Koskoca bir ömrün sonuna gelindiğinde, ne kalır geriye insanoğlunun elinde? Pişmanlıklarımız, üzüntülerimiz, kahkahalarımız, o an için felaket gibi görünen ama şimdi bakıldığında gülüp geçilen sıkıntılarımız. Anılarımız yani, hatıralarımız. Tüm bir yaşamın özeti saklıdır hatıralarda. Kaybettiğinizi düşünün bu en kıymetli manevi hazinelerden birini. Hayatınızdaki kırılma noktalarını güç bela anımsadığınızı…
Hayatının en güzel, en özel, en kalp kırıcı anları bulanık birer yansımadan ibaretleşir bunamaya başladığında insan. Ancak neyseki bilim, genetik ve psikolojik alanda yapılan atılımlar sayesinde insanoğlunun zihni bir harita haline getirmeyi başardı. Böylece kırılgan insan zihni içinde gezebilir ve kaybedilenleri geri getirebiliriz. En azından Ether One’ın kurgusal dünyasında durum böyle.
Siz bir onarıcısınız. Hatıralarını ilk günkü tazelikle hatırlamak isteyenlerlerin başvurduğu bir şirketin en kıymetli çalışanlarından birisi. Hastanız, 69 yaşındaki Jean ömrünün son demlerinde ve bunamayla cebelleşiyor. Ona hatıralarını geri kazandırmaya ne dersiniz?
Ether One, bunama hastalığından muzdarip bir kadının zihninde yaptığımız yolculuğu anlatan hikaye keşfetmeye odaklı ve oyuncu seçimine bırakılmış bulmaca öğelerine sahip bir yapım. Hastanızın zihnine dahil oluyor ve paslanmış hatıraları yeniden gün yüzüne çıkarmayı çalışıyorsunuz. Takdir edersiniz ki oyunun bel kemiğini oluşturan hikaye büyük bir gizemle örtülü biçimde servis edilmiş. Oyun alanına serpiştirilmiş olan pek çok yazılı metin ve hastanızın yer yer hatırlayacağı sesler bir yankı olarak oyun alanına yansırken, onu üzen ve sevindiren şeylerin ne olduğu konusunda ipuçlarına ulaşıyor ve olayları tekrar canlandırmayı amaçlıyorsunuz. Yolculuğunuzun başından sonuna kadar sizinle sürekli iletişim halinde olan İngiliz aksanlı bayan bir anonsçu da size yoldaşlık ediyor. Bu karakterin varlığı sizin bir iş üzerinde olduğunuzu, hatıraları kurtarmanın ne kadar mühim olduğunu hatırlatırken, ortaya çıkan kimi konuşmalarla oyuna hakim olan gizem havası perçinlenmiş oluyor.
Her hatıratın bir bölümü temsil ettiği yapımın en ilginç yönlerinden birisi ilerleyişin 2 farklı şekilde gerçekleştirilebiliniyor olması. Dear Esther’a benzer biçimde hikaye keşfine dayanan oyunda her bir makale, gazete küpürü, mektup veya not olanı biteni anlamanızda kıymetli bir rol oynuyor. Bu ilk kısımda mekan ve hikaye içeriğini keşfetmeye dayalı biçimde olayları çözüp, bölümü bitirebilir, ufak bulmacalar eşliğinde finale ulaşabilirsiniz. Ancak hikayeyi daha iyi anlamak ve unutulanla akılda kalanlar arasındaki sisli perdeyi kaldırmak için çözeceğiniz bulmacalar, hikayeyi keşfetme noktasında size çok daha fazlasını sunacak. Bu noktada Ether One’ın ilginç oynanış dinamiği karşılıyor bizleri.
Zihnin merkezi olarak adlandırabileceğimiz ve hatıra bölümlerine geçiş yaptığımız ana bölgemizde, silik hatıra bölümlerinden topladığımız resimler, ses yankıları ve notlar bir araya geliyor ve dosyalanıyor. Oyunun hangi aşamasında, ne zaman, nerede olursanız olun T tuşuna basarak bu ana merkez ve hatıra bölümü arasında git geller gerçekleştirebiliyorsunuz. Bu işlev özellikle bulmacalarda kilit rol oynuyor. Etraftaki pek çok objeyle etkileşime geçebiliyorsunuz ve yanınızda yalnızca bir obje taşıyabiliyorsunuz. Ancak geniş hatıra bölümlerinde bulmacaları çözmek için ihtiyacınız olan nesneleri bulmak adına tekrar aynı mekanlara gitmek yerine tıpkı oyunun otomatikman görsel, not ve ses yankılarını ana merkezde topladığı gibi siz de el yordamıyla işe yarayan nesneleri merkeze toplayarak bu objeleri sürekli el altında tutabiliyorsunuz. Ancak oyundaki neredeyse her objeyle etkileşime girebiliyor oluşumuz, bulmacanın çözümünde hangi nesnenin çalışacağı konusunda bazen sizi sürüncemede bırakıp, hikayeyi açığa çıkarmak için gerçekleştirdiğiniz araştırmadan soğumanıza sebep olabiliyor.
Görsel olarak Ether One, sulu boya tarzını benimsemiş. Üst düzey kaplamalar, ince detaylar ve ayrıntılardan çok, uzaktan bakıldığında hoş duran bir çalışma var karşımızda. Cel shaded çizgileriyle betimlenen dünyada ışık oyunları ve gölgelendirmeler de herhangi bir şekilde söz sahibi değil. Atmosferin ön plana çıkmasında rol sahibi olan arka plan müziklerine sahip Ether One ama karakterimizin bulunduğu bölgeye göre çıkardığı adımlar bazen o bölgenin hissini vermekten geri kalıyor.
Ether One, gizemi ve keşfetmeyi seven, hikayeyi sıkı takip eden, bulmacalarla kafa patlatmaktan keyif alanların hedefinde yer etmesi gereken bir oyun. Şayet Dear Esther’ı beğendiyseniz, Ether One görselliğiyle olmasa dahi farklı oynanış dinamikleriyle birlikte size hoşça vakit geçirTebilir. Ve unutmayın, hatıralarla ölmek yeğdir; gerçekleştiremediğiniz düşlerle ölmekten.