Tales of Monkey Island
Ersin Kılıç

Sayfa 1

Adventure türünü seven oyuncuları heyecanlandırmak için iki kelime söylemek yeterlidir. “Monkey Island” dediğinizde heyecanlanmayacak, tebessüm etmeyecek bir adventure oyuncusu ile çok zor karşılaşırsınız. Bu oyunu oynama fırsatına sahip olamasa da çoğu oyun sever tarafından bilinen oyunların başında gelen Monkey Island serisini adventure oyunlarının mihenk taşı olarak kabul edebiliriz. Şimdiye kadar bir çok oyuna ilham kaynağı olan oyun şüphesiz oyun sektörü için de oldukça önemli bir yere sahip.

İlk Monkey Island oyunu olan The Secret of Monkey Island ile 1990’da tanıştığımız Guybrush Threepwood’un maceraları 1993’te LeChuck’s Revenge, 1997’de Curse of Monkey Island ve son olarakta 2000 yılında Escape from Monkey Island ile devam etmişti. Aradan 9 yıl geçtikten sonra Monkey Island serisi için iki sevindirici haber oyunun fanlarını oldukça sevindirmişti. İlk haber serinin ilk oyununun elden geçmiş bir versiyonunun duyurulması idi. İkinci sevindirici haber ise Monkey Island’ın yeni oyunu Tales of Monkey Island’ın duyurulması olmuştu. Geçtiğimiz ay duyurulan ve bu ay ilk bölümü çıkan yeni Monkey Island oyunu, Telltale Games’in bir diğer oyunu Sam & Max’te olduğu gibi parça parça piyasaya çıkacak. Toplamda beş bölümden oluşan Tales of Monkey Island’ın ilk bölümüne geçmeden önce serinin ana hikayesinden biraz bahsedelim.
Daha önce de söylediğim gibi seride Guybrush Threepwood adlı bir karakterin başından geçen maceralara şahit oluyoruz. İlk oyunda korsan olmak için yola çıkan Guybrush Threepwood sempatik, cesur ve yakışıklı olmasına karşın bir o kadar da saf ve iyi kalpli bir karakter. Her gördüğü kişiye, hayvana hatta kuşlara,böceklere, dağlara taşlara dahi “Merhaba, ben Guybrush Threepwood, büyük korsan” diyecek kadar hava atma meraklısı ve en büyük becerisi suyun altında 10 dakika nefes tutmak olan Guybrush Threepwood için oyun sektörünün en ilginç karakterlerinden birisi benzetmesini çok rahatlıkla kullanabiliriz.
 
Korsan olabilmek için yola çıkan Guybrush’un yolu ilk oyunda Scumm Bar’a düşüyordu. Karayip adalarından Melee adlı adada denizin üzerinde ahşap bir güverteye inşa edilmiş olan Scumm Bar’da üç büyük korsan ile tanışan Guybrush, korsan olabilmek için bu üç korsandan belli görevler alıyordu. Görevleri yerine getirip geri döndüğümüzde ise LeChuck adlı efsanevi bir korsanın buraya saldırdığını öğreniyorduk. Eleine ile de tanıştığımız ilk oyundan sonra çıkan oyunların hikayesi de genelde bu üç karakterin etrafında şekilleniyordu.
Hikayemiz LeChuck’un gemisine yanaşmamız ile başlıyor. Eleine’yi kaçıran LeChuck’u Vodoo büyüsüne başlamak üzere iken buluyoruz. Ve oyunun ilk bölümü de böylece başlamış oluyor. Alışma bölümü de diyebileceğimiz bu bölümde bir kaç ufak bulmacayı çözerek LeChuck’un yaptığı ayini durdurmaya çalışıyoruz. Aslında işin içinde Guybrush olduğu için durdurma değilde daha da karıştırıyoruz desek yanlış olmaz. Bir dizi olayın sonucunda Guybrush büyülü kılıcını LeChuck’a batırması ile işleri daha da berbat hale getiriyor. LeChuck normal insan haline döndüğü gibi onun sahip olduğu tüm kötülüklerde Guybrush’un sol eline geçmiştir. Bulunduğumuz gemininde gene Guybrush’ın sakarlığı üzerine patlaması sonucu yolumuz Eleine ile ayrılır. Geminin güvertesinden kırılan bir parça üzerinde okyanusta sürüklenmeye başlayan Guybrush, gözlerini açtığında kendini gelenin bir daha ayrılamadığı lanetli ada Flotsam Adası’nda bulur.
 
Oyunun ilk parçası olan Launch of the Screaming Narwhal’ın büyük kısmı da bu adada geçiyor. Gelenlerin bu adadan ayrılamama sebebi de rüzgarın her yönden bu adaya doğru çok sert bir şekilde esmesinden kaynaklanıyor. Eleine’e kavuşmak ve LeChuck'u bir kez daha alt edebilmek için adadan ayrılmak üzere bu sırrı çözmekte tabi ki kahramanımız Guybrush’a düşüyor.
Sayfa 2

Oyunun kontrolleri klasik adventure oyunlarının değişilmez kuralı olan tıkla ve git mantığından biraz farklı olarak tasarlanmış. Guybrush’ı iki türlü kontrol edebiliyoruz. İlki bana göre oldukça zor ve gereksiz olarak tasarlanmış olan fare kontrolü. Farenin sol tuşuna basılı tuttuğumuzda Guybrush’ın etrafında bir pusula işareti beliriyor ve fareyi ne tarafa çeker ise Guybrush o tarafa doğru ilerliyor. Aynı anda farenin sağ tuşuna da basarsanız Guybrush’ın hızlı koşmasını sağlayabiliyorsunuz. Hem kontrol olayını hemde envanter menüsünü fare ile kontrol etmek oldukça zor oluyor. Bu yüzden oyunun ikinci kontroller şekline alışırsanız çok daha rahat edeceğinizi düşünüyorum. İkinci kontrolde ise klavye tuşlarından klasik a,s,d ve w tuşları ile Guybrush’ı yönlendirebiliyorsunuz. Hızlı koşma için ise Shift tuşuna basmanız gerekmekte. Karakter kontrolünü klavyeden yaptığınız için envanter seçimi de fare’ye kalıyor ve böylece kontrollere çok daha hakim olabiliyorsunuz.
 
Envanter ekranına fare işaretçisini ekranın sağına getirerek ulaşabildiğiniz gibi çok daha basit ve kullanışlı olan farenin tekerlek tuşuna veya klavyedeki tab tuşuna basarakta ulaşabiliyorsunuz. Envanter sistemi ise oldukça basit tasarlanmış. Aldığınız eşyaları birleştirme, inceleme gibi her türlü detaya envanter menüsünden ulaşabiliyorsunuz. Burada tek ufak ama can sıkıcı olan ise bir eşyayı seçtiğinizde envanter menüsünü kapamak için fare işaretçisini ekranın başka bir tarafına tıklamak zorunda kalmanız. Ayrıca F4 tuşuna basarak ekranda etkileşime geçebileceğiniz eşya ve yapıtları da kontrol edebiliyorsunuz.
Oyunun grafikleri çizgi film havasında ve eski serilere nazaran tamamı ile 3D olarak tasarlanmış. Grafik konusunda oldukça cıvıl cıvıl bir renk paleti kullanan oyunda karakter mimiklerine biraz daha özen gösterilebilirmiş diye düşünüyorum. Onun dışında bazı yapı ve eşyalar köşeli gibi dursa da oyunun atmosfer ve grafik stilinden dolayı böylesi detaylar gözünüze pek çarpmıyor.

Oyundaki müzik ve seslendirmelere ise bir kusur bulmak imkansız gibi. Zaten ana menüde çalan klasik Monkey Island müziği bile sizi oyunun atmosferine itmeye yetiyor. Seslendirmeler de oldukça başarılı. Guybrush ve LeChuck seslendirme konusunda öne çıkan karakterler.
Sonuç olarak üç dört saatlik bir oynanış süresi ile Tales of Monkey Island : Launch of the Screaming Narwhal sizi fazlasıyla memnun edecektir. Eski oyunlardan ve adventure türünden keyif alıyorsanız tam size göre bir oyun. Oyunu bitirdikten sonra ikinci bölüm olan The Siege of Spinner Cay’ı büyük bir merakla bekleyeceğinize de eminim. Oyunun ikinci bölümü Ağustos ayında bizler ile buluşacak.

Beş parçadan oluşacak olan oyunun bölüm isimleri ise şu şekilde ;
 
Chapter 1
Launch of the Screaming Narwhal

Chapter 2
The Siege of Spinner Cay

Chapter 3
Lair of the Leviathan

Chapter 4
The Trial and Execution of Guybrush Threepwood

Chapter 5
Rise of the Pirate God