İnsanlar neden yarışmaya ihtiyaç duyar? Daha doğrusu neden yarışmalara ihtiyaç duyar? Herhangi bir yarışmaya giremeyecek olsak da bir takımı veya kişiyi yarışmalar sırasında desteklemeyi seviyoruz. Bu yarışmacıların bizim ülkemizden veya çevremizden olması da çoğu zaman şart değil. Özellikle motorsporlarında yeterince sporcu çıkaramadığımızdan hep yabancı takımları veya sürücüleri desteklemek zorunda kaldık. Çoğu spor dalında olduğu gibi Batı merkezli olan motor sporlarında da yabancı sürücüleri destekliyoruz. Ralli ve Formula 1 gibi dünyanın en popüler araba yarışlarında da yabancı takım ve sürücüleri desteklemeye devam edeceğiz. Nedenini açıklamak çok güç, fakat yarışmayı ve yarışmaları seviyoruz. Bu yarışların oyunlarını oynamayı ise en az yarışları izlemek kadar sevdiğimiz söylenebilir.
Formula 1 milyonlarca izleyicisiyle insanları ekran başına toplamayı başaran motorsporları arasında bulunuyor. Peki Formula 1'i diğer yarışlardan ayıran en önemli faktör nedir? Sanırım kendi adıma bunun “hız ve dayanıklılık” olduğunu söyleyebilirim. Düz, engebesiz yollardaki uzun süren yarışlarda dikkatini tamamen yola veren yarışçılar bir yandan da saliselik hesaplar yaparak bazen aşırı sert olan virajlardan dönmeye çalışıyorlar. Formula 1'i heyecanlı kılan etkenlerden birisi de kaza yapan yarışçının tekrar iddialı konuma gelmesinin çok zor olmasıdır. Bu nedenle ince eleyip sık dokumak bu yarışların en önemli özelliğidir ki bunu bu ünlü yarışların oyunlarında da görüyoruz.
Serinin hayranlarının özellikle bu yılki oyun nedeniyle çok heyecanlandığını biliyoruz, çünkü bu yılki oyun daha öncekilerden çok daha iddialı olacak. Özellikle geçen yılki oyundan çok daha fazlasını sunduğunu söylemeliyim. Formula 1'in lisansı 2008 yılının Mayıs ayında yarış oyunlarının üstadı Codemasters tarafından alındı. Firmanın Birmingham stüdyoları da o günden bu yana (yani tam 2.5 yıldır) bu oyun üzerinde çalışıyor. Böylece her yıl piyasaya çıkan ve kısa geliştirme süresi nedeniyle oyuncuları tatmin edecek düzeye gelemeyen oyunlardan birisi ile karşılaşmayacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. F1 2009'u Codemasters geliştirilmemesinin ve bir bakıma 1 yıllık bir ara vermemizin avantajını kullanacağız.
200 milin üzerinde hıza sahip araçların yarıştığı ve gerçekçiliğin önplanda olduğu bir yarış oyununu yapmak hiç de kolay değil. Bir yandan Formula 1'in gerçek yaşamdaki sürüş zevkini oyunculara hissettirmek gerekirken diğer yandan da geniş bir kitlenin oynayabileceği oyun yapmak gerekiyor. İşin sanatsal yönünün yanı sıra bir de ticari yönünün olduğunu unutmamak gerekiyor. Codemasters seriye yabancı olan veya bu tür oyunlarda fazla yetenekli olmayan oyuncular için bir çok destekleyici unsuru oyuna koymuş, ama bunlar ne kadar yeterli olur bilemiyoruz. Ben ne olursa olsun uzun süredir kaliteli bir Formula 1 oyunu oynayamayan hayran kitlesinin F1 2010'a büyük ilgi göstereceğini düşünüyorum. Özellikle Codemasters'ın vaat ettiği şeyler şimdiden heyecanlanmamızı sağladı. Şimdi vaatlere bakalım.
Formula 1'in 61. sezonunu oynayacağımız F1 2010'da 12 takım, Michael Schumacher'in dahil olduğu 24 sürücü ve Kore Grand Prix'inin de bulunduğu 19 pist emrimizde olacak. F1 2010'un 2010 FIA Formula One World Championship'in resmi oyunu olmasından dolayı resmi takımları, sürücüleri, arabaları ve pistleri barındırdığını belirtelim. Bu da oyunun bir başka çekici özelliği olarak karşımıza çıkıyor. Zaten resmi adlara sahip olmayan bir oyun ne kadar gerçekçilik sunabilir ki? Kendimizi oyunun içinde hissetmemiz kolay olmazdı. Codemasters gerçekçilik için pist dışındaki aktiviteleri bile hesaba katmış. Mesela seçtiğimiz yarışçı röportajlar yapabilecek ve verdiğimiz yanıtlar oyunu etkileyebilecek. Özellikle takım arkadaşımız hakkında sorulan sorularda dikkatli olmamızın gerektiğini söyleyebilirim.
Oldukça geliştirilmiş ve yenilikçi bir Carreer Mode'a sahip olacak oyun aynı zamanda Championship ve Time Trial gibi seçeneklerle de karşımıza çıkacak. Günümüzde bir yarış oyununun olmazsa olmazı olan çok oyunculu seçenekler de online özelliklerle birlikte emrimizde olacak. Codemasters'ın diğer oyunlarında olduğu gibi F1 2010'da da uzun bir tek kişilik oyun süresinin bizi beklediğini rahatlıkla öngörebiliriz. Yine de önemli olan bu sürenin ne kadar süreyle sıkılmadan oynanabilir kılınabileceği ki geliştirici bu konuda da oldukça iddialı. Race Driver: Grid'deki gibi başarılı grafiklere rağmen bazı oyuncuları çok zorlayan bir kontrol sistemi ve zorluk derecesiyle karşımıza çıkmaya niyetli değiller. Yarış oyunlarında deneyimsiz oyuncular için bir çok kolaylaştırıcı etken düşünülmüş.
F1 2010 bir simülasyon oyunu olduğundan ve çılgın hızdaki arabaları yönettiğinizden, oyunu oynarken zorlandığınızda ister alışma amaçlı isterseniz sürekli kullanmak için menüden “Driving Assists” bölümüne girip direksiyon, frenleme sistemi ve ABS yardımı gibi oynanışı kolaylaştırabilen seçenekleri aktif hale getirebilir veya kaldırabilirsiniz. Bu özellikleri aktif hale getirerek oynanışı kolaylaştırdığınızda kontrolün genel olarak sizde olduğu hissine kapılacak olsanız da yine de tamamen gerçekçi bir deneyim için bu özelliklerin çoğunu kapatmamız gerekecek. Ayrıca yolda hangi hızda hangi açıdan gideceğimizi gösteren ve “Dynamic Racing Line” olarak adlandırılan yönlendirici çizgiyi de kaldırıp kaldırmamak sizin elinizde olacak. Bu seçenekleri aktif yapıp yapmamak tamamen sizin yeteneğinize ve sabrınıza bağlı olacak gibi görünüyor.
F1 test pilotu Anthony Davidson'dan gerçekçiliği arttırmak için tavsiyeler alan Codemasters, bu kişiyi oyunun kontrolleri üzerine yorumlarda bulunup geliştirici ekibin kusursuz bir iş çıkarması için her hafta stüdyoya davet etmiş. Firmanın işini bu kadar ciddiye alması sevindirici, çünkü böylesine yüksek hıza sahip bir oyunda bence kontroller herşeydir. Yine de oyunun tamamen kontrol ve gerçekçilik odaklı olacağını düşünmeyin, çünkü 2.5 yıllık geliştirme sürecinin de avantajıyla F1 2010 mükemmel grafiklerle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Wii ve PSP'de boy gösteren F1 2009'un aksine F1 2010 PC'deki güçlü ekran kartları ve yeni nesil konsolların gücü sayesinde oldukça üst düzey görseller sunacak. Eğer videolara bakacak olursak geliştiricinin iddiaları gerçekleşecek gibi görünüyor.
Dirt 3, Grid 2 ve Operation Flashpoint : Red River gibi önemli oyunların geliştirilmesinde de kullanılan Codemasters'ın Ego Engine 2.0 adlı oyun motoruyla geliştirilen F1 2010'un görsellerde en iddialı olduğu konu ise hava şartları. Şimdiye kadar “bir yarış oyununda gördüğümüz en komplike hava şartları”na sahip olacağı söylenen oyun özellikle yağmurlu havalar konusunda iyi bir iş çıkaracakmış gibi görünüyor. Videolarda yağmurlu havalardaki yarışlar çok gerçekçi görünüyordu, arabaların arkalarından püsküren suların görüntüsü bu konuda ne kadar uğraşıldığının bir göstergesi. Kokpit görünüşünde de camdaki su damlalarının sallanması gerçekten şaşırtıcı derecede hoş bir ayrıntı ve görselliğin kalitesi hakkında fikir vermeye yetiyor.
Renk paletinin başarılı bir şekilde ayarlanması sonucu gerçekçiliğin arttığı grafikler yerdeki su birikintilerindeki yansımalarla etkileyici olacak gibi görünüyor. Codemasters'ın hemen hemen her oyununda olduğu gibi arabaların detayları da oldukça yüksek. Oyunun videosunda çarpışmalar sonrası hurdaya dönen ve onlarca parçası bir yana dağılan arabalar bu konuda sıkıntı çekmeyeceğimizin göstergesi. En iyi yarış oyunlarında bile hasar konusunda sorun yaşayabiliyoruz ve bazen ayrıntıların önemli olduğu Formula 1'in oyunlarında da bu sorunlar karşımıza çıkıyor. Gerçekçiliği baltalayan bu türden sorunlarla F1 2010'da karşılaşmamak önemli. Codemasters da şimdiye kadar yayınladığı bilgilerle sıkıntı yaşatmayacağını söylese de oyun çıkana kadar beklemek gerek.
Codemasters'ın sürekli güncellemelerle canlı tutmak istediğini söylediği F1 2010'un bir başka ayrıntısı da başarılı sayılıp sayılmamamızın yarışlarda seçtiğimiz takımların kalitesine bağlı olması. Örneğin Ferrari'yi seçtiğimizde liderlik dışındaki hiç bir derece başarılı sayılmayacakken, Lotus takımını seçtiğimizde ise bazen yarışları bitirmek bile başarı sayılabilecek. Böylece küçük takımlarla liderliğe odaklı bir oyun oynamak zorunda kalmayacağımızdan “en iyi takımları seçme zorunluluğu” ortadan kalkmış olacak. Bize her takımla oynama şansı vermesi nedeniyle oyunun oynanış süresinin de artacağını söyleyebiliriz. Zaten Lotus takımı ile şampiyon olmak da bizi Formula 1'in atmosferinden az-çok uzaklaştırabilirdi.
Dünyanın en popüler motorsporlarından Formula 1'in resmi oyununun Codemasters tarafından geliştirilmesinin yarış oyunu severler için bir şans olduğunu düşünüyorum. Firmanın F1 2010 ile ilgili şimdiye kadar açıkladığı bilgiler de kaliteli bir oyunla karşılaşacağımız izlenimi doğuruyor. Yeni oyun motoru sayesinde başarılı görsellerin yanı sıra gerçekçi bir oyunla da karşılaşacağız. Gran Turismo ve Forza Motorsport gibi yarış oyunları ile karşılaştırmamamız gereken F1 2010 kendini sadece Formula 1'e odaklandığından bu yarışları sevenler tarafından her şartta beklenmeli diye düşünüyorum. Her şey yolunda gider de F1 2010 kaliteli bir oyun olursa yarış severlerin ilgisiz kalması mümkün değil diyebilirim.