Tarihin tozlu sayfalarını her araladığımızda karşımıza büyük savaşlar ve o savaşlarda yer almış dünyaca ünlü liderlerin isimleri çıkar. Savaş alanlarında elde edilen zaferlere baktığımızda ise,
her zaman iyi yönetilenlerin, kazanan tarafta olduğunu görürüz. Ordunuz ne kadar geniş olursa olsun, önemli olan varolan gücü ne kadar verimli ve akıllıca kullandığınızdır. Bu konuda
Fatih Sultan Mehmet’in
İstanbul’un fethinde gemileri karadan yürütmesini örnek olarak gösterebilirim. Açıkcası uyandıklarında yanı başlarında bitmiş olan
Osmanlı donanmasını gören
Bizans askerlerinin yaşadığı şaşkınlığı yakından görmek isterdim.
:) Bu tarz bir döneme damga vurmuş liderler arasında yer alan bir diğer isim ise ünlü
Fransız komutan Napoleon’undur.
Para, para ve para(şarkısı bile var!) söylemi ile de akıllara kazınan
Napoleon ayrıca elde ettiği zaferler ile de tarihe damga vurmaya başarmış bir isim. Şimdi
Şubat ayında çıkacak olan
Napoleon: Total War ile
Napoleonla beraber ordusunun başında zaferler kazanma zamanı.
Total War serisi geçen sene
Empire: Total War ile karşımız çıkmış ve bizlere
Amerika’nın tarihi yolculuğunu oynamamıza fırsatı vermişti. Özellikle
Empire: Total War’ın önceki serilere göre gelişen grafikleri, arabirimi ve diplomasi seçenekleri ile
2009’a damga vuran strateji oyunlarından biri olduğunu rahatlıka söyleyebiliriz.
Total War serileri için klasik hale gelen ek paket çıkarma alışkanlığı,
Empire : Total War ile kaldığı yerden aynen devam etmiş ve Şubat ayında karşımıza çıkacak olan
Napoleon: Total War yaz aylarında duyurulmuş. İlk olarak
DLC yani indirelebilir bir içerik olarak satılacağını tahmin ettiğimiz
Napoleon: Total War, daha sonra ayrı bir oyun haline gelmiş ve bir ek paket gibi lanse edilmesine rağmen ilk oyuna gerek duymadan çalışabilen yapısıyla, komple bir oyun halini almıştı Oyun hakkında bu temel bilgileri verdikten sonra isterseniz artık elimize geçen
preview sürümüne giriş yapalım.
Ekrana sert bakan ve ingilizce konuşan bir
Napoleon Bonapart, açılış videsounda karşımıza çıkıveriyor. Açıkcası ismini duyuna kadar ekranda gördüğüm animasyonun
Napoleon olduğuna pek inanmadım. Düşmanlarına gözdağı veren ve
Napoleon’un korkusuz yapısını bizlere fazlasıyla hissetiren videoyu geçtikten sonra kendimizi ana menüde buluyoruz. Elimize ulaşan
preview( ön inceleme) sürümünde karşımıza
ana campaign ve battle seçeneği çıkıyor. Oyunun isminden de çok net bir şekilde anlaşıldığı gibi görevler boyunca
Napoleon Bonapart’ı ve ordusunu yönetiyoruz.
Şaşaalı geçen yükseliş dönemi ve bunun ardından gelen çöküşü hep beraber yaşayacağımız yapımda campaign seçenekleri
İtalya 1796-1797, Mısır 1798, Avrupa 1805-181 ve Waterloo 18.6.1815 olarak gruplanmış. Elimizdeki sürümde sadece
İtalya campaign açık olduğu için oyuna ordan başlıyoruz.
50 turdan oluşan
İtalya campaign’nin de kendimizi haritanın en solunda yer alan
Nice şehrinde buluyoruz. Her zaman olduğu gibi ordumuzu geliştirerek yeni bölgeleri fethetmeye ve gelirlerimizi alacağımız vergilerle artırmaya çalışıyor.
Total War serilerinde oyun yapısı her zaman iki farklı kola ayrılmiştır.
Birinci kısımda diploması, inşaat ve teknolojik gelişim gibi detaylarla ilgilenerek, ülkemizi sıra tabanlı bir şekilde harita üzerinden yönetir,
ikinci kısımda ise gerçek zamanlı olarak ele geçirmek istediğimiz topraklar üzerinden ordumuzla beraber yer alarak savaş deneyimini yaşarız.
Napoleon: Total War’da da aynen bu şekilde elimizdeki şehirleri yönetiyor ve savaş alanlarına girerek zaferler kazanmaya çalışıyoruz. İtalya campaing’de amacımız
50 turun sonunda Viyana kapılarına dayanıp, Avusturya’nın sonunu getirmek ve bu sayede
1. Koalisyon savaşına son vermek. Viyana’ya kadar uzanan yollarda; farklı şehirler, iklimler ve şehirlere özel avantajlar ile karşılaşıyoruz.
Teknolojik gelişme seçenekleri, oynadığım
İtalya campaingde aktif değildi, ama oyunda 3 ana başlık altında, teknolojik gelişimler gerçekleştirebileceğiz.
Askeri, sivil ve endüstriyel alanda gerçekleştirdiğimiz yenilikler sayesinde,
daha güçlü bir ekonomiye ve askeri birimlere kavuşma imkanını yakalıyoruz. Napelon: Total War’da iklim şartlarının da ordumuz üzerinde etkili olduğunu görüyoruz. Bu sayede artık hava şartları daha gerçekçi bir biçimde, savaşlarda karşımıza çıkan ve üzerinde düşünülmesi gereken bir etken haline gelmiş oluyor. Ordunuzu
Alplerin eteklerine göndermeye kalktığınızda beklenmedik kayıplar ile karşılaşabiliyorsunuz.
Soğuk havada donarak can veren askerlerin, yağmurlu havalarda da verecekleri performanslarda farklılıklar söz konusu.
Hazır askeri birimlerden bahsetmişken, bunların en yetkilisi olan
generallerde yaşanan önemli değişikliklere de değinelim.
Napoleon gibi bir liderin ismini taşıyan oyunda, generaller üzerine farklı avantajlar atanması gayet normal olsa gerek. Artık savaş alanında bozguna uğrayan ve geri kaçan askerlerimizin
morallerini yükselterek, yeniden savaş alanına döndürebiliyoruz. Belli süreler ile aktif hale gelen bu özellik sayesinde, savaş alanı askeri birimlerinizi daha iyi motive ederek, verimli sonuçlar alabilirsiniz. Tabii bir de
madolyonun diğer yüzü var. Eğer
savaş alanı generallerinizi kaybederseniz, askerlerinizin morali bozuluyor ve siz de generalsiz kalıyorsunuz. Campaign sırasında ölen generallerin yerine, her
4 turda bir yenisinin de geldiğini ekleyelim.
Haritada ele geçirdiğiniz şehirlerin yanında, ayrıca küçük yapılar da gözünüze çarpacaktır. Ele geçirdiğiniz şehre, bir çiftlik ya da fabrika kurarak daha fazla gelir elde edebilirsiniz. İsterseniz
devlet binasını yıkarak, tek bir alana farklı iki yapı da kurabiliyorsunuz. Bu sayede güvenlik sorunu yaşamadığınıza inandığınız şehirleri, ihtiyaçlarınız doğrultusunda şekillendirme şansını yakalıyorsunuz.
İhtiyaçlarınız doğrultusunda ele geçirdiğiniz bölgeleri, istekleriniz doğrultusunda şekillendirebilirsiniz.
Napoleon: Total War’da gözümüze çarpan diğer farklılıkları ise diplomaside görmekteyiz. Diplomasi seçenekleri, ufak tefek yeniliklerle daha zengin hale getirilmiş.
Ticari ambargo uygulama gibi alternatifler eklenerek, farklı stratejiler ve çıkarlar ön planda tutularak, yapay zeka ile daha gerçekçi ilişkiler içersine girmemiz istenmiş. Önceki sürümlerde olduğu gibi, gene yoğun bir biçimde diplomasi yaparak savaşın yönünü belirliyor ve işimize geldiği biçimde hareket ederek savaşları masada kazanmaya çalışıyoruz.
Campanign seçeneği dışında ayrıca oyunda
Napoleon’s Battles menüsü de bulunuyor. Bu kısma girdiğimizde ise,
Napoleon’un yaptığı ünlü savaşları kontrol etme şansını yakalıyoruz.
Dokuz tane farklı savaş alanının yer aldığı kısımda, her savaş öncesi güzel hazırlanmiş videolar ve bilgi içerikleri ile, savaşların tarihi özelliklerinin hatırlatılması da güzel bir detay.
Elimize geçen
preview sürümünde aktif olan menüler bu şekilde sıralanıyor. Bunlar dışında oyunda yer alacak diğer önemli menüler üzerine de birkaç cümle yazalım.
Empire: Total War’da
Osmanlı İmparatorluğunu kontrol etme şansını yakalamıştık,
Napoleon Total War’da bu şansı tekrardan buluyoruz. Oyunda yer alan
Campaigns of the Coalition seçeneğin de,
koalisyon devletlerini yöneterek tarihin akışını farklı bir seyre sokmayı deneyebilirsiniz. Ayrıca bunlarla beraber, kafamıza göre savaş alanına indiğimiz
Battle kısmı ve internet üzerinden bizi farklı oyuncularla maçlar içersine sokan
çoklu oyunculu seçenek de, serinin bu yapımında her zaman olduğu gibi yerini almış.
Empire: Total War ile Napoleon: Total War’un menülerine baktığımızda, renkler ve döneme uygun temasal farklar dışında, herhangi ciddi bir değişim ile karşılaşmıyoruz. Haritalar üzerinde ise görsel olarak, ufak da olsa gelişmeler mevcut. Daha detaylı bir görünüme bürünen haritalar üzerinde, efektler aracılığıyla ince detaylar artırılmış ve daha gerekçi bir görüntü sunulmuş.
Savaş alanlarında ise yeni askeri birimler ve farklı animasyonlar ile karşılaşıyoruz.
Empire: Total War’a göre
Napoleon’un, daha gerçekçi bir savaş alanı sunduğunu söyleyebilirim.
Kullanılan patlama efektleri, yıkılan binalar ve askeri birimlerin gerçekçi animasyonları, savaş atmosferini size hissettirmeyi başarmış. Her ne kadar deniz savaşlarını göremesek de, daha
optimize hale gelen oyunun, o konuda seriyi severleri rahatlıkla memnun edeceğini söyleyebilirim.
Seslere geçtiğimizde ise, ilk oyunda olduğu gibi, burada da
orkestral müziklerin menüleri süslemiş. Bu tarz oyunların yapısına en çok giden müziklerin tercih edildiğini söylebilirim. Harita üzerinden oynarken, bu güzel müzikler eşliğinde kararları veriyor ve eklenen efektler sayesinde de önemli gelişmelerin sinyallerini almış oluyoruz. Savaş alanlarında da silah, hava ve patlama efektleri üzerinde duran oyun, ayrıca seslendirme olarak çok başarılı ara videolar ve eğitim içeriklerine de sahip.
Napoleon: Total War, 23 Şubat’ta karşımıza çıkmaya hazır. Her ne kadar oyun tek başına oynanabilecek olsa da bir ek paketten fazlasını sunamıyor. Gene de Napoleon’un gözünden savaş alanlarına inmek ve tarihe damga vurmuş savaşları yeniden yaşamak güzel bir deneyim olacaktır. Gelişen diploması sistemi, grafik optimizasyonu ve eklenen yeni devletlerle,savaş alanlarına inmeye hazır olun.
Napoleon’un da dediği gibi ; “Askerler! Tarih size bakıyor.”