Önce Demon's Souls, sonra Dark Souls ve şimdi de Bloodborne ile Japon oyun piyasasının Batı'da yaşamasını sağlayan firmalardan birisine önderlik eden Hidetaka Miyazaki aslında oldukça ilginç bir hayata sahipmiş. The Guardian'a röportaj veren Miyazaki, nerelerden gelip de oyun dünyasının önemli bir parçası olduğunu anlattı.
Çocukken çok fazla okuduğunu söyleyen Miyazaki, "Anlamadığım bir yer olursa araştırmak yerine bu parçaları kendi hayal dünyamda tamamlamaya çalışırdım." sözlerini söylüyor. Shizouka isimli şehirde, düşük gelirli bir ailenin çocuğu olan Miyazaki'nin ailesi bir ara öyle bir duruma gelmiş ki, artık kitap veya manga alamaz olmuşlar. Ancak yine de Miyazaki okumayı bırakmadığını, kendini kütüphanelere verdiğini belirtiyor.
The Guardian'a açıklamalarına bakarsak Miyazaki, yaratıcılığının yanında aslında biraz şans insanı. "Çoğu çocuğun aksine çocukken benim bir hayalim yoktu. Geleceğim hakkında fazla heyecanlı ve iddialı değildim." diyen Miyazaki, üniversiteden mezun olduktan sonra oyun dünyasında bir şirkette başlamayı istemiş. Ancak istediği olmayan Miyazaki, IT tabanlı firma Oracle'da çalışmaya başlamış.
Bu süre içerisinde oyunlardan çok uzaklaştığını söyleyen Hidetaka Miyazaki'nin eski bir okul arkadaşı, kendisinin oyunlara dönmesini sağlamış. Arkadaşının önerisiyle Ico'yu oynayan oyun yapımcısı, "Ico beni uyandıran oyun oldu. Orta seviye insanların da neler yapabileceğini gördüm. Kendi kendime oyun yapmayı istemeye başladım. Ama 29 yaşında beni kabul edecek firma sayısı çok azdı. Hem deneyimim yok, hem de yaşımı almıştım. From Software beni kabul eden az sayıda firmadan birisiydi." sözlerine yer veriyor.
Tabi Miyazaki'nin Oracle gibi büyük bir firmadan From Software'e geçişi de öyle herkesin kabul edebileceği bir şey değil. Zira bu geçiş, Miyazaki'nin maaşının %80 oranında düşmesine neden olmuş.
From Software'a geçen isim, ilk başta Armored Core serisinin yapımında görev almaya başladı. Daha sonra ise firma içerisinde başka bir projenin yapıldığını fakat işlerin çok kötü gittiğini duyan Miyazaki, bu projeyi üstlenmek istedi. O süreçle ilgili Miyazaki, "Demon's Souls kötü gidiyordu. Projenin kendi içerisinde problemleri vardı ve ekip, çalışan bir prototipi bile oluşturamamıştı. Fakat Demon's Souls'un temasını duyduğumda heyecanlandım. Bir yolunu bulup projeyi üstlenmem gerekiyordu. Demon's Souls'ta istediğim her şeyi yapabilirdim çünkü eğer fikirlerim kötü bir sonuç doğurursa kimsenin umrunda olmaz. Zaten bu proje neredeyse ölmüştü." açıklamalarını yapıyor.
Demon's Souls'la ilgili neredeyse her şeyi değiştiren Miyazaki, oyunu ilk kez Tokyo Game Show'da görücüye çıkardığında çok kötü tepkiler aldı. Fuar ziyaretçileri zorlu Demon's Souls'un ilk bölümünü bile geçemezken, oyun çıktıktan sonra da ilk haftada sadece 20.000 adet satabildi. Bu, yayıncı Sony'nin beklentilerinin çok altında bir sonuç olmuştu. Daha sonra zorluğun verdiği popülerlikle ismi yayılan Demon's Souls'un önü açıldı ve batı ülkelerinde de yayıncı bulundu. Miyazaki'nin ismi de bu sayede önemli yerlere geldi.
Şimdilerde %80 daha az maaşı kabul ederek geçiş yaptığı From Software'in patronu olan Hidetaka Miyazaki, bunun farklı yollardan da avantajları olduğunu düşünüyor. "Daha önce hiç gitmediğim yerlere gittim. Bu yerler bana yeni deneyimler kazandırıyor ve oyunları yaparken hayal gücümü kullanmamı sağlıyor." sözlerini söyleyen Miyazaki, oyunlarda sadece gittiği yerleri değil, gördüğü insanları da kullandığını belirtiyor.
Röportajda Miyazaki'nin son sözleri, "Şimdi firmanın patronu benim ve diğer firmaların patronlarıyla da görüşme fırsatım oluyor. Hepsi çok ilginç insanlar. Beni büyülüyorlar. (Gülerek) Hatta öyle ki bazılarını oyunlarımda düşman karakter olarak kullanıyorum." oluyor.