Haftalık Dizi ve Film Önerisi 21: What We Do in the Shadows

Özgür Eroğlu

Haftalık dizi ve film önerilerinin yirmi birincisi ile birlikteyiz. Bu hafta aynı isme ve konuya sahip komedi türündeki iki yapımı önereceğim. Diğer öneri yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bu tavsiye yazılarında az bilinen yapımları önerme veya belli bir konsept yoktur. Örneğin Cyberpunk 2077 öncesi herkesin bildiği Blade Runner filmini de Cyberpunk 2077’ye hazırlık amacıyla önerebiliriz. Az bilinen yapımlar ve kaliteli yapımlar dışında, o hafta izlemenizin daha iyi olacağını düşündüğümüz yapımlar da önereceğiz. Şimdi önerilerimize geçelim.

Film Önerisi: What We Do in the Shadows


Vampir edebiyatını ve vampir temalı filmleri her zaman sevmişimdir. Ancak sevdiğim vampir, gerçekten vampir olan vampirler. Yani çok yakışıklı veya güzel olan değil, son derece çirkin ve korkunç olan vampir. Wattpad hikayesi içerisinde olanlar değil, korku hikayelerinin içinde olanlar. İlk başlarda Twilight gibi yapımlarda vampir temasının daha farklı kullanılmasına karşı olumsuz bir duygu hissetmemiştim, ancak Twilight’tan sonra bu tarz yapımların artması ile vampir teması korku edebiyatından çıkıp gençlik kitaplarının temel temalarından biri haline geldi. Hal böyle olunca da vampirleri korku türü dışındaki yapımlarda ne zaman görsem, önyargı ile yaklaşıp tüketmemeye başladım. Bu anlamsız inadım bugün önereceğim film ve hatta dizi ile kırıldı diyebilirim.

Yine vampir temalı olan bu filmin yani What We Do in the Shadows türü ise komedi. Yönetmenliğini ve yazarlığını Jemaine Clement ve Taika Waititi’nin yaptığı filmin oyuncu kadrosunda Jemaine Clement, Taika Waititi, Cori Gonzalez-Macuer, Jonny Brugh, Ben Fransham ve Stu Rutherford bulunuyor. What We Do in the Shadows filminin tek türü aslında komedi değil, aslında bir “documentry” yani belgesel filmi. Ancak direkt olarak belgesel değil, aynı The Office gibi. Çoğu zaman kameramanın orada olduğunu unutuyorsunuz, normal bir film izliyor gibisiniz.


Dizinin komedisini nasıl anlatacağımı tam olarak bilmiyorum. Taika Waititi’nin kendine has bir komedisi var. Hatta Taika Waititi’nin komedisini bildiğim için Thor: Ragnarok’un komedi filmi gibi olacağını duyduğumda sevinmiştim. Ancak ne yazık ki Thor: Ragnarok’ta saf bir Taika Waititi komedisi değil, Marvel komedisi ile birleşmiş halini izlemiştik ve o da gerçekten çekilecek dert değil bana göre. Taika Waititi’nin saf komedisi bence oldukça kaliteli ve bunu da What We Do in the Shadows’da sonuna kadar görebiliyoruz. Komedisini tam tarif edemiyorum, ancak nedense komedisi için naif demek istiyorum. Film, uzun yıllardır hayatta olan 3 vampirin Amerika’daki hayatını anlatıyor. Geçmişinde gerçekten oldukça acımasız olan (en azından bize öyle olduklarını söylüyorlar), günümüz yaşamına uyum sağlayamamaları işleniyor. Neredeyse her vampir klişesine de değiniyor. Geceleri dışarda vakit geçirmeye çıkmaları, insanları öldürmekte çekinmemeleri, ancak ev batmasın diye titizlikle çalışıp gazete sermeleri ve kurt adamlarla olan ilişkilerini izlemek oldukça keyifli. Daha fazla hikayesi hakkında konuşmasam daha iyi olur, sizin bilmeden deneyimlemeniz çok daha keyifli olur.

Ayrıca daha önce dediğim gibi film belgesel tarzında bir film. Zaten hayatlarının nasıl olduğunu izlemememizin sebebi de bu belgesel ekibi. Bu tarzda çekilmesi de gerçekten muhteşem olmuş. Ara ara vampirler ekrana dönüp bir şeyler anlatıyorlar veya bazı olayları açıklıyorlar. O kısımlar özellikle keyifli olmuş. Oyunculuk hakkında da konuşmam gerekiyor çünkü sizi bilemiyorum ama nedense Taika Waititi’nin oyunculuğunu seviyorum. Filmin komedideki naifliği gibi oyunculuğu da oldukça naif. Özellikle bu filmde. Muhteşem bir oyunculuk izlemesek de çok tatmin edici ve keyifli bir oyunculuk var. Bir diğer parantezi de Jemaine Clement için yapmak istiyorum. Jemaine Clement’in, geçmişi çok popüler olan ve havalı takılmaya çalışan karakteri oynayışı gerçekten muazzam. Kendisi ekstra bir hava katmış filme.


Sonuç olarak bu filmi komedi filmi seven herkese öneriyorum, ancak bu filmin komedisinin herkese uygun olmadığını da söyleyeyim. Filmin mizahı için “çocuksu ve saçma” yorumları görebilirsiniz. Ancak kesinlikle öyle değil, filmin kendine has bir komedisi var, bu yüzden çocuksu ve saçma yorumlarına aldırış etmeden mutlaka bir şans verin. Eğer şans verip severseniz uzun bir What We Do in the Shadows içeriği sizi bekliyor çünkü ve kalitesinden kesinlikle ödün vermiyor, bu uzunluk yüzünden. Neden uzun dediğimi birazdan açıklayacağım. 2014 yapımı filmin süresi 1 saat 26 dakika.

Dizi Önerisi: What We Do in the Shadows


Evet, dediğim gibi filmi severseniz sizi uzun bir What We Do in the Shadows içeriği bekliyor. Çünkü filmin yaratıcısı Jemaine Clement’in aynı isimli bir de dizisi bulunuyor. 2019 yılında yayınlanan dizi, konu olarak benzer olsa da oyuncular farklı. Filmi izlediğinizde sizin aklınıza gelecek mi bilmiyorum ama filmin belirli bir kısmından sonra “Bunun dizisi olsa çok güzel olur.” demekten alamadım kendimi. Vampirlerin günümüzdeki günlük hayatını tek bir film yerine dizi olarak birkaç bölümde görmek çok daha tatmin edici. Çünkü film ayrıntılara girmek istiyormuş da giremiyormuş gibi.
2019 yılında başlayan dizinin oyuncu kadrosunda Kayvan Novak, Matt Berry, Natasia Demetriou Harvey Guillén ve Mark Proksch gibi isimler bulunuyor. Konu olarak ise aynı yine üç vampirin ve bir tanıdıklarının günlük yaşantısına odaklanan bir komedi dizisi.


Sizin de fark edebileceğiniz gibi oyuncular farklı, ancak açık konuşmak gerekirse filmdekilere göre daha güzel karakterler var dizide. Her karakterin kendine ait özellikleri var ve gerçekten muazzam yazılmış. Aslında ben Matt Berry için diziyi izlemeye başladım, ancak karakterler o kadar güzel yazılmış ki hangi karakteri seveceğimi şaşırdım. Bu yüzden filmi izledikten sonra beğenip diziye geçerseniz, oyuncuların farklı olması sizi üzmesin, aksine mutlu olabilirsiniz bile. Hatta filmdeki oyuncuların kullanılması yapımcıların da aklına gelmiş, ancak sonrasında dizinin daha özgün olmasını istemişler ve bu fikirden vazgeçmişler.

Bunun dışında dediğim gibi yine vampirlerin günlük yaşantılarına odaklanılıyor tek bir farkla bu sefer çok daha ayrıntıya giriyorlar. Bu da hem günlük yaşantılarına hem de vampirlere karşı çok daha fazla detay öğrenmemizi sağlıyor. Bildiğimiz vampirler dışında diziye başka vampir çeşitleri de eklenmiş. Hem günümüze çok uygun olmuş hem de çok başarılı bir mizah yaratılmış. Özellikle ara ara diziye başka oyuncular geliyor ve o bölümler çok daha keyifli oluyor. Çünkü gelen vampirleri canlandıran oyuncular genelde çok tanıdık ve başarılı oyuncular. Bazılarının ismini yazayım: Tilda Swinton, Mark Hamill ve Wesley Snipes. Komedi olarak aynı tarzda, ancak bu sefer o bahsettiğim naiflik yok. Hatta naifliğin tersi yönde gidilmiş biraz. Oyunculuklardan da zaten bahsettim, kesinlikle bu başarılı karakterlerin altından çok iyi kalkmışlar.


Dizinin şu anda toplamda 20 bölümden oluşan 2 sezonu bulunuyor. Üçüncü sezon onayını da aldı. Filme bir şans verip izleyin diyorum. Eğer filmi severseniz mutlaka ama mutlaka diziye de bakın. Çok daha seveceksiniz. Filmi izlemeden diziyi izlemek biraz riske atmak olur, bu yüzden önce filmi izleyin bence.