Geçen yıl Spike TV video oyun ödülleri töreninde türlere göre en iyi oyunlar seçilirken UFC 2009 Undisputed'ın en iyi bireysel spor oyunu ödülü alması hiç de şaşırtıcı olmamıştı. Özellikle Amerika'da oldukça popüler olan UFC (Ultimate Fighting Championship) satış rakamları ile geliştirici ve yayıncısını mutlu etmeyi başardı. Amerika'da ilk ay 679,600 adet Xbox 360'ta 334,400 adet de PlayStation 3'te satan oyun 1 milyon barajını kısa bir süre içinde geçerek mükemmel bir rakama ulaşmıştı. Bu rakam oldukça yüksek görenebilir, ama tıpkı WWE SmackDown vs. Raw gibi Ultimate Fighting Championship de Amerika'da oldukça popüler bir spor. Gerçi Amerikan güreşi oyunlarının ülkemizde ne kadar büyük ilgi gördüğünü göz önüne alırsak Ultimate Fighting Championship'in de sadece Amerika'da değil, ülkemizde de sevilmemesi için hiçbir neden olmadığını söyleyebiliriz. Hatta bizim spor kültürümüzde bu tür organizasyonların olmaması bile insanların merak etmesi için başlı başına bir neden olarak görülebilir. Ayrıca şunu unutmamakta da yarar var ki WWE SmackDown vs. Raw gibi UFC Undisputed'ın da geliştiricisi Yuke's Future Media Creators, yani özellikle Amerikan güreşi severlerin ilgi göstermesi gereken bir oyunla karşı karşıyayız.
Peki geliştirici firma Yuke's kimdir, nedir, kimlerdendir? Amerika'da ilgi gören dövüş oyunları yapmasına rağmen merkezi Japonya'da bulunan (yani Japon bir firma olan) Yuke's aynı zamanda Japonya'nın en büyük, dünyanın da en büyüklerinden biri olan New Japan Pro Wrestling adlı bir organizasyonun da sahi
bi. 1993 yılında kurulan firmanın 85 çalışanı bulunuyor ve sadece spor oyunları değil aksiyon macera oyunları da geliştiriyor. Yine de eğer Yuke's Japon oyun sektöründeki gerilemeye rağmen bugün hala güçlü bir şekilde ayaktaysa bunu da Batılılara hitap eden spor oyunları yapmasına borçlu. Yukes'a her anlamda büyük başarılar yaşatacağına inandığım UFC Undisputed 2010 da firmanın Batılılara hitap eden başka bir spor oyunu olarak karşımızda.
Çeşitli dövüş sporlarının tekniklerinin kullanıldığı UFC'de Karate, Muay Thai, MMA, Wrestling gibi seçeneklerimiz de bulunuyor. Tabi karate deyince aklınıza dövüş filmlerindeki sahneler gelmesin, çünkü UFC'nin de kendine göre kuralları bulunuyor. Rakibinizi tekme ve yumruklarınızla nakavt etmenin yanı sıra yere yatırıp sıkıştırarak da dövüşü kazanmanız mümkün. Bunun için öncelikle kendi yarattığınız veya
100 civarındaki ünlü dövüşçüden seçtiğiniz karakterin dövüş tekniğinin size uyup uymadığına dikkat etmeniz gerekiyor. Dövüş stilini yanlış seçtiğiniz bir sporcu yüzünden yenilmek istemiyorsanız tekniklerin hepsini gözden geçirmeniz ve size en uygununu seçmeniz yararlı olacaktır. Bunun yanı sıra hangi sıklette (ağırlıkta) yarışmak istediğiniz de önemli.
LeightWeight, Heavyweight, Light Heavyweight, Middleweight, Welter Weight gibi sıklet seçenekleri dövüşçünüzün hızını, dayanıklılığını ve dövüş tekniğini dolaylı yoldan etkiliyor.
Oyunu açınca eğer türün yabancısıysanız ilk olarak Tutorial bölümüne uğramanızı tavsiye ederim. Oyunun kurallarının yanı sıra sayısız hareketi öğrenmeniz için bu bölümde mükemmel bir tanıtım yapılıyor. Rakibinizi nasıl nakavt edeceğiniz, sarılma hareketleri, defans teknikleri ve el-ayak vuruşları ayrıntılı bir biçimde anlatılıyor. Eğer oyunun yabancısı değilseniz hemen oyun modlarına dalış yapabilirsiniz.
Başta Career mode olmak üzere Tournamnet mode, Event mode, Title mode, Title Defense mode, Exhibition mode, Ultimate Fights mode gibi modlar emrinizde. Bu modları tanıtmak gerekirse; Event mode'da kendi turvunavnızı kuruyorsunuz. Turnuva adınızı, turnuvaya katılacak dövüşçü sayısını ve dövüş arenasını seçme şansınız var. Title mode'da ünvan mücadelesi verirken, Defense title mode'da (Title modu bitirince açılıyor) ünvanınızı korumaya çalışıyorsunuz.
Tournament mod ise adından da anlaşılacağı gibi bir turnuva modu ve 4-8-16 kişinin katıldığı mücadelelere girişebilirsiniz. Ultimate Fights Mode ise ünlü dövüşçülerin efsanevi maçlarını tekrar yapma şansını size sunuyor ki muhteşem bir fikir olduğunu söylemeliyim. Bu bölümde güzel bir hatun sunumu yapıyor. Maçlardan önce dövüşçülerle söyleşi ve maç sonrası yine aynı hatunun sizi tesellisi ortaya mükemmel bir sunum çıkarmış. Tabi hatun ve dövüşçülerle olan söyleşilerin animasyon olmadığını belirtelim, tamamen gerçekler.
Oyunun en önemli modu ise çoğu oyunda olduğu gibi Career Mode (Kariyer modu) oluyor. Bu modda kendi dövüşçünüzü yaratıyorsunuz. Adınızı, soyadınızı istediğiniz gibi belirleyebilir veya hazır olanlardan seçiminizi yapabilirsiniz
. 35 farklı takma addan birini seçtikten sonra aralarında Türkiye'nin bulunmadığı ülkelerden ve şehirlerden kendi evinizi seçiyorsunuz. Dövüş stilinizi seçtikten sonra çeşitli yetenek puanlarınızı da kullanarak karakterinizin hangi yönünün daha iyi olmasını istiyorsanız ona göre ayarlamalar yapıyorsunuz. Bu mod o kadar ayrıntılı ki dövüşçünüzün ses tonunu bile seçmeniz mümkün. Tabi kariyer modunu diğer moddan ayıran özellikler sadece bunlar değil. Çaylak olarak başladığınız dövüş yaşamınızın sunumu çok başarılı. Koçunuzun diğer dövüşçülere
“Aramızdan birisi profesyonel dövüşlere davet edildi, hadi gelin onu kutlayın” gibi sözleri insanı atmosfere bağlıyor.
Haftalık programa göre düzenlenen bu modda
Conditioning ve Fatigue'inizi göre antrenmanlarınızı yapmalısınız.
Strength, Speed ve Cardio olmak üzere 3 antrenman çeşidi bulunuyor. Dövüşçünüzü bu antrenman çeşitlerinde 3 tür zorluk derecesine tabi tutabilirsiniz. Hafif antrenman yaparsanız karakteriniz az gelişir, ağır antrenmanlarda 1 haftalık bir sakatlık süresi riski olsa da karakterinizi geliştirmeniz için riske girmeye değer. Antrenmanlar sonrası maçlara çıkıyorsunuz ve klasik olarak maçları kazandıkça ünleniyor ve insanların ilgi odağı oluyorsunuz.
Career modda çaylak bir dövüşçü olduğunuzdan hareketleri yapmakta zorlanıyorsunuz, o nedenle ilk olarak diğer oyun modlarında güçlü profesyonel dövüşçülerle oynamanız oyunu kavramanız için daha yararlı olacaktır. Rahat kontrollere sahip oyunda sayamadığım kadar çok hareket bulunuyor. Bu hareketlerin hepsini öğrenmek için günlerinizi harcamak zorunda kalabilirsiniz. Genel olarak kontroller çok rahat, ama bazı buglar sizi sinir edebilir.
Vuruşlarda ve yakalama hareketlerinde kontrolü kendinizde hissetseniz de hareketlerin fazlalığı aklınızı karıştırabiliyor. UFC serisi el çabukluğundan ziyade stratejiye dayalı bir oyun olduğundan kontrollerden çok strateji sizin performansınızı belirliyor.
Dövüşler sırasında dikkat etmeniz gereken en önemli şey hiç bir zaman dövüşü kazandığınızı sanmamanız olacaktır. Dayak delisi ettiğiniz rakibiniz bir hamle ile sizi sersemlettikten sonra o zayıf haliyle bitirici vuruşu rahatlıkla yapabilir. Rehavete asla yer olmayan bir dövüş oyunu ile karşı karşıyasınız. Özellikle bir vuruş sonrası ekran renksiz oluyorsa siz veya rakibiniz sersemlemiş demektir.
Sersemleyen kişi de 1-2 yumruk sonrası kesin olarak dövüşü kaybedebiliyor. Hızlı bir oyun olmayan UFC'nin kontrolleri bazı küçük sorunlara karşın oldukça başarılı, zaten önemli olan kontrollerin bize dövüş hissini vermesi ki bunu da rahatlıkla başarıyor.
Gelelim oyunun en güzel yönlerinden birisi olan grafiklere. Küçük dar salonlardaki spor veya dövüş oyunlarında grafiksel olarak her zaman iyi olmuştur. Amerikan güreşleri, boks oyunları vs özellikle karakter animasyonlarında çok başarılıdır. Oyuncular dövüşçülere odaklandığından geri kalan kısma o kadar özen göstermek de gerekmez. UFC Undisputed 2010'da bunu en iyi şekilde gerçekleştiriyor.
Dövüşçülerin mükemmel vücut animasyonları bir yana terlemeleri, darbe aldıkça değişen yüz görüntüleri yüksek kalitedeki kaplamalarla birleşince ortaya harika bir iş çıkmış. Hakemler ve sunumu yapan bayanlar için de aynı şeyi söylesem de çevredeki seyirciler daha iyi olabilirmiş. Bu tarz oyunlarda hiçbir zaman yeterince gerçekçi hareket edemeyen seyircilere bu oyunda da rastlıyoruz. Yine de dövüşçüler dışında diğer yerleri çok umursamadığımızdan bu bizi rahatsız etmiyor.
UFC Undisputed 2010 grafiksel olarak çok iyi bir oyun olsa da her sene oyunlardan olduğundan mükemmel olmayı başaramamış. Üzerinde 1 yıldan daha uzun bir süre uğraşılsa hiç kuşkusuz çok daha iyi grafikler ortaya çıkabilirdi. Yine de atmosferi hissediyorsak çok da sorunumuz yok.
Üst düzey oynanış elementleri, rahat kontroller ve kalite grafikler sayesinde oyunun atmosferine kendinizi kaptırırken menülerde çalan müzikler ile bir an önce dövüşe girme isteğiniz doğuyor. Zaten bu tarz bir dövüş oyununda da gerçek yaşamdaki atmosferi hissetmek için grafiklerin yanında müzikler ve sesler en önemli özellik olarak önplana çıkıyor. Dövüşlerde müzikler yok, zaten odaklanmamız için de olmaması gerekirdi.
Seyircilerin zayıf çığlıklarını hissetmeyeceğiniz oyun yine de kendini size bağlıyor, çünkü spikerler gerçekten harika. Online modlarına oyunla birlikte gelen bir kod ile gireceğiniz için UFC Undisputed 2010'u 2. el almanızı tavsiye etmiyorum. Eğer Amerikan güreşi veya boks türü oyunları seviyorsanız UFC size hitap eden bir oyun olabilir.
Tekken, Dead or Alive veya Virtua Fighter türü hızlı dövüş oyunlarından hoşlananlar ise UFC 2010 Undisputed'a fazla yaklaşmamalılar. Ben genel olarak dövüş oyunlarından hoşlandığım için UFC Undisputed 2010'u zevkle oynadım. Eğer bu tarzı merak eden bir oyuncuysanız kaliteli tutorial bölümü sayesinde türe ilk adımı atabilirsiniz. Özellikle sayısı bir hayli fazla olan hareketler sizi oyuna bağlayabilir. Açıkçası bu tarz bir oyunda bu kadar hareketin olması çok etkileyici.
Türü sevenlerin kaçırmaması gereken oyuna meraklılarının bir göz atmasında da fayda var.