Bölüm Sonu Canavarı’ndan herkese merhabalar.
Pokemon ile ilgili ne zaman bir içerik oluşturmaya başlasam veya gelişmeleri takip etsem istemsiz bir şekilde çocukluğuma dönmeden edemiyorum. 90’lı yılların çocukları(benim gibi) için Pokemon ayrı bir yere sahip. Düşünün, televizyon kanallarında halihazırda Tom & Jerry, Sevimli Kahramanlar, Şirinler, Taş Devri ve daha pek çok çizgi filmin neredeyse 7/24 izlenebilir olduğu dönemlerde tüm bunların arasından sıyrılıp fenomene dönüşen bir çizgi film. Tabi her ne kadar Pokemon’un ülkemizdeki yayın hayatı, kendini Pikachu zanneden bir çocuğun 7. kattan atlayarak uçmaya çalışması ve yaralanması sonucu kısa sürse de bu seri çizgi filmiyle, sinema filmleriyle, oyunlarıyla, tasolarıyla ve daha pek çok alandaki etkinlikleriyle günümüze kadar geldi.
Şimdiyse en yeni Pokemon oyunu karşımızda. Pokemon Sword ve Pokemon Shield. Öncelikle Pokemon oyunlarını bilmeyenler için bu ikili isimlendirmenin ne olduğundan bahsedeyim. Pokemon oyunları ilk çıktığı dönemden bu yana hep ikili veya üçlü isimlendirmelerle karşımıza çıktı. Aldığınız oyuna göre bazı serilerde başlangıç Pokemonunuz değişirken her birinde oyunda elde edebileceğiniz o nesildeki efsanevi Pokemon değişiklik gösteriyor. Tabi diğer sürümde olan Pokemonları da takas gibi yöntemlerle elde edebilmek mümkün. Hatta Sword ve Shield’a kadar geçmiş oyunlardaki Pokemonlarınızı yeni oyuna transfer edebiliyordunuz.
Yeni oyunun detaylarına girerken bu noktadan başlamak istedim. Çünkü Sword ve Shield’da bu özellik ne yazık ki yok. Yani önceki Pokemon oyunlarında çalışıp, mücadele verip elde ettiğiniz Pokemonları, Sword ve Shield’a aktaramıyorsunuz. Bu durum eminim ki seriyi yakından takip eden ve bu özelliği kullanan oyuncuları üzecektir. Hatta belki bazılarının yeni oyunu almama sebebi de olabilir. Ancak Nintendo Switch ile birlikte ilk defa Pokemon oyunlarıyla tanışacaksanız yeni bir başlangıç için kaybedecek bir şeyiniz yok. 2020 yılı içerisinde Pokemon Bank gibi bir sistemin gelişiyle bu durum tersine dönebilir ancak inceleme yaptığımız dönem itibariyle ne yazık ki söz konusu değil. Gelelim oyunun içeriğine ve hikayesine.
Hikaye çok baskın bir şekilde ön planda değil. Hatta hikayenin işleniş şekliyle alakalı sorgulanabilecek noktalar da var. Alıp oynamak, deneyim etmek isteyenleri de göz önünde bulundurarak bu konuda çok fazla detay verme taraftarı değilim ama giriş kısmından şöyle hafifce bahsedecek olursak, oluşturduğumuz karakterin Hop isimli bir arkadaşı var. Hop’un abisi Leon ise bir Pokemon ligi şampiyonu.
Temelde, diğer ana seri Pokemon oyunlarında olduğu gibi Pokemon yakalayıp, geliştirip, rozetler toplayıp, sahip olduğumuz oyun sürümündeki efsanevi Pokemon’u elde edene kadar çeşitli maceralara atılıyoruz. Sword ve Shield, tüm seri göz önüne alındığında kolay sayılabilecek oyunlar. Yani genel zorluk derecesi sizi çileden çıkartacak gibi değil. Pokemonlarınıza yeni hareket kabiliyetleri kazandırdıkça işler daha da kolaylaşıyor. Hatta öyle ki çoğu zaman türlerin birbirine karşı avantajlarını ve dezavantajlarını düşünmeden mücadeleye girişebiliyorsunuz. Bu, ilk defa Pokemon oyunu oynayanlar için yardımcı bir durum olabilir. Ancak bunlar üzerinden strateji geliştiren ve gerçekten zorlayıcı mücadeleler isteyen serinin müdavimlerini üzecek bir durum.
Oyuna üç yeni Pokemon'dan birini seçerek başlıyoruz. Grookey, Scorbunny veya Sobble. Grookey, çim tipi şempanze, Scorbunny ateş tipi tavşan ve Sobble su tipi su kertenkelesi. Evet, yeni nesil Pokemonlardan bahsediyoruz. Bir önceki oyunda yani Pokemon Let’s Go’da serinin köklerine, izlediğimiz bölümlerden de aşina olduğumuz ilk nesile dönüş yapılmıştı. Şimdiyse Sun and Moon’da olduğu gibi yeni nesil Pokemonlarla bir araya geldiğimiz bir oyun var karşımızda.
Yeni oyunumuz Galar isimli bölgede geçiyor. Bu bölgedeyse kırsal alanlar, modern şehirler, yoğun ormanlar ve karla kaplı dağlardan oluşan farklı ortamlar mevcut. Nintendo Switch’in donanımsal gücü, geçmiş Pokemon oyunlarında olmayan bazı özellikleri de beraberinde getiriyor. Örneğin Galar’da sıklıkla yapacağınız gezintiler sırasında çevre detayların, modellemelerin farkını hissetmeniz mümkün. Tabi ki bu kıyaslamayı Pokemon oyunları içerisinde yapıyorum. 3 boyutlu dünya içerisinde keşfe çıkmak, Pokemonlarla bu şekilde etkileşime geçmek keyifli. Ayrıca uzun seyahatleri de düşünecek olursak oyun içerisinde kullanabileceğiniz ve geliştirebileceğiniz bir bisiklet mevcut. Bu bisikletle oyunun ilerleyen aşamalarında suda bile seyahat etmeniz mümkün.
Gezip göreceğiniz ve keşfe çıkabileceğiniz alanlar dışında bir de uğrayabileceğiniz mekanlar var. Örneğin komşularınız, profesörün laboratuvarı ve dükkan. Dükkan kısmında oyun alanında bulduğunuz ve kullanmayı düşünmediğiniz eşyaları satıp paraya dönüştürebilir, ihtiyacınız olan şeyleri satın alabilir ve karakterinizin kıyafetleriyle aksesuarlarını özelleştirebilirsiniz. Burada satın aldığınız eşyalar çantanıza gidiyor. Oyun menüsünde çantanıza tıklayarak ekipmanlarınızı görüntüleyebilirsiniz. Hazır menüye gelmişken ayarlardan da bahsedelim. Malumunuz oyunda pek çok diyalog ve ara sahne var ve bunların bazıları sıklıkla karşılaştığınız şeyler. Şayet diyalogların daha hızlı geçmesini veya ara sahnelerin atlanmasını istiyorsanız ayarlar kısmından değiştirmeniz mümkün.
Genel ilerleyiş itibariyle, şayet daha önce Pokemon oyunları oynadıysanız yabancılık çekmeyeceğiniz bir oyuna adım atıyorsunuz demektir. Haritada keşfe çıkmak, Gymlere gitmek ve buradaki antrenörleri yenmek, Pokedex’i tamamlamaya çalışmak ve buna benzer dinamikler yerini koruyor. Bu noktadan sonra esas olay yeni oyunla birlikte gelen yenilikleri keşfetmek. Örneğin Wild Area. Adından da anlaşılacağı üzere bu vahşi alan hem yeteneklerinizi test edeceğiniz hem de zorlu keşiflere çıkacağınız bir mekan. Keşif hissi önemli çünkü ana sloganı tüm Pokemonları yakalamak üzerine olan(“Gotta catch’em all”) bir seride haritaya yayılmış Pokemonları bulmak daha doğrusu onları bulmayı istemek ve bunun keyifle hale getirilmesi aslında oyunun en kilit noktası. Wild Area bölgesi antrenörlere yardımcı olacak pek çok ekipman barındırıyor. Tabi yüksek seviyeli Pokemonlarla mücadele etmeyi de göze almalısınız. Bu bölgede Pokemon yakalamaya çalışırken seviyenizin çok üstündekilere kafa tutmak pek mantıklı bir hareket olmayacaktır. Elinizdeki başlangıç seviyesi Pokemonların Wild Area’da yapabilecekleri sınırlı. Başlangıçta çalıların, çimenlerin arasında gezinen Pokemonları yakalayıp Pokedex’e yönelmek daha mantıklı olabilir. Buradaki yüksek seviyeli Pokemonları alt etmek veya elde etmek için birazdan değineceğimiz Raid Battle modunu öneririm.
Seviye demişken, önceki oyunları oynayanların bileceği üzere Pokemon oyunlarında seviye sistemi mevcut. Yakaladığınız Pokemonları geliştirerek seviye atlamalarını sağlıyorsunuz. Bu seviye atlayışları da Pokemonunuzun istatistiklerini güçlendiriyor. Sword ve Shield’da Share Exp özelliği mevcut. Yani bir mücadeleye girdiğiniz zaman sadece kullandığınız Pokemon değil diğerleri de tecrübe puanı kazanıyor. Bu da hepsini hızlı bir şekilde geliştirme imkanı sunuyor. Pokemonlarınızı geliştirmek için kullabileceğiniz bir diğer özellikse kamp kurmak. Açıkçası kamp kurma olayından keyif aldığımı söyleyebilirim. Hani çok uzun süre oyun oynadığınızda aradan bir mola verip dinlenesiniz gelir ya. İşte bu oyunun kamp sistemi size o dinlenme, kafanızı boşaltma ve rahatlama imkanını sunuyor. Kurduğunuz kamp alanında Pokemonlarınızla ilgilenebilir, çeşitli oyuncaklarla oyun oynatabilir, topladığınız malzemelerle yemekler yapabilir ve bu sayede gelişimlerine katkıda bulunabilirsiniz. Tüm o dinginliğin içerisinde yemek yapmaya başlayınca bir anda hızlanan tempo ve tencere karıştırırken kontrolcüyü kaşık gibi çevirme olayı her yerde yaşayamayacağınız türden eğlenceli bir deneyim.
Bir diğer yeni özellikse Dynamax. Geçmiş oyunlarda gördüğümüz Mega Evolution benzeri bir sistem. Maç sırasında geçici süreliğine Pokemonunuzu devasa boyutlara ulaştırıp rakibine çok daha fazla hasar veren vuruşlar yapmasını sağlıyorsunuz. Bu sırada Pokemonunuzun sağlığı da artış gösteriyor. Dynamax özelliği Pokemon antrenörlerinin kolundaki özel bileklik ile aktif ediliyor. Ayrıca oyunda, özellikle devasa formdaki Pokemonları 4 antrenör bir araya gelip alt etmeye çalıştığınız Raid Battle isimli mücadeleler mevcut. Buraya dilerseniz online olarak 3 diğer antrenörle veya oyunun size sunduğu karakterlerle birlikte girebilirsiniz. Wild Area bölgesinde seviyesi sizden çok yüksek Pokemonları yakalamak için bu alan oldukça işinize yarayabilir. Buradan topladığınız 15-20 seviye civarındaki Pokemonların bir kaç tanesiyle Wild Area’daki 30 seviye civarındaki Pokemonları alt etmeniz mümkün. Ayrıca Raid Battle sonrası gelen ödüller de envanterinize önemli eşyaları eklemenizi sağlıyor.
Hayvanlar aleminde olduğu gibi Pokemonlar aleminde de havada, karada veya denizde yaşayan Pokemonlar var. Şayet yükseklerde uçan bir Pokemon gördüyseniz ıslık çalarak dikkatini çekebilir ve alçaldığı zaman onunla mücadeleye girebilirsiniz veya denizde bir karartı gördüğünüz zaman oltanızı atıp bekleyişe geçebilirsiniz. Oyun dinamikleri gerçekten keyifli ve başlayınca kolay kolay bırakasım gelmedi diyebilirim. Kimi oyuncular başlangıçta bahsettiğim bazı sebeplerden ötürü bu oyuna mesafeliyken diğer yandan beğenen oyuncular da çoğunlukta olacak ki oyun çıkış haftasında 6 milyon satış rakamına ulaştı. Pek çok oyunun, oyun ömrü boyunca belki de görmeyi hayal edebileceği bir rakama sadece 7 günde ulaşmış olmak, çıkışından önceki eleştirilere rağmen yeni Pokemon oyununa ilginin ne denli yoğun olduğunu gözler önüne seriyor.
Sword ve Shield yeni dinamikler getirmesinin yanında bazı noktalarda eksik hissettiren bir yapım. Görsel olarak belki de en iyi atmosfere sahip Pokemon oyununa bakıyoruz ancak detaylara inildiğinde yapımcılar biraz cepten yemiş gözüküyor. Çünkü pek çok Pokemon’un modellemeleri Nintendo 3DS için çıkış yapan Pokemon Sun & Moon oyunlarındakiyle birebir aynı ve bunu kanıtlayan paylaşımlar sosyal medya üzerinde dolaşmakta. Bazı Pokemonlarda çok ufak çaplı, bazılarındaysa biraz belirgin değişiklikler var ama pek çoğunun modellemesi olduğu gibi bırakılmış.
Atmosfer genel olarak güzel ve hatta Pokemon oyunları içerisinde şimdiye kadarki en iyisi ama yine de kendi içinde yer yer sırıtıyor. Ağaçlıklı bölgeler sanki kaplamalar tam yüklenmemiş hissiyatı uyandırıyor. Genel görüntü kalitesini olumsuz etkiliyor. Ancak söz konusu Nintendo oyunlarıysa grafiksel detaylara takılmak çok doğru değil. Oynanış kısmı daha ön planda. Bununla birlikte oyun sunumunu eksik hissettiren bir detay olarak karakterlerin konuşma animasyonlarına sahipken seslerinin olmayışından bahsedebiliriz. Eğer seslendirme kullanılmayacaksa bu animasyonlar da olmayabilirdi. Onun yerine modellemeler konusunda çalışılsaydı diye düşünmedim değil. Tabi sonuçta oyun geliştirilirken firma içinde ne yaşandığını bilemiyoruz. Belki kendileri de durumun farkındadır.
Ayrıca tüm Pokedex erişilebilir değil. Yani Pokemon evrenindeki Pokemonların tamamı oyunda yok. İşin ilginç yanıysa oyun dosyalarına erişim sağlayan bazı kişilerin, kod satırlarında bu Pokemonlara ait kodlar bulması ancak modelleme olarak hepsinde Pikachu’nun yer alması. Oyuna eklenebilecekken kaldırılan ve mod yapımcıları tarafından ortaya çıkarılan bu Pokemonların alameti farikası neydi de bu şekilde yapıldı bilemiyoruz.
İçerik anlamında bazı yönleriyle dolu dolu ve çok keyifli saatler geçirme fırsatı sunan Sword ve Shield, yazımız boyunca bahsettiğimiz bazı eksikleriyle de “keşke” dedirtiyor. Çevremden edindiğim genel kanı, seriye yeni başlayanların halinden son derece memnun olduğu ama yıllarını Pokemon serisine vermiş oyuncuların bir kısmının bazı değişikliklerden ötürü hayal kırıklığına uğradığı oldu. Öyle ya da böyle Sword ve Shield pek çok oyun yapımcısını imrendirecek şekilde başarılı satış grafiğine ilk günlerden itibaren imza attı ve Nintendo cephesini mutlu etti. Umuyoruz ki bir sonraki Pokemon oyunu yeni başlayanları sevindirirken eski oyuncularını da unutmaz ve herkesi memnun edecek bir deneyimle karşımıza çıkar. Pokemon Sword ve Shield’ı meraklısına tavsiye ediyor ve herkese iyi oyunlar diliyorum.