“İlk gün. Titriyorum. Ama korkudan değil. Heyecan hiç değil. Ne olduğunu bilmediğim bir duygu bu. Bunu ilk kez o sonsuzmuş gibi görünen dikenli tellerle dolu eğitim sahasında yaşadım. O zamanda anlam verememiştim, adını koyamamıştım. Çavuş bunun bir “geribildirim” olduğunu söylüyor. Beynin vücuda yaptığı bir uyarıymış bu. Saçma gibi duruyor ama başka açıklama bulamıyorum. Bu kahrolası silahı aldığımdan beri ne zaman bir kurşun vızıltısı 30 santim yanımdan geçse, ne zaman bir patlamanın yine yeterince uzak olduğunu anlasam, ve ne zaman yanımda düşen arkadaşımın ardından her zaman sıranın bende olduğunu düşünsem bu duyguyu hissediyorum. Durun sanırım yanıldım. Korkunun ta kendisi bu.”
Savaş. Kim ne derse desin dünyanın en ilgi çeken olgusu. Bunu hayatın her anında hissetmemiz mümkün. Dünya gelişen teknolojisini, toplumsal yapısını ve hatta en büyük sanat eserlerini ne kadar acı olursa olsun ona borçlu. Dünyanın en zeki insanları savaş için büyümüş, yetişmiş kişileri olması asla tesadüf değil.
İşin bizi ilgilendiren kısmında da yine başrolde savaş oyunları var. Şöyle bir düşündüğünüzde zamana damga vuran oyunların temasında sürekli aynı şey var. Başta Call of Duty olmak üzere, Medal of Honor, Battlefield serileri, Brothers in Arms gibi köküne kadar savaşı yaşatan yapımlar ve hatta Metal Gear, Final Fantasy gibi savaşın arka planını gösteren başyapıtlar her zaman oyun dünyasının önde gelen unsurları olmuşlardır.
E bu kadar ilgi çeken ve başarılı bir konunun elbette yeni yapımlarla karşımıza çıkmaması imkansız gibi bir şey. Yazı konumuz olan M.A.G da bunların bir üyesi olarak karşımızda. Zipper interactive yapımcılığı ile karşımıza çıkan oyunun arkasında ise Sony desteği bulunmakta. Bununda etkisi ile çok iddialı ve ilgi çeken bir yapım olarak geldi önümüze. Uzun zaman bekledik ve şimdi inceleme şansına sonunda eriştik. Bakalım M.A.G gerçekten vaad ettiklerini gerçekten sağlayabiliyor mu? Gelin hep beraber bakalım.
M.A.G’ın isim açılımı Massive Action Game. Bilindiği üzere sadece online oynanabilen bir oyun. Ve an itibariyle sınıfındaki en geniş çoklu oyunculuklardan birine sahip. 256 kişiye kadar online oynanabiliyor ve çok geniş haritalarda savaşma imkanınız oluyor. Haliyle oyunumuz eğer PS3 konsolunuz internete bağlı değilse oyun açılmayacaktır. Açılışta online kullanım koşullarını kabul ettikten sonra sizden bir karakter yaratmanız isteniyor. Burada değinmemiz gereken bir detay var ;
M.A.G’da yarattığınız karakter’in yüzü, saçı vs. belirlemenizin yanında birde size sunular 3 ayrı sınıftan birini seçmeniz gerek. Burada birazda oyunun hikayesine değinmek gerek sanırım. Yıl 2026. üçüncü dünya savaşı olmuş bitmiş durumda. Savaş sonrası politik durumlar nedeni ile 3 süper güç kendi ordularını fesh ediyorlar ve özel askeri birlikler kuruyorlar. En büyük üç PMC (Özel Askeri Kuruluş) kürsel paramiliter kontrat piyasasını ele geçirmek adına bir Gölge Savaşı yürütüyor. Sizde bu ordulardan birine başvuran acemi asker konumundasınız. Bu birlikler sırasıyla Doğu Avrupa kökenli S.V.E.R., Batı Avrupa kökenli RAVEN, ve Amerika kökenli VALOR. Her bir birimin karakter görünümleri, silahları farklı olsa da bunların oyuna etkisi sadece görünümden ibaret. Yani işlev konusunda bir farklılık yok. Ama yinede seçiminizi iyi yapmanız gerekiyor çünkü bir daha dönüşü bulunmamakta.
Bu aşamaları geçtikten sonra sizde artık gölge savaşında var olan bir askersiniz. Bu 3 birimin de asıl hedefi, bir diğerine zarar verip, kaynaklarını azaltmak ve böylece askeri anlaşmalarda kendilerine avantaj sağlamak. Oyunda sürekli güncel olan bir harita bulunmakta. Bu harita sayesinde bu yarışta kimin önde olduğunu takip etmek mümkün. Bu olay ama sadece görsel değil oynanışa da etki ediyor. Mesela bir oyun modunu kazandığınız zaman, o oyun moduna her girişinizde çeşitli avantajlar elde ediyorsunuz. Mesela her oyunda % 5 daha fazla tecrübe puanı gibi. Senaryosu olmayan online bir oyuna oldukça hareket getiren ve en azından uğruna savaşılacak bir şeyler veren bir özellik bu ve bence oyuna çok şey katmış durumda.
Biraz menülerimize değinelim. Oyun modlarını seçtiğiniz seçenekler harici ilk dikkatimizi çeken armory menüsü. Burada savaş alanına hangi silah seti ve ne çeşit bir zırh ile çıkacağınızı seçebiliyorsunuz. Belirli bir ağırlık taşıma kapasitemiz var. 3 çeşit ağırlıkta zırh giyebiliyoruz. Tabii ne kadar ağır zırh o kadar az hareket kabiliyeti demek. Ve M.A.G’da diğer oyunlara göre hız çok şey demek. O yüzden dengeyi iyi kurmak gerekiyor.
Oyunda tek tip silahlar bulunmakta. Standart 3 silah harici (makineli, ağır makineli ve sniper) başka silah yok seçebileceğiniz. Peki tüm oyun bu 3 silahla mı gidecek. Elbetteki hayır. Burada devreye yetenek sistemi giriyor. Savaşlarda kazandığınız tecrübe puanları ile seviye atlıyorsunuz. Ve her seviye size bir yetenek puanı kazandırıyor. Sizlerde bu yetenek puanlarını dilediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz. Bunu fiziki özelliğinizi gelişltirebileceğiniz zıplama, hızlı koşma gibi yeteneklerede harcayabileceğiniz gibi, silahlarınıza ek özellikler almakta veya sınırlı sayıda bulunan ek silahları almakta da kullanabiliyorsunuz.
Artık savaş alanına girelim. Deploy seçeneği ile savaş alanımıza hareketleniyoruz. Oyunda 4 adet mod bulunuyor, bunların ikisi 8.seviyeye ulaşınca açılıyor. İlk başta yalnızca iki mod oynanabilir durumda. İlk modumuz Supression modu. Bu mod kendi askeri biriminizin savaşa geçmeden önce kendi arasında geçen bir Team deatmatch modu. Burası ilk başlarda puan kazanmak ve oyuna alışmak için en iyi seçenek. İkinci modumuz ise Sabotage. Burada bir birim A ve B noktalarını savunurken, diğer birim bu noktalara saldırıyor. A ve B noktaları ele geçirilir ise bu sefer C noktası açılıyor, o ele geçirilince oyun bitiyor. Bu iki mod’da 64 kişilik modlar ve oyuncuları alıştırmak için yapılmış modlar diyebiliriz.
3. modumuz Acquistion. Bu 128 veya 256 kişilik modda savunan birimin üssünde 2 adet nakil kamyonu var. Amaç bunları çalmak veya çaldırtmamak. Ama bu yazıldığı kadar kolay değil çünkü üslerde bulunan araçların geçmesini engelleyecek takozlar, topçu atışı sağlayan sığınaklar, sensörlü savunma hatları vs. ile o araçlara ulaşmak çok zor ve ölümcül.
Son mod ise domination. Bu modda ise A’dan H’ye kadar olan noktaları bir birim ele geçirmeye çalışıyor, diğer birimde savunuyor. Ama bu noktaların hepsi aynı anda açık değil ve birini ele geçirmeden diğeri açılmıyor.
Artık oynanışa geçelim. Evet M.A.G’ın en büyük özelliği 256 kişinin aynı anda bir savaşta savaşabilmesi. Peki bu ortalık karışmadan herkes birbirine girmeden nasıl gerçekleşebiliyor? İlk anda herkesin düşündüğü şeyi sizde düşünüyorsunuz ama daha oyuna girip biraz sistemi anlamanızın ardından tüm şüpheler ortadan kalkıyor. Oyunda herkes aynı anda savaşa giriyor evet ama herkes aynı yerde savaşmıyor. Şöyle ki her oyuncu belli bölüklere ayrılmış durumda. Her bölüğün yetkili bir subayı bulunmakta. Bu kişilerin yetkileri kısıtlı ve belli şeyler yapabiliyorlar. Oyunda 3 tip lider var aslında, grup lideri, birlik lideri ve yetkili subay. Grup lideri sadece bir gruba komutlar verebilirken, yapabileceği şeyler de sınırlı.
Yetkili subay ise bütün herkese sesini duyurabiliyor ve birçok özel saldırı yapma yetkisine sahip. Burada her bölük belli bir bölgede belli bir görev ile savaşıyor. Yani 256 kişi aynı anda birbirine girmiyor herkesin belli bir görevi var. Savaş ilerlerken herkes kendisine verilen görevleri yapmaya çalışıyor. Burada şu var M.A.G elbette mikrofonsuz ve iletişim kurmadanda oynanabilen bir oyun. Ama bir mikrofon ve iletişim kurarak ve hatta mümkünse İngilizce bilerek oynamak başarı oranınızı ve oyundan aldığınız zevki kat ve kat arttırıyor. Burada ki avantajlardan ilki şu eğer bölük subayınızın verdiği göreve göre hareket eder ve onun verdiği göreve göre puan toplarsanız extradan frago xp kazanıyorsunuz. Gerçi bunun için illa mikrofon şart değil haritadada size gösteriliyor nereye gitmeniz gerektiği. Ama özellikle atmosfer açısından çok tavsiye edilmeyen bir durum bu. M.A.G uzun zamandır fps’ler arasında gördüğüm göreve sadık kalma olgusunu sağlayan en iyi oturtan oyun. Çünkü görevini yapan biri ile yapmayan biri arasında ciddi başarı farkı oluyor. Yani asla adam öldür puan kazan level atla tarzı bir oyun değil ve bu şekilde gelişmek neredeyse imkansız.
Bir oyuncunun liderlik vasıfları kazanabilmesi için en az 15. seviye olması gerek. Savaşa girmeden önce bölüğe katıldığınızda eğer seviyeniz uygun ise gerekli kutucukları işaretleyerek liderlik için aday olabiliyorsunuz. Gamepad’in yön tuşları ile hem kendi grubunuza çeşitli komutlar verebiliyor hem de farklı hava saldırıları düzenleyebiliyorsunuz. Ama burada şu var liderlerin iletişim halinde olup, grupları gereksiz yere aynı noktalara yığmadan, takımın ihtiyacına göre farklı noktalara serpiştirebilmesi önemli.
Araç kullanımı kısıtlanmış durumda oyunda. Çok fazla araç kullanma seçeneği olmasa da yine yeterli oranda kullanılmış diyebiliriz. Oyunda haritalar çok büyük olmasına rağmen aldığınız görev yerlerine göre doğdunuz için ulaşım çok fazla problem değil ulaşım.
Birazcıkta teknik açıdan değinelim. M.A.G’ı eleştirebileceğimiz en ciddi nokta belki de burası. Grafik açısından hiç iç açıcı görünmüyor oyun. Harita ve çevre tasarımları çok fazla rahatsız edici olmasa bile vasat’ı aşamıyor. Karakter modellemeleri grafik açısından oyunun en iyi yeri. Ama çevre ışıklandırmaları, gölgelendirmeler, çözünürlük oranları ve özellikel renk paleti asla vasatı aşamıyor. Gerçi çok büyük haritalarda çok ciddi sayıda oyuncu ile oynanması buna bir etken ama yinede çok daha iyi grafikler sağlanabilirdi diye düşünüyorum.
En büyük eksiklik tepkisel anlamda. Silahların size, vurulan kişilerin skurşunlara verdiği tepkiler inanılmaz kötü. Vuruş hissi nerdeyse yok denicek kadar az. Özellikle CoD MW2 gibi bir oyundan geçiş yapınca hayaletleri vuruyormuş gibi hissetmeniz mümkün. Seslerde maalesef bu seviyedeki bir oyun için asla yeterli değil. özellikle silah sesleri hiç iç açıcı değil.
Bağlantı konusunda ise M.A.G sınıfı geçiyor. Bazen serverlar’a bağlanmak sıkıntı olsada bağlandıktan sonra bir sıkıntı yaşamıyorsunuz. Oyunlara bağlanma süreleri makul seviyede. Oyun içinde ise gecikme ve lag neredeyse 0. oyunda birkaç küçük hata bulunmakta ama bunlar asla düzeltilmeyecek önemli hatalar değiller. Açıkçası bu kadar büyük bir online oynanışı olan bir oyunun böyle bir bağlantı başarısı beni şaşırttı. Yarısı büyüklüğündeki oyunların bize yaşattığı işkenceleri düşünürsek bu oyun bu konuda kusursuz kalıyor diyebiliriz.
Genel olarak bakarsak M.A.G dışarıdan bakıldığında çok çekici bir oyun gibi durmuyor ama içine girdiğinizde asla çıkamıyorsunuz. Bir kere çok eğlenceli ve kendine bağlayan bir oyun. Başına oturdunuzmu kalkmanız mümkün olmuyor. Şu seviyeyide atlıyım, şu görevide yapiyim derken bir bakmışsınız saatler geçmiş. Bu oyunun en büyük avantajlarından biri. Evet belki türe çok fazla yenilik katmıyor ama çok farklı fikirleri çok sağlam oyun dinamikleri ve bence şu ana kadar en iyi tasarlanmış online sistem ile birleşince ortaya oldukça başarılı bir fps çıkıyor. Özellikle 256 kişilik bir online deneyim sunduğu düşünülünce, PS3 gibi bir ortamda bence kaçırılmaması gereken sezonun sağlam oyunlarından biri. Eğer Fps seviyorsanız birde üstelik online oyun tutkunu iseniz zaten şu anda durduğunuz kabahat gidin ve oyunu alın.
Forza raven bu arada :)