Hayallerimiz, gayelerimiz ve umutlarımız... Tıpkı bizim gibi hayata sımsıkı tutunmaya çalıştı Ori... Ama karşılaştığı bu fırtınada bir yaprak gibi süzüldü gökyüzünde... Neyseki şanslıydı... Onu koruyup kollayacak, anne şefkati gösterecek Naru ile tanıştı... Ama herşeyin bir sonu olduğu gibi bu mutlu günlerde çok uzun sürmedi...
Ori and the Blind Forest, ölmekte olan bir ormanın yükünü bindiriyor omuzlarımıza... Oyun boyunca içerisinde yaşam barındıran üç elementi bulmalı ve yaşlı ormanı o eski şaşalı günlerine geri döndermemiz gerekiyor. Tabi bu o kadar kolay bir iş değil. Bunu gerçekleştirmek için oyun alanını köşe bucak dolaşmanız gerekmekte. Kısa bir süre içerisinde tanıştığımız ve adeta can yoldaşımız olan Sein, yapmamız gerekenler konusunda da bize yaverlik ediyor.
Oyunun konusu basit gibi gelse de çok duygusal dokunuşlara sahip. Daha başlar başlamaz içinizi bir sevinç kaplıyor. Ardından hüzün ve sonrasında heyecan duyuyorsunuz. Ori and the Blind Forest sade yapısına rağmen tüm bu duyguları başarılı bir şekile harmanlamış.
Ori and the Blind Forest eski ve yeniyi çok hoş bir şekilde bir araya getiriyor. Eski Metroid ve Castlevania harita sistemini benimseyen oyun, keşfetme ve yeni özelliklerin kilidini açma üzerine kurulu. Yani geniş, evet oldukça büyük bir haritaya sahibiz ve kazandığımız yeni yetenekler ve aldığımız görevler sayesinde haritanın her köşesini fellik fellik dolaşmamız gerekiyor. Sık sık aynı mekanları ziyaret ediyorsunuz ama korkmayın, bu durum tekrardan ziyade oyunun eğlenceli yapısını sürdürmek için gerekli bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Yeteneklerimize geçmeden evvel harita sisteminden kısaca bahsedelim çünkü yapım ekibi bu konuda takdire şayan bir işçiliğe imza atmış duruma. Zaten Unity motorunun görsel gücü ile bütünleşen bu harita sistemi oyunun da en keyifli noktasını oluşturuyor. Ormanlar, mağaralar, su altı bölümler, büyük bir yanardağ, gizemli bölgeler ve keşfedilmeyi bekleyen daha onlarca mekan. Üsteli bu mekanlar sadece birkaç özellik eklenerek geçilmemiş. Her köşesinden ayrı bir detay, ayrı bir tat fışkırıyor. Geçtiğiniz her bölüm, her yeni mekan sizi şaşırtmak ve büyülemek için tasarlanmış adeta...
Tüm bu mekanlar görsel efektlerin kullanımı ile daha da şaşalı bir duruma bürünmüş. Tüm bu renk cümbüşüne rağmen oyun o sade yapısından hiçbirşey kaybetmiyor. Ori'nin o naif yapısı ve hareketleri sizi alıp bambaşka bir diyara sürüklüyor. Oyunu oynarken Stüdyo Gibli'nin Miyazaki'nin yarattığı hayaller aleminde hissediyorsunuz kendinizi. Zaten bu yaşlı ormanda sizi Mononoke filminde olduğu gibi fazlasıyla içine çekiyor.
Oynanışa baktığımızdaysa Ori'nin yetenekleri ve zamanlamanın ön plana çıktığını görüyoruz. Duvarda yürüme, çift zıplama, havada süzülme gibi oyunun gidişatına göre kazandığımız bazı özellikler dışında Ori'nin yetenek ağacı da bulunuyor. Bu yetenek ağacında dövüş sistemi ve orb toplama gibi özelliklere etki eden yeteneklerinizi geliştiriyorsunuz. Tabi bu yetenekleri yükseltmek için deneyim puanlarını toplamanız gerekiyor. Karşılaştığınız düşmanlardan ya da haritanın farklı noktalarından topladığınız orblar sayesinde yeteneklerinizi geliştirebiliyor ya da kayıt sisteminde olduğu gibi farklı dinamiklerin de kilidini açmış oluyorsunuz.
Oyunun dövüş sistemi ve platform dinamiklerinde zamanlama oldukça önemli bir yere sahip. Oyun zorluğunda ufak dengesizlikler bulunuyor. Başta kolay gibi gözükebilir ama oyunda hem düşman yapısından hemde platform zorluğundan kaynaklanan ölümlerin sizi beklediğini söyleyebilirim. Oyunun en büyük eksiklerinden birisi de bitirdiğinizde sıfırdan başlamanız gerektiği. Oyunda keşfedilecek, görülecek o kadar çok yer varki oyunu bitirdiğinizde bu ekstraları görmek istiyorsunuz ama oyun buna müsaade etmiyor.
Oyunun en başarılı olduğu yönlerinden birisi de orkestral müzikleri. Oyundaki duygu yoğunluğuna göre değişen bu müzik yapısı kimi zaman hüzün kimi zaman ise heyecanınızı tavan yaptıracak cinsten.
Sonuç olarak Ori and the Blind Forest, son zamanlarda oynadığım en iyi oyunlardan birisi. Fiyat performans açısından günümüz oyunlarını tokatlayacak olan yapım 8 ila 10 saatlik bir oynanış vaat ediyor. Tamam belki oynanış ve tarz olarak çok büyük bir yenilik içermiyor ama sahip olması gereken tüm özellikleri içerisinde barındırıyor. Attığınız her adımda, döndüğünüz her köşede sizi büyüleyecek olan Ori and the Blind Forest genel olarak bizden 9 almayı başarıyor.