Amerikalı ünlü sinema eleştirmeni ve senaryo yazarı
Roger Ebert, daha önce kişisel blogunda yayınlanan bir makalesinde video oyunlarını hedef göstererek, hiçbir zaman için bir sanat dalı sınıfına dahil olamayacağını yazıya almış ve bunuda türlü sebeplere bağlamıştı. Örneğin "Oyunlar kazanmayı, sanat dalları kazanmayı değil sadece deneyim etmeyi, hissetmeyi vurgular" demişti.
5.000 okuyucuya ulaşan makalesinin altına gelen yorumların ardından bir kez daha konu hakkında ki fikirlerini dile getiren Ebert: "
İlk sırada video oyunları göstererek yorumda bulunmam aptallıktı." dedi.
" İzlemediğim bir film hakkında asla yorumda bulunmazdım. Zaten benim dile getirdiğim nokta, pek çok insanında kabul ettiği bir yargı. Buna halen inanıyorum. Ama asla dile getirmemeliydim. Bazı fikirleri kendimize saklamak daha iyi görünüyor. Oyunlarla daha içli dışlı olmadan böyle bir yazıyı kaleme almamalıydım. Benim daha önceki oyun deneyimlerim; keyif aldığım
Cosmology of Kyoto ve
Myst. Her iki oyunda benim için sadece emekleme dönemiydi - tekrar başka bir oyun oynamadım... Çünkü istemedim. En büyük hatam tamamen teorik olan düşüncemi dile getirmek oldu.
Video oyunların asla sanat eseri olarak anılamayacağını söylemek aptallıktı. Pekala, oyunlarında birgün sanat olarak adlandırılması muhtemel. Hiç şüphesiz gelen yüzlerce poster ve sanatsal çizim çalışmalarının arasından tartışma gerektirmeyen bir şaheser bana çok yakın geldi. Sanırım Shadow of the Colossus ile başlayacağım."
ICO, Flower, Zelda, Paper Mario, Okami, Uncharted 1-2, Legacy of Kain ve elbette yazsak sığmayacak yüzlercesi Roger Ebert'in aklını başına getirmeye yetecektir... Zaten kendiside başlanabilinecek en güzel noktadan oyun oynamaya başlamış.