Film veya çizgi roman oyunlarını duyunca sizin de içinizi bir şüphe kaplıyor mu? Acaba yine oyunların adını kötüye kullanan bir yapımla mı karşılaşacağız düşüncesi gerçekten çok huzursuz edici. Filmlerini veya çizgi romanlarını çok sevdiğimiz kahramanların adının kullanılarak ceplerimizdeki paraya göz dikilmesi hiç de hoş değil. Yine de ortaya bazı farklı yapımlar da çıkıyor. Örneğin Batman de bir çizgi roman kahramanı, ama Arkham Asylum adlı oyun tam anlamıyla harikaydı. Yani çizgi roman oyunları mutlaka çok kötü olacaklar diye bir kural yok, yeter ki kaliteli bir yapımcının ellerine emanet edilsinler. Aslında çizgi roman oyunları bir oyun yapmak için son deredece uygun bir yapıya sahipler. Onları popüler yapan karakterleri ve geniş evrenleri ile geliştiricilerin işini bir hayli kolaylaştırıyorlar ve onlara oynanış öğeleri veya yenilikçilik konusunda daha çok zaman kazandırıyorlar.
Çizgi roman alanında çok önemli bir şirket olan DC Comics'in kahramanları kadar sağlam karakterler yaratmak kolay değil. Örneğin Batman'i ele alalım. Kaç tane geliştirici böyle bir karakter yaratabilir? O nedenle çoğu geliştirici çizgi roman oyunu yaptığı için kendini şanslı saymalıdır. O şanslı firmalardan birisi de Double Helix Games; bu firma DC Comics'in beğenilen çizgi romanı Green Lantern'in yeni bir oyunuyla karşımıza çıkıyor.
Soldan sağa doğru: Hal Jordan, Kilowog ve Sinestro
Green Lantern: Rise of the Manhunters adlı bu oyun Green Lantern evrenine ait ilk oyun olma özelliğini taşıyor. PS3, Xbox 360, Wii, PSP, 3DS, DS ve iPhone için geliştirilen bu oyunun yayıncısı ise Warner Bros Entertainment oluyor. Şimdi isterseniz oyunun konusuna yakından bakalım.
Evrenin varolduğu ilk dönemlerden itibaren kötülük ve iyilik karşı karşıya olmuştur. Işığa karşı karanlık, dostluğa karşı düşmanlık evrenin varoluşunun karşıtlık ilkesinin temelidir. Bu iki güç de sürekli mücadele halinde olmuştur ve her zaman da olacaktır. Green Lantern de işte bu karşıtlığın, bu mücadelenin sonucu olarak yaratılmıştır.
Evrenin Muhafızları kötülüğün egemenliğine karşı koyabilmek için iradenin ışığı olan yeşil renk ile yarattıkları yüzükleri evrenin en güçlü 4 savaşçısına verirler. Bu 4 yüzükten sonra yüzlerce ve binlerce yüzük yaratılıp diğer savaşçılara verilir. Böylece tüm evreni korumak için “Green Lantern” adlı bir çeşit polis gücü oluşturulmuş olur. Çok sıkı bir eğitimden geçen bu birliktekilerin iradeleri zafer duygusu aşılanmıştır; çünkü sahip oldukları yüzüğün gücü bu savaşçıların iradesinden gelmektedir ve iradeleri ne kadar güçlü olursa yüzüğün gücü de o kadar artmaktadır.
Green Lantern'in dünyasını ve karakterlerini tanımanız için öncelikle serinin çizgi roman ve filmlerine göz atmanızı öneririm.
Rise of the Manhunters'ta da Green Lantern'lerden birisi olan “Hal Jordan”ı yönetiyoruz. Aslında başka bir oynanabilir karakterimiz daha var, ama bunu oyunda görmeniz en iyisi. İnsan ırkından olan Hal, ikinci nesil bir test pilotudur ve yüzükle Abin Sur adlı bir uzaylı sayesinde tanışmıştır. Şimdi evreni koruma görevi üstlenen Hal bu oyunumuzda bir android ırk olan Manhunters'a karşı mücadele edecektir. Manhunter'lar ilk olarak Green Lantern polis gücüne hizmet etmek için Evrenin Muhafızları tarafından yaratılsalar da daha sonra bu ırkın yönetim konusundaki hırsı onları vahşet uygulamaya ve diğer ırkları köleleştirmeye çalışmaya itiyor. Biz de yüksek teknolojilerini kullanarak polis gücüne karşı gelen Manhunter'lara karşı Hal Jordan'ın büyük mücadelesine ortak oluyoruz. 3. kişi bakış açısına sahip bir aksiyon oyunu olan Rise of Manhunters diğer çizgi roman ve süper kahraman oyunları ile benzer bir türde karşımıza çıkıyor. Tabi ki bu oyunun da diğerlerinden farklı özellikleri var.
Bu türden silahlarla oyun boyunca bolca karşılaşıyorsunuz
Oyuna başladığımızda iki çeşit temel saldırı kullandığımız görüyoruz. Bunlardan hafif olan saldırıda art arda kombolar yapıyoruz. Vuruşlarımız sırasında ortaya çıkan kılıç dikkatinizi çekecektir. Ağır-güçlü vuruşta ise az, ama öz yumruklar vuruyoruz, zaten vuruşumuzun sonunda dev bir yumruk ortaya çıkıyor. Oyun boyunca genel olarak bu iki saldırıyı kullanacaksınız. Tabi bunların yanında farklı vuruşlar da var. Örneğin RT tuşuna basıp istediğimiz tuşa atadığımız özel saldırılar yapabiliyoruz. Bunlar arasında dev çekiç, uçakla düşmanlarımıza ağır hasar verdiklerimiz de var, uzaktan ışın topları attığımız saldırılar da. Tabi bu saldırıları güçlendirme veya yeni saldırılar alma şansımız da var. Oyunda düşmanları öldürdükçe puan kazanıyoruz ve bu puanlar ile yeni saldırılar alabildiğimiz gibi karakterimizin dayanıklılığı veya korumasını güçlendirebileceğimiz özellikler de alabiliyoruz. Bu upgrade'leri kullanmak için karakterimizin level seviyesinin de artması gerek, öyle her aldığımız özelliği hemen kullanamıyoruz. Bu da oyunun dengeli bir şekilde ilerlemesini sağlamış.
Green Lantern'in dövüş sistemi genel olarak eğlence sunmayı başaracak kadar iyi. Kombo çeşitliliği, karakter gelişimi ve vuruş hissini iyi olması oyunun eğlenceli olmasını sağlayan etkenler. Tabi dövüşlerde bazı sorunlarla da karşılaşıyoruz. Örneğin düşmanlarımızın yapay zekası malesef vasatın ötesine geçemiyor. Eğer bu düşmanlar size karşı 2-3 kişi gelirlerse hiç bir şansları yok, ancak 6-7 kişilik gruplar veya belli bir düzeyinde üstündeki düşmanlar sizin için tehlike oluşturabiliyor. Yine de düşmanların genellikle kalabalık gruplar halinde gelmesi ve bu grupların sizi zorlaması savaşları eğlenceli hale getirmiş. Zaten son dönemlerde bu türdeki kaç oyunda yapay zekası çok iyi düzeyde olan yapımla karşılaştık ki? O nedenle Green Lantern'i bu konuda acımasızca eleştirmeye hiç gerek yok. Sıradan dövüş sistemi üzerine serpilmiş Quick Time Event'ler (ekranda beliren tuşlara zamanında basma olayı) özellikle boss savaşlarında eğlencenin artmasını sağlıyor. Bu nesilde Quick Time Event'leri kullanmayan bir dövüş oyunuyla karşılaşırsam gerçekten çok şaşıracağımı söylemeliyim.
İkiye karşı tek savaşmak kadar eğlencelisi var mı?
Oyunda sadece dövüşerek ilerlemiyoruz. Green Lantern dünyasını takip edenler kahramanlarımızın uçabildiğini de biliyordur. Rise of the Manhunters'ta da Hal Jordan ile uçuş görevlerimiz var. Oyundaki uçuş görevleri Nintendo'nun ünlü oyunu Sin and Punishment'tan esinlenilerek yapılmış. Uçarken sanki siz ilerlemiyorsunuz da düşmanlar veya cisimler sizin üzerinize geliyormuş gibi hissedeceksiniz. Atışlarımızı yönlendirdiğimiz göstergeden tutun, kontrol yapısına kadar uçuş görevleri Sin & Punishment'ın bir kopyası gibi olmuş. Yine de bu görevlerin sıkıcı olduğunu söylemek zor. Üstelik oyunu 3D desteği ile oynarsanız bu uçuş görevleri çok daha fazla hoşunuza gidecektir. Zaten oyunun grafikleri de 3D desteğini hissedebilmenizi sağlayacak kadar başarılı. Uçuş görevleri bir yana daha oyunun başındaki sinematiklerde bile görseller beklentilerimizi karşılıyor. Tamam belki çok yüksek kalitede grafiklerle karşılaşmıyoruz, ama bu türde bir oyun için grafikler yeterli.
Oyunu almak için bahane arıyorsanız co-op modunu göz önüne almanızı öneririm. Bir arkadaşınızla birlikte eğlenceli saatler geçirebilirsiniz.
Double Helix Games bölüm tasarımları yaparken oyunu bölgelere ayırmış. Belli mekanlarda savaştıktan sonra bir sonraki bölgeye geçmek için yeşil noktaya geliyorsunuz ve diğer bölgede savaşmaya devam ediyorsunuz. Düşmanları temizle ve ilerle mantığındaki görevlerde çevre detaylarına pek özenilmediği dikkatinizden kaçmayacaktır. Arka planlar oldukça iyi görünse de bölümlerin tasarımı çok sade kalmış. Buna rağmen çevrede kırılabilir çok az nesnenin olması da hayal kırıklığına uğramanıza yol açacaktır. Neyse ki kaplamalar durumu kurtarabiliyor.
Oyundaki en önemli sorunlardan birisi de kameralarda yaşanıyor. Uçuş bölümlerinde herhangi bir sorun yaratmayan kamera karada dövüştüğümüz bölümlerde canınızı sıkabilir. Bu tür oyunlarda sağ analog genellikle kamerayı oynatmaya yarıyor, ama Green Lantern'de böyle bir şansınız yok, çünkü sağ analog karakterimizin saldırılardan kaçmasını sağlamakla görevlendirilmiş. Kontrollerdeki bir başka sorun ise komboları yarıda kesememek olmuş, bazen düşman size saldırıya hazırlanırken karakterimizin saldırısından vazgeçememek işinizi zorlaştırıyor. Yine de genel anlamda kontroller başınızı çok ağrıtmayacaktır.
Uçuş görevlerinin genel olarak eğlenceli olduğunu söyleyebiliriz
Green Lantern: Rise of the Manhunters'ın en güzel özelliği iki kişilik co-op oyunanışa izin vermesi. Açıkçası bu oyunu sırf bunun için bile alabilecek oyuncular oolduğuna eminim, çünkü günümüzde bu imkanı online modlar dışında sunan çok fazla oyunla karşılaşmıyoruz. Özellikle Green Lantern'in çizgi romanının hayranları için bir arkadaşlarıyla co-op modda oyunu oynamak çok daha eğlenceli olacaktır.
Günümüzdeki çoğu çizgi roman uyarlamasından çok daha kaliteli bir oyun olan Green Lantern: Rise of the Manhunters'ı çok büyük beklentinizin olmaması şartıyla size önerebilirim. Co-op desteği ile daha eğlenceli hale gelen oyunda Hal Jordan'ı filmin yıldızı Ryan Reynolds'ın seslendirmesi bile oyuna verilen emeğim göstergesi olarak ele alınabilir. Rise of the Manhunters başta küçük yaştaki oyuncular olmak üzere türü sevenlerin oynayabileceği bir oyun.