Gizlilik ve aksiyon ağırlıklı oyunların bahsi açıldığında ortaya genelde iki karakterin adı atılır. Bunlar Splinter Cell serisinin kahramanı Sam Fisher ve Metal Gear Solid serisinin kahramanı Solid Snake’tir. Sam Fisher’i genel olarak geniş bir oyuncu kitlesi tanır. Hani konsol sahibi olmayan oyuncuların bile bu isimden haberi vardır. Çünkü Splinter Cell serisi genelde multi platform olarak yayımlanmıştır. İşin enteresan kısmı ise, sadece konsollara geliştirildiği halde, hiç konsol sahibi olmamış insanların bile Metal Gear Solid ismini, en az Splinter Cell kadar iyi bilmeleridir.
Metal Gear Solid ilk defa
30 Temmuz 1998 yılında
PlayStation için yayımlanmıştı. Yapım o zamanın şartlarına oranla gayet başarılı bir seviyedeydi ve kendine özgü tarzıyla kısa zamanda büyük bir hayran kitlesine ulaşmıştı. Gelen başarının ardından Konami,
Metal Gear Solid 2’yi piyasaya sürmüştü. Kısa süre sonra
Sony ve Microsoft’un yeni konsolları
PS2 ve Xbox’ın çıkmasının ardından Konami’de boş durmamış ve Solid Snake’in maceralarını bu konsollara taşımıştı.
Konami, oyunun forumlarına gelen yoğun talepler sonucunda aldığı kararla Metal Gear Solid 2: Substance’yi PC’ye uyarlamış ve 28 Mart 2003’te oyuncuların beğenisine sunmuştu. Bu PC için geliştirilen ilk ve son Metal Gear Solid oyunu oldu. (Şimdilerde çıkış tarihi netleşmiş olmasa bile Konami, Metal Gear Solid: Rising’i PC içinde çıkaracağını açıkladı)
Kısa zamanda kendisini konsol sahiplerinin vazgeçilmezlerinden biri haline getiren
Metal Gear Solid serisi, portable yani taşınabilir konsollarda da aynı başarıyı kısa zamanda yakalamıştı. Konami, taşınabilir konsol hususunda, sistem gücü düşük olan
Nintendo Dual Screen’i es geçmiş ve PlayStation Portable üzerine yoğunlaşmıştı. (
Konami şu aralar, sistem gücü bir hayli yükseltilen yeni Nintendo 3DS için MGS: 3D’yi geliştiriyor.)
PSP üzerinde, değişik tarzda bir
Metal Gear Solid oyunu deneyen Konami, hatırlanacağı üzere 2005 yılında strateji ağırlıklı Metal Gear Acid’i piyasaya sürmüştü.
Metal Gear Acid, PSP’nin gücünü tam olarak kullanamayan, görsel yönden zayıf bir yapımdı. Yapım yinede PSP oyuncuları tarafından sevilmişti. Konami bu durumu göz önünde bulundurarak 2006 yılında Metal Gear Acid 2’yi piyasaya sürdü. Fakat Metal Gear Acid 2 ilk yapım kadar başarılı olamadı ve Konami daha fazla diretmeden, Solid Snake’i özüne döndürme kararı aldı. Hemen çalışmalara başlayan firma çok geçmeden 2007 yılının başlarında
Metal Gear Solid: Portable Ops’u piyasaya sürdü.
Yapım gerek grafikleriyle, gerekse atmosferiyle olumlu yönde tepkiler aldı. Konami bu başarının ardından bir sene sonra Metal Gear Solid: Portable Ops Plus’ı oyuncuların beğenisine sundu. Nitekim, bu oyunda ilki kadar ilgiyle karşıladandı.
Şimdilerde ise Solid Snake, yeni macerası Peace Walker ile bir kez daha PSP’lerimize konuk olmaya hazırlanıyor. Senaryosu Hideo Kojima tarafından yazılan Peace Walker bizleri 1974’te ki soğuk savaş dönemlerine götürüyor.
Peace Walker’ın hikâyesi bir grup teröristle Solid Snake’in grubu arasında geçen olayları konu alıyor. Güney Amerika’da bulunan bir grup terörist, Kosta Rika’da büyük bir kargaşa ortamı yaratmanın peşindedir. Bir hayli teknolojik silahlara sahip olan bu grup, Kosta Rika hükümetini çok zor durumda bırakmıştır. Ülkenin çeşitli noktalarında kendilerine üsler kuran bu gruba hükümet hiçbir şekilde sözünü geçirememektedir. Çünkü teröristler askeri bir kuvvetle karşılaştıkları anda ülkenin çeşitli noktalarındaki bombaları patlatmakla, hükümeti tehdit etmektedirler. Bu durumda Kosta Rika hükümetinin izleyebileceği tek bir yol kalır. O da gizliden gizliye teröristlerin bulunduğu üsleri basarak ülkedeki bombaların yerini tespit etmektir. Tabi Kosta Rika’nın elinde bunu yapabilecek bir grup yoktur. Bunun üzerine hükümet bu görevi Solid Snake ve ekibine verir. Snake’te kendi grubunu toplayarak Kosta Rika’nın yolunu tutar.
Metal Gear Solid: Peace Walker, bir bakıma MGS 3: Snake Eater’ın devamı niteliğinde. Yapım klasik Metal Gear Solid tadında bir oyun. Yani seriyi oynayanların alışık olduğu tarzdan, gizlenerek ilerlemek Metal Gear Solid: Peace Walker’da da en önemli kuralımız.
Metal Gear Solid’de ilk girdiğimizde bizleri basit bir ana menü karşılıyor. “New Game” diyerek Peace Walker maceramıza başlıyoruz. Oyundaki profil ismimizi yazdıktan sonra karşımıza gelen ekrandan kontrol ayarlarını yapabiliyoruz. Kontrol ayarlarımızı da hallettikten sonra, “X” tuşuna basarak “Confirm” diyor ve oyunumuza başlıyoruz.
Konami çalışanları ilk defa MGS oynayacakları da düşünerek kapsamlı bir eğitim turu hazırlamışlar. Araya giren videoda Solid Snake’in motoruyla, Kosta Rika’da bulunan grubunun yanına gittiğine tanıklık ediyoruz. Daha sonra, burada bulunan grubumuzda ki elemanlarla kapsamlı bir eğitim turuna başlıyoruz. Az öncede belirttiğim gibi, eğer ilk defa Metal Gear Solid oynuyorsanız buradaki eğitimlerin hepsini atlamadan yapmanızı öneririm. Çünkü burada öğrendiğimiz her bir hareket görev esnasında işimize yarayacak. Eğer daha önceleri MGS serisini oynadıysanız, ben Solid Snake’in her hareketini ezbere bilerim, bilmediklerimi de oyun esnasında kendim keşfederim diyorsanız “Start” tuşuna basarak bu eğitim turunu es geçebilirsiniz. Eğitim turunu geçtikten sonra karşımıza Peace Walker’ın senaryosunu anlatan uzun bir video geliyor. Bu videodan sonra Solid Snake’le Costa Rika’da ki ilk görevimize de başlamış oluyoruz. Peace Walker’da ki ilk görevimizde kısmen bir eğitim turu niteliğinde geçiyor. Nasıl ateş edilir, kapalı kapılar nasıl açılır vb. tarzdaki işimize yarayan etkinlikleri bu bölümde öğreniyoruz.
Oyunun hikâye kısmındaki görevleri tek başınıza veya PSN üzerinde başka Peace Walker oyuncularıyla beraber oynama imkânına sahipsiniz. Peace Walker bazı bölümlerde 2 bazı bölümler de ise 4 oyuncuya kadar co-op desteğini bizlere sunuyor.
Oyunda görev esnasındayken “Start” tuşuna basarak buradan ana menüye ulaşabiliyoruz. Bu menüden, görev detaylarımıza ulaşabilir, bulunduğumuz bölgenin haritasına bakabilir ve eğer co-op olarak oynuyorsak takım arkadaşlarımıza komutlar verebiliriz. Ayrıca oyunun ilerleyen kısımlarında bu menüde açılacak olan Research & Development bölümünden silahlarımızı ve ekipmanlarımızı geliştirebiliyoruz. Bu geliştirmeleri yapmak için ise oyun esnasında kazandığımız puanları kullanıyoruz.
Metal Gear Solid: Peace Walker yukarıda da bahsettiğim gibi serinin diğer oyunlarıyla aynı mantaliteye sahip. Yani oyunda ilerlerken olabildiğince sessiz ve derinden yol almamız gerekiyor. Peace Walker’da ana ekrana şöyle bir göz attığımızda, sol alt köşede profil ismimiz ve Snake’in can barı bulunuyor. Sağ tarafta ise alt kısımda elimizde bulunan silah, orta kısımda kullandığımız ekipman, üst kısımda ise Snake’in gizliliğini gösteren bar bulunuyor. Bu bar, Snake’in duruşuna ve yürüyüşüne göre değişiklik gösteriyor. Bu kısımdaki yüzdeli rakam ne kadar yüksek olursa Snake’in görünmezliği o kadar fazla demektir. Aynı şekilde yüzdeli rakam ne kadar düşükse Snake’te o kadar açıkta, kolayca fark edilecek bir yerde duruyor demektir. Düşmanlarınızın sizi fark etmesini engellemek için yapmanız gereken en temel şey eğilerek yürümeniz olacaktır.
Peace Walker’da silahınızı ihtiyacınız olmadıkça kullanmanızı tavsiye etmem. Çünkü bir kere düşmanlarınızdan bir alarm verdimi, bütün bölgedeki askerler harekete geçiyor. Yani bir sonra ki bölüme geçseniz bile, teröristler aynı şekilde alarm durumunda oluyorlar. Bu sebepten sabırlı bir şekilde bekleyip, düşmanlarınızın arkasından yaklaşarak onları etkisiz hale getirebilirsiniz. Etkisiz hale getirdiğiniz düşmanlarınızın üzerinde “Zzz” tarzında işaretler belirecektir. Bu işaret, düşmanınızın bir süre sonra kendine gelebileceğini belirtmektedir. Eğer düşmanlarınızı etkisiz hale getirdiğiniz bu bölgede daha çok işiniz varsa, bir belge veya veri aramanız gerekliyse, düşmanlarınızı bir balona bağlayıp uzaya doğru yollayabiliyorsunuz. Solid Snake’in bu ekipmanı gerçekten benim çok hoşuma gitti. Bu balonu kullanmanız için düşmanınızın yanına yaklaşıp eğilerek belirtilen tuşa basmanız yeterli. Snake’in bu ve buna benzer farklı ekipmanları bulunuyor. Bu ekipmanlardan bana en saçma geleni ise “Love Box” adlı kutu. Bu kutuyu seçtiğinizde, Snake bir yerlerinden bir koli kutusu çıkartıyor ve kendiside bu kutunun altına girerek gizleniyor. Eee tabi ormanın orta yerinde böyle bir kutuyu gören düşmanlar direk çevrenize toplanıyor. Kendi aralarında bu kutu nereden çıktı, nereden geldi, açalım mı açmayalım mı gibisinden muhabbetlere giriyorlar. Sizde bu arada harekete geçip düşmanlarınızı etkisiz hale getiriyorsunuz. Eğer bekleyip düşmanlarınızın arasındaki sohbeti dinlemeye dalarsanız içlerinden birisi aniden üzerinizden kutuyu kaldırarak sizi deşifre edebiliyor. O yüzden elinizi çabuk tutmanızda fayda var.
Metal Gear Solid: Peace Walker, PSP için geliştirilmiş bir yapım olmasına rağmen son derece derin bir senaryo kurgusuna sahip. Oyunu oynadıkça hikayenin daha da genişlediğini görüyorsunuz ve kendinizi bam başka kişilerle mücadele ederken buluyorsunuz. Peace Walker’ın bazı kuruluşlar tarafından, daha piyasaya sürülmeden PSP için yapılmış en iyi oyun seçilmesi anlaşılan rastgele oluşan bir olay değil. Peace Walker gerek grafikleriyle, gerek atmosferi, gerekse de oynanışıyla son derece kaliteli bir yapım. Oyun, PSP’nin sistem gücünü sonuna kadar kullanmış gözüküyor. Karakter detaylamaları ve çevre düzenlemeleri neredeyse PS2 kalitesinde diyebilirim. Tabi PS2 kadar detaylı görseller olması sistemsel açıdan imkânsız. Fakat Konami az öncede bahsettiğim gibi, PSP’de yapabileceği en iyi Metal Gear Solid oyununu yapmış. Oyunun ses sistemi içinde tamamen profesyonel bir kadro kuran ve iyi bir iş ortaya çıkaran Konami, bakalım aynı başarıyı Rising’te de gösterebilecek mi, bunu yakında göreceğiz.