Oyun sektörünün gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sergey: Oyun sektörünün gidişatı hakkında oldukça mutluyuz ve beklentilerimiz her geçen gün artıyor. Şu sıralar, bir oyuncu veya bir oyun geliştiricisi olmak için ideal zamanlar. Bunun için heyecan duyuyoruz. Birkaç yıl öncesine kadar, sadece perakendeciliğe dayanan bir iş modeli sektöre hakimdi. Bu da hepimizi büyük yayıncılara ve konsollara mahkum kılıyordu. O oyunlar harikaydı, sakın yanlış anlaşılmasın, ama “oyunu denemeden önce 60 euro ödemek zorundasın” türü oyunlar hepimizi, her şeyden önce oyun tarzımızı ve yaratıcılığımızı kısıtlıyordu. Artık free-to-play var, Kickstarter var, konsollardan PC’ye ve hatta mobil cihazlara kadar birçok farklı oyun platformumuz var. Bunun üstüne bir de hızla gelişen Akıllı TV piyasası var.
Ivan: Sektörün özellikle mobil pazarda çok hızlı bir şekilde gelişmesine seviniyorum. Yine de, sanki eski günleri özler gibiyim. O zamanlarda çok az online oyun vardı. Ultima Online vardı. Starcraft, Quake oynamak için LAN kurardık, evlerde ve internet cafe’lerde toplanırdık. Yakın gelecekte bizi bekleyen bir dolu harika şeyin olduğunu bildiğimden, eski günleri düşünüp üzülmüyorum. Oyunlar hakkında genel olarak mutluyum. Ama insanlar örneğin simülasyon oyunları Google Glass gibi yeni nesil cihazlarda oynarken, ben arada bir eski PC’mi açıp eskiden bayıldığım oyunları, örneğin şimdiye kadar en sevdiğim RPG olan Baldurs Gate 2’yi oynuyor olacağım.
Sektördeki sıkı rekabet malum. Özellikle 2013’teki rekabet hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sergey: Nival olarak strateji oyunları geliştiriyoruz ve dürüst olmak gerekirse, piyasada daha fazla strateji oyununa ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Rekabet artarsa oyunlar her açıdan gelişir. Strateji oyuncularını mutlu edecek pek çok fırsat çıkar. Konsolların “strateji dostu” olduğunu söyleyemeyiz, ancak PC ve tabletlerdeki gelişim piyasadaki açığı kapatabilir.
Ivan: Kesinlikle önceki yıllara oranla daha yüksek rekabet var. Mobil oyunlar gibi yeni piyasalar gelişirken ve sosyal oyunlar gibi birkaç yıl öncesinin popüler piyasaları durgunlaşırken, oyun şirketlerinin piyasalar arasında zıplaması gibi bir eğilim var. Ki bu durum şimdiki kadar platform çeşitliliği yokken, varolan platformlar birbirine yakın hızla büyürken geçerli bir durum değildi. Bu, rekabeti eskisinden daha zor bir hale sokuyor. Çünkü şimdi çok fazla oyun şirketi var ve ekonomik durgunluk hissettiklerinde kendi geleneksel piyasalarının ötesine doğru genişlemeye çalışıyorlar. Bu ilk bakışta oyuncular için iyi bir şey gibi görünebilir. Ama biraz düşünecek olursak, rekabet yüksekse şirketler daha fazla para kazanmak ister. Paraya olan talep artar ve daha talepkar paraya dönüştürme modelleri ortaya çıkar.
Oyun sektöründe olmanın en zor yanı nedir?
Sergey: Yaratıcılığı ve olayın iş kısmını bir araya getirmek. Bu biraz sinema ve yazılım sektörlerinin bir araya gelmesi gibi. İstikrarlı bir ürün sunmalısınız ve onu ilginç, yenilikçi, eğlenceli kılmalısınız. Bir oyun geliştiricisi olmanın çekici yanı da bu aynı zamanda.
Ivan: Sanırım benim için en zor şey özel hayatıma yeterince zaman ayıramamak. Kendimi bu işe adadım diyebilirim. Radarımda önemli işler olduğunda günde 12 saatten fazla çalıştığım oluyor. Ama işiniz aynı zamanda hobiniz ise bu o kadar da sorun olmaz. Yani… umarım olmaz.
Nival’in oyun sektöründe nerede olduğunu düşünüyorsunuz?Sergey: 16 yıldır bağımsız bir oyun şirketiyiz ve böyle kalmayı planlıyoruz. Oyunculara oyunlarımızı ulaştırmak için artık büyük yayıncılara mecbur olmamak harika bir şey. Ayrıca kendi oyunlarımızı geliştirecek sermayeye sahip olmak da harika.
Ivan: Bundan önce birkaç şirketle çalıştım ve şunu söyleyebilirim ki Nival bildiğim en gelişmiş ve en yenilikçi şirket. Her sektör böyle şirketler ister.
Nival’in misyonu nedir? Ekipten bahseder misiniz?
Sergey: Misyonumuz bütün varolan platformlar ve cihazlar için yaratıcı, yenilikçi, sınırları zorlayan strateji oyunları çıkarmak. Ana merkezimiz Rusya’da ama biz kendimizi Rus şirketi olarak görmüyoruz. Değişik kültürel altyapılardan ve farklı ülkelerden gelen bir ekiple çalışıyoruz.
Ivan: Ekibimizin en sevdiğim yanı, amaçlarımız ve hayallerimiz var. Bizim için her şey para kazanmak değil. Oyuncuları mutlu edecek, eğlendirecek oyunlar yaratmak, oyun dünyasıyla ilgili doğru mesajlar vermek, oyuncu toplulukları içinde arkadaşlık duygusu yaratmak, oyuncuların arkadaş bulup sosyalleşmesine yardım etmek gibi amaçlarımız var. Bizi mutlu eden, doğru yoldayız dedirten şey, oyuncuların bir araya gelebilmeleri. Sizinle aynı hobiye ve amaca sahip biriyle tanıştığınızdaki hissi bilirsiniz; o hissi oyunlarımızda yaratmak istiyoruz.