Yazıya başlamadan önce ilk iki oyunu oynamamış okuyucularımız için keyif bozucu içerik yani Spoiler uyarısı yapayım. Üçüncü oyun öncesi serinin önceki oyunlarından sıkça bahsedeceğim yazıda, hikayeden de bazı kesitler olacağı için, bir nebze keyfinizi kaçırabilir. O yüzden oynamayanların bu uyarıyı dikkate alması fena olmaz. Ayrıca geliştirilmiş grafikleri ile karşımıza çıkan ve ilk iki oyunu içerisinde barındıran God of War : Collection’un video incelemesine buradan ulaşabilirsiniz. Sözü fazla uzatmadan ön incelememize geçelim ;
“Ares düşmanlarımı yok et ve tüm hayatım senin olsun”
İşte bu sözler ile başlıyordu büyük macera. Acaba Kratos başına geleceklerin en ufak bir parçasını biliyor olsa gene de o çaresiz durumdayken Savaş Tanrısı Ares’e böyle yakarmaya devam eder miydi? Bu sorunun yanıtını büyük ihtimal hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz ama bu durumdan da hiç şikayetçi olduğumuzu söyleyemeyeceğim.
Spartan ordusunun oldukça cesaretli başladığı savaş aleyhlerinde sonuçlanmak üzereydi. Kılıç, kalkan ve yüzlerce feryat sesi arasından yükselen bu çığlık sonrası, kapkara bulutlar ikiye ayrılmış ve Savaş Tanrısı Ares, tüm ihtişamı ile birlikte çaresiz durumda olan Kratos’un bu isteğini yerine getirmişti. Barbarların yenilgisinden sonra ise sözünü tutma sırası Kratos’a gelmiş ve daha ilk dakikalardan vücuduna zincirlenen kılıçlar ile acısı körelmeye, insanı duyguları kaybolmaya başlamıştı.
Kratos’un içerisindeki gücü gören Ares, onu adeta bir robot gibi kullanmış ve köyleri kasabaları birer birer yakıp yıkmaya başlamıştı. Savaş Tanrısı görevini Kratos sayesinde layıkı ile yapıyordu. Bu durumdan oldukça rahatsız olan tanrılar, Kratos’u bu dipsiz kuyudan bir nebzede olsun çıkarıyorlardı. Kratos kendisine geldiğinde ise parmak uçlarındaki kanın çoktan tüm vücudunu kapladığını farketmişti. Üstelik bu kanlar arasında onun savaştan dönmesini bekleyen ve Kratos’un çok sevdiği karısının, kızının kanı da bulunuyordu. Kratos için başka çözüm kalmamıştı artık. Savaş Tanrısı yok edilmeliydi.
İşte bu olaylar 2005 yılında çıkan ve oyun sektörü için bir mihenk taşı olmayı başaran God of War’ın ilk dakikalarında gerçekleşiyordu. Daha sonrasında ise büyük bir maceraya atılıyor ve dağları, çölleri geçerek Ares’i zayıf düşürecek olan Pandora’nın Kutusuna ulaşıyorduk. Ares ortadan kalktığında ise boş kalan koltuğunun en büyük adayı olarak kendimizi birden savaş tanrısı olarak bulmuştuk.
Büyük bir uçurumun tepesinde aşağıya düşerek başladığımız maceramızdaki ikinci perde ise çok daha sert oluyordu. Kratos, giden geleni aratır misali Ares’ten çok daha iyi bir iş yapmayı başarıyor ve tüm kini ve nefretini çıkardığı savaşlar ile kusuyordu. Atina şehrinin düşmesi tanrılar için bardağı taşıran son damla olmuştu. Herşeyden habersiz askerlerine yardım için koltuğundan inen Kratos, büyük bir savaştan sağ çıkmak için güçlerinden feragat etmesi gerekmişti. Karnına saplanan kılıç ile birlikte ise başımıza geleni anlıyor fakat bunun için çok geç olduğunu da farkediyorduk.
Cehenneme doğru giden otobüste çoktan biletini almış olan Kratos’un yardımına ise bu sefer Titanlar koşuyordu. Tanrılar Kralı Zeus’un yer altında yaşamaya mahkum ettiği Titanlarında yardımı ile asıl maceramız ise start almıştı. İkinci oyunu da Titanların sırtında Olympus dağına doğru tırmanırken bırakmıştık. İşte Olympus’un tepesinde patlak verecek olan bu savaş, sonun başlangıcı olacak...
Üçüncü oyuna da tam da ikiden kaldığımız yerde başlayacağız. Oyunun ilk tanıtım videolarında da sıkça gördüğümüz Olympus’a tırmanış Kratos’u çok daha hiddetlenmiş bir şekilde karşımıza çıkaracak. Tabir yerinde ise ikinci oyunda yarım bıraktığımız işi serinin üçüncü oyununda tamamlayacağız.
Bu işi tamamlarken en büyük yardımcımız olan bileklerimize bağlı kılıçlarımız yani
Blades of Chaos gene yanımızda olacak. Kratos’un belki de bu kadar sevilmesindeki en büyük yardımcısı olan kılıçlarımız dışında yeni oyunda bir çok silaha sahip olacağız. Yapımcılar ilk iki oyunda oyuncuların büyük bir çoğunluğunun sadece kılıçları kullandığını ve bu durumu yeni oyunda değiştirmek istediklerini hemen hemen her ropörtajlarında dile getirdiler.
İşte buradaki en ön plana çıkacak olan silahımızda oyunun demosunda da bulunan ve iki elimizi de çepeçevre saran eldiven benzeri Cestus olacak. Bu eldivenleri Kara Murat’ın Aslan Pençesine veya Devil May Cry 4’teki genç Dante’nin Gilgamesh adlı silahına da benzetebilirsiniz. Silahın bu saydıklarımdan en büyük farklı ise üzerindeki zincirleri oluyor. Üst üste sergilediğiniz kombolar sonrası bu devasa eldivenler ile çevrenizde bir çember oluşturabiliyor ve düşmanlarınızın boyunun ölçüsünü alabiliyorsunuz. Silahlarınıza topladığınız orblar ile gerekli yükseltmeleri yaptığınızda ise adeta bir ölüm makinesine dönüşeceksiniz.
God of War 3, oyunun oldukça sevilmesini sağlayan hemen hemen hiç bir dinamiği ile oynanmamış şekilde karşımıza çıkacak. Santa Monica Stüdyosu zaten ilk oyundan çıtayı o kadar yükseltti ki bu dinamiklerin üzerine bazı küçük ekstralar sunarak oyunu daha da zenginleştirecekler. Kılıçlarımız ile yaptığımız tüm kombolara serinin yeni oyununda da sahip olacağız. Bunun dışında bazı yeni özelliklerimiz de bizi bekliyor olacak. Örneğin Kratos rakibini tutup böğrüne sapladığı kılıcı ile onu kalkan olarak kullanabilecek ve önündeki kalabalık düşman ordusunu adeta yararak ilerleyebilecek.
Silahlarımız dışında bazı özelliklere de sahip olacağız. İkinci oyunda Icarus’tan hunharca kopardığımız kanatlarımz ile hava boşluklarında uçup uzun mesafeler arası yavaşça süzülebileceğiz. Üçüncü oyundaki bir diğer yardımcımız ise Güneş Tanrısı Helios’un kafası olacak. Oyunun demosunda da en dikkat çeken sahnelerden birisi olan Helios’un kafasını koparma kısmı sonucunda kazanacağımız bu özellik ile birlikte gizli geçitleri bulup zifiri karanlıkta ilerleyebileceğiz. Ayrıca düşmanlarımızın yüzlerine tuttuğumuzda onların bir süre sersemlemesini de sağlayabiliyoruz.
Serinin en sevilen özelliklerinden birisi olan tutma ve doğru zamanda tuş basma olayı üçüncü oyunda çok daha iyi işler bir vaziyette karşımıza çıkacak. Bu özelliği ile kendisine benzeyen, benzemeyen bir çok oyuna ilham kaynağı olan God of War’ın üçüncü oyununda işleyişte bazı değişikliklere de şahit olacağız. Mesela Kratos’u darbelerimiz ile sersemlettiğimiz bir Cyclops’un üzerine tuşlara basarak çıkarabilecek ve gözünü kavradığımız anda ona zorla emirlerimize uymasını sağlayabileceğiz. Kalabalık düşman ataklarında bu özelliğimize sıkça başvurmamız gerekecek.
Uzun mesafeler arasında geçebilmek için Harpy’lerden de faydalanacağız. Uzun kanatlarından tutunduğumuz Hapry’lerin göğsüne sapladığımız bıçak ile bizi götürmesini istediğimiz yere sürükleyecek ve onunla işimiz bittiğinde ise takatı azalmış bedenini ortadan ikiye ayırabileceğiz. Bunun dışında hemen hemen her düşmanımız için çok farklı öldürme şekilleri gene bizi bekliyor olacak. Bir çok oyunda tek düze öldürme şekilleri ile karşılaşsakta God of War’ın ilk oyunundan itibaren oldukça iyi bir şekilde sunulan bu özellik yeni oyunda da yerini koruyor.
Oyunun geneli aksiyon olsa da aralarda gene basit ve akıllıca tasarlanmış bulmacalar ile de karşılaşacağız. Aksiyon ve bulmaca dengesinin serinin diğer oyunlarındaki gibi dengeli bir şekilde olacağından hiç bir şüphemiz yok. God of War’da doyamadığımız kan, şiddet ve küçük seks oyunları yeni oyunda da bolca bulunacak. Çok daha acımasız bir hale gelen Kratos tüm öfkesi ile düşmanlarına kan kusturacak. Özellikle parçalanma sahnelerinde ekranın büyük bir bölümünden kan akacak diyebiliriz. Mini seks oyunlarında ise gene ilk iki oyundaki gibi bir işleyiş oyuncuları bekleyecek.
Oyunun teknik yönleri ise oldukça iddialı bir şekilde sunuluyor. Önceki oyunlara göre dört katı poligon sayısı ile karşımıza çıkacak olan Kratos’un surat ifadesi ve mimikleri üzerinde özenle çalışılmış. Oyunun demosunda dahi Kratos’un o öfkeli bakışlarını içimizde hissetirecek bir görsellik ile karşılaşıyorduk. Üstelik bu demonun E3 2009 demosu olduğunu ve üzerinde çok az oynama yapıldığını göz önüne alır isek oyunun tam sürümünde çok daha başarılı bir modelleme ile karşılaşacağımızı tahmin edebiliriz. Tabi ki Kratos dışında diğer karakter ve yaratıklar üzerinde de durulmuş. Özellikle karakterler üzerindeki zırhların parlaklıklarının oyuna görsel olarak çok büyük bir artı getirdiğini söyleyebiliriz. Eski oyunlarında sayılabilecek derecede düşmanlar ile çarpışan Kratos yeni oyunda ise 50 düşman ile aynı ekran da karşılaşabilecek. Üzerimize çullanan düşmanlarımızı hoş bir görsellik ile dağıtabileceğiz.
Grafiksel olarak kaplama ve ışıklandırma detayları da konsolun en iyilerinden birisi olacak. Demodaki Helios’un kafası ile aydınlattığımız mağara, yerdeki ve duvarlardaki kaplama detayları grafiksel bakımdan yeterli fikri bizlere sundu bile.
God of War serisinde grafikleri destekleyici en büyük unsurlardan birisi de oyunun geçtiği mekanlar ve atmosfer olmuştur. Antik Yunan çağı tüm güzelliği ile yeni oyunda da karşımıza çıkacak. Gözümüzün alabildiğince bir derinlik ve görsel atmosfer ile karşılaşacağız. God of War 3 ayrıca bu özellikleri sabit diskimize ihtiyaç duymadan gerçekleştirecek. Santa Monica ekibi sabit diskimizdeki tek ihtiyaç duydukları yerin oyunun kayıt işlemi için gerekecek 5 MB’lık alan olduğunu belirtmişlerdi.
Müzikleri ile de sık sık haber bültenlerimize konuk olan God of War, bu eşsiz kayıtlarının üzerine eklediği yeni parçalar ile gene kulaklarımızın pasını silecek. Oyunun jenerik müziğini duyupta gaza gelmeyen bir oyuncu var mı, merak ediyorum?
God of War : Collection ile ilk iki macerayı yüksek çözünürlüklü olarak karşımıza çıkaran Sony, serinin üçüncüsü için de özel avantajlar sunuyor. Özel bir kutu tasarımı ile gelecek olan God of War 3’ün Ultimate Edition’u içerisinde ayrıca Collection oyununu da barındıracak.
Sonuç olarak Kratos oyun sektörünü bir kez daha sarsmak için geliyor. Hiç dinmeyen öfkesi ile Kratos, dur durak bilmeyen aksiyonu ile God of War 3’te bizlere epik bir macera daha yaşatacak. Kısacası Kaos tekrar yükselişe geçecek...
