Stronghold serisi oyun dünyasına girişiyle güzel bir etki bırakmış olmasına karşın yakın dönemde çıkan oyunlarıyla eski günlerini özletmişti. Özellikle son oyundaki hataları tekrar yaşamak istemeyen Firefly Studios iki yıllık geliştirme sürecinin sonuna geldi. Stronghold serisinin gözde oyunu, 2002 çıkışlı Stronghold Crusader’ın ardından devamı niteliğini taşıyan Stronghold Crusader II görücüye çıktı.
Açılış videosu sizi biraz sonra karşılaşacaklarınız konusunda beklentiye sokabilir ki hakkıdır. Menüler basit tutulsa da özellikle sesler gayet başarılı. Müzikler oyuncuyu atmosfere sokuyor ve gazlayıcı bir unsur olarak görevini layıkıyla yerine getiriyor. Menülerin basit yapısı ise kullanış ve hakimiyet konusunda bizlere avantaj olarak geri dönüyor. Genel itibariyle oyunun her alanında bu sade ama kullanıma elverişli yapıyı görmek mümkün.
Oyun modlarına göz attığımızda ise bizleri oyuna alışma evresine buyur eden tutorial modunun yanında seçimlerinize göre ilerlerdiğiniz senaryo modu ve bunların yanında kendinizi gerek şehir kurma gerekse savaş taktiklerinizi çalışma konusunda alıştırmalara tabi tutabileceğiniz modlar bulunmakta. Bunların haricinde detaylarına ilerleyen kısımlarda değineceğimiz online modda oyunda yerini alan olmazsa olmazlardan bir diğeri.
Strateji oyunlarından görsel anlamda büyük beklentiler içinde olmamak gerek. Yine de günümüz strateji oyunlarıyla kıyaslayınca görsel çıtanın biraz düşük tutulduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında yıkılma, parçalanma ve dağılma gibi fiziki öğeler hoş bir şekilde oyuna aktarılmış. Menülerdeki sade tasarım çizgisini oyun alanında da koruyan Stronghold Crusader 2 buna karşın renk paletiyle beğenimizi kazandı. Genel itibariyle zamanımızın çoğu çöllerde geçse de yeşillik ve deniz kenarları hem içinizi açıyor hem de şehrinizin kalkınmasında en önemli itici güçlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Ayrıca menülerdeki sade tasarım anlayışı arayüzlerde de bizi karşılıyor. Kimi zaman oyuncuların strateji oyunlarından uzak durmasına sebep olan detaylı, karmaşık ve göz korkutan menülerden eser yok. Türe aşina olmasanız bile kolaylıkla oyunu kavrayıp herşeyi hakimiyetiniz altına alabilirsiniz. Bu konuda en büyük yardımcınız da oyunun basit ve kullanışlı arayüzü.
Ayrıca sesler ve seslendirmeler konusunda da güzel bir iş çıkartılan yapımda sesler de arayüz kadar oyuna adapte olmanızı sağlıyor. Fazla detaya sahip değil ama karakter seslendirmeleri de yeterli seviyede diyebiliriz.
Tüm bunların arasından sıyrılansa oynanabilirlik oluyor. Oyunun yapı taşı olan oynanabilirlik konusunda başarılı bir iş çıkartılmış ama eksikleri de yok değil. Etrafta çalışan ordan oraya koşuşturan insanlar, avını bekleyen aslanlar, hepsi de güzel bir şekilde yansıtılmış. Çevre ve insanlar arasındaki etkileşim onlara sunduklarınızla şekilleniyor. Kurduğunuz çiftliklerden meyveler ve hayvansal gıdalar üretip bunları insanlarınıza istediğiniz ölçüde dağıtabiliyorsunuz. Yemek çeşitliliği onları mutlu ederken üretimin az olması ise başka yerlere göç etmelerine sebep oluyor. Böyle olunca nüfusunuz azalıyor, faaliyetler yavaşlıyor ve gelişiminiz duruyor. O yüzden sizin için çalışan insanlara mükafatını verebileceğiniz bir düzen kurmanız çok önemli. Bu denge oyuna çok güzel işlenmiş.
Şayet savaş dinamiklerini sevmiyorsanız oyunun sandbox moduna girip rastgele oluşturulan haritalarda kendinizi yalnızca sınırlarınızı büyütmeye, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya verebilirsiniz. Tabi düşman sadece insanlar veya vahşi hayvanlar değil. Aniden çıkan bir hortum, musallat olan ve gitgide yayılan bir salgın hastalık veya birden şehre kara bulut gibi çöken çekirge sürüleri sizi zorlamak için pusuda bekliyorlar.
Savaşmak istiyorsanız diğer tüm modlar emrinize amade. Fakat oyunun eleştirebileceğimiz bir yönü de burada ortaya çıkıyor. Savaşa odaklı bir oyunda animasyonların daha gerçekçi olmasını istemek çok doğal bir durum. Ancak bu konuda Stronghold Crusader II’yi yeterli bulduğumu söyleyemem. Animasyonlar daha gerçekçi olsa savaş atmosferini hissetme konusunda daha güzel şeyler söyleyebilirdik.
Savaşlara değinirken oyunun herhangi bir strateji oyunu olmadığını da belirtmek gerek. Stronghold Crusader II’de esas amaç kalenizi savunmak. Güçlü savunma stratejileri geliştirerek önce kendinizi güvence altına alıp ardından saldırı gücünüzü oluşturmak ve saldırı planlarınızla birlikte düşmana hücum etmek oyunun kabaca özeti diyebilirim.
Oyun içerisinde yapabildiğiniz bir çok şeyi online modda da yapma imkanınız var. Ancak oyunun takipçi kitlesinin de az ve öz olduğunu düşünürsek çok fazla online sunucuyla karşılaşmıyorsunuz. Yine de gireceğiniz odalarda yeteneklerinizi teste tabi tutabilirsiniz.
Bir strateji oyunundan en büyük beklenti sürükleyici olmasıdır. Aslında bir çok oyun için geçerli. Fakat bu durum strateji oyunlarının en büyük bağımlılık yapma sebebi. Dur şu üniteyi de geliştireyim, şu binayı da inşa edeyim, sınırları şu nehrin kenarına kadar uzatayım, kapatacağım derken bir bakmışsınız ilk kapatacağım dediğiniz anın üzerinden 2 saat geçmiş ve hala oyundasınız. İşte Stronghold Crusader II bunu başarmış.
Stronghold Crusader II’nin oynanabilirlik konusundaki oturaklı yapısı daha iyi görseller ve daha gerçekçi animasyonlarla süslense çıktığı döneme damga vuran yapımlardan biri olabilirmiş. Ama bu haliyle de oynayanı kendisine bağlayabilecek bir yapım.
Strateji türünü karmaşık buluyorsanız, strateji oyunları gözünüzü korkutuyorsa başlangıcınız Stronghold Crusader II olabilir. Türü sevenlerdenseniz karşınızda deneyim etmeniz gereken yeni bir oyun var.
Belki bu noktada eleştirebileceğimiz tek unsur sürdürülebilirlik. Bir süre deliler gibi oynayıp her şeyi yaptıktan sonra geri dönmemek üzere rafa kaldırmanız olası.
Öyle yada böyle her türden oyuncuyu ağırlayabilecek oturaklı ve sürükleyici bir yapım olan Stronghold Crusader II’ye bir göz atmanızı tavsiye ederim.
Herkese iyi oyunlar.