Asphalt: Injection
Ersin Çakı

Sayfa 1

Uzun zamandır Arcade-Yarış tarzındaki oyunlarını oynamıyordum. Özellikle Asphalt serilerini.

     İlk kez oyun konsolu ve cep telefonunu birleştiren fikirleriyle ortaya çıkan Nokia, N-Gage serisine Kasım 2006'da Asphalt Urban GT oyununu sunmuştu. O dönemlerde elimden düşürmediğim N-Gage ile Asphalt oynamak büyük bir keyifti. Üstelik grafikler de cep telefonlarında görebildiklerimizin en iyisiydi.

     PSP'nin çıkışıyla taşınabilir cihazlardaki oyun anlayışı çok farklı boyutlara ulaşsada, iOS işletim sistemine sahip iPhone'ların pazardaki yerini alması, mobil oyunların geleceğini çok yukarlara taşıyacaktı. Nitekim de öyle oldu.

     Bugünlerde el konsolları ve cep telefonları, mobil oyun pazarında büyük bir rekabet içerisindeler. Sony, en yeni cihazı PS Vita'nın güçlü işlemcisine ve birçok yeni teknolojisine güvenerek pazardaki varlığını hissettirse de, iOS gibi özellikle zengin oyun mağazaları bulunan platformlar, hem ucuz hem de birçok ücretsiz yapımlarla kullanıcının ilgisini çekmeyi başarıyor.
Bu noktada konuyu hem PS Vita için yayınlanan Asphalt: Injection'a hem de iOS platformları için yayınlanan Asphalt 6: Adrenaline bağlayacam.

     İki platform için de yayınlanan Asphalt oyunu Gameloft tarafından geliştirildi. Bu oyunlardan Asphalt: Injection Playstation Store üzerinden 65,00 TL gibi bir fiyata satılırken, Asphalt 6: Adrenaline ise App Store üzerinden 0.99$ (1,75 TL)'a satılıyor. Üstelik her iki platrform için yayınlanan Asphalt oyununun grafiklerine baktığımızda, iOS platformları için yayınlanan Asphalt: Injection oyununun daha iyi olduğunu görebilmek mümkün.

     Fiyattaki bu uçurum niye? Yani oyunu iOS platformlarından alıp PS Vita'ya port etseler bile kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. Asphalt: Injection çok yeni bir yapım gibi süslenmiş ve kullanıcının beğenisine sunulmuş. Oysa her iki oyunun da arasında oynanışa dair hiçbir fark ve değişiklik yok.
 

İki platform arasındaki farkları burada bırakıyor ve bizi ilgilendiren asıl oyunumuz Asphalt: Injection'a gözatıyoruz.

     Oyunu kutulu olarak satın alanlar, kutu içerisinde kitapçık olduğunu görecekler. Normalde bu kitapçık çoğu kutulu oyunda bulunmuyor. Bunun yerine oyuna enteğre edilmiş kullanma Klavuzu var.

     Oyun ilk açıldığında, bir yüzey üzerinde dönen aracımızı görüyoruz. Yine bu ekranda oyunumuza ait menüler bulunuyor.

     Free Race'ye giriş yaptığımızda Los Angeles, Cape Town ve Chamoix olmak üzere 3 tane pistimizin oynayabilir olduğunu görüyoruz. Diğer pistlerimiz ise ilk etapta kilitli olarak görünüyor. Kilitli olan pistleri yarış kazandıkça açmaya çalışacağız. Böylece onlar da oynayabilir olarak seçenekler arasında yer alacak. Ben hemen Los Angeles pistine girerek yarışmaya başlamak istiyorum.

     Los Angeles pistine tıkladığımız zaman, bu piste oynayabileceğimiz 10 farklı seçenek bulunuyor. Bunlar sırasıyla Normal Race, Elimination, Time Attack, Duel, Under Presures, Beat'em All, Collector, Drift, Urban Desturiction, ve Cop Chase.
Sayfa 2

     Online modunda ise, istersek dünyanın herhangi bir yerindeki PS Vita kullanıcısıyla yarışlara katılabiliyor, istersek de yanımızdaki arkadaşımızla birebir yerışlara katılabiliyoruz. Online modunda tüm haritalar ve tüm yollar kullanılabilir olarak karşımıza çıkıyor. Yani Asphalt: Injection oyununu aylar öncesinden satın alıp tüm kilitli eşyaları açmış bir kullanıcı ile, oyunu ilk defa oynayan bir kullanıcı, online modunda aynı şartlar ve aynı araçlarla yarışabiliyor. Ancak online modunda dikkatimi çeken olay ise, oyunun kalitesinden mi, yoksa satın alan kullanıcının azlığından mı bilinmez ama çoğu sunucu boş. Toplamda 8 kullanıcıya kadar desteklenen online modlarında, her yarışta en fazla 3 veya 4 kullanıcı bulunuyor. Diğer araçlar ise CPU tarafından oyuna boot ediliyor. Yani bilgisayara karşı bir yarış söz konusu. Hal böyle olunca da, asıl kendini oynatması gereken online modu, kısa bir süre sonra sıkıcı olabiliyor.

     Oyundaki gene özellikleri az çok tanımlamaya çalıştık. Şimdi oyunun içerisinde neler var, yarışlar nasıl kazanılıyor, ekrandaki simgeler ne anlama geliyor onlardan bahsedelim.*

     Hangi yarışa katılırsanız katılın, ilk önce piste genel bir bakış attığımız video ile karşılaşıyoruz. X butonuna basarak bu videoyu atlıyoruz. Yarış için araçlar pistteki yerini aldıktan sonra, sunum yapan bayan spiker üçten geriye doğru sayıyor. Start verilir verilmez araçlar gaza basıyor. Biz de doğal olarak gaza basarak yarıştaki iddiamız ile diğer araçları geçmeye çalışıyoruz.
     X butonu ve aynı zamanda R tetik butonu ile gaz verebilirken, Kare butonu ve L butonu ile firen yapabiliyoruz. Üçgen butonu ile kamera açılarını değiştirirken, Yuvarlak buton ile nitro yapabiliyoruz. Aracımıza yön verirken de sol analog butonunu kullanıyoruz. Tabi kontroller sadece bunlarla sınırlı değil. Dilersek menüden ayarlara gırerek oyun kontrollerini belirlenmiş seçenekler arasından seçebiliyoruz. Bunlar arasında Gyro-Sensör özelliğini kullanarak PS Vita'yı direksiyon gibi kullanabileceğimiz seçeneğimiz de var.
 

     Ekranda ise hız göstergesi, pozisyon göstergesi, nitro barı, tur sayısı ve mini harita bulunuyor. Aslında yarış sırasında çevre detayları benim için çok önemli. Ama ekranda yer alan bu göstergeler, gereksiz bir şekilde konumlandırılarak göz zevkimi bozuyor. Keşke Split Second yarış oyununda olduğu gibi bu göstergeler aracımızın kuyruğunda görünseydi.

     Yarış sırasında nitro yapmak için bazı özel çabalar harcamak gerekiyor. Mesela yoldaki mavi ve sarı nitro toplarını alarak, ekranın en üstünden görünen nitro barını doldurmaya çalışıyoruz. Nitromuzu hiç kullanmadan bu barı doldurduğumuzda ise, Yuvarlak butona basarak "Adrenaline" denilen hareketi gerçekleştiriyoruz. Adrenaline yaptığımızda ise, çevre ışıkları birden koyulaşarak enteresan bir havaya bürünüyor. Bu sayede aracımız ışık hızı diye tabir edeceğimiz bir hıza ulaşıyor.

     Oyundaki amacımız sadece yarışmak ve birinci gelmek değil tabi ki. Yarış sırasında yolda bulunan paraları toplayarak, çevredeki eşyalara (çöp bidonu, tabela vs.) çarparak, Drift yaparak, yüksekten uçarak ve rakipleri saf dışı bırakarak puan toplamaya çalışıyoruz. Böylece yüksek puan ve paralar toplayarak yeni eşyalar satın alabiliyor ve araçlarımızı modifiye edebiliyoruz. Her seferinde topladığımız para puanları ile aracımızı daha güçlü kılabiliyoruz.