Bölüm Sonu Canavarı olarak “Editörden” bölümünde bu defa Sony’nin efsanevi konsolu Playstation 1 için çıkan birbirinden harika oyunları ele alacağız. Bu konudaki ilk konuğumuz ise Resident Evil 2 olacak. Capcom’un bu efsanesi serinin popülerleşmesini sağlayan oyundur diyebiliriz. İlk Resident Evil oyunu her ne kadar oldukça kaliteli olsa da Resident Evil 2 ve 3 gibi popüler olamamıştı. Korku türünün popülerleşmesinde Resident Evil 2 ve 3’ün yeri hiç kuşkusuz ayrıdır. Benim için serinin en eğlenceli, en güzel oyunu her ne kadar Resident Evil 3 olsa da Resident Evil’ın sıkı hayranları çoğunlukla Resident Evil 2’yi beğenir. Bu yazıda Resident Evil 2’yi bu kadar popüler ve beğenilir kılan etkenleri ele alacağız.
Çaylak bir polis memur olan Leon S. Kennedy ve serinin ilk oyununda önemli bir rol oynayan Chris Redfield adlı polisin kız kardeşi Claire Redfield’in kesişen yollarını anlatan Resident Evil 2, Raccoon City adlı bir Orta Batı Amerikan şehrinde geçiyor. Oyunun karakterlerini özel yapan şey ise çaylak olmaları. Leon S. Kennedy işteki ilk günü için Raccoon City’e arabasıyla gelen ama zombi dolu bir şehirle karşılaşan bir polis memurudur. Claire Redfield ise Raccoon City’e abisinin yanına gelmiş bir öğrencidir. Yani öyle süper kahraman gücüne sahip inanılmaz yetenekli ajanları falan yönetmiyoruz. Umbrella Corporation tarafından hazırlanan T-virus’ın şehirdeki hemen hemen herkesi zombiye dönüştürmesi sonucunda bu ikili için büyük bir hayatta kalma mücadelesi başlar. Bu ikili şimdi hayatta kalmak için bazı noktalarda birbirlerine yardım edeceklerdir. Tabi bu anlattıklarımız oyunun senaryosuna yüzeysel bir bakış. Önemli olan şey ise zaten oyunun mükemmel diyebileceğimiz sunumudur.
Aslında Resident Evil hayranları oyunun konusunu çok iyi biliyorlar. Bu efsaneyi defalarca bitirip suyunu çıkardıklarını da biliyoruz. Peki bu oyunu özel yapan şey neydi? Resident Evil 2 neden “efsane” sıfatını hak ediyor. Güzel senaryo, kaliteli oynanabilirlik ve tüyleri diken diken eden seslendirme ve müziklerin yanında bunun önemli sebebi daha var.
RESIDENT EVIL 2’DE DLC YOKTU, AMA TONLA FAZLADAN İÇERİK VARDI
Günümüzde oyunlardaki silahların ve giysilerin bile parayla satıldığına şahit oluyoruz. DLC’ler, mikro ödeme denilen sistemler yüzünden standart kutulu oyunlara verdiğimiz 60 dolarlık ücretin daha fazlasını DLC (indirilebilir içerik) denen sisteme vermek gerçekten de sinir bozucu. Bu durumu tetikleyen 2 sebep var. Birincisi aç gözlü-teknoloji delisi oyuncuların sürekli grafik grafik diye çığırtması. Bunun sonucunda da geliştirici ve yayıncıların artan maliyetleri hesaba katarak daha fazla kâr etmek istemesi. Eskiden 40-50 kişilik ekiplerle 1 veya 1.5 yılda geliştirilen oyunlar şimdi ise 100 ila 300 kişilik ekipler tarafından geliştirilebiliyorlar.
Bu durum bazı firmaları milyar dolarlık yaparken bazı firmaları da batırdı. THQ’nun kapatılması, Capcom’un durgunlaşması buna örnek olarak gösterilebilir. Aslında burada bir çeşit suç ortaklığı bulunmakta. Şu an için CD Projekt ve Nintendo gibi bazı firmalar dürüstçe davranıp DLC ve mikro ödeme furyasına karşı onurlu bir duruş sergiliyorlar. Bethesda Softworks gibi firmalar ise gerçekten parasını hak eden indirilebilir içerikler sunarak takdirimizi kazanıyorlar.
Tabi bir zamanlar online sistemlerin gelişmemiş olmasının da etkisiyle geliştiriciler DLC sistemini düşünmüyorlardı bile. Bu nedenle oyunun daha uzun süre oynanabilmesi ve kendi ürünlerini beğendirebilmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Resident Evil 2 de bunun en çarpıcı örneğini oluşturan oyunlar arasındadır. Resident Evil 2’yi tekrar tekrar bitirmek, gizlilikleri açmak için çok fazla nedeniniz vardı.
Öncelikle oyunda Leon ve Claire’in birbirinden farklı senaryoları vardı. Bunun yanı sıra her iki karakterin alternatif senaryoları vardı. Yani Leon senaryo A ve B, Claire senaryo A-B olmak üzere 4 farklı senaryo ile (tabi ki birbirlerine benziyorlar) karşı karşıyaydık. Sadece bu sebepten ötürü oyunu en az 4 defa bitirmek istiyorduk. Eğer bir firma oyununu herkese en az 4 defa bitirtmek için çabalıyorsa elinden gelen herşeyi yapıyor demektir.
Üstelik oyunda her senaryo bir diğeri ile bağlantılıydı. “Zapping System” denilen olay sayesinde bu olası 4 senaryodan birinde yaptığınız hareketler, verdiğiniz kararlar diğer senaryoları etkiliyordu. Örneğin A senaryosunda bir eşyayı aldığınızda, diğer senaryolarda bu eşya gözükmeyebiliyordu. Bu da oyunu tekrar oynuyormuş gibi değil de senaryoyu devam ettiriyormuş hissine kapılmamızı sağlıyordu. Gerçekten de Capcom tekrar oynanabilirlik konusunda devrim yaratmıştı.
Tabi Resident Evil 2’deki oyun modları bunlarla sınırlı değildi. Ayrıca Extreme Battle, The 4th Survivor ve The Tofu Survivor gibi birbirinden çılgın oyun modlarını açma şansınız da bulunuyordu. Bu da oyunun ömrünü haftalarca, aylarca uzatıyordu desek sanırım hiç de abartmış olmayız. Eskiden oyunlara verdiğimiz her kuruşa değiyordu. Şimdi ise bazıları hariç oyun firmaları bizi soyup soğana çevirmek için her türlü üç kağıtçılığı yapıyorlar. Yeni giysiyi parayla satmak, silahları parayla satmak, oyun modlarını hiç de ucuz olmayan ücretlerle satışa çıkarmak gibi onlarca sahtekarlık yapıyorlar. Resident Evil 2’de ise bütün bunlar ücretsiz olarak veriliyordu.
Örneğin sınırsız silah almak için polis karakoluna kadar silah kullanmadan gitmek gibi çılgınca gizlilikleri kim unutabilir ki? İşte hiçbir online modu olmamasına rağmen Resident Evil 2 bu nedenle bizi aylarca kendine bağlamıştı. Bugün Resident Evil 6 gibi oyunlardan bu nedenle uzak duruyoruz. Eğer Resident Evil: Revelations gibi serinin ilk oyunlarının yanından bile geçemeyecek bir oyuna seviniyorsak korku oyunları gerçekten de berbat bir dönemden geçiyor demektir.
Resident Evil 2’de şehre giriş, diyaloglar ve yalnızlık hissini Resident Evil: Revelations’ta hissetmek mümkün değil. RE 2’deki gerçekçilik hissi, o atmosfer Resident Evil Revelations’ta deniz kıyısındaki sümüklü böcek benzeri komik yaratıklarla karşılaştığımızda bile zaten bozulmuştu.
Silent Hill 1’i ve Resident Evil 2 ve 3’ü tekrar Playtstation 3’te bitirmiş birisi olarak oyunun grafiklerine aldırmadan bu yapımları tekrar oynamanızı ve oyunculuk denen şeyi tam anlamıyla tekrar hissetmenizi öneririm. Eğer bu serileri hiç oynamadıysanız ve grafik delisi değilseniz bu oyunlara bir şans verin. Hayatınızın en güzel deneyimlerinden birini yaşatacaklarına eminim. Sadece bu oyunlara biraz alışmanız gerekiyor. Resident Evil 2’nin neden efsane olduğunu o zaman daha iyi anlayacaksınız ve günümüzdeki çoğu oyunu doğal olarak beğenmeyeceksiniz.
Açıkçası Resident Evil serisini özel kılan etkenlerin tekrar hayatımıza girmesini istiyoruz.
Böylece oyunculuğun kalitesi artacaktır. Bunun için tabi bizim de bu işi sadece para için değil, yaratıcılığa, hayal gücüne saygı duyan firmaları desteklememiz ve oyunlarını orijinal olarak almamız gerekiyor. Örneğin Nintendo, 3DS için Animal Crossing: New Leaf’te mikro ödeme sistemi sunmadı ve tam bir oyunu oyunculara sundu. Shinji Mikami’nin yeni oyunu Evil Within bu yolda ilerleyen önemli bir korku oyunu olacak gibi görünüyor. Tabi Resident Evil 2’deki o çeşitlilik, bol içerikle karşılaşmak kolay değil. Buna karşın efsanelerin hiç de kolay yaratılmadığını unutmamak gerekiyor.