Xbox 360 için oyunlar iki yolla piyasaya çıkıyorlar. DVD ile veya XBLA yoluyla. DVD ile çıkan oyunlar genelde daha kaliteli, uzun ve yüksek bütçeli oluyorlar. XBLA ile de "arcade" denilen daha basit oyunlar piyasaya sürülüyor. Bazı oyunların ek paketleri de Live yoluyla indirilmeye sunulabiliyor. Son zamanlarda, XBLA yoluyla satın alınabilen daha kaliteli oyunlar da görmeye başladık. Gelecekte bütün oyunların bu yolla piyasaya sürülebileceğinin konuşulduğu günümüzde, böyle bir gelişme biz Türk oyuncuları için iyi mi olur kötü mü olur bilmiyorum. Watchmen oyunu da, iki bölüm halinde XBLA oyunu olarak piyasaya sürüldü. 1600 puana satın alınabiliyor. Her iki bölüme toplam 3200 puan vermek durumundasınız ve bu da neredeyse normal bir oyunun fiyatına denk düşüyor.
Oyun iki ayrı bölümden oluşuyor ve bunların toplamı 7-8 saat sürüyor. İlk bölümdeki göreviniz, hapishaneden kaçan bir suçlunun peşine düşmek ve ondan hesap sormak. İkinci bölümde ise kaçırılan bir kızın peşinden gidiyoruz. Konular derinlemesine işlenmemiş. Bölüm aralarında konunun gidişatına yönelik çizgi romanımsı videolar gösteriliyor. Tam anlamıyla Watchmen tarzı olan bu videoları izlemek çok eğlenceli. Zaten Watchmen'i Watchmen yapan da bu tarz çizimler olmuştur. Bu videolar sayesinde bölümler birbirlerine çok iyi bağlanıyorlar.
Oyuna başlamadan önce iki karakterden birini seçmeniz gerekiyor. Rorschach ve Night Owl. Bu iki karakter bir arada görevlere çıkıyorlar. Bu da demek oluyor ki, isterseniz bir arkadaşınızla aynı konsol üzerinden iki kişi de oynayabiliyorsunuz. Her iki karakterin de farklı hareketleri ve birbirlerine göre izleyeceği farklı yollar olabiliyor. Rorschach genelde kapı altlarından sürünerek diğer tarafa geçerken, Night Owl duvarlardan tırmanıp diğer tarafa geçiyor. Bu esnada kısa bir süreliğine kahramanlarımızın yolları ayrılıyor. Her iki karakterin de konuları aynı olsa da, bu kısa farklılıklar, oyunu bitirdiğinizde diğer karakterle de oynama isteği uyandırabilir sizde.
Oyun, karanlık ve kasvetli mekanlarda geçiyor. Çoğunlukla yağmur yağmakta. Etraf pislik içinde. Fareler yollarda cirit atıyor, binalar kırık dökük, çöpler konteynerlerden taşmış. Klasik New York ara sokakları diyeyim ben, siz anlayın. Oyunun atmosferi müthiş. Bir anda sizi dünyasına sokuveriyor. Hem dış mekanlarda hem de iç mekanlarda, inanılmaz detaya girilmiş ve harika bir dünya yaratılmış. Kısaca, oyunun grafilerinin harika olduğunu söylemeye çalışıyorum. İlk başta mekan tasarımları ve detaylar dikkatinizi çekeceğinden, direk oradan bahsettim. Yerdeki suyun yansımasından gözünüzü alan elektrik direklerine kadar, etrafta sizi şaşırtan bir sürü detay var. Ayrıca karakterlerin de hareketleri çok gerçekçi. Kahramanlarımız en ince ayrıntısına kadar modellenmişler. Özellikle Rorschach'ın yüzü, muhteşem olmuş. Night Owl'un da pelerini dikkatinizi çekecek. Düşmanlar daha yavan modellenmişler doğal olarak ama kötü durmuyorlar.
Oyun, saf bir dövüş oyunu ama öyle düşmana gözünüzü kapatıp saldırdığınız türden dövüş oyunlarından değil. Bir kere dövüşler çok yavaş geçiyor. Yumruklarınızı sıralayamıyorsunuz. Birkaç yumruk ard arda attığınızda, düşman hemen savunmaya geçiyor veya kolunuzu tutup sizi yere vurabiliyor. Bu yüzden değişik yöntemlere ve hareketlere başvurmak zorunda kalıyorsunuz. Oyunda ilerledikçe yeni hareketler öğreniyorsunuz. Değişik tuş kombinasyonlarıyla özel hareketler yapmak mümkün ama bu kombinasyonların zorluk seviyesini biraz yüksek tutmuşlar. Alışmak için bir süre alıştırma yapmanız gerekebilir. 1-2 adama karşı dövüşmek pek zor değil ama 4-5 kişinin arasına girdiğinizde, büyük ihtimalle dayağı yiyorsunuz. Oyunun otomatik kaydetme sistemi, sizi en son checkpoint'den başlatıyor. Bu her zaman öldüğünüz yerin hemen başı olmayabiliyor. Bölüm başı da olabiliyor.
Ses ve müzik konusunda, oyunun filmden aşağı kalır yanı yok. Özellikle dinamik müzikler, sizi anında havaya sokuyor. Müzik ne kadar şiddetli ise, başınız da o kadar belada demektir. Düşman olmadığı zamanlar da, sessiz sakin size eşlik ediyor orkestra. Karakterlerin, özellikle Rorschach'ın kalın sesi çok güzel olmuş.
Oyunun en kötü yanlarından birisi, her zaman aynı şeylerin olup bitmesi. Sokak arasında yürüyorsunuz, karşınıza 4-5 tane adam çıkıyor. Onları dövüyorsunuz ve yolunuza devam ediyorsunuz. Köşeyi döndüğünüzde, 4-5 adam daha geliyor. Bu hep böyle sürüp gidiyor. Düşman çeşidi de öyle fazla değil. Genel olarak bir zayıf ve hızlı düşman bir de şişman ve yavaş düşman var. Bunların sadece tipleri değişiyor. Özellikle şişman olanları öldürmek oldukça zor. Bir süre dövüp, daha sonra tuş kombinasyonlarını tamamlamak gerekiyor. Her zaman aynı şeylerin olması, oyunu sıkıcı yapabiliyor. Ama burada devreye, detaylı mekan tasarımları, hafif de olsa konu ve araya giren videolar giriyor. Oyunun kısa sürmesi de, daha siz sıkılmadan credits yazısını karşınıza çıkarıveriyor. Bu durumda, 2 tip düşman sorununu unutuveriyorsunuz anında.
Watchmen, çizgi roman olarak da, animasyon olarak da çok iş yapmış bir marka. Son sinema filmi de oldukça iyiydi ve yapımcılar da bunun kaymağını yemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu oyunu DVD olarak da piyasaya sürebilirlerdi. Ama yapımcılar çift episode halinde XBLA oyunu olarak sürmeyi düşünmüşler. 3200 puanı bu oyuna harcamak isteyen bir sürü oyuncu olacağından eminim. Ben de onlardan biriyim. Hiç de pişman değilim. Siz de olmayacaksınız.