Xbox'ın ilk çıktığı zamanları hatırlıyorumda Microsoft'un çiçeği burnunda konsolu tam anlamıyla RPG kıtlığı yaşıyordu. Xbox konsolu satın alanlar hep bir ağızdan "RPG istiyoruz" diye resmen haykırırlerken sahneye oyun dünyasının kahraman isimlerinden biri olan Peter Molyneux çıktı ve konsol sahiplerine tek bir vaat verdi: "Size o istediğiniz RPG'yi vereceğim ve buna bayılacaksınız!" Molyneux, özgün fikirlerle yola çıkarak oyun yapan dahî bir yapımcı olduğundan Fable konusunda ona güvenimiz tamdı. Black & White ve Populous gibi mihenk taşlarını bizlere kazandıran popüler yapımcı, Xbox sahiplerinin tam da aradığı şeyi öyle bir vermişti ki uzunca bir süre kimse Fable'dan sonra RPG lafını ağzına almamıştı. Bu harika yapım çok geçmeden PC'ye de gelerek mükemmel bir yapım olduğunu daha fazla kitleye de sunmayı başarabildi. Bu müthiş seri daha sonra Xbox 360 exclusive olacağını ikinci yapımın yalnızca Xbox'a çıkmasıyla göstererek PC oyuncularını hâyâl kırıklığına uğrattı. Ancak içiniz sıkılmasın, Molyneux'un şaheseri üçüncü yapımıyla biraz rötarlı da olsa PC'lere geri dönüyor. Şimdi bu müthiş oyunun PC sürümü de güzel bir incelemeyi hakediyor..
Molyneux, Fable'ı ilk çıkardığında itiraf edelim oyunun konsepti, atmosferi ve oynanışına bakıldığında bir bütün olarak RPG türüne yeni bir şeyler katmayı beceriyordu. Fable II de bu geleneğini başarıyla sürdürdü. Ancak bu süreçte Molyneux ve ekibi Lionhead'in işi gittikçe daha da zorlaşıyordu çünkü RPG türüne öyle oyunlar çıkmış ve çıkmaya devam ediyordu ki Fable ismi bile bunların altında ezilmeye başlamıştı. Mass Effect, Dragon Age, Fallout 3, Oblivion falan derken RPG kategorisinde sağlam bir oyun çıkarmak hiç de kolay bir hâle gelmedi. Japon RPG'lerin içler acısı durumunu da görüyoruz. RPG türünde artık tutunmak çok zor ve maalesef Fable III'ün bile bu durumdan az da olsa nasibini aldığını oyunun aylar önce çıkan Xbox 360 sürümünden anlamıştık. Peki oyunun PC sürümü, konsol sürümünden daha iyi şeyler vaat ediyor mu yoksa eksilerini gideremeyen bir oyun olarak mı port ediliyor. İşte başlıyoruz...
Fable III'e giriş yapıp oynamaya başladığınız anda "İşte bu gerçekten bir Molyneux oyunu" diyorsunuz bir kere. Molyneux ismi sizi bilmem ama benim için gerçekten çok şey ifade ediyor. Bazı yapımcılardan çıkan oyunlar için "Ondan babam çıksa yerim" diyebiliyorsunuz. Molyneux kesinlikle bu sınıftan bir yapımcı ve Tim Schafer veya Hideo Kojima kadar da ünlü... Molyneux'un genel olarak oyunlarına bir interaktiflik kattığına hep şahir olmuşuzdur. Onun oyunundaki neredeyse her nesne ve NPC, oraya boşuna konulmamış. Hepsinin birer ismi ve o dünyada işe yaramasını sağlayan bir amacı vardır. Fable III'ün de Molyneux sihrinden nasibini aldığını görüyoruz. Oyundaki çoğu şey sizin onlarla etkileşime geçmenizi bekliyor. Her an hayat ve ölüm kararları alabileceğiniz oyunumuzda bir bakarsınız maskot kıyafeti giyerek halkı güldürüyorsunuzdur, bir bakarsınız yaptığınız kötü hareketler neticesinde insanların sizden nefret ettiği bir canavar olmuşsunuzdur. Bir PC oyuncusu olarak orjinal Fable'dan keyif aldıysanız, Fable III'ten de aynı deneyimi fazlasıyla bekleyebilirsiniz.
Fable III'ün konsol sürümüyle PC versiyonu arasında pek de bir fark gözüme çarpmadı açıkcası. Oynanış dinamiklerinin aynı olduğu oyunda kontrol sistemi doğal olarak klavye ve mouse ikilisine göre değiştirilmiş. Gerçek zamanlı savaşlardan vazgeçmeyen oyunda hızlı karar alarak hamleler yapmamız gerekiyor. Oyunun PC kontrollerinde mouse tekerleğini kullanarak silah değiştirme imkanı sunulmuş. Her çevirişimizde yakın dövüş, büyü ve silahlarımız arasında değişim sağlıyoruz. Fable III savaşlarında stratejiye yer yok, bundan önce de böyleydi şimdi de böyle. Düşmanlarınızın elemental zayıf noktalarını araştırmanız gerekmiyor, hemen bir büyü yapın, üstüne bir kaç silah atışı, son vuruşu da kılıcınızla yapın. Tüm kararlar sizin. Bunları ne kadar hızlı yaparsanız o kadar avantajlı olacağınızı ekleyelim.
Hikayeye geri dönelim. Acımasız kralı durdurmak için kaleden kaçarak uzaklaşmamız kesinleşiyor. Bu dakikadan sonra kendi ordunuzu kurarak yolunuza devam etmek zorundasınız. Şehirdeki çeşitli liderlerle görüşerek dost birlik elde etmeye çalışmak ilk ve ana amacınız oluveriyor. Fable III'te en çok dikkatimi çeken şeylerden biri artık yaptığımız görevlerin genel olarak iyiye yönelik olması. Bildiğiniz üzere önceki oyunlarda iyi veya kötü karakter olmamızı sağlayacak görevler ve seçimler dengeli dağılmıştı. Fakat Fable III'te karma terazisini kötüye kaydırmak için çok fazla seçeneğiniz yok. Kaba ve acımasız bir karakter olmak bu kadar zor olmamalıydı...
Ana görevlerde oluşan bu seçim azlığı biraz hâyâl kırıklığına uğratsa da hikayenin kalıbına uygun gitmesi ve gerçekçiliği ile durumu affedebiliyorsunuz. Oyunda güç kazanabilmek için insanlara onların tarafındaymış hissini yaratmalı ve onları ikna etmelisiniz. Tahtı kendi adınıza aldıktan sonra istediğiniz gibi sizi destekleyen insanlara sırtınızı dönebilirsiniz. Ancak yaptığınız seçimlerin çoğu zaman oyunda kayıtsız kalması bir Fable oyununa yakışmamış açıkcası. Örneğin kasabadaki tüm insanları öldürüp kaos yaratsanız bile hâlâ ana görevinize devam edip, saygıdeğer ve insanların güvendiği bir kişi olarak hayatınızı sürdürebiliyorsunuz. Hiç mantıklı değil. Bu çoğu Fable sever oyuncuda olduğu gibi benim de hoşuma gitmedi. Quest'lerde kötü tercihleri yapsanız bile bunların sonuçları çok az karşınıza doğru bir şekilde çıkıyor. Buna bir örnek vermek gerekirse oyunun başlarında bir grup tavuğu öldürme veya yaşatma arasında bir seçim yapmanız isteniyor. Yaşamalarına izin verdiğinizde daha sonra tavuk yarışlarında bahis oyunu oynayabiliyorsunuz. Fakat gelin görün ki tavukları öldürseniz de yarışlar ileride açılmış oluyor. Sanırım Molyneux ve ekibi daha sonra pişman olacağınız seçimleri kötü kullansanız da bunların olumlu sonuçlanmasını istemişler. Ancak oyunun tekrar oynanabilirliğini düşürdüklerinin farkında değiller...
Oyundaki öne çıkan karakterlerin modellemeleri oyunun mizahi yönüne tam uyum sağlıyor. Atmosfere diyecek zaten kelime yok. Oyunun müzikleri güzel fakat, Fable II müziklerine çok benzemiyorlar mı? Sanki bu müzikler üzerinde oynanarak yaratılmışlar. Seslendirmeler tek kelimeyle harika. Artık Albion halkından daha az tekrarlanan diyaloglar duymak güzel. Fable III'ün PC sürümündeki en büyük sorunlar sık sık karşılaşacağınız bug ve glitchler oluyor. Çoğu zaman oyun dünyasında kendinizi bir yere sıkışmış, sesin bozuk plak gibi takılı kaldığını veya frame sorunu çıktığını görebilirsiniz. Donmaları saymıyorum bile...
Fable III gerçekten büyük bir oyun. Bir kaç side-quest bitirip oyunun bir çok alternatif aktivitesini göz ardı etseniz bile oyun 12-15 saatte sona eriyor. İlk defa oyunu oynadığınızı ve ne yapacağınızı bilemediğinizi düşünürsek bu süreyi 20 saate çıkarabilirsiniz. Eğer tam bir keşifçi ve ben her sırrı ortaya çıkarmadan, oyunu bütünüyle bitirmeden bırakmam diyorsanız, rahatlıkla 40 saat oyunu oynayabilirsiniz. 6 saati bulan oyun ömrü ile oyunun bir de içinde DLC'si bulunuyor. Alın size daha fazla Fable keyfi!
Oyunda bulunan co-op oynanışı bir çok farklı hizmeti sizlere sunuyor. Fable III çıkmadan önce Molyneux, "Size istediğiniz co-op'u vereceğim" derken gerçekten şaka yapmıyormuş. Oyundaki co-op hizmeti sayesinde evlenebilir, çocuk sahibi olabilir ve hatta farklı online ortaklıklarla çeşitli işler yapabilirsiniz. Artık kiminle oyunu oynarsanız oynayın, onların oyun alanına girip onların dünyasında eşya satın alabilir, iş ortaklığı başlatabilir veya NPC'leri ile etkileşime geçebilirsiniz. Bunları yaparken tek yaşayacağınız sıkıntı co-op partnerinizden çok uzağa gidememeniz oluyor. Bu yüzden oyunda host kimse onunla koordine bir şekilde oyunda ilerlemeye çalışmalı ve quest konusunda ona yardım etmelisiniz. Oyunun PC'ye de mikrofon desteği sunması bu noktada çok işe yarıyor. Co-op oynamak isteyeceğiniz kişiyi seçmek zorunda da değilsiniz. Istediğiniz anda rastgele birinin oyununa bağlanabilir veya onu oyun dünyanıza çağırabilirsiniz. Aslında madem PC sürümü de çıktı ve co-op oynanış da var çapraz platform hizmeti oyunculara sunulabilirdi. PC sürümünün Games for Windows Live'de çalıştığını düşünürsek, Xbox Live ile bir bağlantı kurulması Microsoft için çok zor olmasa gerek..
Fable III'ün bazen modern RPG'ler gibi değil de çizgisel ilerlediğini söylemem gerekiyor. Quest'lerden questlere atlamak o kadar kolay ve sıradanlaşıyor ki bazen bu çizginin dışına çıkmak isteyebiliyorsunuz. Quest yolunda köpeğiniz size gömülü hazineyi gösterecek, siz hazineyi toplayıp 2 adım attığınızda haydutlar karşınıza çıkacak, onları öldürüp yolunuza ilerleyeceksiniz vs. vs. Oyun hep bu döngü içerisinde ilerliyor ve bir süre sonra monotonlaşabiliyor. Gezebileceğiniz çok geniş alanlara sahip olamıyorsunuz. Ancak bundan da hoşlanan bir kesim elbet vardır. Oblivion ve Fallout 3'teki açık dünya oynanışında görev bilincimi kaybetmektense bunu tercih ederim diyorsanız, bu oynanışa bayılacağınızı şimdiden belirteyim.