Kitap veya çizgi roman önerdiğimiz serinin üçüncüsü ile birlikteyiz. Bu sefer de Marvel tarafından başarılı bir çizgi roman önereceğim. Daha önceden önerdiğimiz kitap veya çizgi roman önerilerine de buradan bakabilirsiniz.
Kitap veya çizgi roman önerdiğimiz bu seride çok bilinmeyen eserleri önerme gibi bir kaygımız yok. Zaten bir kitap veya çizgi roman iyiyse anında popüler oluyor. Bu yüzden önereceğimiz kitaplar veya çizgi romanlar; yeni çıkmış olanlardan, değeri bilinmeyenlerden ya da önerdiğimiz sırada okumanızın mantıklı olacağı (Örneğin Dune filmi öncesi, Dune serisini okumak gibi.) eserlerden oluşacak. Özellikle çizgi roman önerilerinde; bir seriyi önermek yerine, tek cilt ile okuyup bitirebileceğiniz veya okumadan önce ekstra bilgiye sahip olmanıza gerek olmayanları önereceğiz. Son kıstasımız ise bu önerilerde sadece fantastik, bilim kurgu veya korku türündeki eserler olacak. Şimdi önerdiğimiz esere geçelim.
Silver Surfer: Ağıt
İlk kez 2007 yılında yayınlanan Marvel’ın önemli, ancak çok da popüler olmayan karakterinden biri olan Silver Surfer’ın yani Gümüş Sörfçü’nün bir hikayesi anlatılıyor, Silver Surfer: Ağıt’ta. İlk kez Fantastik Dörtlü’nün 48. sayısında 1966 yılında gözüken Silver Surfer, efendisi Galactus’a yemesi için gezegenler bulan bir gezgin. Yolunun dünyaya düşmesinden sonra da hem dünyanın hem de Silver Surfer’ın değiştiği bir “origin” hikayesine sahip. Ancak önerdiğim bu seri Silver Surfer’ın başlangıç hikayesinden çok daha sonra geçen bir hikâye. Serüveninin başladığı günden bu yana bir daha gitmediği yere geri dönmek için son bir yolculuğa çıkan Silver Surfer’ın hikayesi.
World War Z ve Sense8 gibi yapımlarda yazarlık yapmış olan J. Michael Straczynski’nin kaleminden çıkıyor, Silver Surfer: Ağıt. Çizimleri ise Thor’un serilerinden tanınan Esad Ribic üstleniyor. Aslında çizgi romanın içeriği adından da belli: Ağıt. Kitabın arka kapağında da okuyabileceğiniz gibi Silver Surfer macerasını sonlandırabilmek adına son bir yolculuğa çıkıyor.
Aslında yolculuğa çıkan kişi bu sefer Silver Surfer değil; onun gerçek ismi, gerçek kişiliği, Galactus’a hizmet etmeden önceki hali yani Norrin Radd’in bir yolculuğunu anlatıyor bu kitap. Hikâye yine çoğu zaman olduğu gibi Silver Surfer’ın dünyaya, Fantastik Dörtlü’nün yanına gelmesi ile başlıyor. Ufak bir durum değerlendirmesinden sonra siz de Fantastik Dörtlü de neden geldiğini anlıyorsunuz. O dakikadan itibaren sayfaları çevirmek daha da zorlaşıyor. Aslında bu hikâye Norrin Radd’in, Silver Surfer’ın Fantastik Dörtlü’ye ve Dünya’ya bir vedası. Ancak hikâyenin anlatılış şekli sayesinde sanki siz de Silver Surfer’a veda ediyor gibisiniz. Romanın daha ikinci bölümünde Spider-Man’in katılması ile birlikte Silver Surfer’ın psikolojisine dair de bazı şeyler öğreniyoruz. Hikâyeye dair çok daha fazla konuşmak isterdim, ancak bundan sonrasını sizin deneyimlemeniz daha iyi olur.
Hikâyeden bahsedemesem de hikâyenin işlenme tarzından bahsedebilirim. Bildiğiniz gibi bazı çizgi roman panellerinde dikdörtgen veya kare konuşma kutuları bulunur. Bunlar bazen düşünceyi bazen de arka plandaki anlatıcının sözlerini temsil eder. Silver Surfer: Ağıt’ın başından sonuna kadar her sayfada bir anlatıcı var. İlk iki bölümde sizin de hemen anlayabileceğiniz gibi Fantastik Dörtlü’den Reed Richards ve Spider-Man anlatıcı konumunda. Sonrasında ise anlatıcı değişiyor, ancak size kim olduğunu göstermiyor. Son sayfaya kadar da kim olduğunu öğrenemiyorsunuz, ancak o anlatıcının kurduğu cümleler, olaylara bakış açısı; siz kim olduğunu öğrenince çok daha büyük bir anlam kazanıyor. Okurken çok ağır sayfalar atlattım, ancak son sayfanın ağırlığını bir süre atlatamadım.
Bu kısımda aslında biraz da yazar ve çizerden bahsetmek gerekiyor. Anlatılan hikâye oldukça sade ve duygusal. Ancak bu kadar kahramanın ve süper gücün olduğu bir evrende, bir de bu kadar güçlü bir varlığın olduğu bir kitapta, bu kadar insani ve sade bir yaklaşım gerçekten riskli bir durum. Eğer iyi bir şekilde anlatılamasaydı Yaprak Dökümü’nün 34245. bölümü kıvamında bir kitap olabilirdi, ancak kelimelerin ve cümlelerin kullanımı gerçekten muazzam bir eser çıkarmış karşımıza. Ayrıca dediğim gibi hikâyenin içine konulan anlatıcı da son derece iyi bir tercih olmuş.
Aynı şekilde çizer de burada muazzam bir iş çıkarmış. Hikâye her ne kadar fantastik olsa dediğim gibi oldukça insani ve duygusal bir hikâyeye sahip. Esad Ribic de hem çizgileriyle hem de renklendirmesi ile hikâyenin ana özelliklerini tek başına yansıtabilmiş. Daha düz tanımlamak gerekirse daha gerçekçi bir çizim kullanıldığını söyleyebilirim.
Okumadan Önce Bilinmesi Gerekenler
Ne yazık ki bu çizgi roman Silver Surfer hikayesine başlayabileceğiniz bir çizgi roman değil, hatta tam tersi. Bu yüzden bu kitabı okumadan önce bilmeniz gereken tanımanız gereken karakterler mevcut. Ne yazık ki burada hepsini açıklayamam. Ancak tanımanız ve bilmeniz gereken karakterleri size yazayım. Hiç bilmediğinizi varsayarak Spider-Man karakterini en azından bilseniz iyi olur ki sanırım bu kadar bilmeyen yoktur. Bunun dışında Fantastik Dörtlü ekibini biraz tanımanız gerekiyor. Ne kadar tanımanız gerektiğini birazdan söyleyeceğim. Son olarak da elbette Silver Surfer karakterini tanımanız gerekiyor elbette.
Bu söylediğim üç karakteri de tek bir hikâyeyi okuyarak aslında yeteri kadar tanıyabilirsiniz. Silver Surfer’ın origin hikayesini okuyarak ya da Marvel evreninde göründüğü ilk birkaç sayıyı okuyarak gerekli bilgilere sahip olabilirsiniz. Bu kadar vaktim yok derseniz bile en azından Vikipedi’den bile olsa Silver Sulfer hakkında bir şeyler okumanız az da olsa yeterli olur derim.
Sanırım çocukken FoxKids’te izlediğim fantastik Dörtlü çizgi filminden dolayı ya da okuduğum ilk çizgi romanlardan biri olması sebebiyle Silver Surfer’ı her zaman çok sevmişimdir. Bu yüzden bu eser beni normale göre daha fazla etkiledi, ancak karakterleri az çok tanıdıktan sonra sizin de etkileneceğinizi rahatlıkla söyleyebilirim. Sadece Silver Surfer hikayesi olarak değil, genel olarak da gayet başarılı bir hikâye.
Şu anda ülkemizde Çizgi Düşler’in Türkçeye çevirdiği hali bulunuyor. Günümüz çizgi roman fiyatlarına göre daha uygun bir fiyatta diyebilirim. Gayet düzgün bir şekilde de Türkçeye çevrilmiş. 104 sayfalık bu eser tek oturuşta bitirilebilecek bir kitap. Marvel dünyasına az da olsa aşina olan herkese öneriyorum.