Yarış oyunları kategorisinde araba yarışları her zaman özel bir yere sahip olduğundan diğer türler yeterince ilgi görmüyor. Yarış kategorisi denilince oyuncuların çoğunun aklına Forza Motorsport veya Gran Turismo serileri geliyor. Daha doğrusu araba yarışları geliyor demeliyiz. Bunun nedeni sadece araba yarışlarının kalitesinin yüksek olması değil, aynı zamanda arabaların diğer taşıtlara göre yaşamımızda daha fazla yer bulması olabilir. Tabi işin bir de tehlike yönü bulunuyor. Ailelerimiz Motosiklet'i her zaman çok tehlikeli bir araç olarak görmüştür. Çoğumuzun ailesi araba sürmemizi motosiklet sürmemize yeğliyor. Sürekli araba ile yatıp kalkan insanlar da doğal olarak araba yarışlarına daha fazla ilgi gösteriyor. Bunun yanı sıra motosiklet yarışlarının (özellikle simülasyon öğeleri içeriyorsa) araba yarışlarına göre daha daha zor olması ve daha fazla odaklanma istemesinin de “casual” kitleyi bu oyunlardan uzaklaştırdığı düşüncesindeyim. Motosiklet yarışları o nedenle genel olarak yarış oyunlarına hasta olanların oynadığı bir türdür. Ben de yarış oyunlarına hasta olmadığımdan motosiklet yarışlarından genel olarak uzak durdum.
Climax ile adı özdeşleşen MotoGP serisinin oyunları gerçekte de bu organizasyonun çok popüler olması nedeniyle ünlü olabilmeyi başarmıştır. Yayıncı firma Capcom da oyunların satışlarından şikayetçi değil ki bir süredir bu organizasyonun oyun haklarını elinde bulundurup çeşitli geliştiricilerin ellerine teslim ediyor. Eğer gerçek yaşamda MotoGP organizasyonunu yakında takip ediyorsanız, zaten serinin oyunlarını da oynamışsınızdır. Benim gibi sadece Valentino Rossi'nin adını duyan ve bazı spor kanallarında rastladığınızda yarışları izleyenlerdenseniz nadiren bu organizasyonun resmi oyunlarını da oynamışsınızdır. Eğer hiç oynamadıysanız MotoGP 09-10 sizin için bir başlangıç olabilir. İnceleme yapma amacıyla oynamaya başladığım bu oyunu sıkılmadan oynayabileceğimi düşünmezdim. Oyun hakkındaki düşünmcelerim önyargılarımdan çok farklı oldu. Peki tam olarak MotoGP 09-10 nasıl bir oyun?
Capcom'un her yıl piyasaya çıkarmaya çalıştığı bu seri uzun yıllar Climax Studios (Climax Entertainment ile karıştırmayın) tarafından başarıyla geliştirildi. Daha sonra serinin şansız dönemi başlası. Disney, Climax'ın yarış stüdyosunu satın alıp adını Black Rock Studio olarak değiştirdi. Bu stüdyo daha sonra Pure adlı muhteşem yarış oyununu geliştirdi ve şu sıralar Split/Second üzerinde çalışıyor. Haliyle Climax Studios'u kaybeden Capcom, MotoGP lisansı ile ortada kaldı. Daha sonra Milestone ile anlaşmaya varan Capcom, Moto GP 08'i bu firmaya yaptırdı, ama inceleme notlarına da baktığımızda ortaya gerçekten kötü bir iş çıktığını anlıyoruz. Zaten Milestone'dan da yüksek kalite bir işi eminiz Capcom da beklemiyordu. Daha sonra Milestone'la Capcom'un anlaşması bozuldu ve Moto GP 09/10'un geliştiricisi Monumental Games oldu. Monumental'in özelliği bünyesinde eski Climax elemanlarından bazılarını barındırıyor olması. Sırf bu nedenle oyunun hayranları serinin eski günlerine dönebileceği konusunda umutlandı. Belki ortada yüksek beklentileri karşılayacak bir oyun yok, ama yine de hayal kırıklığına uğramadılar.
Oyunun ana menüsünde Championship, Career, Arcade ve Time trial başlığı altında 4 oyun modu (multiplayer'ı saymazsak) dikkatinizi çekecektir. Daha önce MotoGP oyunlarını oynamadıysanız sizin için en önemli mod Time Trial olacaktır. Çeşitli pistlerde oyunun kontrol mekanizması ve mantığına alışana kadar bu modu kullanmanızı tavsiye ederim, çünkü MotoGP 09/10 alışması pek kolay bir oyun değil. Özellikle bu oyun modunda dönüşlerde ne tür pozisyonlar almanız gerektiğini rahatça öğrenebilirsiniz. Aksi takdirde diğer yarışçılarla boğuşurken oyunu öğrenmek çok zor olacaktır. Daha sonra karşınıza oyundaki 3 ana mod çıkacak. Bu oyun modlarının herbirinde uzun süre yarışma şansınız var. Championship adlı oyun modunda daha önceden belirlenmiş yarış takvimine göre seçtiğimiz yarışçılardan birinin rolüne bürünüyoruz. Tabi ki önce 125 cc motorlarla oyuna başlıyoruz. 125 cc'yi bitirmeden daha sonra açılacak olan 250 cc ve MotoGP seçeneklerini seçme şansımız yok. Oyunun ilk indirilebilir içeriği ile beraber 800 cc motorlarında eklendiğini belirtmeliyim. Championship modunda yarışlarda aldığımız derecelere göre puan alıyoruz ve bu puanların toplamı da genel dereceye yansıyor. Her ay iki yarış yapıyorsunuz. Bir yarıştan sonuncu olsanız bile umutsuzluğa kapılmayın, çünkü telafi etme şansınız mutlaka oluyor. Yalnız unutmamanız gereken en önemli şey yarış öncesinde pratik ve sıralama turlarını mutlaka yapmak olmalıdır. Practice (Pratik) ile piste alışacak, Qualifying (sıralama) ile yarışa kaçıncı sırada başlayacağınızı belirleyeceksiniz.
Arcade Mode ise oyundaki en çekişmeli oyun modu olarak karşımıza çıkıyor. Bu modda sadece rakiplerinize karşı değil, zaman karşı da yarışıyorsunuz. Zaten asıl rakibinizin zaman olduğunu söylemeliyim. Size oyunun başında bir süre veriliyor. Bu süreyi yarış içinde iyi kullanmalısınız. Bazen hızlı olmanız hiçbir şey ifade etmiyor, aynı zamanda hatasız oynamalısınız. 1 tur çeşitli bölgelere ayrılmış durumda. Pist dışına çıkmadan bir turun içinde belli bir mesafe alırsanız size 20 saniyeden fazla bir süre hanenize ekleniyor. Dönüşlerde belirlenmiş 3 nokta var, bu noktalardan geçerseniz de fazladan 3 saniye kazanıyorsunuz. Ayrıca her turu tamamladığınızda da belli bir süre hanenize ekleniyor. Yine de bazen bunun da yeterli olmadığını söylemeliyim. Bu mode gerçekten de arcade salonlarındaki yarış oyunlarının çekişmeli havasını evlerimize taşıyor, fakat bazen sizin de sinirlerinize hakim olamayacağınızı düşünüyorum. O nedenle kontrollere iyi adapte olmalısınız. Joy Pad'in arkasındaki klasik gaz ve fren tuşlarının yanı sıra Xbox'taki X tuşu ile daha yavaş yavaşlayabilir ve A tuşu ile daha hızlı hızlanabilrsiniz. Özellikle düzlüklerde sadece gaza basmanız yetmiyor, A tuşunu da kullanarak maksimum hıza ulaşmalısınız. Sakın dönemeçlerde A tuşunu kullanmaya kalkmayın, herhangi bir yöne dönmek imkansız oluyor. X tuşunu da hafif dönemeçlerde yavaşlamak için fren yerine kullanın. Eğer A ve X tuşunu tam yerinde kullanabilirseniz, çok daha hızlı tur zamanlarınıza imza atacağınıza emin olabilirsiniz.
Gelelim hemen hemen her yarış oyunda olduğu gibi MotoGP 09/10'un en önemli seçeneceği olan Career Mode'a. Bu oyun modunda adınızı yazdıktan sonra eviniz olacak pisti seçiyorsunuz. Daha sonra yarışçınızın numarasını ve aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ulusunuzu seçiyorsunuz. Bir tanıtım turundan sonra kaskınızı, giyisilerinizi, ayrıntılarıyla motorunuzun rengini ayarlıyoruzsunuz. Motorunuzla ilgili teknik ayrıntıları da buradan ayarlamanız mümkün. Burada önemli olan practice, Qualifying ve ana yarıştaki performansınız oluyor. Bunların toplamının size kazandırdığı puanlar sonrası yeni yarış motorları açmanız mümkün oluyor. O nedenle çok dikkatli oynamanız gerekiyor. Championship veya Arcade adlı oyun modlarında ünlü yarışçıları seçiyordunuz, Career'de ise kendiniz bir yarışçı oluşturduğunuzdan hız ve performansınızda doğal olarak düşüş yaşanıyor. Özellikle dönüşlerde çok zorlanıyorsunuz ve rakipleriniz de diğer oyun modlarına göre çok daha iyi yarışıyor. Buna rağmen Forza Motorsport'tan esinlenmiş olan "Second Chance" adlı bir seçenek var. Career mode'a özel olan bu seçenek ile yarışı geriye doğru sarabiliyorsunuz. Career mode zor, ama “Second Chance”'i iyi değerlendirirseniz bir sorunla karşılaşmazsınız.
MotoGP 09/10'un yarış modlarının çeşitliliği ve bunların uzunluğu tatmin edici, peki diğer elementler ne durumda? Maalesef günümüzde bir oyun grafiksel olarak muhteşem değilse oyuncu kitlesinin büyük bölümünün ilgisini çekmiyor. Her yönden harika olsanız bile çok satmak için mutlaka grafiklerin en üst seviyede olması gerekiyor. MotoGP 09/10 da mükemmel grafikli bir oyun değil. Karakterlerin ve motosikletlerin görselliğinden tutun da piste kadar maalesef sıradanlığın aşamayan grafiklerle karşılaşıyoruz. Benim görsel olarak en beğendiği şey ise yağmurlu havalarda gökyüzünün ve pistin görünümü oldu. Sırf bu nedenle özellikle yağmurlu havalarda yarışmak isteyebilirsiniz. Bir de bu görünüme güzel bir şarkı eklendiğinde tam olarak atmosfere kendinizi sağlıyorsunuz. Oyundaki müziklerin atmosfere katkısı grafiklerden daha fazla olmuş diyebilirim. Torche, White Lies, Home Video, State of Mind, Curve ve Evil Nine gibi isimlerin şarkıları özenle seçilmiş. Bazı yarış oyunlarında uyduruk birkaç genç grubun saçma sapan şarkılarına rastlıyorduk. MotoGP 09/10 ise bu konuda çok, ama çok başarılı.
Climax'ın eski üyeleri Monumental'in çatısı altında yine başarısız diyemeyeceğimiz bir oyuna imza atmış. Bundan sonraki MotoGP oyunlarını da yayıncı firma kim olursa olsun büyük ihtimalle Monumental'in geliştirdiğini göreceğiz. Belki Moto GP 06 veya 07 kalitesinde bir oyunla karşı karşıya değiliz, fakat kaliteli müzikleri, orta seviyenin üstündeki grafikleri ve simülasyon-arcade karşımı rahat kontrolleri MotoGP 09/10'u oynanmayı hak eden bir oyun yapıyor. Arcade, Championship ve Career modları sizi uzun süre idare edecektir. Bunun yanı sıra multiplayer modu da sizi uzun süre idare edebilir. Multiplayer'da Xbox Live, Xbox Live Party ve Splitscreen gibi seçenekler mevcut. Bu kadar hızlı bir oyunu Splitscreen (bölünmüş ekran) olarak oynamanızı tavsiye etmiyorum. Zaten oyun çok hızlı, bir de kafa karıştırıcı splitscreen en azından bana göre değil, çünkü bu kadar hızlı bir oyunda bir yandan da ekranın kenarındaki diğer sürücüyü izlemek oyuna odaklanmamızı engelliyor. En iyisi online multipayer'ı deneyin. Online oyun oynamıyorsanız bile yine de yarış oyunu severlere tavsiye edebilirim. Özellikle ara sıra canınız sıkıldığında birkaç yarış yapıp stres atabilirsiniz.