Transformers : Revenge of the Fallen
Murat Şen

Sayfa 1

Çocukluğu 80'lerde geçmiş olanlarınız Transformers dizisini hatırlarlar. Fazla seçeneğin olmadığı o yıllarda Transformers yayınlandığı zaman nefesler tutulur, TV başından ayrılınmazdı. Transformers heyecanlı bir diziydi. İki ayrı gruptan dev robotlar, birbirleriyle savaşıyorlardı. Cybertronian Savaşları esnasında bu robotlar dünyamıza düşmüşler, milyonlarca yıl da dünyanın derinliklerinde kalmışlar. Sonra depremler ve diğer doğal afetler sebebiyle tekrar çalışmaya başlayan bu robotlar, savaşlarına da kaldıkları yerden devam etmişler. Decepticon'lar dünyamızın doğal zenginliklerini sömürmeye çalışırlarken, Autobot'lar buna engel olmaya çalışıyorlar. Konu özetle bu. Ünlü seriyi yeniden ele alan sinema filminde, olaya farklı bir açıdan bakılıyor ve daha zengin bir senaryo kullanılıyor.

Şu ana kadar Transformers hakkında bir çok kitap, çizgi roman, oyun, çizgi film yapıldı. Ama bizim konumuz son iki film olacak. Hatta son film ve ona paralel son oyun olacak. Transformers: Revenge of the Fallen serinin son filmi ve oyunu. Türkçe'ye "Yenilenlerin İntikamı" olarak çevrilen filmde, baş kötünün "Fallen" adında birisi olması, insanı düşündürmüyor değil. Oyun, filme paralel giden kurgusuyla, hem Autobot'ları hem de Decepticon'ları kontrol etmemize izin veriyor. Oyunun başında senaryo moduna girdiğimizde, iki taraftan birisini seçebiliyoruz ve onların görevlerini yapıyoruz. Görev seçimi dünya haritası üzerinden yapılıyor. Uzak Doğu, Amerika ve Mısır'da geçen görevler, ilk oyuna göre daha heyecanlı ve eğlenceli.
İlk oyun, tamamen farklı bir oyun gibiydi sanki. Revenge of the Fallen'da oyun yapısı biraz değiştirilmiş. Oyun daha kolay ve daha eğlenceli olmuş bu şekilde. İlk oyun bir anda zorlaşıyor ve bazı yerlerinde insanı bıktırıyordu. Bu oyunda ise hemen her görevi hiç zorlanmadan bitirmeniz mümkün. Bölümleri sadece bitirmekle yetinmek istemeyenler için bir süre sistemi var. Bu sistem, bölümleri ne kadar sürede bitirdiğinize göre size bonus puanlar veriyor. Bu puanlarla da robotlarınızı geliştirebiliyorsunuz. Bu süre sistemi sayesinde, çoğu bölümde biraz acele etmeniz gerekebiliyor. Bazı durumlarda sürenin bitmesi, görevin sonlanması demek oluyor çünkü.

Kazandığınız puanlarla robotlarınızı geliştirebiliyorsunuz. Robotları teker teker geliştirmek yerine, genel bir geliştirme ekranı çıkıyor karşınıza. Silah ısınması, silah soğuması, turbo, yumruk gücü, özel hareket gücü, özel hareket yeniden kullanma süresi, maksimum sağlık gibi özelliklerinizi geliştirmeniz mümkün. İlk bölümlerde fazla geliştirme puanı alamadığınızdan, benim tavsiyem maksimum sağlık ve silah ısınma, soğumaya yatırım yapmanız. Çünkü en çok bu özellikler işinize yarayacak. Bölümlerde bazı ekstralar sunuluyor size. Fazla zaman kaybetmeden bunları da yerine getirirseniz, puanlarınızı artırmanız mümkün. Bu ekstra görevler, haritadaki bazı işaretleri toplamak veya belirli düşmanları belirli şekilde öldürmek gibi görevler oluyor. Mesela 10 roboto havada veya binalara tırmanırken öldürmek gibi.
Görevlerinizi 3 boyutlu dünya haritasında seçiyorsunuz. Amerika, Mısır ve Çin'de geçiyor bölümler. Her ülkede 3 göreviniz oluyor. Bu 3 görevi tamamladığınız zaman, aynı haritalarda ekstra görevlere de çıkabiliyorsunuz. Bu görevler her ne kadar ekstra olsalar da, kısmen ana görev sayılıyorlar ve güncelleştirme puanları kazanmanız açısından önemliler. Bu ekstra görevlerde genelde haritada kalan düşman robotlarını öldürüyorsunuz veya bozulan iletişim sistemlerini tamir ediyorsunuz. Ana görevler de benzer nitelikler taşıyor. Genelde düşman robotlarını öldürmek, eskortluk ve bir yerleri yok etmek gibi görevleriniz oluyor. Oyun fazla uzun olmadığından, görev çeşitliliğinin az olması sizi sıkmayacak. Ama daha yaratıcı olunabilirdi diye düşüneceksiniz.

Oyunda robotlarınızı genelde robot hallerinde kullanacaksınız. Bütün robotlar dönüşebiliyorlar ama bu dönüşümlere ihtiyacınız olmuyor. Yumruk yumruğa bile dövüşmak zorunda kalmıyorsunuz oyunda. Çünkü düşman robotları genelde size uzaktan saldırıyorlar ve siz de onlara uzaktan saldırmak zorunda kalıyorsunuz. Onlara yaklaşmak istediğinizde, genelde dönüşüp sizden uzaklaşıyorlar. Oyunun bu kısmı kötü olmuş. Bir önceki oyunda yumruk yumruğa dövüşe daha çok önem verilmişti. Araba olmak ve hızlı olmak da önemliydi. Bu oyunda ne yumruklarınıza hem de robotlarınızın araba formlarına ihtiyacınız olacak. Sadece uçak olan robotu, uçak gemili bir bölümde kullanırken dönüşmek zorunda kalacaksınız, o kadar. Bu Transformers'ın koyu fanatikleri için iyi bir haber olmasa gerek.
Sayfa 2

Oyunun genel zorluk seviyesi çok düşürülmüş. İşin içine zaman faktörünün yerleştirilmesi bir nebze olsun sıkı oyuncuları zorlayacaktır. Öte yandan, acemi oyuncular da rekor kırmadan bütün bölümleri rahatlıkla bitirebilirler. Otomatik nişan alma sistemi çok iyi çalışıyor. Robotları kontrol etmek de çok kolay. Dönüşmek özellikle, tek tuşla yapılıyor. O tuş aynı zamanda gaz. Dönüşme tuşuna bastığınızda, robotunuz dönüşüyor ve hızlanmaya başlıyor. Gazı bıraktığınızda direk robot oluyor. Araba iken turbo kullanabildiğiniz gibi, dönüşme esnasında yere vurmak, zıplayarak dönüşmek gibi özel hareketleriniz de var. Bunları pek kullanma fırsatınız olmasa da, arada sırada deneme şansınız olabilir.

Oyunun grafikleri, çok iyi sayılmazlar. Ortalamanın üzerindeler denebilir. Robotlar detaylı tasarlanmışlar. Hareketleri oldukça gerçekçi, yumuşak ve sorunsuz. Onlara yakından baktığınızda, bütün techizatlarının hareket ettiğini görebiliyorsunuz. Ama çevre grafikleri, çok düşük çözünürlüklü gibi. Kenar yumuşatmadan nasibini alamamış oyun. Görülebilir uzaklık sorunları da var. Özellikle uçarken. Binalar, arabalar ve diğer tüm cisimler hasar alabiliyor, havaya uçabiliyor. Ekran çok kalabalık olsa bile oyun yavaşlamıyor. Sanırım bütün bunların bir götürüsü olarak, çevre grafiklerinin detayı biraz düşürülmüş.
Seslendirme konusunda oyun çok başarılı. Robotlarımızın hepsi orjinal sesleriyle konuşmaktalar. Bölüm aralarında genelde görev hakkında konuşuyorlar ama görev esnasında söyledikleri çok can sıkıcı olabiliyor. Çünkü devamlı aynı şeyleri söylüyorlar. Optimus Prime ile oynamasanız bile, görev esnasında Optimus Prime'ın sesi size bir şeyler yapmanızı söyleyebiliyor. Tüm görevleri 3-4 cümle eşliğinde bitirmek zorunda kalıyorsunuz ve bu da bir süre sonra sıkıcı oluyor. Brifingler de çok anlamlı değiller. Olan biteni takip etmek zor olabiliyor. Bazen text'lere başvurmanız bazen de filmi izlemiş olmanız gerekiyor neler olup bittiğini tam anlamıyla öğrenmek için. Müzikler de filmin OST'sinde duyacağınız müzikler. Muhteşem diyemem ama kötü de diyemem. En azından rahatsız edici değiller ve siz düşman robotlarıyla uğraşırken, arka planda sakin sakin size eşlik ediyorlar.

Oyunun klasik multiplayer modları, sadece Transformers fanatiklerine yönelik diye düşünüyorum. Çok fazla yaratıcı fikir yok. Çok fazla oyuncu da yok. Aslında büyük haritalarda dev robotlarla, kalabalık bir şekilde savaşmak eğlenceli bir fikir. Deneme fırsatım olmadı. Ama sunucuların boş olmasının da bir sebebi vardır elbet.
Revenge of the Fallen'ı, filmi seyrettikten sonra oynamalısınız. Filme pralalel giden kurgusu bu sayede anlam kazanacaktır. Oyunu anlamak demek, oyundan alacağınız zevkin de artması demek. Bu oyuna kötü diyemem. Keşke grafikleri daha iyi olsaydı ve daha da önemlisi oyun daha uzun olsaydı. Çift senaryo modu bile oyunun 5-6 saatte bitmesine engel olamıyor. Neyse ki, görevleri bitirseniz de, aynı göreve serbest dolaşma modunda başlayabiliyor ve etraftaki kaçırdığınız ekstraları toplayabiliyorsunuz. Eğer siz de bir "Transformers ile Büyüyen" iseniz, bu oyunu oynamalısınız. Şu sıcak yaz günlerinde piyasada pek oyun da yok. Bu yüzden biraz daha rahat bir şekilde tavsiye edebiliyorum bu oyunu sizlere.