Oyun sektörünün ne kadar değişmiş olduğunun çoğu oyuncu farkındadır. Özellikle 2000’lerin başında oyun oynayanlar için bu durum çok daha açık bir şekilde ortada. Açık konuşmak gerekirse şöyle 7, 8 saatte biten, doğrusal şekilde ilerlediğimiz bir oyun oynamayı çok özledim. Sağda solda loot aramak zorunda olmadığım, sadece görevime odaklandığım, görev bitince de oyunun ara sahne olarak hikayesini izlediğim bir oyunu uzun zamandır göremiyorum. Aynı şekilde siz de göremiyorsunuzdur. Oyun fiyatlarının artması ile çoğu stüdyo oyunun süresini uzatabilmek için oyuna anlamsız ve gereksiz keşif ögeleri eklemeye başladı ve en anlamsız oyunlar bile açık dünya oyunu oldu. Oynanışın uzadığı bu kısımlarda ise sadece boş boş yürüyoruz. Hal böyle olunca da dediğim gibi insan daha sade başlayıp biten oyunları görmek istiyor. Dediğim tarzda oyunu yapıp oynanış süresini uzun tutunca da oyunun içerisinde anlamsız görevler oluyor. Kısaca diyorum ki nerede o Call of Duty 2’ler, Modern Warfare’ler ve Black Ops’lar.
Modern Warfare’lerin nerede olduğunu geçen sene çıkan oyunda gördük. Activision’ın zaten bir süredir aynı oyunu azıcık değiştirip önümüze sunduğunu biliyorduk. Çünkü asıl amaçları tek kişilik modu değil, çevrimiçi modu satmak. Çevrimiçi modu için alanlar da her yıl inatla almaya devam ediyordu ancak onlar da bir yerde sonunda tepki gösterdi ve oyunun satışları az da olsa düştü. Satışların düşmesi ile Activision eskiye geri döndü ve geçtiğimiz yıl yeni bir Modern Warfare oyunu ile hayranların bir kısmını geri kazandı. Call of Duty’nin iyi olduğu birçok şey vardı, önceden bunlara hikâye de dahildi. Ancak son zamanlarda ne yazık ki değildi. Geçen yıl çıkan oyunla eski tarzlarına biraz dönmeye başladılar derken bu yıl çıkan oyunu duyurunca hayranların kalbini biraz daha kazandılar: Call of Duty Black Ops: Cold War.
Oyunun Trabzon’da da geçiyor olması, Soğuk Savaş dönemini anlatacak olması hayranları tekrardan heyecanlandırdı, çünkü tarihsel olayların içerisinde olduğumuz keyifli hikâye modu geri dönüyor demek oluyordu bu. Elbette hikâye modu yine kısa olacaktır, eskiden olacağı gibi. Çünkü Activision çok büyük ihtimalle hala çevrimiçi kısmı ön planda tutmak istiyor. Geçtiğimiz günlerde de her sene olduğu gibi bir alfa süreci düzenlendi oyun için. Açıkçası oyun beni de çok heyecanlandırdığı için alfanın düzenleneceğini gördüğüm gibi indirdim. Hikâye modundan da bir şeyler göstersinler çok isterdim, ancak ne yazık ki tamamen çevrimiçi modundan ibaret oyunun alfası. Bu yazımız da oyunun çevrimiçi modu için düzenlenen alfanın bir incelemesi, ana oyunun ilk bakışı niteliğinde.
Klasik bazı şeyleri çok hızlı bir şekilde geçelim. Ses konusunda aynı. Yani bundan önce kaliteli buluyorsanız yine öyle bulacaksınız, kalitesiz buluyorsanız yine öyle bulacaksınız. Grafik anlamında henüz konuşmak için çok erken. Sonuçta daha beta bile değil, alfa sürecinde oyun. Ancak zaten Call of Duty oyunlarının grafik kalitesi belli ve değişecek gibi de durmuyor. Her zaman olduğu gibi çıktığı dönemin en iyisi değil ama en iyilerinden biri. Oyunun alfasındaki grafikler de bir alfa için gayet yeterli. Ancak oyunun asıl grafiksel farkını PlayStation 5 ve Xbox Series X’te fark edeceğiz. Bir de çoğu oyuncunun kabul ettiği oynanış hissi var. Evet, vuruş hissini yine çok iyi yapmışlar.
Dediğim gibi oyunun alfasında sadece çevrimiçi modlar mevcut ki onların da tamamı değil. Çevrimiçi moda girdiğiniz zaman iki farklı seçenek karşınıza çıkıyor. İlk seçenekte Team Deathmatch, Kill Confirmed, Hardpoint ve Domination modları bulunuyor. Harita olarak da Miami, Satellite ve Moscow bulunuyor. Miami, cyberpunk tarzında bir harita ve hem sokakta hem de evin içerisinde olabildiğiniz bir harita. Satellite, çölde olan bir harita ve kayalıkların arasında savaşıyorsunuz. Moscow da genel olarak binaların içerisinde savaştığınız bir harita. Harita tasarımı konusunda zaten artık söylenebilecek bir şey yok, yıllardır bu işi yapıyorlar ve iyi yapıyorlar. Ancak ben şahsi olarak Miami haritasını daha çok sevdim. İçimdeki Cyberpunk 2077 heyecanından da kaynaklanıyor olabilir. Oyun modları da zaten Call of Duty oyuncularının yakından tanıdığı modlar. Herhangi bir değişiklik yok. Yine oldukça hızlı ve tempolu bir oynanış var bu taraftaki modlarda. Bekleme süreniz neredeyse hiç yok ve sürekli koşturuyorsunuz.
Diğer seçenekte ise klasik Capture the Flag modu bulunuyor sadece. Harita olarak da Armada ve Crossroads bulunuyor. Crossroads haritası karlı bir bölgede olduğunuz ortama uygun araçlar kullanabildiğiniz bir harita. Armada ise okyanusun ortasında savaştığınız bir bölüm. Ancak geminin içerisinde değil, ayrıca denizin içerisinde de savaşabiliyorsunuz. Hatta tek bir gemide de değil birden fazla gemi arasındaki halat ile gezinerek oldukça büyük bir harita içerisinde oynamış oluyorsunuz. Şahsen benim en sevdiğim harita Armada oldu. Hem savaş atmosferini oldukça iyi hissettirmiş hem de oldukça geniş bir harita. Capture the Flag modu ise bildiğiniz gibi belirli bir bölgeyi ele geçirmeye çalıştığınız süre anlamında daha uzun, ancak Call of Duty içerisinde aynı tempoya sahip olan bir mod. Yani büyük bir bölge olunca daha taktiksel bir oynanış bekliyorsunuz ama hayır, koşarak sıkıyorsunuz yine.
Elbette yukarıda yazdığım modlar ve haritalar dışında oyunda daha birçok harita ve mod olacaktır. Bu modlar ve haritalar sadece alfa sürümüne özel. Yazıda bahsi geçen haritalar ve ileride oyuna eklenecek haritaların tamamı bildiğiniz gibi oyunun ana hikayesinde içerisinde bulunduğumuz haritalardan oluşuyor. Gönül isterdi ki Trabzon da olsun, ancak maalesef yoktu. Artık oyunun tam sürümüne. Harita tasarımına hikâye modu anlamında bakıldığında da bizi güzel bir hikâye modu bekliyor gibi duruyor. Ayrıca oyunda bir de zombi modu bulunacak, ancak ne yazık ki bu kısım da alfa sürümü için kapalıydı.
Sonuç olarak bu alfa sürecinde oyunun ekstra olarak vaat ettiği çoğu şey ne yazık ki yoktu. Şahsi olarak en çok beklediğim şey oyunun hikâye moduydu, ancak onu oyunun çıkışında görebileceğiz en erken. Çevrimiçi moduna baktığımızda da yine aynı şey olmuş diyebilirim. Farklı haritalar, aynı oynanış. Oyunun çıkışında belki farklı çevrimiçi oyun modları eklenir ama daha fazlasının olacağını sanmıyorum. Zaten çoğu insanın bu oyuna heyecanlanmasının sebebi de hikâye modu. Güzel bir oynanış süresine ve kaliteli bir hikâyeye sahip olursa gayet keyifli bir oyun oynarız. Çevrimiçi moduna heyecanlananlar yine aradığını rahatlıkla bulacaktır. Keşke oyunun hikâye modunu ayrıca satsalar daha ucuz bir ücret ile.
Call of Duty: Black Ops Cold War, 13 Kasım'da PlayStation 5, Xbox Series, PlayStation 4, Xbox One ve PC için çıkacak. Oyunun ilk betası PlayStation 4’e özel olarak 10 Ekim’de başlayıp 12 Ekim’de bitecek. Ön sipariş verenler 8 Ekim’de erkenden betaya erişebilir. 17 Ekim’de ise PlayStation 4, Xbox One ve PC sahipleri için ikinci bir beta başlayacak ve 19 Ekim’de sonlanacak. Yine ön sipariş verenler 2 gün önceden yani 15 Ekim’de betaya erkenden erişebilir.