Geçmiş tarihe bakıldığında konsollar ile RTS oyunlarının arasının hep açık olduğu gözlenmiştir. Bu ikisi hiç anlaşamaz... Zeytinyağı ile su gibidirler. Biri üste çıkar, diğeri altta kalır. Böyle olmasının en büyük sebebi tabi ki kontroller ve oynanış ile ilgili sorunlardan kaynaklanıyor. Özellikle RTS oyunlarının klavye ve fare ile oynanması artık vazgeçilmez bir hal almıştır. Haliyle "RTS oyunlarının konsollara çıkmasına gerek yoktur" düşüncesi oyun geliştiricilerinin kafasında dolaşıyor, tabi bazıları hala bunu denemiyor değil... Bunlardan biri de Gas Powered Games'in yapımcılığını üstlenip geçtiğimiz ay çıkardığı Supreme Commander 2 oyununu örnek verebiliriz... Gas Powered Games'in Supreme Commander 2'de ortaya çıkardığı kontrol çizelgesi, oyunun konsollarda rahatça oynanması için çok elverişli bir şekilde tasarlanmış... Böyle olunca hep korkulan neyseki bu sefer başımıza gelmiyor.
Bir önceki Supreme Commander'da kontrol konusunda bunun tam tersi bir durum ile karşı karşıyaydık. Oyun PC'lerde severek oynanırken Xbox 360'da ise durum tam anlamıyla bir felaketti. Tekniksel ve kontrol sorunları yüzünden oynanamaz durumda olan Supreme Commander'ın bu hataları yüzünden oyuncular tam anlamıyla hayal kırıklığıyla ayrılmışlardı konsollarında RTS oyunu oynama denemelerinden... Ancak şimdi büyük bir rahatlıkla söyleyebilirim ki Supreme Commander 2'de önceki oyundan alınan dersler iyi değerlendirilerek sorunlarından arındırılarak önümüze sunuluyor. Bunun yanısıra oyundaki en önemli artılardan biri ise, ekranda ne olursa olsun, kaç tane ünite kontrol ederseniz edin, oyunu nasıl yönlendiriyorsanız yönlendirin, hiçbir "framerate" sorunuyla karşılaşılmaması ve duraksama olmaksızın çok temiz bir oyun akışı sağlanması oluyor. Bu konuda Gas Powered Games'i tebrik etmek gerekiyor...
Kontrollerin daha önce dediğim gibi çok başarılı olduğunu söylemiştim. Öyle ki yeni oyuncuların bile kontrollerde sıkıntı yaşamayacağını düşünüyorum. Özellikle bundan önce çıkmış olan konsol strateji oyunlarında birliklerinizi ve ünitelerinizi seçmenin veya sıralamanın tam bir baş belası olduğunu görüyoruz. Supreme Commander 2'de bu soruna çok rahat bir
"tuş takımı" ile çare bulunmuş. Örneğin SC 2'de bir üniteyi seçeceğiniz zaman ünitenin üzerine gelip
"A" tuşuna basmanız yeterli,
2 kez "A" ya bastığınız vakit aynı tipteki tüm birliği seçmiş oluyorsunuz. Ya da
A'ya basılı tutarak belirli bir halka oluşturarak halkanın içindeki üniteleri de seçme şansına sahibiz. Ekrandaki tüm birliğinizi seçmek için ise tek yapmanız gerek
"Sağ tetik" tuşuna basmanız oluyor. Bundan daha iyi bir tuş takımı olamazdı doğrusu...
Oyunun kamera kontrollerinin de savaş esnasında hiçbir aksiyonu kaçırmamanızı sağlayan cinsten olduğunu söylemeliyim. Oyun alanının ekranınızda gözükmesini istediğiniz kısmını sol analog çubuk ile sağlıyoruz. Sağ çubuk ile ise kamerayı yönlendirebiliyoruz. Böylelikle kamera açılarını dilediğimiz gibi yakalamamız çok rahat hale gelmiş. Kamera fonksiyonun bir diğer kritik özelliği olan "zoom" fonksiyonunun da gayet iyi işlediğini belirtmeliyim. Sağ analog çubuğu yukarı kaldırarak istediğiniz yere, üniteye, binaya yakınlaşabilir ve daha yakından görebilirsiniz. Çubuğu aşağı kaydırarak ise "zoom out" yaparak isterseniz neredeyse o anki bölümün tüm haritasını görmeniz mümkün... Böylelikle hangi hamleyi yapacağınızı belirlemek ve savaşın akışını önceden görmek daha kolay bir hale geliyor.
SC 2'nin Tek Kişilik oyuncu modu yeterince uzun ve doyurucu olan 18 bölümden oluşuyor. 18 bölümü, 3 ayrı örgüt ile her bir örgüt ile 6 bölüm oynamak üzere tamamlayarak bitiriyoruz. Bu örgütleri sıralarsak; United Earth Federation (UEF), Illuminate, ve son olarak Cybran Nation... Bu 3 örgütteki birlikler ve üniteler genel olarak birbirinin aynısı hissini veriyor, sadece bu örgütlerin bazı üniteleri veya bazı ünitelerin yetenekleri az da olsa farklılık gösteriyor, ama genel olarak birbirinden ayırt edilecek bir tarafları olduğunu siz de göremeyeceksiniz. O yüzden herhangi bir örgütü seçerken düşünmenize pek gerek yok, genel olarak aynı olduklarından seçin birini gitsin... Örgütler arası fark olmaması oyuna alışma sürecini de oldukça aşağılara çekmiş. Bahsettiğim ufak farklar ise çok kritik nüanslardan oluşuyor. Oyunu epey bir süre oynayıp bunların işlevlerini farkettiğinizde ve her örgütün içini dışını ezberlediğinizde hangi örgütün hangi alanda diğerinden daha iyi veya daha kötü olduğunu anlamanız çok kolay hale geliyor.
Oyunun konusuna gelirsek ilk oyundan çok daha basit bir senaryoya sahip olduğunu söylemem gerekiyor. "Infinite War" (Sonsuz Savaş) biteli 25 yıl olmuş ve bu süreçte 3 örgüt birbirlerine karışmadan barış içersinde yaşamayı öğrenmiş. Fakat yeni başkanın, bir suikastçının mermisine gafil avlanmasından sonra işler yine karışıyor ve sivil savaş tekrar başlıyor. Eskiden ordunun akademisinde sınıf arkadaşı olan 3 komutan şimdi kendi amaçları uğruna birbirleriyle savaşmak zorunda kalıyorlar. UEF komutanı Dominic Maddox, ailesini savaşın oluşturacağı potansiyel tehliklerden korumak isterken, Illuminate komutanı Thalia Kael ise sadece örgütünün kazanması için bu kaosa katılıyor. Cybran ordusunun komutanı Ivan Brackman ise babasının emirleri doğrultusunda savaşa katılmak zorunda kalıyor.
Şunu baştan belirteyim, Supreme Commander 2'de sunulan konu, oyunu oynatmak için yeterince iyi değil. İlk oyunu oynayanlar, konudaki çarpıklıkları daha olmadan farkedeceklerdir. Oyunu oynatan en büyük etmenlerden biri kesinlikle her örgütün ünitelerini kontrol etme isteği oluyor.
Normal tanklardan prototip ünitelere kadar birbirinden farklı birimi oyunun Tek-Kişilik modunda oynama şansına sahip oluyoruz. Bu arada sinematikleri beğenmediğimi de açık yüreklilikle söylemeliyim...
Campaign modunun dışında oyunun bir de
offline "Skirmish" modu bulunuyor. Bu modda
AI (Yapay zeka) rakiplere karşı zorluk seviyenizi kendinizi seçerek oynama şansı bulabiliyorsunuz. Oyunun online modu ise birbirinden çeşitli koca haritalarda
"1 vs. 1" veya "2 vs. 2" şeklinde oynama şansı veriyor. Haritaların tatmin edici olduğunu söylemeliyim. Birbirinden farklı seçeneklere ve farklılıklara sahip olmaları, oyunu ilgi çekici yapan yönlerinden birini temsil ediyor. Online modun
"Matchmaking" (Eşleştirme) kısmının da epey düzgün işlediğini söyleyebilirim. Rakip bulup oyuna girmek fazla vakit almıyor. Bu arada dikkat etmeniz gereken önemli bir noktaya değineceğim,
"Ranked Games" de oynarken oyun esnasında bağlantı sorunu yaşarsanız, rakibinize karşı yenilmiş sayılıyorsunuz. Ya da tam tersi, rakibiniz bu konuda sıkıntı yaşarsa otomatikman siz galip geliyorsunuz. Bu arada şunu söylemeliyim ki, SC 2'nin multiplayer kısmını oynayan kişilerin
%80'i yetenekli oyunculardan oluşuyor. Ya hep bana böyle oyuncular denk geldi ya da ben mi çok kötüyüm bilmiyorum :) ancak multiplayer kısmında ecel terleri dökeceğinizi şimdiden söyleyeyim. Bana kalırsa oyunu bitirene kadar online moddan uzak durmalısınız. Ya da bir deneyin, kendiniz bu duruma şahit olun :)
Supreme Commander 2'nin oynanış sisteminde ilk oyuna nazaran bir kaç değişiklik var. Bunlardan en göze çarpanı "Mass Extractor" binalarını kurmanın artık kilit faktör haline gelmiş olması... Oyunda hızlı ordu yaratmak istiyorsanız "Mass Extractor" binalarına oyunun başında epey odaklanmalısınız. Fakat bu uğraşi ilk oyuna göre oyun akışını epey yavaşlatmış, ancak stratejik taktiklerinizi bu uzun süreçte belirlemek oyuna daha çok keyif veriyor. Özellikle kaynaklarınız biter bitmez üretime son veren fabrikalarınızın durumunu an ve an görmek için bu binalara artık eskisinden çok daha fazla bebek bakıcılığı yapmak zorunda kalıyorsunuz. Ayrıca oyuna katılan "Araştırma ağacı" sistemi biraz karışık olsa da buna alışınca epey keyifli olduğu bir gerçek.
Uzun lafın kısası, Supreme Commander 2 ilk oyuna oranla Xbox 360'da çok daha iyi işler başarıyor. Özellikle
"Konsollarda RTS oynanmaz" yargısına verilmiş en güzel cevaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Oyunda bazı ses problemleri var, ancak bunlar oynanışa fazla etki etmiyor. Grafikler RTS oyunlarında pek ön planda olmaz ancak Supreme Commander 2 bu konuda da sınıfı geçiyor. Oyunun özellikle
PC versiyonunun grafiksel açıdan Xbox 360 versiyonundan daha iyi olduğu bir gerçek... Herşeyi geçtim, eğer Xbox 360'ınızda RTS oynamak istiyorsanız hiç düşünmeden bu oyunu elde etmelisiniz. Çünkü uzunca bir süre konsollarda bir daha bu denli güzel bir RTS oyunu görebileceğimizi sanmıyorum.