Lego Star Wars III: The Clone Wars
Levent Polater

Sayfa 1

 
    LEGO video oyunlarının tarihi 97 yıllarına kadar giderken bu enteresan seri altın yıllarını Travellers Tales adı altında yaşamaya başlamıştı. Traveler's Tales ilk olarak LEGO Star Wars: The Video Game oyunu çıkarak oyunseverlerin nabzını yoklamıştı. Daha sonra Batman, Indiana Jones, Harry Potter vs farklı sürümler ile devam eden Lego serisi gittikçe daha da ilginç bir hâl almaya başardı. İlk başta "Hadi canım, ne kadar zevkli olabilir ki?" derken şimdi yoğun bir hayran kitlesini peşinde sürüklemeyi başaran Lego The Video Game serisi şimdi de Lego Star Wars III: The Clone Wars ile oyuncuları yeniden kendine çekmeye çalışacak. Bakalım seri hangi yöne doğru ilerliyor, bu oyun ile bunu daha iyi anlayabileceğiz.
 

    LEGO Star Wars III: The Clone Wars, Star Wars II: Attack of the Clones ve animasyon serisi The Clone Wars'un ilk 2 sezonunu konu alıyor. Oyunumuzu açtığımızda kendimizi 'Geonosian' infaz arenasından kaçarken bulacağız, oldukça keyifli sahnelerle dolu olan bu kısımdan sonra Anakin Skywalker'ın gemisi Resolute'da kendinizi bulacaksınız. Buradan itibaren hikaye görevlerine başlama imkanını yakalıyorsunuz.

     LEGO Star Wars III'ün serinin kökenine sadık kaldığını görüyoruz. Oynanış dinamiklerinde çok büyük farklılıklar yok, oyunun eğlenceli mizahi yönünün de yerinde olduğunu görmek çok güzel. Yüzünüzde tebessüm oluşturacak parodiler yine karşınızda. Gücün iyi ve kötü taraflarının epik savaşına bambaşka bakış açısı getiren oyunumuzun hikayesinden en çok animasyon serisini takip edenler keyif alacaklardır. Konuyu bilmeyenler ise kendilerini kafalarını kaşırken bulabilirler. Ama bu karmaşanın arasında bile oldukça eğlenceli vakit geçirip olan bitene güleceğinizden emin olabilirsiniz.
    Oyunda vaktinizin çoğunu farklı alanlarda koştururken veya oyundaki para yerine geçen 'stud'ları toplamak için önünüze geleni yıkarak harcayacaksınız. O kadar çok yıkılan obje var ki zamanınızın en büyük kısmı bunları yok ederken geçecek. Bu stud'lar ile daha sonra bir çok şeyin kilidini açabileceksiniz. Toplamda 114'ü bulan yeni karakterleri de bu kısımdan açabiliyorsunuz. Daha sonra istediğiniz bir karakterle bitirdiğiniz görevleri tekrardan Free Play modu ile oynayabilirsiniz. Free Play modunun size getireceği avantajlar arasında en yüksek skorunuzu geçme fırsatı, minikit toplama ve daha fazla yeni karakterin kilidini açma şansı bulunuyır. Oyunun eğlendirici ve kendini oynatan yapısı sayesinde bölümleri tekrar tekrar oynayacaksınız.
 
Sayfa 2

 
    Lego Star Wars III: The Clone Wars oldukça detaylı bir oyun. Oyunu bitirdikten sonra tekrar oynamanızı gerektirecek bir çok sebep bulunuyor. Oyunu %100 bitirebilmeniz için 130 gold brick ve 18 red brick'in hepsini bulurken bir yandan da 114 karakterin hepsini açmalısınız. Ayrıca gizli minikitleri ve başka nesneleri bunlara katmıyorum bile. Oyunu rahat ve dolaşmadan ilk kez bitirdiğinizde çok büyük ihtimalle %50'nin altında kaldığınızı göreceksiniz. İşte bu noktada oyundaki bölümlere tekrar göz atmanız gerekiyor. Ama bana inanın, bir kez bitirdikten sonra tadını aldığınız için bu bölümlere eliniz kendiliğinden gidecek. Oyunu %100 bitirmeye uğraştığınızda oyunun ömrü 20 saatlere kadar çıkabiliyor.
 

    Serinin en çok beğenilen eğlenceli tarafının kaybolmadığını görmek çok güzel. Böylelikle oyunun en büyük sorunu olan yönünüzü kaybetme sıkıntısı ört bas edilebiliyor. En başından itibaren yani arenadan kaçarken, droidler tarafından etrafınız sarılmışken, Yoda tarafından bir ipucu ekranda pop-up şeklinde geliyor ve size nasıl ilerleme kaydedeceğiniz söyleniyor. Ancak bu ipucu siz ekranda onu gördüğünüz anda neredeyse okuyamadan kayboluyor. Bir kaç saniyede kaybolan bu infoya zaten o an ekrandaki karmaşadan göz atma şansı da bulmanıza olanak yok. Bir kez kaçırdınız mı, şansınıza küsün, o info bir daha görünmeyecek. Bu sorun, oyunun sonuna dek sürüyor. Oyun bu yüzden Limbo gibi "Ne yapacağını kendin bul" oynanışına davetiye çıkarıyor. Bu sorun puzzle'larda da mevcut. Size ipucu verilmiyor ve sıkışıp kalabiliyorsunuz.  
    Uzay ve RTS görevleri ise oyunun standard oynanıştan sıyrıldığı zamanlar oluyor. Ekranda aynı anda yüzlerce dost ve düşman birlikleri görmek ve hiç bir lag veya frame rate sorunu görmemek oldukça sevindirici. Strateji görevlerinin LEGO'larla yapılmış StarCraft gibi göründüğünü söyleyebiliriz. Düşman binalarını çeşitli araçlarla yıkmaya çalışacak ve blokları kullanarak kendi destek binalarınızı oluşturma konusunda uğraş vereceksiniz. Ancak sanki burada oyuncuya torpil geçilmiş gibime geldi. Düşmanlar tarafından sarılsanız ve "Tamam, şimdi işim bitti" dediğiniz anlarda bile oyunun affedici zorluk seviyesi sayesinde paçayı kurtarma şansınız oldukça yüksek. Ha, bu arada bu bölümlerde kaybetseniz bile, sizden eksilen tek şey bir kaç bin stud olacak. Sonsuz canınız olduğunu hatırlatalım. Zaten Lego oyunları hiç bir zaman zorlayıcı olmaz. Amaç daha geniş kitleye ulaşabilmek, bunu da çok iyi başardığını kabul ediyorum.