Mehmet Tandoğan

 

 

Oyun dünyasında birçok tür bulunuyor. Aksiyon, macera, rol yapma, simülasyon, korku ve daha fazlası oyun dünyasının içerisinde yer alıyor ve her tarzdan oyuncuyu kendine çekiyor. Ancak bu türler içerisinde bize adrenalin pompalayan, strese ve gerilime sebep olan korku, her oyuncu kesimine hitap etmiyor. Bir kesim oyuncu bu tarzda oyunları oynarken gerçekten korkuyor ve atmosferin de vermiş olduğu gerilimden dolayı oyuna devam etmek istemiyor.

 

Korku türünde birçok büyüm yapım bulunuyor. Bunları oynayan ve deneyimleyen oyuncular genellikle oyun içerisinde aynı döngüyü takip ediyor. Klasik korku ve gerilim oyunlarının sunduğu içerikler farklı olsa da sistem hemen hemen aynı: Bir yaratık veya varlık var, buna yakalanmadan bir şeyleri keşfetmen ve çözmen gerekli, varlığın nereden geldiğini ve burada neler yaşandığını bul vb. gibi klasik korku teması aynı şekilde işleniyor. 

 

Korku oyunlarında oyuncuların yaptığı birçok eylem bulunuyor: Koşmak, saklanmak (bir dolabın içine, odaya vb.), oyunu kaydetmek gibi aksiyon anında yapılan birçok şey yer alıyor. Bu tarz stres düzeyi üst seviyede olan oyunlarda oyuncular farklı farklı şeyler yapabilir. Ancak yapılan bu şeyler genellikle aynı eylemlerden oluşur. Kimi oyuncu stres anında çığlıklarına hakim olamaz kimi oyuncu ise koşma tuşuna abanır. 

 

Bu listemizde de sizlere korku oyunlarında oyuncuların genellikle yaptığı 10 eylemden bahsedeceğiz. İşte korku oyunlarında genellikle yaptığımız 10 şey:

 

 

 

 

Bir korku oyununda koşma tuşu (Genellikle shift tuşu) oyuncu için en hayati tuşlardan biri. Bu tuş ile oyun içerisindeki tehlikelerden kurtulmak için depar atabilir ve onları geride bırakabiliriz. Oyun size eğer tehlikenin yakında olduğunu belirtiyor ve kaçmanızı istiyorsa o anki gerilim ve stres ile bu tuştan elimizi kaldırmayız. 

 

İster zombi sürülerinden kaçıyor, ister şeytani bir varlık tarafından yakalanmaya çalışıyor olalım hemen hemen hepimiz, karakterlerimiz artık koşamayana kadar shift tuşuna basmaya devam ettik. Shift tuşu oyunda en çok kullanılan tuşlar arasında yer alıyor. Tabi bazı oyunlar ne yazık ki koşmaya izin vermiyor. İşin boyutu burada daha da değişiyor.

 

 

 

 

Saklanma bölgeleri klasik korku oyunlarında olmazsa olmaz yerlerden biri. Phasmophobia veya Outlast gibi birçok popüler korku oyununda bu saklanma yerlerinden çokça bulunuyor. Zaten oyun bize bu yerlere saklanmamızı öneriyor. Korku oyunlarında tehlikenin veya tehlikelerin bir anda ortaya çıkması çok olası bir durum. Dolayısıyla bu saklanma yerleri biz oyuncular için çok hayati önem taşıyor. Bunların yerlerini de unutmamak gerekiyor.

 

Bir tehlike anında güvende olacağımız ve saklanacağımız birçok yer bulunuyor. Bunlar arasında dolap, oda, masanın altı ve daha fazlası yer alıyor. Ancak adrenalin anında bu tür yerleri seçme şansımız bulunmuyor. Bu yüzden ilk gördüğümüz yere saklanmaya çalışıyor ve derin derin nefes almaya başlıyoruz. Tehlikenin uzaklaştığını anladığımız zaman ise gözlerimiz ile yavaş yavaş etrafı tarıyor ve emin olmaya çalışıyoruz.

 

 

 

 

Korku oyunları bizleri her zaman diken üstünde tutuyor ve tehlikenin her an karşımıza çıkacağını düşünüyoruz ki öyle de oluyor. Korku oyunları içerisinde kaçmak dışında bu tehlikelere karşı gelebileceğimiz birçok eşya yer alabiliyor. Bu oyunlarda bulduğumuz öğeleri çantamıza atmak veya elimize atmak bizi her ne kadar rahatlatıyor olsa da hayatta kalmayı garanti etmiyor. Ancak biz yine de önümüze ne gelirse alıyoruz. Çünkü başka alternatifimiz yok.

 

Korku türü oyunlarda biz oyuncular önümüze ne sunulursa onu almakla yükümlü gibi hissediyoruz. Her kaçırdığımız öğe için bir "keşke" çekiyoruz. Bu öğeler bizi oyunda bir nebze olsun daha güvende hissettiriyor ve elimizin altında olması her zaman iyidir. Bu öğeler arasında ise anahtarlar, iyileştirme öğeleri, silahlar, notlar ve daha fazlası yer alabiliyor. 

 

 

 

 

Korku türü oyunlar biz oyuncular için gerçekten aşılması zor sınavlardan biri gibi. Çünkü oyun içerisinde hem geriliyor hem de strese giriyoruz. Bu türü oynayamayanlar gerçekten üzülmesin. Çünkü bu tür eğlenmek isteyenlere ters gelebilir. (Tabi arkadaş ortamında oynanan korku ve yakalama oyunları başka)

 

Bu tarz oyunlar bizi paranoyak derecesinde arkamıza bakmamıza sebep olabiliyor. Özellikle ne çıkacağını bilemediğimiz ve ne zaman karşımıza çıkacağını ön göremediğimiz durumlarda sürekli olarak arkamızı kontrol etmekten çekinmiyoruz. Bazen gözlerimizi kapatarak arkamızı dönmeye çalışıyor, bazen hiç bakmıyor bazen de "aman ne olacaksa olsun" diyerek bir anda arkamızı dönüyoruz. Ancak sürekli olarak arkamızda bir şey olduğunu düşündüğümüz aşikar.

 

Arkamıza sürekli olarak bakmak her ne kadar oyunun gidişatını yavaşlatsa bile bir şey olmadığını görmek biz oyuncuları bir nebze olsun rahatlatıyor.

 

 

 

 

Korku türü oyunlarda yapılan en sık şeylerden birisi karşımıza aniden çıkan şeye tepki olarak küfür etmek ve bağırmak. Bu durum korku anlarında bir anda refleks olarak ortaya çıkıyor ve oyuncuların o korkuyu atlatmalarına yardımcı oluyor. Korku oyunlarında bağırmak veya küfür etmek korku sonrası oyuncuları rahatlatıyor ve o korkuyu çabucak atlatmasına yardımcı oluyor. 

 

Çok fazla korku oyunu oynayan biriyseniz bu durum artık kronikleşmiş duruma gelmiş olabilir. Bu durumun belki de farkında bile olmayabilirsiniz. Karşımıza bir pencereden fırlayan zombiler ve bir anda arkamızda bitiveren varlıklar, oyuncuların anlık kalp krizi geçirmesine sebep olabiliyor.

 

Bağırmak, korku oyunlarında oyuncuların rahatlamasını sağlayan etkenlerden biri. Bu yüzden korku oyunu oynayan bir oyuncunun çığlıklarını sık sık duyabiliriz. Bağırmak bir yandan da ani gelişen bir refleks. Dolayısıyla bağırarak o tehlikeyi uzaklaştırmak gibi bir hisse kapılabiliyoruz. Yüksek ses her ne kadar bizi rahatlatmaya olanak tanısa da bu, yanımızdakiler için farklı durumlara sebep olabiliyor. 

 

 

 

 

Korku oyunları birçok yönden cezalandırıcı olabiliyor ve zaman zaman stresin dozunu arttırabiliyor. Dolayısıyla oyunu sık sık kaydetmeye çalışıyor ve kendimizi daha güvende hissetmeye çalışıyoruz. Oyun eğer elle kayıt etmemize olanak tanıyorsa o anda kurtarıcımız oluyor. Çünkü ölüp bir daha o anı yaşamak gerçekten de stresli bir deneyim olabiliyor.

 

Sürekli olarak kaydetmek bir korku oyununda mutlaka yapılması gerekenleri arasında yer alıyor. Bu kayıt olayı bizi stresten arındırıyor ve bir sonraki hamlemizi daha rahat yapmamızı sağlıyor. Ancak bazı oyunlar bu kayıt olayını belirli yerlerde veya odalarda yapıyor. Yani menüyü açıp oyunu dilediğimiz her anda kaydedemiyoruz. Bu tip durumlarda güvenli odaya veya bölgeye koşup oyunu kaydetmek gerçekten de kurtarıcı görevi görüyor.

 

 

 

 

Adrenalin anında birçok şey yapmaya çalışırız. Koşmak, belirtilen tuşlara basmak vs. Ancak bazı durumlarda oyundaki karakter hantal kalabiliyor veya istediğimiz şeyleri yapamayabiliyor. Bu durumda suçu her zaman karakterde buluruz ve ona karşı bağırmaya başlarız. (Oğlum bastım ama ya... Koş artık gözünü seveyim...)

 

Oyundaki karakterle bir bütün olduğumuz korku oyunlarında her yaptığımız hamle önem arz ediyor. Kapıları hızlı bir şekilde açabilmek, belirtilen görevi bir an önce yapabilmek ve belirli kombinasyonları ezberlemek oyunun belirli kısımlarını kolayca aşmamızı sağlıyor. Bazı durumlarda yaptığımızı düşündüğümüz ancak karakterin takılması veya o hamleyi yapmaması bizi çileden çıkartabiliyor. 

 

 

 

 

Duraklatma menüsü bir korku oyununda sürekli açtığımız ekranlardan biri. Bu menü korku anında hayat kurtarıcı olabiliyor. Korktuğumuz ve stresin tavan yaptığı anlarda ESC'ye basıyor ve menüyü açıyoruz. Bir süreliğine derin nefes çekiyor, kendimize geliyor ve telkinler vermeye çalışıyoruz.

 

Korkuya hazırlık yaptığımız, bir yudum su içtiğimiz ve yapabilirsin telkinleri verdiğimiz duraklatma menüsü, her oyunda farklı işleyebiliyor. Birçok oyunda bu menüyü açtığımız zaman tüm oyun duraklıyorken bazı oyunlarda arka planda oyun devam edebiliyor. Menüyü açtığımız zaman arka planda oyun devam ediyorsa bu ekranı artık her yerde açamıyoruz. Bu tip oyunlarda gerilim anında menüyü açmak istediğimiz gibi sonuçlanmayabiliyor.

 

 

 

 

Oyunlarda keşif yapmak hemen hemen her oyuncunun sevdiği şeylerden biri. Bu durum korku oyunlarında da geçerli. Hayatta kalmanın ve arka planda yaşananları öğrenmenin köşe bucak aramaktan geçtiğini hemen hemen hepimiz biliriz. Dolapları, çekmeceleri ve kapının arkasını karış karış aramak sıkça yaptığımız eylemler arasında.

 

Etrafı ararken yararlı bir şeylerin çıkacağını düşünürüz. Her yere bakarız. Bazen baktığımız yeri unutup bir daha oraya bakarız. Genelde boş veya işe yaramayan şeyler çıksa da biz yine de bu keşif ruhundan vazgeçmeyiz. Dip bucak aramak ve bölgenin tamamen arandığını bilmek oyuncuları rahat hissettirir.

 

 

 

 

Evet. Bazı oyuncular için korku oyunu oynamak sıradan bir durum olsa da bu türe yeni girenler veya girmek isteyenler için geçerli değil. Korku oyunu oynayamayan oyuncular için bu seçenek genellikle uygulanan şeyler arasında. Oyunu biraz deneyimleyip "Ben bunu oynayamayacağım" diyerek yarım bırakan birçok oyuncu bulunuyor. Bu durum aşırı strese ve korkuya gelemeyen oyuncular için geçerli. Elbette her oyuncu korku türünü oynayabilecek gibi bir durum söz konusu değil.

 

Dediğimiz gibi oyun dünyasında birçok tür bulunuyor. Bu türler her oyuncuya hitap etmiyor. Dolayısıyla korku türünü sevmeyen veya oynayamayan bir oyuncu için bu seçenek gayet doğal.

 

Listemizin burada sonuna geliyoruz. Bu kısımda sizlere korku oyunlarında genellikle oyuncuların yaptığı 10 şeyi derledik.Aklınıza gelen veya ben bunlar dışında başka bir şey yapıyorum diyen varsa bunları yorumlar kısmında belirtebilir. 

 

Öte yandan popüler korku oyunları arasında Amnesia: Rebirth, Dead Space, SOMA, Outlast, Silent Hill 2, Alien: Isolation, Layers of Fear, Resident Evil 7 Biohazard, Visage, Until Dawn, Phasmophubia, Fatal Frame 2: Crimson Butterfly ve daha fazlası yer alıyor.