Operation Flashpoint 2 : Dragon Rising
Ersin Kılıç

Sayfa 1

Gelişen oyun sektörü ile birlikte oyun türlerinde de çok farklı değişimler meydana gelebiliyor. Bu değişimlere en çok tanıklık ettiğimiz türlerden birisi ise şüphesiz FPS türüdür. Özellikle son yıllarda çıkan çok farklı oyunlar ile değişen bu türün en başarılı olduğu dallardan birisi de Taksiksel FPS oyunları. Taktiğe dayalı oyunlarda ilk aklıma gelenler ise Rainbow Six, Brother in Arms ve son olarakta Operation Flashpoint oluyor. Rainbow 6 ve Brother in Arms'ı Operation Flashpoint ile kıyasladığımızda ise bu iki oyunun daha bir arcade havasında olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Operation Flashpoint'i deneme şansına sahip olanların benimle aynı fikirde olacağına inanıyorum.

Taktiksel FPS oyunları arasında kendisine sağlam bir yer edinen Operation Flashpoint serisinin yeni oyunu Dragon Rising 2'nin ön sürümü elimize ulaştı. Ve bizde bu yazımızda Ekim ayında çıkacak olan oyunun adeta suyunu çıkartarak eksikleri ve artılarını anlatacağız.
Oyunu ilk açtığınızda oldukça şık bir menü ile karşılaşıyorsunuz. Oyunun sanatsal çalışmalarının yer aldığı siyah beyaz bir arka plan üzerine oturtulmuş olan menü göze oldukça hoş geliyor. Bu hoşnutluğun en büyük nedenlerinden birisi de menü ekranında çalan müzik. Menü müziği o kadar güzel hazırlanmış ki umarız oyunun son sürümünde de aynı müzik ve menü tasarımı ile karşılaşırız.

Oyunun elimize ulaşan bu deneme sürümünde Dragon Rising ve United We Stand adlı iki bölüm yer alıyor. Bu bölümlerden birini seçtiğimizde ise görevinizle ilgili olan bir brifing sayfasına geçiyorsunuz. Bu sayfa özellikle görev hakkında bilgi ve stratejinizi kurabileceğiniz bir kısım oluyor. Ana görev ve yan görevlerin listesini de görebileceğiniz brifing sayfasında görev detaylarına bakabilir, haritada görev noktalarını inceleyebilir ya da ekibinizde bulunan askerleri, üzerlerinde bulunan silah ve mühimmatları tek tek inceleyebilirsiniz. Brifing sayfasından yeterli bilgiyi aldıktan sonra ise görevimizi yapmak üzere oyunu başlatıyoruz.
Oyuna başladığınız anda oyun alanının oldukça geniş tasarlandığına şahit oluyorsunuz. Yapımcılar oyunun geçeceği adanın neredeyse gerçektekine bire bir benzer olarak tasarlandığını belirtmişlerdi. 272 Km2 olarak tasarlanan bu adanın bir ucundan diğer ucuna yayan olarak 4-5 saatte anca ulaşabileceksiniz. Bu süre bir araç kullandığınızda 2-2.5 saat, helikopter kullandığınızda ise 20-25 dakikaya kadar düşebilecek. Anlayacağınız oyun alanı gözün görebildiğince geniş bir alana yayılmış durumda. Durum böyle olunca oyun başlar başlamaz öncelikle çevrenizi kolaçan ediyorsunuz. Daha sonra ise görev yerimizi belirten işaretçilerin yardımı ile görev yerinize gidebiliyorsunuz. Oyunun ayarlar kısmından bu işaretçileri kapatabilirsiniz ama o zamanda sürekli haritaya bakmalısınız. Yoksa oyun alanında kaybolabileceğinizi garanti edebilirim.
Sayfa 2

Az önce bahsettiğim harita sistemi ise oldukça detaylı tasarlanmış. Oyunun haritasını açıp büyüttüğünüzde ise oyun alanının ne kadar büyük olduğuna şahit olabiliyorsunuz. Sizin nerede olduğunuzu gösteren işaretler tabir-i caiz ise adeta pire gibi kalıyorlar. Harita'da görev yerlerinizi kontrol edebilir ve taktiğinizi de ona göre ayarlayabilirsiniz.
Başta da söylediğim gibi oyunumuz bir taktiksel FPS ve oyunu benzerlerinden ayıran en büyük özellik ise bu taktiklerin oldukça geliştirilmiş olarak oyuncuya sunulması. Oyunda bir taktik tuşu bulunuyor ve bu tuş sayesinde tüm komutlara çok rahat bir şekilde ulaşabiliyoruz. Bu taktikler ise move, tactical, orders ve follow me adında dört ana başlık altında toparlanmış. Bu dört ana başlık ise kendi içerisinde bölünmüş durumda ve bu bölünmeden seçtiğimiz komut ile savaş alanındaki pozisyonunuzda büyük değişiklikler meydana gelebiliyor. Mesela Move komutu sayesinde Brother in Arms'taki gibi ekibinizdeki askerlerin belli bir konuma konuşlanmasını sağlayabiliyorsunuz. Veya follow me dediğinizde emrinizdeki askerler sizi takip ediyor. Fakat takip ettikleri sırada da kontrollerini kaybetmiyorlar. Takip etme çeşitlerinde askerlerinizin konumlarını dahi kontrol edebiliyorsunuz. İsterseniz etrafınızda üçgen şeklinde ilerlemelerini ve hepsinin ayrı bir yönü kolaçan etmelerini sağlayabilirsiniz.

Taktik sistemi dediğim gibi oldukça geniş tasarlanmış. Mesela belli bir noktayı ele geçirmeniz gerekiyor ve o nokta da düşman askerleri bulunuyor. İster direk olarak askerleriniz ile birlikte taaruza geçersiniz ki bu en riskli yöntem oluyor. Çünkü düşmanlarınızın tek bir kurşunu ile bile ölme riskiniz oldukça üst seviyede. Veya yapacağınız taktikler ile o yerin kontrolünü adım adım ele geçirebiliyorsunuz. Mesela adamlarınıza direk saldırı emri verebiliyor, sağ veya soldan kontrollü saldırmalarını sağlayabiliyor ve rakip düşmanın dikkati dağıldığında ele geçirilmesi gereken noktaya sızabiliyorsunuz.
Konu ölmekten açılmışken oyundaki ölme işleyişinin oldukça farklı olduğunu söyleyebilirim. Mesela çatışma sırasında bir kurşun yediniz. Ekranın sol alt tarafında vücudunuzun küçük bir göstergesi bulunuyor ve hangi uzvunuzdan yaralandığınızı görebiliyorsunuz. Ayrıca bu göstergenin etrafında yaralandığınız anda bir daire beliriyor. Bu daire yaralanma durumunuza göre küçülmeye başlıyor ve tam olarak bittiğinde ölüyorsunuz. Bu işleyişi durdurmak için ya sağlık paketi kullanmalısınız ya da ekibinizde bulunan sıhhıyeyi çağırarak size müdahale etmesini sağlayabilirsiniz. Bu arada kendiniz sağlık pakedi kullandığınızda daire azaldığı yerde kalıyor ve sizde yaralı olarak oyuna devam ediyorsunuz. Gerçekçilik adına uygulanan bu sistemi ilk başta garipsense de kısa sürede alışıyorsunuz.
Sayfa 3

Oyunun yapay zekasına gelecek olursak ön sürüm için umut verici diyebilirim. Düşman askerlerine direk olarak yaklaşamıyorsunuz. Çatışmalar genelde çok uzak mesafelerden gerçekleşiyor. Bu da sizi çok daha iyi taktik yapmaya zorluyor.

Oyunda bir çok aracıda kontrol edebileceğiz. Zaten oldukça geniş olan harita sisteminde bu özelliğin olmaması oyun adına büyük bir eksiklik olabilirdi.
Grafiklerden bahsetmek isterdim fakat oyunun bu beta versiyonunda optimize edilmiş grafikler ile oynuyorsunuz. Tüm makinelerde çalıştırılabilmesi adına oyunun beta sürümüne çözünürlük dışında grafik ayarı konulmamış. Fakat oyunun ekran görüntüleri ve videolarına baktığımızda oldukça iyi bir grafik paleti ile karşılaşacağımızı söyleyebilirim. Beta sürümde ise grafiksel anlamda oldukça hata ile karşılaştım. Mesela öldürdüğünüz askerler ve silahları kaybolabiliyor. Veya silahınız objelerin içerisinden geçiyor.

Karşılaştığım en garip hata ise uzak mesafe bir çatışmada öldürdüğüm düşmanın tekrar belli bir yükseklikten canlı olarak siper alanına düşmesi oldu. Belirtmem gereken bir diğer noktada oyunun grafik ayarları oldukça düşük olmasına rağmen yükleme süresinin oldukça uzun olması. Yapımı devam eden oyunda bu yükleme süreleri de muhakkak elden geçirilecektir. Tabi ufak tefek hatalar gene olacaktır fakat bu kadar bariz hataların tam sürümde olacağını düşünmüyorum.
Beta sürümdeki seslendirme ve müziklerin ise şimdiden oldukça doyurucu olduğunu söylemeliyim. Zaten yazının başında bahsettiğim menü müziği ile direk olarak oyunun atmosferine giriş yapıyorsunuz. Seslendirme ve ses efektleri de özen ile hazırlanmış. Tabi gene ufak tefek kusurlar olabiliyor. Özellikle patlama ve sabit silahların ses efektlerini biraz garipsediğimi söylemeliyim.

Sonuç olarak Operation Flashpoint : Dragon Rising 2 doyurucu bir oyun olarak piyasaya çıkacak gibi gözüküyor. Özellikle gerçekçi bir taktiksel oyun istiyorsanız oyunun çıkış tarihi olan 8 Ekimi bir yere not olarak almanızda fayda var.