Savaş alanlarının vazgeçilmez sınıflarından biri olan keskin nişancılar, kimi zaman bir Hollywood filminde, kimi zaman gerçek hayattaki hikayeleri ile kimi zaman ise oyunda karşılaştığımız halleri ile karşımıza çıktılar. Özellikle çoklu oyunculu oyunlarda, kullanana büyük bir keyif, kurşunu yiyene ise saç baş yolduran keskin nişancıların aklımıza kazındığı bir çok sahnede bulunuyordur. Şahsen beni son dönemde en çok etkileyen bu sahnelerden birisi de Call of Duty 4: Modern Warfare’da karşıma çıkmıştı. Bende sniper kullanmaktan pek haz etmeyip, saç baş yolan tayfadan olmama rağmen CoD 4’ün Sniper üzerine kurulu o bölümünden fazlasıyla etkilenmiştim. Benzer oyunlarda da bu gibi sahneleri görüp, tadı damağında kalan var ise sizi Sniper : Ghost Warrior’a davet edelim.
City Interactive imzasını taşıyan Sniper : Ghost Warrior konu olarak oldukça klasik bir şekilde karşımıza çıkıyor. Latin Amerika’da oyun için kurgulanan Trueno adasında geçen oyunda Tyler Wells adlı seçkin bir keskin nişancı rolüne bürünüyoruz. Görevimiz ise adada hükümeti devirip başa geçen gruba karşı istihbarat toplamak ve adada bulunan esirlere yardımcı olmak. Sizce de oldukça klasik değil mi?
Sniper Ghost Warrior, oldukça etkileyici ve sade bir giriş videosu ile açılışını yapıyor. İtiraf etmeliyim ki oyunun ilk dakikalarında karşınıza çıkan bu videoda sonra tüm oyuncuların içerisindeki yatarcanlık (sniper)hisleri kabaracaktır. Videoyu geçip oyuna girdiğimizde ise kısa bir eğitim unsuru ile karşılaşıyoruz. Bu eğitimide geçtiğimiz anda ise ilk görevimizin talimatlarını da almış oluyoruz.
Oyunun büyük bir bölümünde keskin nişancı olarak ilerlesekte, savaş alanında ön saflara geçtiğimiz, yani diğer silah türleri ile çarpıştığımız kısımlarda yer alıyor. Keskin nişancı olduğumuz bölümlerde ise sınıfımızın tüm gerekliliklerini yerine getirmeliyiz. Yani sessiz olmalı, düşmanlarımızı öldürmeli ve ayakta kalanların kurşunun nereden geldiğini anlamalarına müsade etmememiz gerekiyor. Elimize normal silahları aldığımız bölümlerde ise oynanış gayet normalleşiyor ve oyun klasik bir FPS havasına bürünüveriyor.
Oyunun Sniper bölümlerinde farklı dinamiklerede yer verilmiş. Sessiz olacağımız için hem dürbünlü tüfeğimizde, hemde tabancamızda susturucu takılı. Bunun yanı sıra bir de bıçak faktörü bulunuyor. Düşmanlarımızı bıçakla da indirebiliyoruz. Bı sızma görevlerinde en ön plana çıkan nokta ise elimizdeki kancamız oluyor. Bu kanca ile ağaç dallarına tutunup kendimizi yukarı çekebiliyor veya dik bir yamaçtan yavaş yavaş aşağı iebiliyoruz. Kancanın sadece oyunun belli başlı noktalarında ve oldukça az kullanılması ise büyük bir eksi olmuş.
Gelelim Sniper Ghost Warrior’un beni etkileyen en büyük özelliğine. Oyunda bazı aksiyon anlarında mükemmel diyebileceğim sinematikler kullanılmış. Bazı durumlarda, özellikle rakiplerinizi kafasından vurduğunuzda veya ilk ve son düşman ise araya kaliteli bir sinamatik girebiliyor. Yani düşmanınızın kafasına nişan aldınız. Tetiği çekmenizle birlikte kamera açısı değişiyor, kurşunun yavaşça havada süzülüşünü ve düşmanınıza doğru giderek sonuçta hedefi tutturuşunu izleyebiliyorsunuz. Sinematik açıdan oldukça iyi olan bu işleyiştede bazı problemler bulunuyor. Kafasından vurduğunuz bir asker, yavaş çekim havada iki takla atabiliyor. Sinematik çekimde kan efektlerini göze hoş gelen bir şekilde dağıldığını da eklemeliyim. Bu değişen kameranın ve oyun dinamiğinin bazı ufak hatalar dışında hiç aksamadan geçekleşmesi ise dediğim gibi oyunun en iyi yönlerinden birisi oluyor.
Oyunda anlattığım şu kısıma kadar pek sorun yok gibi değil mi? Keşke öyle olsaydı ama oyun gerek teknik gerekse de oynanış bakımından bir çok eksikliğide beraberinde getiriyor. Öncelikle oyunun işleyişinde büyük problemler var. Harita oldukça geniş ve görevleri genelde checkpoint adı verilen sistem ile tamamlıyorsunuz. Buna rağmen bu işleyiş tamda olması gerektiği gibi değil. Mesela önünüzde bir askeri grup var. Gitmeniz gereken yer, yani checkpoint noktası ise bu askerlerin ilersinde bulunuyor. Sessizce ilerlerken birden farkedildiniz diyelim. Alarmlar çalıp, askerler sizi bulmaya çalışıyor. Siz dümdüz koşup checkpoint noktasına vardığınızda ise ekran kısa bir süreliğine kararıyor ve göreve devam ediyorsunuz. Yani az önce galeyana gelen askerler sanki hiçbir şey olmamış gibi voltalarına devam ediyorlar.
Bu bağlamda oyundaki yapay zekadan da bahsetmek isterdim ama söyleyecek pek bir şey bulamıyorum. Ekip halinde ilerlediğinizde düşmanlarınız, yanından geçen ekip arkadaşlarınıza aldırış etmeden size odaklanıyor veya önünde öldürdüğünüz askeri göremeyebiliyor. İki düşman askerinin karşılıklı volta attığını düşünün. Birini diğer gittiğinde öldürdüğünüzde, diğer asker cesedin yanına doğru yanaştığında yerdeki cesedi göremeyebiliyor. Ayrıca bazı manıtık hataları da oyunda kendine yer edinmiş. Örneğin sizin keskin nişancı silahınız ile zar zor nişan aldığınız uzaklıktaki bir asker, siz kafanızı taşın arkasından çıkarır çıkarmaz elindeki normal tüfek ile o mesafeden sizi vurabiliyor.
Oyun çoklu oyuncu modları ile bir nevi sizi eğlendirsede tek kişilik oyundaki monotonluğu belli bir süre sonra çoklu oyuncu modlarında da hissediyorsunuz. Multiplayer kısmında teke tek ve takım halinde müsabakalar gibi klasik oyun modları bulunuyor.
Chrome Engine grafik motorunu kullanan Sniper Ghost Warrior, oyun alanı olarak oldukça geniş bir çevreye sahip. Her ne kadar open world tarzı bir oynanışa sahip olmasada görev sisteminde geniş alanlarda mücadele ediyorsunuz. Çevre ve atmosferin bu bağlamda etkileyici olduklarını söylemeliyim. Buna rağmen tabi ufak çaplı hatalarda bulunuyor. Örneğin otların rüzgarda sallanışları gayet iyi tasarlanmış. Yakından baktığınızda ise otların sanki toprağa saplı değilde suyun üzerinde süzülüyormuş gibi yani kökten dalgalandıklarını farkedebiliyorsunuz.
Çevre detayları atmosferi bir nebze tamamlamasına rağmen
oyunda grafiksel olarak bir çok hatada bulunuyor. Öncelikle kaplamalar çok düşük ve bazı yerlerde çok sırıtıyor. Klübelerin camlarına, dolaplara ve kapılara baktığınızda veya masa üzerinde dizili olan kitaplara baktığınızda oyundaki kaplama problemini ve detaysızlığı çok net bir şekilde görebiliyorsunuz.
Bu hatalar dışında havada asılı kalan silahlar, özensiz patlama efektleri ve öldüğünde anlamsız şekillere giren askerlerde eklenince Sniper Ghost Warrior’un grafikleri vasatı maalesef geçemiyor. Grafiklerde olduğu gibi oyunun ses ve müzikleri de çok etkileyici değil. Bazı çatışma anları dışında genelde benzer tonlara sahip müzikler ile karşılaşıyoruz.
Sonuç olarak Sniper Ghost Warrior maalesef vasat bir oyun görüntüsü çiziyor. İçerisinde barındırdığı bir çok hata, yapay zeka ve oyun dinamikleri ile oyun günümüz kalitesine yetişemiyor.
Bu görünümü ile oyun altı, yedi yıl önce yapılmış olsa bir nevi başarılı olabilirmiş. Oyuna savaş alanında keskin nişancı tüfeği kullanmayı seven
Soteciler ve türü sevenler bir göz atabilir. Kaliteli ve eğlenceli bir oyun arayanlara ise maalesef öneremiyorum.