Yorucu bir gün daha. Eve döndüğünüzde ise umurunuzda olan tek şey, birazcık kafa dinlemek. Az önce patronunuzun o donuşuk suratını, şehrin boğucu trafiğini, birbirlerine dirhem tahammülü kalmamış koca bir kalabalığı ve sizi bu şekilde hissetmenizi sağlayacak daha nice sebebi kapınızın dışına hapsettiniz.

     Bir oyun sever olarak sanırım tek ihtiyacınız olan, tüm bu kaygı ve gerginliği üzerinizden atmak için oyun âlemine dalmak. Ne aksiyon peşindesiniz ne de daha fazla curcuna. Biraz huzur ve sükûnet… Yatışmaya ihtiyacınız var ve sizi temin ederim, şu anda tam o yatıştırıcıya bakıyorsunuz.      İlo (kırmızı) ve Milo (mavi) tulumun içine sıkıştırılmış, kafalarında anten bulunan ve Safkas olarak adlandırılan iki şirin varlık; birbirine sıkı sıkıya bağlı iki dost. Her sabah bir parkta buluşuyor, kurabiyelerini çaylarına batırıp, akşam olana değin dostluklarının tadını çıkarıyor ve gün ağardığında, hiç istemeden de olsa ertesi gün tekrar buluşmak üzere ayrılıyorlar. Lakin tekrar buluşmak istedikleri her seferinde, parkın yapısı değişiyor ve karşılarına türlü çeşit engeller çıkıyor. Amacımız, her defasında ayrı düşen ikilimizi buluşturmak. Bu görevi üstlendiğiniz andan itibaren kendinizi tuhaf ve düşsel bir dünyanın içinde buluyorsunuz. Sanki doğanın, gece mavisinin ve uyandığınızda gerçek olmasını dilediğiniz bir düşün tüm güzellikleri, yumuşacık bir kumaşa sarılmış gibi. Ilomilo için hayat verilen dünya dayanılmaz bir şirinlik ve çekiciliğe sahip. 4 bölümden oluşan ve 40’ın üzerinde bulmacanın her bölümünde ayrı düşmüş dostlarımızı bir araya getirmek için kafa patlatırken, kendinizi harikalar diyarına giden yolda tavşan deliğine düşmüş gibi hissedeceksiniz.

     Sade bir kontrol şemasına sahip olan İlomilo, kamera açılarıyla size belki 360 derecelik bir özgürlük sunmuyor ancak bu kesinlikle sizin görüş açınızı engelleyecek bir sorun teşkil etmiyor. Kamera açılarında tek sorunu ilo ve milo arasında geçiş yaptığımız kimi zamanlarda yaşayabiliyoruz.

      Ana hikâyesi yanı sıra, İlomilo sizi kendine daha da bağlayacak 2 yan senaryoyu içinde barındırıyor. Bunlardan ilki, bulmacaları çözerken topladığınız “hatıra kırıntarı”nın anlattığı ve Ilona Zevon – Milton Foley isimli iki insanın hüzünlü hikâyesini içeriyor. Çok daha fazla detay vererek keyif kaçırmaya hiç niyetim yok! Bir diğer yan senaryomuz ise, oyunda verdiği ipuçlarıyla bize yardımcı olan Sebastian’ın anlattığı: kendine kürk isteyen genç kız, merhametli bir avcı olan nişanlısı ve postu gitmesin diye 40 takla atan bir tilkinin hikâyesi yer alıyor.     Bulmaca çözerken geri planda akan düşsel dünya ilk bakışta size tuhaf gelebilir. Ancak hikâye akmaya devam ettikçe, neden böyle bir dünya içerisinde olduğunuzu anlayıveriyorsunuz. Dönen fincanlar, havada süzülerek giden bir taksi, köpek suratlı bir balık bu düşsel dünyanın birkaç parçası, bütün bir hikâyenin kırıntılarını temsil ediyor. Bu şirin, çekici atmosfere eklenen müzikler ise görsellikle harika bir çift olmuş. Dinlendiren, huzur veren ve bulmacalarınız esnasında sizi rahatlatan melodiler oyunun genel duruşuyla ahenkli bir uyum sağlamış.      Multiplayer kısmında İlomilo sadece off-line co-op imkânı sunuyor. Bu moda özel olarak, bölümler içine saklanmış sürprizler mevcut. Ancak bunun dışında co-op modunun sunabildiği pek bir çekicilik yok. Yine de, co-op modu arkadaşınızla, ailenizle veya yavuklunuzla oynarken mutlak bir keyif alacağınız ufak ama eğlenceli detaylarla süslenmiş durumda.

     Bulmacaları çözerken topladığınız resimler ve müziklerin yanı sıra, ekstra içerik olarak oyunu % 100 başarıyla bitirmenize karşılık mini bir de oyun açılıyor. Bulmaca bölümleri içinde yer alan her 3 mini safkası toplayarak açabileceğiniz retro soslu bu mini oyunun yanına, yeni bonus bulmacalar da açılmayı bekliyor olacak.

     Yorucu bir gün daha. Eve döndüğünüzde ise umurunuzda olan tek şey, birazcık kafa dinlemek. Az önce patronunuzun o donuşuk suratını, şehrin boğucu trafiğini, birbirlerine dirhem tahammülü kalmamış koca bir kalabalığı ve sizi bu şekilde hissetmenizi sağlayacak daha nice sebebi kapınızın dışına hapsettiniz.

     Bir oyun sever olarak sanırım tek ihtiyacınız olan, tüm bu kaygı ve gerginliği üzerinizden atmak için oyun âlemine dalmak. Ne aksiyon peşindesiniz ne de daha fazla curcuna. Biraz huzur ve sükûnet… Yatışmaya ihtiyacınız var ve sizi temin ederim, şu anda tam o yatıştırıcıya bakıyorsunuz.      İlo (kırmızı) ve Milo (mavi) tulumun içine sıkıştırılmış, kafalarında anten bulunan ve Safkas olarak adlandırılan iki şirin varlık; birbirine sıkı sıkıya bağlı iki dost. Her sabah bir parkta buluşuyor, kurabiyelerini çaylarına batırıp, akşam olana değin dostluklarının tadını çıkarıyor ve gün ağardığında, hiç istemeden de olsa ertesi gün tekrar buluşmak üzere ayrılıyorlar. Lakin tekrar buluşmak istedikleri her seferinde, parkın yapısı değişiyor ve karşılarına türlü çeşit engeller çıkıyor. Amacımız, her defasında ayrı düşen ikilimizi buluşturmak. Bu görevi üstlendiğiniz andan itibaren kendinizi tuhaf ve düşsel bir dünyanın içinde buluyorsunuz. Sanki doğanın, gece mavisinin ve uyandığınızda gerçek olmasını dilediğiniz bir düşün tüm güzellikleri, yumuşacık bir kumaşa sarılmış gibi. Ilomilo için hayat verilen dünya dayanılmaz bir şirinlik ve çekiciliğe sahip. 4 bölümden oluşan ve 40’ın üzerinde bulmacanın her bölümünde ayrı düşmüş dostlarımızı bir araya getirmek için kafa patlatırken, kendinizi harikalar diyarına giden yolda tavşan deliğine düşmüş gibi hissedeceksiniz.

     Sade bir kontrol şemasına sahip olan İlomilo, kamera açılarıyla size belki 360 derecelik bir özgürlük sunmuyor ancak bu kesinlikle sizin görüş açınızı engelleyecek bir sorun teşkil etmiyor. Kamera açılarında tek sorunu ilo ve milo arasında geçiş yaptığımız kimi zamanlarda yaşayabiliyoruz.

      Ana hikâyesi yanı sıra, İlomilo sizi kendine daha da bağlayacak 2 yan senaryoyu içinde barındırıyor. Bunlardan ilki, bulmacaları çözerken topladığınız “hatıra kırıntarı”nın anlattığı ve Ilona Zevon – Milton Foley isimli iki insanın hüzünlü hikâyesini içeriyor. Çok daha fazla detay vererek keyif kaçırmaya hiç niyetim yok! Bir diğer yan senaryomuz ise, oyunda verdiği ipuçlarıyla bize yardımcı olan Sebastian’ın anlattığı: kendine kürk isteyen genç kız, merhametli bir avcı olan nişanlısı ve postu gitmesin diye 40 takla atan bir tilkinin hikâyesi yer alıyor.     Bulmaca çözerken geri planda akan düşsel dünya ilk bakışta size tuhaf gelebilir. Ancak hikâye akmaya devam ettikçe, neden böyle bir dünya içerisinde olduğunuzu anlayıveriyorsunuz. Dönen fincanlar, havada süzülerek giden bir taksi, köpek suratlı bir balık bu düşsel dünyanın birkaç parçası, bütün bir hikâyenin kırıntılarını temsil ediyor. Bu şirin, çekici atmosfere eklenen müzikler ise görsellikle harika bir çift olmuş. Dinlendiren, huzur veren ve bulmacalarınız esnasında sizi rahatlatan melodiler oyunun genel duruşuyla ahenkli bir uyum sağlamış.      Multiplayer kısmında İlomilo sadece off-line co-op imkânı sunuyor. Bu moda özel olarak, bölümler içine saklanmış sürprizler mevcut. Ancak bunun dışında co-op modunun sunabildiği pek bir çekicilik yok. Yine de, co-op modu arkadaşınızla, ailenizle veya yavuklunuzla oynarken mutlak bir keyif alacağınız ufak ama eğlenceli detaylarla süslenmiş durumda.

     Bulmacaları çözerken topladığınız resimler ve müziklerin yanı sıra, ekstra içerik olarak oyunu % 100 başarıyla bitirmenize karşılık mini bir de oyun açılıyor. Bulmaca bölümleri içinde yer alan her 3 mini safkası toplayarak açabileceğiniz retro soslu bu mini oyunun yanına, yeni bonus bulmacalar da açılmayı bekliyor olacak.