DLC yani Downloadable Content, Türkçesi ise "İndirilebilir İçerik"tir. Bu sistem bir zamanlar hayranı olduğumuz oyunların dünyasını daha iyi tanımamız için bir fırsat olarak görülüyordu. Şimdi ise DLC yayıncı firmaların büyük kâr yaptıkları bir sisteme dönüştü. Öyle ki size indirilebilir içerik satmak için her yola başvuruluyor.
İndirilebilir İçeriklerin Durumu
İndirilebilir içeriklerin son dönemlerde yayıncı firmaların önemli gelir kaynaklarından biri olduğunu görüyoruz. Bu nedenle özellikle multiplayer (çok oyunculu) modlara sahip oyunlarda indirilebilir içerik satın almazsanız bütün zevkiniz yarım kalıyor. Call of Duty, Battlefield gibi popüler FPS oyunları başta olmak üzere yeni haritaları satın almadan bir oyundan zevk almanız adeta engelleniyor. İşin kötü yanı bazen sadece senaryo modu bulunan oyunlarda bile indirilebilir içerik olmadan tam bir macera yaşayamıyorsunuz.
Battlefield: Bad Company 2'den bazı anılarımı örnek vermek istiyorum. Arkadaşlarımla oyun oynarken bir haritada savaşımız bitiyor, sonraki haritaya geçecekken bir de ne göreyim yeni haritayı satın almamış olduğumdan maçtan çıkmak zorunda kalıyorum. Yaklaşık 60-65 dolar (Türkiyede daha pahalı) verdiğim oyunun zevki yarım kalıyor. (Battlefield 3'ü oynamadığımdan bu oyunla ilgili bir şeyler söyleyemeyeceğim, ama mantık olarak aynı gibi görünüyor)
Call of Duty'de de durum bundan pek farklı değil. Oyun piyasaya çıkmadan hazırlanan indirilebilir içerikler, oyun piyasaya çıktıktan 3 ay sonra yayınlanıyor. Bu haritaları alan oyuncularla oynamak için bir bakıma siz de bu içerikleri almak zorunda bırakılıyorsunuz. Üstelik bütün harita paketlerini alınca oyunun fiyatı 100 doları geçiyor. Black Ops için 4 farklı harita paketinin çıktığını belirtelim. Üstelik bu haritalar 1 yıl olmadan yayınlanıyor.
Eğer doğru düzgün multiplayer FPS oynamak istiyorsanız 100-120 doları gözden çıkarmanız gerekiyor. Activision ve EA gibi firmaların bu oyunların sadece kutulu sürümlerinden milyar dolarlar kazanmaları yetmiyor mu? Bizce burada büyük bir haksızlık var; çünkü böyle paragöz olmayan firmalar da var. Bunlara da örnek verelim.
Genişleme Paketleri
Peki eskiden durum nasıldı? Aslında eskiden karşımızda daha dürüst firmalar vardı ve bize "Expansion Pack" yani Türkçesi "Genişleme Paketi" satıyorlardı. Aslında bu tam da DLC'lerin olması gereken şeydi.
Örneğin Bethesda'nın The Elder Scrolls III: Morrowind adlı oyununu aldıktan sonra Tribunal ve Bloodmoon adlı genişleme paketlerini oynarsanız oyunun dünyasında yeni maceralara sürükleniyordunuz. Üstelik bu maceralar da oldukça uzun sürüyordu ve Elder Scrolls'un dünyasını daha iyi tanıyorsunuz. O nedenle bu içeriklere ücret edemek sorun yaratmıyordu; çünkü karşımızda adeta yeni bir oyun vardı.
Bethesda, The Elder Scrolls V: Skyrim, Fallout 3 ve New Vegas gibi oyunlarda "Genişleme Paketi" mantığını devam ettiriyor. Bu içerikleri almasak da oyunların zevkinin eksik kalmadığını söyleyebiliriz. Skyrim'deki Heartfire ve Oblivion'daki zırhlı atımız gibi içerikleri saymazsak Bethesda dürüst bir politika izliyor diyebiliriz.
The Witcher 2'ye Bakıp CD Project Red'i Örnek Alması Gereken Firmalar Var
The Witcher 2: Assassin's of Kings son dönemlerin en başarılı RPG oyunlarından bir tanesiydi. Oyunun geliştiricisi ise Polonyalı CD Project Red. Bu geliştirici bünyesinde 100'den fazla eleman çalışıyor. İlk iki The Witcher oyunuyla oldukça iyi bir satış rakamına ulaşan firmanın ilginç bir uygulamasını anlatmak istiyorum. Bu uygulama ilginç, çünkü bu kadar dürüst davranan firma çok az.
The Witcher 2'nin standart sürümü 17 Nisan 2011'de piyasaya çıktı. "Enhanced Edition" adlı sürümü ise 17 Mayıs'ta 2012'de raflardaki yerini aldı. Standart sürüme sahip PC oyuncuları Enhanced Edition'ın içindeki içeriklere de ücretsiz bir güncelleme ile ulaştılar. Böyle bir güncellemenin oyun firmalarının gözünü para bürüdüğü bir dönemde ücretsiz verilmesi gerçekten de şaşılacak şeydi.
Peki Enhanced Edition'da neler vardı? Toplamda 10 GB'lık yeni içerikle karşılaştık. 4 saatlik fazladan oynanış süresi, 36 dakikalık yeni sinematik gibi Activision, EA gibi firmaların asla üretsiz vermeyeceği içeriklere sahip olduk. Arayüz ve oynanışta değişiklikler, yeni zırhları ise saymıyoruz bile.
CD Project Red bu konuda gayet net açıklamalar yapıyor. Örneğin The Witcher 2'nin görev tasarımcısı Mateusz Tomaszkiewicz şu açıklamayı yapmıştı:
"Bana göre küçük indirilebilir içeriklere para ödememeniz gerekir. Daha önceki genişletme paketleri gibi oyunlara saatlerce sürecek oynanış sunacak ek paketlerin satılması ile ilgili bir sorunum yok. Ama müşteriler kişisel eşyalar gibi küçük indirilebilir içerikleri satın almaya zorlanmamalılar."
Oyunların gerçek sonunu görebilmek için indirilebilir içerik satın almaya zorlandığımız, yeni 1-2 silaha ve zırha para ödediğimiz, multiplayer modları arkadaşlarımızla birlikte oynamamızın engellendiği veya diğer oyuncularla online oynarken oyundan çıkmak zorunda kaldığımız sistemlerin artık sona ermesi gerekiyor. Eminim Activision ve EA gibi firmalar oyunlardan birkaç milyar dolar kazanmak yetecektir. CD Project Red bu konuda örnek alınmalı. Oyuncular da bu tuzaklara karşı tepki göstermeliler.