Evinin rıskını karıyla kızla mı yedi, önüne geleni mi kesip biçti yoksa ekmek kırıntısına yalın ayakla mı bastı bilinmez ama tüm bu günahların cezasını çekmek üzere hapsedildi Harkyn. Unutmaması için yüzüne kazınan işaretler yaşadığı bu büyük günahın en küçük parçasıydı belki de. Rhogar eski iblisler ile insan dünyasına bir kabus gibi çöktüğünde insanoğlunun da başka umudu kalmamıştı.
Kim bilir belki de büyük bir kötülüğün üstesinden ancak büyük bir günahkar gelebilirdi. Aksiyon ve RPG dinamiklerini bir araya getiren Lords of the Fallen, Harkyn'in akıl ustası Kaslo ile birlikte iblis diyarına adım atmasıyla başlıyor. Hikaye adına umut vaat eden giriş, daha sonra ufak kırıntılar ile beslemekle yetinmiş oyuncuları. Ana hikaye gidişatı malesef gerekli yoğunluk, merak ve gizeme unsurlarına sahip değil.
Lords of the Fallen, Souls oyunlarının popüleritesi ve başarısından esinlenen ve bunu saklamayan bir yapım. Hal böyle olunca dövüş sisteminden tutun, karater gelişimine kadar birçok ortak noktaya sahip. Tipini değiştiremesekte üç farklı sınıf ve büyü seçimini yaparak karakterimizi oluşturma imkanı verilmiş. Burada yapacağınız seçimler sadece başlangıç anlarına etki ediyor. Yani seviye atladıkça karakterinizin gidişatını siz belirliyorsunuz.
Yaratıkları öldürdükçe deneyim kazanıyor ve kazandığımız bu deneyimi büyü ve özellik puanı olarak dağıtıyorsunuz. Hem büyü işleyişi hem de karakter gelişiminin beklenen detaya sahip olduğunu söylemek zor. Örnek alınan Dark Souls'ta her puan karakterinizi dönülmez bir sapağa sokarken, bu oyunda ise alalede bir gelişime şahit oluyorsunuz. Bu da seçim yapmanın zorluğunu ortadan kaldırmış. Karakter gelişimine etki eden rünleri de hesaba katmak lazım. Bu sistem bulduğunuz rünlere göre karakter özelliklerine ufak eklemeler yapmanıza olanak sağlıyor. Örneğin atak gücü, büyü direnci gibi özelliklerinize etki eden rünler mevcut.
Oyunda ilerledikçe tabi ki birçok silah ve zırh bulmak mümkün. Ağırlıklarını da dikkate alarak kendi stilinizi oluşturmaya başlıyorsunuz. Vuruş hissiyatı ve karakter ağırlığı konusunda oyunun hakkını vermek lazım. Her iki öğe de savaş sistemini daha keyifli bir hala sokuyor.
Savaş sistemine baktığımızda büyük ikilemler ile karşılaşıyoruz. Öncelikle
ana karakterimiz oldukça güçlü ve oyun Souls serisi kadar zorlayıcı bir yapıya sahip değil. Yanı yanlış bir mekana girdiğinizde bile buradan bir şekilde canlı çıkabilmeniz mümkün. Normal gidişata baktığımızda ise kimi zaman güle oynaya geçtiğimiz düşmanlar, bir sonraki sahnede bizi zorlayabiliyor. Yani bu noktada büyük bir dengesizlik söz konusu. Gene de aynı taktik ile çoğu yaratığı zorlanmadan geçebilmek mümkün.
Souls serisindeki ruh toplama sistemi bu oyunda da bulunuyor. Tabi direk olarak ruh toplamıyoruz ama öldüğünüzde daha önce sahip olduğunuz ve harcamadığınız deneyim puanlarını arkanızda bırakıyorsunuz. Bunlara tekrar sahip olmak için ölmeden önce aynı noktaya varmanız gerekiyor. Ayrıca harcama yapmadığınızda kazandığınız deneyim puanlarının arttığını da eklemeliyim. Kendinizi garantiye almak ya da riskli bir ilerleyiş tercihi oyunculara bırakılmış.
Kendi grafik motorunu kullanan yapım ekibi bu konuda başarılı bir iş çıkarmış. Oyun grafik, ışık ve tasarımsal olarak gayet iyi bir seviyede.
Gerek boss tasarımları gerekse de mekan tasarımlarının seyirlik olduğunu söyleyebilirim. Mekan konusunda en büyük sıkıntı dar mekanlarda karşınıza çıkan iri düşmanlar.
NVidia'nın Gameworks teknolojisini de kullanan oyun fizik ve parçalanma efektlerinde de ön plana çıkıyor. Buraya kadar herşey güzel ama iş optimizasyona geldiğinde oyun malesef sınıfta kalmış. Çok yüksek sistemlerde bile frame düşmeleri ve grafiksel hatalar yaşanabiliyor. Grafik ayarlarında yapacağınız oynamalarda optimizasyonu pek kurtaramamış.
Sonuç olarak Lords of the Fallen, Souls serisinden esinlenen ve bu türü seven oyuncuları tatmin edebilecek bir yapım. Souls serisi kadar dengeli, bağlayıcı bir yanı yok ama daha kolay olması sebebiyle saç baş yolan oyunculara kucak açıyor. Zorlandığınız anlar tabi ki mevcut ama bu zorluk Souls serisindeki keyfi ve çaresizliği hissettiremiyor. Herşeye rağmen oyunun ilerisi için umut vaat ettiğini de söylemek gerek.