Section 8, piyasaya çıkmadan önce, özellikle ekran görüntüleri ve fragmanlarıyla çok ilgi çekici bir oyun gibi görünüyordu. Oyun hakkında çok fazla detay da verilmemişti. Nasıl oynanıyor, konusu nedir, oyun nerelerde geçecek... Bu soruların hiç birine kesin bir yanıt alamamıştık. Oyun piyasaya çıktığında gördük ki, Section 8 tamamen multiplayer amaçlı geliştirilmiş bir oyun. Tek kişilik mod sevenlere de ayıp olmasın diye, bir hayli kısa bir senaryo modu da eklenmiş. Yani en baştan söylemek gerekirse, bu oyunu alacak olanlar, online oynamayı düşünenler olmalı.
Oyun, heyecanlı bir giriş videosu ile açılıyor. Askerlerimizin yaptıklarını gördüğümüzde, oyun hakkında da bir kaç fikrimiz olduğunu düşünüyoruz. Ama o müthiş hareketlerin hiç birini, oyunda yapamıyoruz. Section 8 adında bir grupta yer alan bir askeriz. İlk başlarda düşük rütbeli iken, daha sonra grubun başına geçiyoruz. Amacımız ARM güçlerini köşeye sıkıştırmak ve yok etmek. Bunun için iki ayrı ana görevden 3 bölümü bitirmemiz gerekiyor. Yani oyunda toplamda 6 görev var. İlk 3 tanesi çöl tipi bir yerde, diğer 3 tanesi ise daha yeşil bir gezegende geçiyor. Her bölümde, tamamlamanız gereken görevler oluyor. Bunlar size açıklanırken önemli gibi dursa da, bir yere ulaşıp bir düğmeye basmaktan öte bir şey değiller. Oyun boyunca tek yapacağınız şey, ilerlemek, düşmanları öldürmek ve en sonunda da düğmeye basmak. Daha sonra bir sonraki görevi almak ve yine ilerleyip, düşmanları öldürüp, düğmeye basmak.
Section 8, tek kişilik mod konusunda çok zayıf. Toplamda 3 saat sürmüyor bile. Konusu pek anlaşılır olmasa da, ARM kuvvetlerini durdurduğunuzu biliyorsunuz. Askerinizi kontrol ederek, karşınıza çıkan yapay gerizekalı düşmanları öldürüp, görevleri tamamlıyorsunuz. Nadir de olsa tank veya dev robot kullanmanıza izin veriliyor. Tank kontrolleri o kadar kötü ki, hemen inip göreve yaya devam ediyorsunuz. Dev robotun silahı da düşmana su tabancası etkisi yaptığı için, yine inip yaya olarak kendi silahlarınızla devam ediyorsunuz.
Battlefield oyununda olduğu gibi, oyunda bolca ölüyorsunuz ve kontrol noktalarında yeniden canlanıyorsunuz. Bu canlanmalar esnasında, gök yüzünden aşağıya düşüyorsunuz ve bu düşüş, belki de oyundaki en heyecanlı kısım. Görevlere başlamadan önce ve öldükten sonra, askerinizin hangi sınıfta olacağına karar verme şansınız var. Saldırı, destek, keskin nişancı, mühendis gibi sınıflar var. Bu sınıflara göre, silahlarınız ve aksesuarlarınız değişiyor. Normal makineli tüfek, menzil ve etki gücü olarak çok yeterli. En çok kullandığınız silah o olacak. Pompalı tüfek, düşmana çok yaklaşma şansınız olmamasından dolayı çok kullanışsız. Roket atar, iki saniye yerinde durmayan düşmana isabet etmekte zorlansa da, bir iki kere karşınıza çıkacak düşman tankları için yeterli. Uzun menzilli tüfek en son bölümde kullanımınıza sunuluyor, işe yaramıyor. El bombaları, havan topu gibi aksesuarlar da nadiren işinize yarayacak. En çok kullanacağınız aksesuar, tamir ve iyileştirme eldiveni. Bu sayede kendi zırhızını, makineleri ve arkadaşlarınızın zırhlarını tamir edebiliyorsunuz.
Aslında oyunun tek kişilik modunu, multiplayer modu için bir alıştırma evresi olarak kabul edersek, bu modu sindirmesi çok daha kolay olacak. Araya giren video görüntüler ve hafif de olsa senaryosunu da eksik etmemişler. Ama yine de, multiplayer modu bir karpuz ise, single modu bir leblebi büyüklüğünde etki yapacaktır. Online moduna girdiğinizde, daha önceki oyunlardan bildiğimiz bütün modları oynayabiliyoruz. Sunuculara bağlanmak pek sorun olmuyor. Nadir de olsa oyunda gecikmeler oluyor ama bunu da zamanla düzelteceklerdir. Piyasada çok sağlam online modu olan oyunlar varken, kimsenin Section 8 gibi yarım yamalak bir oyuna şans vereceğini de düşünmüyorum.
Hem tek kişilik modda, hem de online moddaki botlarda yapay zeka felaketten de beter. Düşman sadece jetpack'lerini kullanarak deliler gibi zıplıyor. Bir yandan da size ateş ediyorlar. Genelde görünmez duvarlara takılıyorlar ve dönüp duruyorlar. Çoğu zaman sizi onlara ateş etseniz de farketmiyorlar. Çünkü o an çok daha uzaktaki arkadaşlarınıza ateş ediyor oluyorlar. Asker kontrolleri fena sayılmaz ama araç kontrolleri felaket. Oyunun fizik motoru da çoğu zaman çuvallıyor. Physx özelliği olmasına rağmen hem de. Oyun aslında 2-3 ay sonra piyasaya çıksaydı ve bir kaç kez daha elden geçirilseydi, daha iyi olabilirdi.
Section 8, görsel anlamda da piyasayı 2-3 sene geriden takip ediyor gibi. Yakın çekim sinematiklerde görüntüler bir nebze olsun iyi görünebiliyorlar ama oyun esnasında, herşey 3 sene öncesi gibi. Karakterler detaylı değiller, kaplamaların detayları da hiç iyi değil. Yakından baktığınız taşlar veya duvarlar çok kötü görünüyorlar. Güneşe baktığınızda oluşan "lens flare" efekti hoşunuza gidebilir ve gözünüzü alabilir. Grafik anlamında tek iyi şey de bu sanırım. Tüm bu eksikliklere rağmen, etrafta 4-5 tane düşman olduğunda, oyun yavaşlıyor. Optimizasyon konusunda da pek başarılı olunamadığı apaçık ortada.
Oyun biraz zor. Elleriniz ve gözleriniz çok çalışacak. Ama kulaklarınız boş boş oturacak. Çünkü oyunda ne müzik anlamında ne de efekt anlamında doyurucu bir şey yok. Görev vermek amacıyla telsizden sizinle bağlantı kuran üstlerinizin sesini duymak, etrafta bir kaç insan olduğunu hatırlatacak size. Geri kalan bütün sesler, rahatsız ediciden öteye gidemiyor.
Gördüğünüz gibi, oyun hakkında pek olumlu şeylerden bahsetmedim. Çünkü olumlu olan bir tarafı yok oyunun. Tek kişilik modu, son zamanlarda çıkan arcade oyunlarından bile kısa sürüyor. Çok da boş. Oyun hatalarla dolu. Multiplayer modu da, bir yenilik getirmiyor ve sıkıyor. Bu durumda, Section 8, raflarda tozlanmaya mahkum bir oyun olarak kalacak. Sizler için ise, uzak durulması gereken bir oyun tabi ki.