G.I. Joe : The Rise of Cobra
Murat Şen

Sayfa 1

Aksiyon figürü olarak ilk çıktığı zamanlarda, G.I. Joe karakterleri hem ülkemizde hem de Amerika'da çok popüler olmuşlardı. Şahsen benim bile bir sürü G.I. Joe adamım vardı. Hepsini dövüştürür ve sonra öldürürdüm. Öldürürken de parçaladığım için, bir daha oynama şansım da olmazdı. Artık o devir kapandı. Aynı askerleri, TV'lerimizde kontrol edebiliyoruz. Yeni nesil çok daha şanslı yani. Kısa bir süre önce beyazperde de gösterime giren G.I. Joe: Rise of the Cobra filminin, bir de oyunu piyasaya sürüldü. Filmin pek parlak olmadığını anladıktan sonra, oyundan da çok büyük şeyler beklememem gerektiğini düşünmüştüm. Kısmen haklı da çıktım diyebilirim.

Klasik üçüncü şahıs perspektifinden oynanan bir aksiyon oyunu olan ROTC, Joe askerlerinin hemen hepsini kontrolümüze veriyor. Konusu pek iç açıcı olmasa da, az çok birşeyleri çözebiliyoruz oyunun yarısından sonra. İlk bölümlerde tutsak askerlerimizi kurtarıyoruz, daha sonra da MASS adı verilen silahı bulup yok etmeye çalışıyoruz. Tabi bu silahı bulmak o kadar da kolay değil. Dünyanın dört bir yanını dolaşıp, ipuçları da toplamamız gerekiyor. Dünyanın dört bir yanı derken, gerçekten de 4 ayrı ana haritada çeşitli görevlere çıkıyoruz. İlk bölüm, karlı olan bölüm. Toplam 5 ana görev ve bir de bonus görevden oluşuyor. Daha sonra çöl, orman ve kutuplar gibi değişik mekanlara da gidiyorsunuz. İklim koşulları değişse de, bu değişiklik sadece görsellerde kalıyor. Ne düşmanlarda ne de sizde herhangi bir değişiklik olmuyor.

İş kontrollere ve oyunun oynanış biçimine gelince, ROCT direk çuvallıyor. Bir kere oyunda kamera açısı değiştiremiyoruz. Kamera kendi kafasına göre takılıyor ve bu çoğu zaman istediğinizi görememeniz anlamına geliyor. Kamera genelde gitmeniz gereken yere dönüyor ama bonus kutularını açmak için gireceğiniz yan yollardan geri dönerken, körü körüne ilerlemek zorunda kalıyorsunuz. Askerleriniz otomatik nişan alıyorlar. Bir kere nişan aldıklarında, tek yapmanız gereken ateş etme tuşuna basılı tutmak ve adamızını da devamlı hareket ettirmek. Çünkü çok kolay ölüyorsunuz. Ama cephaneniz sonsuz. Bu durumu biraz kurtarıyor. Yeterince düşman öldürmeniz durumunda, özel güçleriniz de kullanıma açılıyor. Özel güç derken, komandonuz için el bombası, ninjanız için güçlü kılıç darbesi, kadın karakter için koruma kalkanı gibi güçler bunlar. Maksimum 3 tanesini aynı anda taşıyabiliyorsunuz ve kullandıkça, yeniden doluyor. Özellikle el bombası çok kullanışlı çünkü ileriki bölümlerde ağır zırhlı düşmanlarla karşılaştığınızda, binlerce mermi ve dakikalar harcayarak ancak öldürebiliyorsunuz onları. El bombası ve diğer ağır tahribat özelliği olan silahlarınız böyle durumlarda çok işe yarıyor.
Oyunda yalnız değilsiniz. Her göreve iki kişi karşılıyorsunuz. İstediğiniz zaman diğer askeri de kontrol edebiliyorsunuz. Hatta bir arkadaşınız da oyuna dahil olup diğer askerin kontrolünü alabiliyor. İki karakterin de farklı sınıflardan olması sizin yararınıza olacaktır çünkü oyun boyunca bulacağınız bonus kapılarını, her karakter açamıyor. Elektronik kapılar, c4 ile açılabilen kapılar veya üst kısmındaki borudan içeri girilerek açılması gereken kapılar var. Her sınıf bu kapılardan sadece birini açabiliyor. Combat Soldier, Commando, Heavy Weapons gibi sınıflar var. Başrol kahramanı bir Combat Soldier olduğundan ve silahı da hızlı olduğundan, ben hep onu seçtim ve yanıma da ağır silahlı birisini aldım. Bonus kapılarına geldiğinizde zaten adam değiştirmenize yarayan odacıklardan bulabiliyorsunuz. Bunlara girerek hemen adamınızı değiştirmeniz mümkün.

Bölümlere iki kişi çıkıyorsunuz ama arkadaşınızın yapay zekası sıfırın altında maalesef. Hedef alma sistemi zaten berbat olduğundan, arkadaşınız da arkasında düşman olduğundan duvarlara, boşluklara ateş ediyor. Çoğu zaman ateş etmeden bekliyor veya olmadık yerlere ateş ediyor. Bütün iş size kalıyor. Düşman da sizden saklanmak yerine, oldukları yerde durarak devamlı size ateş ediyorlar. Ölmeniz çok basit olduğundan, devamlı hareket halinde olup vurulmamaya çalışmanız gerekiyor. Enerjiniz azaldığında, bir süre beklerseniz kendiliğinden doluyor. Enerjiniz bittiğinde ölüyorsunuz. En kolay modda, adamınız öldüğünde 2 saniye sonra ayağa kalıyor. Sadece biraz puanınız düşüyor ve kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Normal modda ise checkpoint'den başlıyorsunuz. En zor modda ise bölüm başlarından başlıyorsunuz ki bunu hiç tavsiye etmiyorum. Oyunda ne kadar iyi olursanız olun, ortalık karıştığında 2-3 kere mutlaka öleceksiniz. Ayrıca en kolay modda bile ilerleyen bölümlerde zorlanacaksınız.
Sayfa 2

Kontrollere alışmak fazla vaktinizi almıyor. Çoğu zaman yaya olarak savaşıyorsunuz. Takla atmak ve duvarların arkasına saklanmak gibi özellikleriniz de var ama pek işe yaramıyorlar. Nadir de olsa araç kullanabiliyorsunuz. Araç kontrolleri o kadar kötü ki, aracın kontrollerine alışmaya çalışırken, etraftaki düşmanı da eziveriyorsunuz. Bir süre sonra araç kontrolleri sizi bezdirdiğinde, inip göreve yaya olarak devam etmek isteyeceksiniz. Bazı bölümlerde kontrolünüze bir uydu veriliyor ve uydudan lazerle yerdeki aslerleri öldürüyorsunuz. Aşağıya doğru ilerleyen askerleri, ekranın en altına ulaşmadan öldürmeniz gerekiyor. Eğlenceli sayılabilecek bu bölümler, fazla uzun sürmüyor.

İlk başlarda birkaç adam seçme şansınız oluyor. İlerledikçe hem gizli bonus odalarında hem de yollarda bulduğunuz intel kutularıyla yeni askerler de takımınıza katılıyor. Ancak onları seçebilmeniz için önce satın almanız gerekiyor. Askerleri satın alabilmek için, bölümlerdeki başarınıza göre size verilen puanlar sonucu kazandığınız madalyaları kullanıyorsunuz. Oyunda ortalama başarı gösterseniz bile, oyunu bitirdiğinizde, bütün Joe karakterlerini açmış oluyorsunuz. Oyunun sonunda, Cobra karakterleriyle bonus göreve de çıkma şansı tanınmış size. Bunu normalde söylemek istemezdim ama oyuna olan heyecanınızı artırmak için söylemeyi tercih ettim. Cobra askerleri, Joe askerlerine göre daha güçlüler.
Aslına bakarsanız, oyun görsel anlamda hiç fena sayılmaz. Ama grafiklerde bulunan hatalardan dolayı, grafik puanını yüksek vermeye gönlüm el vermiyor. Çevre grafikleri iyi. Diğer hatalar olmasaydı, sadece çevre grafiklerinden bile yüksek puan alabilirdi oyun. 4 ayrı bölgede geçen oyunda, hava efektleri ve diğer efektler iyi yapılmış. Karakterler çok donuk görünüyorlar. Hareketleri de hiç gerçekçi değil. Ana karakterler, düşmanlardan daha iyi gözükseler de, kamera onlara yaklaştığında, detayların düşük olması çok rahatsız edici oluyor. Kaplamaların detay seviyesi de oldukça düşük. Bütün bu grafik kalitesi düşüklüğüne rağmen, oyun bazı yerlerde yavaşlıyor. Rahatsız edici olmayan bu yavaşlıklar, tamamen geliştiricilerin hatasından kaynaklanıyor. Çünkü o anda ekranda oyunu yavaşlatacak bir detay göremiyorsunuz.

Sesler konusunda ilk söylemek istediğim şey, Joe'ların durup durup "Yo Joe!" diye bağırmalarının çok sinir bozucu olması. 5 yaşındaki çocuklar gibi zırt pırt "Yo Joe" diyorlar. Cobra askerleri de alakasız yerlerde "Cobraaaaaa!" diye bağırıyorlar. Bazen öyle alakasız yerlerde bağırıyorlar ki, oyundan soğuyorsunuz. Ses konusunda sevdiğim tek şey, enerjinizi doldurduktan sonra kısa bir süreliğine yaptığınız süper hareketiniz esnasında çalan parça. 5-10 saniye falan sürüyor ama çok eğlenceli geldi bana. Dinlemeniz lazım, burada anlatması zor olacak çünkü. Oyunda devamlı tetiğe basmak durumunda olduğunuzdan ve etrafınızda da onlarca düşman da size devamlı ateş ettiğinden, oyun çok gürültülü oluyor. Ayrıca ses kalitesi de çok düşük ki, cızırtı seviyesi baya fazla. Bu yüzden bu oyunu çok kısık seste oynayacağınıza bahse varım.
Oyunun multiplayer modunun olmamasına şaşırmadım. Olsaydı da büyük ihtimalle boşa giderdi. Hatalarda dolu bir oyun olmuş ROTC ama G.I. Joe sevenler belki de bir kez olsun göz atmak isteyeceklerdir. Şahsen ben bitirdim oyunu ve öyle aman aman eğlendiğimi söyleyemem. Ama çok fazla  sıkıldığımı da söyleyemem. Hep aynı düşmanlar, anlamsız görevler ve iğrenç kontrollere rağmen, oyunu bitirdim. Kim bilir, arada böyle kötü oyunları da oynamak insana iyi geliyordur. Terapi amaçlı yani. Tavsiye falan etmiyorum ama oyunsuz kaldığınızda bir şans verebileceğiniz de aklınızın bir köşesinde dursun. İyi oyunlar...