Sizin de bildiğiniz üzere şu günlerde ünlü oyun firmaları da MMO oyunları hakkında bayağı yoğunlaşmış durumda. Bunların kanıtını Star Wars: The Old Republic, Need for Speed World veya FIFA Online’dan ve ismini sayamadığım diğer ünlü serinin çeşidini MMO'ya çevirmesinden görebiliyoruz. Tabiki bu MMO oyunlar bu firmalarla sınırlı mı? Hayır.
Belki ismini şimdi duyacağınız, yani daha önce hiç duymadığınız fakat başarılı işler çıkartan firmalar var. Bu yazıdaki amacım onların sadece ücretsiz oyunlarını sizlere tanıtmak. Ücretli oyunların listesini yapmaya gerek yok diye düşünüyorum. Ben de her ne kadar World of Warcraft’tan bıkmış(!), yenilik istiyor olsam bile, ne kadar ‘WoW Killer’ adı altında gelen oyun olduysa hepsinin de WoW’u tahtından edemediğini düşünüyorum. ‘WoW Killer’ adı altında gelen oyunlar arasında tabiki Aion, Age of Conan, Warhammer var.
Her neyse gelelim asıl konumuza. Sizlere ücretsiz, güzel MMO oyunların ilk 10 listesini oluşturmaya.
Önemli not: Bu liste hazırlanırken beta sürecindeki oyunlar değerlendirilmemiştir.
10. Battle of the Immortals
Diablo, Sacred gibi oyunları özleyenler için Battle of the Immortals büyük bir fırsat. Daha geçtiğimiz haftalarda tam olarak açılışını yapan oyun, 2.5D olarak yani üstten bakış açısıyla karşımıza çıkıyor. BOI, PvP yönünden eksik kalmış olabilir fakat oyundaki haftalık etkinlikler, ücretsiz oyunlarda özlemini duyduğumuz grup zindanları bizleri bekliyor.
Oyunun boyutunun 1 GB olması beni ‘Bu oyunu 1GB yapan ne?’ diye düşündürmedi değil. Fakat oyuna girdiğimde, oyunda genişçe bir sistemin olduğunu fark etmem geç olmadı. Öldürdüğümüz canavarların bazılarını Pokémon misali yakalamalar, belli bir vakitte gelen hediye sistemi, oyundaki binek sistemi ve bunun derecelendirilmesi, harita genişlikleri, türüne göre güzel grafikler ve dahası... Bu arada çoğu oyunda karşılaştığımız ‘skill çöplüğü’ ile Battle of the Immortals’da karşılaşmıyoruz. Örnek vermek gerekirse şu an için oyundaki büyücü sınıfının toplam 17 tane yeteneği var.
Gelelim bu kadar güzelliğin yanındaki kötü etkene. Oyundaki görev kutusundaki bizden istenen yerlere gitmemiz çok kolaylaştırılmış. Görevde mavi ve turuncu olarak gösterilen yerlere tıklayarak bizden istenen yerlere gidiyoruz. Bu da oyundaki zevki bence azaltan etken olmuş.
9. Free Realms
Sessiz, sakin bir şekilde oyun gündemine birden ‘Free Realms x Kullanıcıya Ulaştı’ haberleriyle oturdu oyun gündemine SOE’nin MMO oyunu. Free Realms, çoğu MMO oyunundakinin aksine kılıçlı, kalkanlı, canavar öldürmeli değil de ‘oyun içinde oyun’ düşüncesiyle karşımıza çıkıyor. Ha, kılıçlarımızı, kalkanlarımızı kuşandığımız vakitler de yok değil. Free Realms’da bunlar karşımıza mesleğimiz olarak çıkıyor. Yani oyunda bir işe sahip olmamız gerekiyor. Bunların arasında futbol yıldızından aşçıya, hemşireden okçuya kadar birçok seçenek var. En iyisi bunlar için sizi siteye yönlendirelim. Free Realms’daki meslek listesi için tıklayınız.
Her neyse. Bu kadar güzelliğin yanı sıra Free Realms’a tamamen ücretsiz demek yanlış olur. Oyundaki birçok şey gerçek parayla, eşya dükkanında satılıyor. Bu da oyunda para vermek istemeyen kullanıcıları bazen zor duruma sokabiliyor. Örneğin bir evcil hayvandan ev eşyasına kadar oyunu güzelleştiren çoğu şeyi burada bulabilmemiz mümkün.
Voyage Century, her ne kadar sizi grafik bakımından tatmin edici kapasiteye sahip olmasa da eğlencesiyle sizi içine çekecek oyunlardan birisi.
Gemi savaşlarıyla, karada yapacağımız savaşlarla eğlenceli bir korsan serüveni Voyage Century Online’da bizleri bekliyor. Ayrıca bunların yanında balıkçılıktan simyacılığa, terzilikten madenciliğe kadar ve bunlarla birlikte toplam 7 tane meslek çeşidi Voyage Century’i güzelleştiren özelliklerinden.
Bunların yanı sıra Voyage Century’nin geniş bir alanda oynanması oyunu sıkmayacak hale getiriyor. Evet, Voyage Century’i gerçek dünya haritasında oynuyoruz. Fakat oynadığımız alanlar haritanın belli bölgeleri oluyor. Bunların arasında İstanbul, Stockholm, Oslo, Londra gibi şehirler bulunuyor.
Hani ilk başlarda sizi kendine çekecek, sıkmayacak oyunlardan birisi demiştim ya. İşte geldik onu örneklendirme faslına. Voyage Century’de İstanbul’dan aldığınız bir malı kilometrelerce ötedeki Nagasaki’de satarak veya yukarıda bahsettiğim mesleklerden birini yapıp paranızı katlayabilirsiniz. Yada karada öldürdüğünüz canavarlardan çıkan harita parçalarını birleştirerek arkadaşlarınızla beraber hazine aramaya çıkabilirsiniz. Kısacası VCO, sizi grafik dışında her yönden tatmin edecek bir oyun. Bu arada Voyage Century, yakında 'Kara İnci' adında dili Türkçe olarak çıkacak. Haberiniz olsun.
7. Rising Force
Rising Force, ilk olarak ücretli çıkmış fakat sonradan ücretsize çevrilmiş, çıkışının üzerinden epey bir süre geçmesine rağmen sizi grafik açısından pek bozguna uğratmayacak bir oyun. Ayrıca RF, savaşları ve PvP sistemiyle sizleri sıkmayacak nadir oyunlar arasında geliyor. RF’nin savaşları, belli saatlerde olup da bu savaşlarda Bellato, Cora ve Accretia ismindeki üç ırkın kıyasıya savaşlarına şahit oluyoruz. Bu savaşların haricinde Rising Force'da belirli yerlerden geçerek karşı ırkın haritasını da basabilirsiniz. Dikkatli olun sakin bir şekilde level atlamaya çalışırken birden karşı ırklardan biri gelip sizi öldürebilir.
Her neyse, bence Rising Force’un başına gelmiş en kötü olay; CodeMasters Online'ın Avrupa sunucularını kapatıp bizi Amerika sunucularına muhtaç etmesi. Dolayısıyla oyunda acayip derece lag(ping) bulunması. Oyuna girdikten 5 dakika sonra yaşanan kopmalar, en güçsüz yaratığın sizi bu lag sayesinde madara etmesi lagın oyuna getirdiği kötülüklerden sadece birkaçı. Neyseki yakında oyunun Türkiye sunucularının açılacak olması beni rahatlatmış durumda.
Bunların yanı sıra bu lag etkeni, oyuncuları lisanslı olmayan, özel serverlara yönlendirmiş durumda. Tabiki bunda, bu serverlarda eşyalara kolayca sahip olmamız, leveli hızlıca atlamamız da büyük etken.
6. Dragonica
Bu sefer, şirin mi şirin grafikleriyle, yandan bakışlı kamera açısıyla karşımıza çıkan MMO oyunu Dragonica’yı ele alacağız. Dragonica, PvP bakımından ilk başlarda soğuk bakacağınız, sonrasında içine dalıp da çıkamayacağınız oyunlardan birisi. Benim gözümde Dragonica, yıllardır MapleStory'nin lider konumda bulunduğu 'Side-Scrolling MMO'larda yani yandan bakış açısıyla oynadığımız MMO oyunlarda aniden liderliği kapmış bir oyun.
Gelelim PvP sisteminin işleyişine;
oyunda lobi sistemiyle kurulan PvP odaları var. Buralarda savaşarak puanınızı arttırıyorsunuz ve o puanlarla karakterinizi güçlendirecek eşyaları satın alıyorsunuz. Kısacası resimli anlatımı için sizi
şöyle yönlendirelim.
Dragonica'nın eksik yönüne gelecek olursak çoğu oyunda büyük dertlere yol açan güçlü sınıf, güçsüz sınıf meselesi. Mesela bir Jester(Ninja) karakter bir Monk karakterini rahatlıkla öldürebilir. Gerçi uzun zamandır oyunu oynama fırsatım olmadığından, gelen yamalarla bu sorun değişmiş midir bilemeyeceğim. Bu arada Dragonica'da size ek olarak bir program tavsiyesi vereceğim. Yakınlarınızda bir gamepad varsa bu işinize yarayacak, oyunu daha eğlenceli hâle getirecek. Oyun gamepad kabul etmese de, 3. parti programlarıyla(Xpadder) bu gamepadi oyuna adapte edebilirsiniz. Endişelenmeyin, bu program oyundaki illegal yani ban yemenize katkı sağlayacak programlardan değil.
Kısacası Dragonica, zindanlara bağlı olan level sistemiyle, eğlenceli savaşlarıyla ve şirin grafikleriyle sizleri uzun süre sıkmayacak oyunlardan birisi. Fakat savaş sistemindeki çeşitliliğin olmaması Dragonica’yı uzun bir süre sonra kendini tekrar eden oyun haline getiriyor.
5. League of Legends
League of Legends, kendi sitesinin de tabiriyle bir DotA'yı örnek almış, DotA benzeri bir oyun. DotA benzeri derken herşeyiyle aynı mı peki? Tabiki değil. League of Legends, tamamen farklı kahraman ve eşyalarıyla ortaya çıkmış DotA’yı daha sistematik bir hale getirmiş bir MMO olarak karşımıza çıkıyor.
Fakat oyundaki eksiklikler göze çarpmıyor değil. Örneğin oyun oynanırken bir sesli konuşma sisteminin olmaması veya oyunda clan sisteminin olmaması ilk göze çarpan eksikliklerden biri. Neyseki sitede de yazana göre en kısa zamanda bu eksiklikleri gidereceklermiş.
Aramızda DotA’yı bilmeyen yoktur sanırım. Fakat kısaca özetlemek gerekirse her haritada üç koridor var. Amaç karşı tarafın alanını işgal etmek. Her kahramanın 4 yeteneği var. Tabiki bu yetenekler sizi bazı zamanlarda, hatta çoğu zaman düşman karşısında size yardımcı oluyor.
League of Legends’de bir maçtan bir maça atlarken vaktinizin ne çabuk geçtiğini anlamayacaksınız. Doğru söylemek gerekirse League of Legends, oyunu tam anlamıyla öğrendikten sonra sizde bağımlılık etkisi yapabilecek oyunlardan birisi. Bu arada League of Legends grafik bakımından bu listedeki bu yeri hak etmiyor fakat getirdiği yeniliklere ve sağladığı oynanabilirliklere bakarsak daha yüksekleri hak eden bir oyun.
4. Runes of Magic
Runes of Magic, ‘ücretsiz WoW’ diye nitelendirebileceğimiz oyunlardan bir tanesi. World of Warcraft’taki battlegroundlar, PVE-PVP serverlar ve özellikleri, zindanlar, eşya üretme sistemi Runes of Magic’e çok güzel aktarılmış. Ayrıca oyunda yine World of Warcraft’ta şahit olduğumuz bizlere yardımcı olacak olan AddOnlar yani eklentiler de mevcut. Kısaca tanımlamak gerekirse Runes of Magic, grafik etkenini ve ırk azlığını saymazsak World of Warcraft'ın ücretsiz hali diyebiliriz.
Bu arada Runes of Magic’de bahsetmek istediğim bir sistem de çift sınıf seçebilme. Her sınıfın basit yetenekleri ve sadece kendi sınıfına özel yetenekleri bulunuyor. Bu çift sınıf sistemiyle örneğin bir büyücü sınıfı healer sınıfını ikinci sınıf olarak seçtiğinde, hem healer sınıfının basit yeteneklerini hem de büyücü sınıfının bütün yeteneklerini kullanabilir.
Ek olarak bu ikinci sınıfı seçerken dikkatli olmanız gerekiyor. Sınıfların birbirine uyumlu olması sizi güçlü yapan etkenlerden birisi. Mesela yukarıda verdiğim Mage-Priest örneği çok güzel bir yapılandırma olarak karşımıza çıkıyor. Priest'in basit yeteneklerindeki can doldurma yeteneği ile Mage'in o güçlü büyü yetenekleri sizi ölüm makinası haline getirebilir.
Bu sistemin bir eksisi olarak ikisine ayrı ayrı level kasmamızı gösterebiliriz. Bu sistem bir yandan güzellik getirirken bir yandan oyunu tekrarlatarak Runes of Magic'e kötü bir etken getirmiş. Ayrıca bize verilen görevleri sadece bir karakterde kullanıyor olmamız, bu çift sınıf sistemindeki ikinci sınıfımızla oynarken bizi sıkan etkenlerden birisi olmuş.
3. Atlantica Online
Atlantica Online, sıra tabanlı strateji severler için tavsiye edebileceğim bir oyun. Oyundaki savaşma sistemi şu sıralar internet tarayıcıları üzerinden oynanan oyunlarla aynı sistem. Yani bir siz saldırıyorsunuz, bir karşıdaki. Bu yüzden seveni de çok sevmeyeni de çok olan bir oyun.
Gelelim çoğu oyunda ilk olarak aranan özellik. PvP sistemine. Her oyunda olduğu gibi istediğiniz zaman teklif usulü PvP yapabilmeniz dışında oyunda Free League adında bir sistem mevcut. Free League her gün belli saatler arasında yapılan bir etkinlik. Bu etkinlik başladığında bir uyarı gelir ve kayıdınızı yaptırırsınız. Kayıt sonrası işlem bitince sizin seviyenize uygun bir rakip çıkar karşınıza. Kazanırsanız para alıyorsunuz, kaybederseniz de değerli bir eşya alıyorsunuz. Bu eşya ile de oyun içi binek veya farklı eşyalar kazanabiliyorsunuz. Ayrıca Free League’de olan savaşlara bahis oynayabilir, bu yoldan da para kazanabilirsiniz.
Bu PvP sisteminin dışında oyunda geniş bir zindan sisteminin olduğunu da belirtmek gerekli. İlk seviyeden itibaren zindanlara girme şansına sahipsiniz. Bu zindanlardan da ansızın değerli birkaç eşya çıkarıp zengin olmak sizin elinizde.
2. Allods Online
Allods, yine bizlere Runes of Magic'de olduğu gibi World of Warcraft’ı andırabilecek bir oyun. Yine zindanlar olsun, grafik açısından olsun, eşya üretme sistemi olsun sizi tatmin edecek seviyede. Ayrıca oyunda Empire ve League adında iki taraf, Orc, Xadaganian, Arisen, Kanian, Elf ve Gibberling adında da 6 tane ırk bulunuyor.
Gelelim oyunları zevkli hâle getiren savaş sistemine. Öncelikle oyunda adam akıllı PvP yapmak, zaman geçirmek istiyorsanız oyundaki son seviye yani 40 levela gelmeniz gerekli. Oyundaki PvP sistemi şöyle; 20 leveldan sonra her iki taraf da ortak haritada level kasmaya başlıyor. Dolayısıyla aynı harita da savaşmaya başlıyorsunuz. Ayrıca oyunda 'Astral' adı verilen gemiler içinde savaşmak da mümkün.
Neden 40 level olmanızı söylediğime gelince. Çoğu oyunda da alışkın olduğumuz ‘ganker’ dediğimiz grupla burada da karşılaşıyoruz. Yani level atlamaya çalışırken aniden sizden yüksek seviyede birisi aniden gelip sizi öldürebilir. Dolayısıyla PvP sistemi oyunda sinir bozucu bir hal almaya başlayabilir. Ayrıca bunu okuduktan sonra ‘Ne güzel 40 level olduktan sonra herkesi öldürürüm, kazançlı ben çıkarım’ diyenlere; belli bir seviye farkından sonra karşı taraftan birini öldürünce size puan gelmemeye başlıyor.
Kısacası Allods, Runes of Magic'deki karışıklıkları gidererek ve üstüne güzel grafikler ekleyerekücretsiz oyun oynamak isteyenleri World of Warcraft'a daha da yakınlaştırmış bir oyun.
1.Dungeons and Dragons Online
Şimdi de çoğu RPG oyuncusunun ismini daha önce duyduğu efsane serinin MMO oyununa bir göz atacağız. Dungeons&Dragons Online, daha önce aylık ücretli olup, sonradan ücretsize çevirilen bir oyun. Ücretsize çevirilen diyince Free Realms'daki gibi tamamen ücretsiz sanmayın. Oyunda yine Free Realms’daki gibi değerli şeyler eşya dükkanında satılıyor. Bunların arasında bazı sınıflar, bazı zindanlara giriş için gereken eşyalar bulunuyor. Bu da oyunun kötü yönünü oluşturuyor.
Gelelim oyunun iyi yönlerine. Oyunda, adından da anlayabileceğimiz gibi zindanlar büyük yere sahip. Bu zindanlar diğer oyunlardaki gibi canavar öldür, ilerle şeklinde değil. Tamam yine canavarları öldürmemiz gerekiyor fakat zindanlarda uğraşmak zorunda olduğunuz bir de bulmacalar var. Bu da zindanları eğlenceli hâle getiren bir etken.
Zindanların dışında oyunu eğlenceli yapan büyük etkenlerden birisi de PvP sistemi. Çoğu oyunda gördüğümüz teklif usulü PvP DDO’da da karşımıza çıkıyor. Bunun yanı sıra oyunda 12 kişi sınırına kadar çıkan bir alanda takım olmadan ‘tek tabanca’ savaşabilir veya takımlı olarak 5 kişiye karşı 5 kişi belli seviye grubu içinde savaşabilirsiniz.
Geldik 'Alternatif Ücretsiz MMO Oyunlar' listesinin sonuna. Bu oyunlar tabiki benim listemde yer alan oyunlar. Bunların arasında benim ilk sırayı verdiğim oyunu siz hiç beğenmeyebilir, veya benim listede yer vermediğim oyunu siz çok beğenebilir olabilirsiniz. Her neyse, bir gün bu oyunlardan birinde görüşmek dileğiyle!