Sin & Punishment ismini çoğunuz ilk defa duymuş olabilirsiniz. Çünkü bu seri ilk kez Japonya dışına taşıyor. Nasıl mı? İsterseniz konuya en baştan başlayayım, Nintendo, 2000 yılına girildiğinde N64 konsolu için güzel bir Shooter oyunu yaratmak adına o zamanların deneyimli firmalarından biri olan Treasure ile antlaşma yapar. Treasure'da bu güzel nikah sonucu Nintendo'nun yüzünü kara çıkarmaz ve ortaya enfes bir on-rails/shooter çıkarır, Sin & Punishment: Successor of the Earth! Fakat işte biraz önce bahsettiğim gibi biz Batılı oyuncular için (Japonya'ya göre) büyük bir sorun vardır. Oyun sadece Japonya'ya çıkar ve Japon oyuncular bunun tadını çıkarırken Successor of the Earth'ü uzaktan takip eden çoğu Batılı oyuncu, oyunun İngilizce versiyonunun çıkması yönünde büyük bir baskı kurmalarına rağmen oyun maalesef hep Japonya sınırları içinde kalarak bizleri üzmüştür. Ha bu arada 2007 yılında gelen Wiiware versiyonunu unutmuyorum tabi ki, ancak aradan 7 sene geçmişse bu bence Japonlara özgü bir oyun olarak kaldı ve maalesef Nintendo'yu bu konuda hala affetmiyorum.
Her neyse, 3 sene önce Nintendo ve Treasure, onca aradan sonra yeni bir Sin & Punishment için bir araya geldiler ve bunun meyvesi olan Star Successor öyle bir oyun olmuş ki emin olun aradan geçen onca zamanı unutup oyunun akıcılığınıza kendinizi verdiğinizde Wii'nin en güzel Shooter oyunlarından biri ile karşı karşıya olduğunuzu anlamanız çok uzun sürmüyor. Star Succesor, adrenalin tabanlı aksiyon oyunu anlayışını bambaşka bir seviyeye taşıyor. Arcade tarzı ilerleyişi, zorlu boss mücadeleleri ve keskin hedef kontrolü sayesinde oyunda zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyoruz bile. Sanırım yine erkenden oyun övme huyum başladı, biri beni durdursun...
Star Successor'da kontrol edebileceğimiz 2 farklı karakter bulunuyor. Bunlardan biri,
Isa Jo adında emir dışı hareket ederek uzaylı bir istilacıyı öldürmeyen asker olurken, diğeri ise dişi bir insan formunu almış ve benliğini kaybetmiş
Kachi adında gizemli bir uzaylı kontolümüzde bulunuyor. Star Successor'a başladığınızda senaryodan bir şeyler anlamanız neredeyse imkansız diyebilirim. Oyun resmen herkese ilk oyunu oynamış muamelesi yaparak hiçbir şeyi açıklamıyor. Eğer ilk oyunu oynamadıysanız Star Successor sizin için genel olarak anlamsız bir bilim kurgu şeklinde ilerleyecek ve kendinizi konuya adapte edemeyeceksiniz. Konuyu istediğiniz kadar takip etmeye çalışsanızda bir süre sonra bu adil olmayan mücadeleyi kaybetmek zorunda kalacaksınız ve pes edeceksiniz. Eğer
"Ben herşeyi bir amaç uğruna yaparım, neler olup bittiği benim için çok önemli." diyenlerdenseniz, ilk olarak orjinal Sin & Punishment'ı oynamanızı tavsiye ederim, hadi o da olmadı Star Successor'a başlamadan önce oyunun kitapçığındaki
"prologue" kısmını ve karakter açıklamalarını okumalısınız. Aksi takdirde oyun size neden Kachi ve Isa Jo'nun bu kadar birbirine bağlı olduğunu veya bu karakterlerin yetenekleriyle ilgili bilgi vermekten kaçınıyor. Size bir anda Earth-5 yetkililerin saldırdığını göreceksiniz, fakat niye saldırıyorlar, ne oluyor? Çat pat derken başlıyorsunuz kapışmaya ama konuyu anlayamayınca kafanızda kocaman bir
Soru işareti (?) oluşuveriyor.
Ben yine de durumu biraz anlatarak bu soru işaretini ortadan kaldırmaya çalışayım, Star Successor'daki evrenimizin 2 farklı uzayı mevcut, bunlar iç ve dış uzay olarak tanıtılıyor ve bu uzaylar birbirleriyle amansız bir savaş içerisindeler. İç uzayın liderleri burayı korumak için insanları yaratıyor ve insanların kendilerinden farklı olan herşeyi yok etmelerini emrediyorlar, Peki insanlar bunu red edip huzuru savaşa tercih ederlerse ne olur, böyle bir ihtimal dahi yok, eğer insanların kafasından böyle bir düşünce geçerse, liderler anında o insanların bulunduğu gezegeni yok edip yeni bir gezegen yaratabiliyorlar. Dış uzaydan iç boyuta yollanan uzaylı ajanımız Kachi, Earth-4 gezegenine giderek burdaki insanların zayıf noktalarını araştırmakla görevlidir. Fakat gelin görün ki her iyi uzaylı filminde olduğu gibi, Kachi gezegene ulaşır ulaşmaz görev bilincini kaybeder ve insanları merak etmeye başlar. Onu yok etmek için görevlendirilen iç boyut askeri Isa Jo'da Kachi'nin canına kıyamaz. Emirlere karşı gelen Isa Jo'nun bu ihaneti sonucu iç uzay liderleri Isa Jo ve Kachi'yi yok etmeleri için Earth-5 gezegeninden özel bir birlik yollayarak öldürülmeleri emrederler ve amansız kovalamaca başlar.
İlk oyunda olduğu gibi on-rails shooter tarzını benimseyen Star Successor'ın oynanışı da neredeyse orjinaliyle aynı diyebilirim. "Kötü adamları vur, ölmemeye çalış ve yüksek skorlar elde etmeye çalış!" Evet oyunumuzun ana fikri kaba tabirle böyle işliyor. Ancak gelin görün ki oyun hiç de söylendiği kadar kolay değil. Bu oyunda ölmek bir alışkanlık haline gelebilir. Ekranınızı mermiler ve laser ışınları dolduracak, buna şimdiden hazır olun. Özellikle bu tarz oyunlarda tecrübeniz yoksa pek şansınız da yok diyebilirim, ancak oynayarak alışmak için bolca vaktiniz var. Oyunda normal düşmanlar bir yana dursun, son zamanlarda hiç bu kadar sıklıkla Boss savaşı ile karşılaşılan bir oyun görmemiştim, her Boss'un da bir öncekinden zor olması da cabası, çilesi, ızdırabı... Tam artık bir Boss'un nasıl savaştığını öğrenip "Geçtim, Yaşasın" şeklinde sıradaki bölüme geçmenin mutluluğunu yaşarken, bu sevinciniz kursağınızda kalıyor, çünkü çok geçmeden ondan daha zoruyla ve daha çirkin savaşanıyla karşılaşabiliyorsunuz. Anlayacağınız zor iş Star Successor'da ilerleme kaydetmek...
Oyun bu kadar zor olunca Allah'tan Treasure daha fazla kitleyi memnun etmek adına iyi bir "Checkpoint" sistemi oturtuvermiş. Oldukça fazla sayıda checkpoint ile karşılaşabileceğiniz oyunda, ölünce korktuğunuz gibi çok geriden başlamadığınızı görecek ve derin bir "Oh!" çekeceksiniz. Boss savaşları esnasında bile belli aşamalara koyulan Checkpointler sayesinde her seferinde Boss savaşına baştan başlamak zorunda kalmayacaksınız. Oyunda dengeli biçimde oluşturulan zorluk seviyesi de her oyuncuyu memnun edecek cinsten olmuş. 8 bölümden oluşan Star Successor, kesinlikle kısa bir oyun, ancak hangi on-rails shooter öyle değil ki? Çünkü normal bir oyunda olduğu gibi durup dinlenme şansınız hiçbir zaman olmuyor. Oyunun her karakter için oyun ömrü ortalama 3 saat. Kısa bir süre ama dolu dolu geçeceğine emin olabilirsiniz.
Karakterler arasındaki farklılıklara değinmek istiyorum. Ino Jo, daha
güçlü bir supershot'a sahip iken Kachi'nin supershot'ı ise
birden fazla düşmanı hedefleyebiliyor. Kachi, düşmanları otomatik hedefleyebilirken, Ino Jo ile her düşmana kendiniz nişan almak zorunda kalıyorsunuz. Bu ufak farklılıklar, 2 karaktere dengeli dağıtılarak seçiminizi kendinize özgü yapabilmeniz sağlanmaya çalışılmış. Ufak bir bonus ise 2 karakterle de oyunu bitirince geliyor. Bunu başarabilirseniz, oyun size 2 karakteri oyun esnasında istediğiniz zaman değiştirebilme imkanını tanıyor. Bu deneyimi de tattıktan sonra eğer liderlik tablolarına girmek gibi bir gayeniz yoksa oyun
10 saatten kısa bir sürede tükenebiliyor. Daha sonra tekrar oynamak isteyeceğinizi hiç sanmıyorum. Tabii az önce bahsettiğim gibi yüksek skor kompleksiniz varsa orası ayrı...
Grafikler Wii'ye göre iyi diyebilirim fakat Wii'de daha iyilerini gördüğümüz için daha iyisi yapılabilirmiş diye düşünmeden de edemedim. Karakter tasarımlarını
anime tarzında tasarlayan Treasure, canavar tasarımları üzerinde daha çok durmuş gibi geldi bana. Daha yaratıcı ve çetin görünen düşmanlar karşınıza çıkacak ve ilerleyip yeni canavarlar gördükçe Treasure'ın yaratıcılığının ne kadar gelişmiş olduğunu anlayabileceksiniz. Patlama ve silah efektlerinin gayet şık gerçekleştiğini söyleyebilirim. Fakat
tek sorun oyunda kullanılan renk paleti olmuş, renkler sanki bir filltrelemeden geçirilerek sönük gözükmeleri sağlanmış gibi geldi gözüme. Daha iyi bir renk seçimi tutturulsaymış sanırım oyunun bu akıcı atmosferi daha canlı görünebilirmiş.
Oyunun ses departmanındaki müzikler hoş ve nostaljik bir hava veriyor. Oyundaki parçaların bulunulan sahneye veya bölüme göre tasarlanması mükkemmel bir uyum sağlamış. Ses efektlerini ise yeterince iyi bulmadım. Bu denli patlamaların, silah seslerinin bol olduğu bir oyunda bu noktaya daha çok özen gösterilmeliydi diye düşünüyorum.
Shoot'em fedaileri için Sin & Punishment: Star Successor, yıllardır bekledikleri oyun olabilir. Star Successor bir shoot'em up oyununda olması gerekenleri fazlasıyla vaat ediyor. Zorlu yapısı, eğlenceli oynanış sistemi ve dengeli düşünülmüş 'Checkpoint' sistemi ile keyifli ve akıcı bir Shoot'em deneyimi sunuyor. Aksiyonun hiç durmaması, destansı Boss savaşları ve oyunun nefis tasarlanmış futuristik atmosferi eşliğinde Star Successor, limitsiz bir eğlence sunuyor. Bizi 7 sene bekleten Treasure, bu mücevher ile kendini affettirmeyi başarıyor. Wii'niz var ise ve arayış içerisindeyseniz, hiç düşünmeden bu oyunu edinmelisiniz.