapmış bir şekilde kendinizi bulacaksınız. Bu zindanlar içerisinde zorlu yaratıklar ve tehditler yer alacak. Dolayısıyla buralarda oldukça fazla vakit geçireceksiniz.
 
2009 yapımı dolayısıyla grafik ve animasyon beklentiniz olmasın
 
 
 
Oyun 2009 yılında çıktığından dolayı herhangi bir animasyon veya yüksek grafikli bir içerik beklemeyin. Beklemediğiniz takdirde güzel bir deneyim elde edersiniz. Şahsen ben bu şekilde oyunu oynadım ve gerek oyunun hikayesinden gerekse dünyasından ve evreninden zevk almaya çalıştım. Oyuna en son Ocak ayında küçük bir güncelleme geldi. Bu güncelleme ile beraber Steam'de oyuna başarımlar eklendi ve oyundan atma sorunları gibi birçok optimizasyon sorunu çözülmüş oldu.
 
Ocak ayı güncellemesi
 
 
 
Daha önce oyunu bu güncellemeden önce oynamaya çalıştım ancak oyunun ortalarından ve bir kısmından sonra sürekli olarak hata vermeye ve oyundan atmaya başladı. Dolayısıyla bu oyunu ikinci kez oynadım ve bitirdim diyebilirim. İlk oynadığımda gerçekten de çok sıkıntılı bir oyun deneyimi elde ettim çünkü sürekli olarak oyunu kaydetmem gerekiyordu ve oyunu 10-15 dakika oynadıktan sonra ne yazık ki masaüstüne doğrudan atıyordu. Bu Ocak ayı güncellemesi ile beraber bu durumların hiçbirini yaşamadım ve güzel bir oyun deneyimi elde ettim. Ancak yeni güncelleme ile beraber oyunu bir süre oynadıktan sonra oyunda bazı dalgalanmalar ve kasmalar olduğunu gördüm. Ancak bu oyun deneyimini çok fazla etkilemedi. Yine de oyuna çık-gir yaparsanız bu sorunun da düzeldiğini görebilirsiniz.
 
Belirli oranda açık dünya deneyimi
 
 
 
Risen dünyasında gezinmek gerçekten de güzel bir deneyimi bizlere sunuyor. Yani aslında bu dünyada çok fazla şey olmasa da etrafta tek tük keşfedebileceğimiz çeşitli alanlar bulunuyor. Oyun içerisinde yine keşfedebileceğimiz çeşitli mağaralar zindanlar ve daha fazlası karşımıza çıkıyor. Örneğin bir ormana giriş yapabiliyor ve orman içerisinde bir kulübeye rastlayabiliyoruz. Kulübenin içerisinde yaşayan birini görebiliyor, ona neden burada olduğunu sorabiliyor ve onun hikayesine aslında bir nevi göz atabiliyoruz. Oyun içerisinde yine keşif duygusu ön plana çıkartmaya çalışılıyor ancak tabii ki bu açık dünyada çok fazla merak uyandıran bölgeler bulunmuyor. Bu alanlar oldukça kısıtlı alanları bulunuyor ve bu belirli alanlar içerisinde dünyayı olduğu gibi keşfetmeye çalışıyoruz.
 
Oyunun eğer sınırları dışına çıkmaya çalışırsanız ne yazık ki sizi karaya tekrardan atıyor. Oyunun içerisinde bulduğumu adanın tüm çevresi sularla kaplı. Dolayısıyla sular içine girdiğimiz zamanda bir yaratık bizi ağzıyla tekrardan karaya doğru atıyor yani kısacası bu adadan ne yazık ki bir çıkış yolumuz bulunmuyor. Haliyle bize belirli bir açık alan verilmiş ve bu açık alan içerisinde istediğiniz gibi dolanabiliyor, çevreyi keşfedebiliyor ve çeşitli yaratıkları avlayarak hazinelerin peşine düşebiliyoruz.
 
Bazı görevler zorlayıcı ve biraz da zor bir oyun
 
 
 
Oyun genel anlamda güzel bir aksiyon rol yapma deneyimi sunuyor. Çünkü oyun içerisinde yukarıda da bahsettiğim gibi istediğimiz gibi hareket etme özgürlüğüne sahibiz. Oyunda nereye gitmek istersek oraya gidebiliyor ve çeşitli görevler elde edebiliyoruz. Oyunun tabii ki kolay olduğunu söyleyemem çünkü görevler konusunda gerçekten elimizden tutan bir yapı sergilemiyor. Bazı görevler oldukça zor bir şekilde karşımıza çıkıyor ve bu görevleri yapmak için de biraz daha etrafı keşfetmek veya daha fazla görevi sorgulamak gerekiyor ve bunun için de birçok karakterle etkileşime geçmek ve o görev hakkında daha fazla detay almamız lazım.
 
Oyun içerisinde altın kazanmak oldukça zor
 
 
 
Oyun içerisindeki ekonomiye göz atacak olursak oyunda altın kazanmak gerçekten de zor. Çünkü oyun içerisinde 10.000 altına veya 20.000 altına ulaşmak için büyük bir efor sarf etmemiz gerekiyor. Oyunda bu altınları kazanmak için etraftan bulduğumuz hazineleri yağmalayabiliyor, sağdan soldan topladığımız bitkileri satabiliyor ve yine öldürdüğümüz yaratıkları lootlayarak onlardan çıkan eşyaları satabiliyoruz. Oyun içerisinde kazandığımız her bir unsur satmaya çalışıyor ve bunun karşılığında da daha iyi silahlar elde etmeye çalışıyoruz.
 
Oyunda tabii ki bir envanter sistemimiz bulunuyor ve bu envanter  sistemi ile beraber üzerimizde neler olduğunu görebiliyoruz. Tabii ki envantere attığımız her bir nesneyi ne yazık ki satamıyoruz Çünkü bunların bazıları görev öğesi olabiliyor. Dolayısıyla bunların dışında kalan her türlü öğeyi satabiliyor ve bunun karşılığında altın alabiliyoruz.
 
Altın kazanmanın oldukça zor olduğu ve zorlayıcı bir başlangıcın bizleri beklediği bu yapım içerisinde kendi üzerimize güzel bir zırh almak ve silah edinmek gerçekten de zor oluyor. Bu yüzden öncelikle bir taraf belirlememiz, bu doğrultuda çeşitli görevleri yapmak ve etrafı sürekli olarak keşfetmemiz gerekiyor. Oyunda etraftaki hazineleri toplamak ve bu hazinelerden çıkan eşyaları kullanmak da oldukça önemli.
 
Vuruş dinamikleri ve animasyonları sinir bozucu olabiliyor
 
 
 
Oyun eski bir yapımı olduğundan dolayı dövüş ve aksiyon sistemi gerçekten bazen çok sinir bozabiliyor. Çünkü oyun içerisinde bir hedefe kilitlendikten sonra karakter ona göre hamle yapıyor ve düşmanların da bu karaktere karşı çeşitli savuşturma mekanikleri bulunuyor. Bu savuşturma mekanikleri doğrultusunda düşmanlar bir anda sağa veya sola gidebiliyor ve biz de kılıcımızı boşa savurabiliyoruz. Boşa savurduğumuz her an karakteri toparlamak ve tekrardan o düşmanın üzerine düzgün bir saldırı gerçekleştirmek için kameraya döndürmeye çalışıyor. Bu esnada da kamera bir anda sağa sola sert bir şekilde dönebiliyor.
 
Bu dediğim olayla oyun içerisinde oldukça sık karşılaşacak ve bunun gerçekten de sinir bozucu olduğunu göreceksiniz. Ancak bunlara tabii ki çok takılmamak gerekiyor çünkü bu şekilde oyunu yarıda bırakabilirsiniz. Bu tarz oyunlarda aslında aksiyon unsurları oldukça önemli. Ancak oyunun bunu yakın dövüş sisteminde pek fazla başardığını söyleyemem ancak menzilli saldırılar (yay,ok - büyü) gerçekten zevk veriyor. Oyun eski bir yapım olduğu için aksiyon sistemi bu şekilde karşımıza çıkarıyor ve bunu değiştirmenin de ne yazık ki bir yolu yok. Dolayısıyla bu şekilde kabullenmemiz gerekiyor.
 
Oyun içerisinde yer aldığımız süre boyunca birçok düşman türü karşımıza çıkıyor ancak sürekli olarak aynı düşmanları alt ettiğimizi fark ediyoruz. Çünkü oyun içerisinde belli başlı düşman türleri bulunuyor. Bu düşman türleri arasında sıçanlar, kurtlar, domuzlar ve daha fazlası yer alıyor. Tabii ki oyunu sonlarına doğru açık dünya içerisinde artık daha güçlü canavarlar karşımıza çıkıyor. Bu zorlu düşmanlar arasında da (bunlar zindanlar da bulunuyor) arasında da kertenkeleler ve bunların büyücü reisleri yer alıyor.
 
Oyunda öldürülen düşmanlar bir daha doğmuyor
 
 
 
Oyunda yine zindanlar içerisinde bu kertenkelelerle sürekli olarak karşılaşmak mümkün. Sürekli olarak aynı tipte düşmanlar karşımıza çıkabiliyor. Dolayısıyla oyun düşman çeşitliliği bakımından yeterli değil ancak tatmin edici diyebilirim. Oyunda öldürdüğümüz bir düşman tamamen ölü olarak kalabiliyor ve bu dünya içerisinde daha sonra tekrardan doğmuyor. Dolayısıyla her öldürdüğümüz düşmanı bir bölgeden temizlemiş oluyoruz. Bazı görevlerde bu düşmanlar tekrardan doğabiliyor ancak bu durum sadece o görev için geçerli oluyor. Kısacası her bir öldürdüğümüz düşmanı o bölgeden silmiş oluyoruz. Bu da aslında bazı oyuncular için güzel bir mekanik diyebilirim.
 
Işınlanma kürelerini bulana kadar bir yerden bir yere gitmek sıkıcı olabiliyor
 
 
 
Oyun içerisinde ana hikayenin ileri safhasında çeşitli ışınlanma küreleri elde edebiliyoruz. Bu ışınlanma küreleri ile beraber kolay bir şekilde istediğimiz bölgeye doğru ışınlanabiliyor ve onca yolu yürümek zorunda kalmıyoruz. Ancak oyunun başlarında ve ortalarında bu durum bazen katlanamaz duruma geliyor. Çünkü elimizde bu küreler bulunmadığı için sürekli olarak bir yerden bir yere yürümek zorunda kalıyoruz. Karakterin yürüyüşü ve koşuşu oldukça standart olduğundan dolayı ne yazık ki bu yollara vakit harcamamız gerekiyor. Haliyle oyun içerisinde sürekli olarak kendimizi yürür şekilde bulabiliyor ve bu yollarda oldukça fazla vakit geçiriyoruz.
 
Sevdiğim birkaç mekanik
 
 
 
Oyun içerisinde yine sevdiğim bir mekanik daha bulunuyor.  Bu mekanik genel olarak zindanlarda ve kapalı alanlarda karşımıza çıkıyor. Yer yer bulmacaların da yer aldığı bu oyun içerisinde bu bulmacaları aşmak için bu mekanikleri kullanabiliyoruz. Bu mekanik içerisinde örneğin bir delik bulduğumuzda o deliğe girmek için elimizde bulunan sümüklü böcek simgesine tıklayabiliyor ve küçük bir sümüklü böceğe dönüşebiliyoruz. Daha sonra o delikten geçerek bu bulmacayı çözmeye çalışabiliyor ve diğer tarafın kilidini açabiliyoruz. Yine diğer taraftan yüksek bir yere çıkmak veya oraya ulaşmak için hava akımı özelliğini kullanarak yükselebiliyoruz ve yüksek bir yerden aşağıya doğru da bu hava akımı büyüsü sayesinde yavaş yavaş süzülebiliyoruz. Oyun içerisinde bu tarz kullanabileceğimiz çeşitli büyüler de yer alıyor. Bunları da bizlere sunulan bulmacalar içerisinde kullanabiliyoruz.
 
Kısaca toparlamak gerekirse oyun eski bir yapım olarak karşımıza çıkıyor (Bu eski kelimesini sürekli olarak vurguluyorum çünkü dönemine göre oldukça tatmin eden ancak şimdi teknolojinin gelişmesiyle daha iyi yapımlar oynadığımızdan dolayı bu tarz yapımlar sıkıcı gelebilir). Dolayısıyla aksiyon ve dövüş mekaniklerine çok fazla takılmamak gerekiyor ve yüksek beklentinizin de olmaması gerekiyor ancak bu şekilde zevk alabilirsiniz.
 
 
 
Oyun genel anlamda güzel bir aksiyon rol yapma deneyimi sunuyor. Gerek görevleri ile gerekse bize sağladığı özgürlükçü yapısıyla bizlere sunduğu açık dünyada sağa sola koşturabiliyor ve istediğimiz yerden istediğimiz şekilde başlayabiliyoruz. Oyun içerisinde bölüm bölüm ilerleyen bir yapı bizleri bekliyor ve toplamda dört bölümden oluşuyor. Dört bölümün sonunda da büyük patronu keserek oyunumuzu bitiriyoruz. Oyunun ister ana hikayesinden gidin isterseniz de yan görevlerinden ilerleyin gerçekten de güzel görevler bulunuyor. Bu görevler bizleri merak içerisinde bırakıyor dolayısıyla görevler konusunda da gayet güzel bir deneyim elde edebiliyoruz.
 
Genel anlamda oyun güzel bir deneyim sunduğundan dolayı Risen'ı oynamanızı tavsiye ediyorum. Tabii bu serinin ilk oyunu, serinin bir diğer oyunları da bulunuyor. İlk olarak bu oyundan başlayarak diğer oyunları da deneyebilir ve ilk oyunun hikayesinden yani kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.