Markalaşan adı ve satış rakamlarıyla dışardan bir göze video oyun endüstrisinin gücünü kanıtlamak namına sunulabilecek en önemli yapımlardan birisi Call of Duty. Ve her yıl gerçekleşen çıkışıyla her seferinde tazelenmiş, heyecan verici bir içerik sunması gün be gün zorlaşıyor. Infinity Ward ve Treyarch'ın ardından Call of Duty'e özel bir yapımcı olarak atanan Sledgehammer, Modern Warfare'ın başlattığı günümüz savaşları trendinden koparıyor oyunu ve Advanced Warfare’la yakın gelecekte yeni teknolojik oyuncaklarla yepyeni bir aksiyonun orta yerine bırakıyor. Temel gaye serinin paslanmaya yüz tutmuş içeriğine yeni bir dönemle birlikte yeni bir yorum katmak. Modern dönem savaş yorumuyla shooter türünü etkisi altına alan Call of Duty, Advanced Warfare’la etkisi altına almaktan çok etkisi altında kaldığı oyunların izinden gidiyor ve buna alışılagelinmiş yorumunu ekliyor.
Kevin Spacey gibi usta bir aktörün yüzü ve sesiyle dahil olduğu hikaye bu noktada özel bir anlatı arayanlara yavan gelecek. En büyük problem, oyunun henüz tanıtım videolarıyla dahi açık biçimde kimin hangi tarafta olduğunu ilan etmesi. Bir oyuncu olarak sürpriz bir kırılma anından ziyade -ki zaten oyun da bunu kovalamıyor- gerçekleşeceğinden emin olarak sadece namlunun ne zaman diğer yöne çevirileceğini beklemeye koyuluyorsunuz. Gidişatı ve hatta finali yolun başında fark edebileceğiniz senaryoda tansiyonu yükselten en önemli unsur, yeni teknolojik oyuncaklarımızla birlikte süslenen ve artık kalıplaşmış hale gelen Call of Duty usulü sinematik sunum tarzı olmuş.
Yine silah arkadaşlarımızın peşinden koşturduğumuz, eş zamanlı hareket ettiğimiz anlar, araçlı takip sahneleri, patlamalar, çatlamalar ve nokta atışı yapmamız gereken hedefler. Nijerya’dan Arjantin’e; Güney Kore’den Yunanistan’a Atlas şirketinin de önderliğiyle yeni bir çehre kazanmış dünyada doğru olanı yapmayı kendine görev edinmiş Mitchell’ın kontrollerini ele alarak çıktığımzı yolculuk yer yer yapaylaşan, yer yer tansiyonu yükselten; nihayetinde Modern Warfare’ın başlattığı akımı yineleyecek güçte olmayan bir seyahat.
Yeni nesle girişi Ghosts ile yapan seri gerçek anlamda görsel sıçramayı Advanced Warfare ile gerçekleştirmiş ve saniyede 60 kare oranından ödün vermemiş. En önemli çalışma karakter yüz detaylarında. Özellikle ara sahnelerde bir oyun değil kanlı canlı aktörlerle çekilmiş bir film karesi izliyorsunuz adeta. Işıklandırmalarda da usta işi bir tablo ortaya koyan, kaplamalar, etrafta uçuşan nesneler, silahlar ve üzerlerinde yer alan hologramik görünümle arzulananı veren Sledgehammer ekibinin bu başarısı her sahneye, her detaya yansımamış. Doğada çok daha çarpıcı duran Advanced Warfare, şehirlerde, bazı nesnelerin çizimlerinde, bazı detaylarda es geçilmiş bir yapım. Çevre etkileşiminde yerine göre yeterli bir iş çıkaran yapımın özellikle düşman animasyonları yeni nesil dediğimiz noktada daha fazlasını arzulamamıza sebep. Biraz daha dikkatli bakmaya yeltendiğinizde sahnelerde ve mekanlardaki ruhsuzluğa şahit olacaksınız. Gözünüz önünde roket atarı makinalı tüfeğe dönüşen, merdiven olmayan yerden merdiven varmışçasına tırmanan düşmanlar, kopyala/yapıştır halk tiplemeleri ve kimi zaman acemi işi patlama sahneleri.
Özellikle silah seslerinde daha önceki oyunlarına oranla daha vurucu tonlar kullanan yapımcılar nihayetinde kurgusal, fütüristik silahlarla çıkageldikleri için silah sesleri kimi oyuncuları tatmin etmeye bilir. Ayrıca heyecanın tavan yaptığı anlarda, örneğin bu sahnede, ya da köpeklerin üstünüze saldırdığı bu sahnede duruma uygun ses efektleri kullanabilmiş değil.
Bir Call of Duty klasiği olarak sarı noktaları takip ettiğimiz bir güzergahımız ve görev noktalarımız var. Her Call of Duty script ağırlıklı ilerler ancak bu kez güzergahın dışına çıkmanız çatışma anlarında dahi pek istenmiyor. Çok değil bir adım ötesinde görev noktasını terk etmiş sayılıyor, hatta bu açık alan çatışma bölgesinde bile düşmanın arkasından dolanamıyorsunuz. Bir adım ötenizde gerçekleşen savaşa bakmanız yasak. Oyun “kurcalama oraları, bak ben sana daha güzel şeyler göstericem” dercesine kendi güzergahından ayrılmamanızda ısrarcı. Eğer oyun alanıyla pek ilgilenmeyen, oynanıştan ziyade sinematik sahnelerin keyfine dalanlardansanız bu konuda pek rahatsızlık hissetmeyeceksiniz.
Eh, exoskeleton’un da katkısını unutmamak lazım. Savaş alanında taktiksek bir avantaj sağlayan ve görevlerdeki etkinliğinize mütevazi kazanacağınız puanlarla güçlendirebileceğiniz exoskeleton, Crysis’in nanosuiti gibi. sağa sola hızlı atılımlar yapma, çift zıplama, görünmez olma, daha güçlü yakın dövüş unsurlarına kavuşma gibi yetiler veriyor size. Exoskeleton, Advanced Warfare’ın en dikkat çekici yeniliği ama oyuna sunduğu yeniliklerin kullanımı senaryoda yazanlardan ibaret. Her bölüm başlangıcında size bölümde kullanabileceğiniz exoskeleton özellikleri tanıtılıyor. Her görevde çift zıplayamıyorsunuz mesela veya her bölümde grapple hook, görünmezlik, tırmanma eldivenlerinizi kullanamıyorsunuz. Kullanacağınız yerler de önceden yazılmış bile. Yani yeni yetenekleriniz hızlı savrulma dışında oyuncu tercihine değil de senaryonun ellerine bırakılmış. Gidişatı belli olan senaryo ise kimi yerlerde silik kimi yerlerde tempolu görevlerle yeni malzemeleri kullanmaya çalışmış. Tipik Call of Duty sinematik sunumunun bir parçası bu işleyişi kıran bölümler yok değil. Grapple hook yani kancanızı özgürce kullanabildiğiniz ve nöbetçileri sinsice gizli alanlara çektiğiniz bu bölümde script sahneler dışında verilen yeni dinamikleri kullanabiliyor olmak kısa dahi olsa keyifli.
Karşılaştığınız görevler (benim favorim Yunanistan operasyonu) yeni savaş teknolojisiyle süslenmiş içeriğiyle heyecan verici anlara dönüşmüş. Dronları yönetmek, bir bölgeyi belli süreliğine sessizlikle yalıtarak gürültü çıkarmaktan korkmadan hareket etmek, görünmezlik, karambol anlarda düşmanı belirgenleştiren ya da en münasip bölgeyi seçerek patlayan akıllı bombalar, fütüristik silahlar, araçlar ve takip sahneleriyle Call of Duty: Advanced Warfare sizi afilli bir aksiyon filminde başrol olma şansı tanıyor. Bazen sahneler ve görevler size fazlasıyla tanıdık ya da nostaljik gelebilir....
4 kişilik co-op modu exo survival yapımın belki de en zayıf halkası. Ghosts’un üzerinde ayrıca düşünülmüş hikayesiyle servis edilen Extinction moduna istinaden exo survival kendini özel hissettirmeyen bir sunumla, yapay zeka dalgasını savurmaya yönelik bir mod olmuş. Heyecanla beklenen zombi modunun dlc olarak gelecek olması ise bu noktada oyunu yarım hissetirebilir.
Her Call of Duty’de olduğu gibi, yapımın can damarı multiplayer modu. Ve her zamanki gibi hız ve refleksin başrolü oynadığı bir savaş alanı. Eklenen yeni hareketlerle oyunun çok daha hızlı bir yapıya büründüğü aşikar. Çift zıplama; sağa, sola, ileri, geri sıçrama gibi hareketlere ek olarak hızlı koşu, kalkan, hızlı iyileşme, havada süzülme gibi exoskeleton yetenekleri var karşımızda. Titanfall, Halo ve Crysis gibi yapımların bir harmanı olarak tanımlamak doğru olacaktır bu noktada yapımı. Parkur öğeleri Titanfall kadar özgür olmayan, exoskeleton yetenekleri Crysis’i oynayanlar için taze bir içerik olarak görülemeyecek yapımda geniş bir karakter kişiselleştirme yelpazesine sahibiz. Perkler ve kill streak hediyeleri yanında soot sistemi de bu moda yeni bir soluk getirmiş.. Maç esnasında yaptığınzı hareketler veya seviye atlamanıza mütevazi düşüreceğiniz lootlarda daha fazla kişiselleştirme içeriği, maç içi destek paketlerine sahip oluyorsunuz. Klasik modlar dışında adeta bir futbol müsabakası gibi ilerleyen Uplink modunda taraflar korudukları alana düşmanın taşıdıkları çipla girmesine engel oluyor.
El bombasının eski etkinliğini yitirdiği savaş alanında haritalar çift zıplama yeteneğimizle bağdaşık olarak katmanlı tasarımlanmış. 13 haritamiz var ve örneğin Bio Lab haritasında tüpleri patlatarak etrafa gaz salınmasını ve oyuncuların bu gazdan etkilenmesini tetikleyebiliyorsunuz. Multiplayer modunda bazen spawn bölgeleri dengesizleşirken en büyük sorun bağlantıda yaşanıyor. Son derece hızlı olan ve reflekslerin öne çıktığı bir sahada ping sorunları sizi çileden çıkartabilecek büyük bir sorun. Ayrıca silahların dengesinde de bir ayarlamaya gidilmesi şart.
Call of Duty: Advanced Warfare yeni savaş teknolojiyleriyle senaryo modundaki klasik sunum tarzını aşmaya çalışmış ve Ghosts’a oranla çok daha eğlenceli bir ilerleyiş sunmuş. Klişe hikaye, fütürstik mekaniklerle süslenen tuşlara zamanında basma ve sinematik anlarla ipten alınıyor ama serinini bilindik sunumu dışına da çıkılmıyor. Mevcut sıkıntılarına rağmen exoskeleton eklentisiyle daha da hızlanan ve keyifli hale gelen multiplayer modu yapımın öne atılan en dikkat çekici bölümü. Advanced Warfare tıpkı Modern Warfare gibi hikayeye yeni bir dönem getiriyor ama bunu hem Modern Warfare hem de etkisi altında kaldığı diğer oyunların gölgesinde gerçekleşiriyor.