Prince of Persia: The Forgotten Sands
Levent Polater

Sayfa 1

  
      2003 yılında kariyerinde çok önemli adımlar atan Ubisoft'un o dönem birbirinden bomba Tom Clancy oyunları çıkardığını dün gibi hatırlıyorum. Rainbow Six 3 ile serinin en iyi oyunlarından biriyle karşılaşan oyuncular üstüne Splinter Cell efsanesini ilk adımı da atınca aksiyona tam anlamıyla doymuşlardı. Ancak Ubisoft'un esas bombası Prince of Persia'nın yeni halini oyun şablonuna ekleyip çıkarması olmuştu. Bende dahil hiç kimsenin umut bağlamadığı Prince of Persia: Sands of Time hiç beklenmedik bir başarıya imza atarak dev bir üçlemenin başlangıcına imza atıyordu. Sands of Time üzerinde oluşan umutsuzluk bulutu ise daha önce Prince of Persia için yapılan başarısız oyunlardan kaynaklanmaktaydı. Fakat Ubisoft üzerine düşeni yaparak önümüze gelmiş geçmiş en güzel macera oyunlarından birini sunmayı başarmıştı.
    Sands of Time'ın başarısını sırtına alan ve bunu üçleme haline getiren Ubisoft, büyük bir Prince of Persia hayran kitlesi de yaratmayı başarmıştı. Sands of Time'dan sonra çıkan Warrior Within ile Two Thrones, belki ilk oyun kadar olmasa da seriye soluk kazandıran yapımlar olmayı başarmışlardı. Eğer üçlemeyi oynadıysanız, prensin nasıl kibar bir savaşçıdan, kana susamış bir cengavere dönüştüğünü aşama aşama izleme şansına erişmişsinizdir. Üçlemeden sonra 2 sene önce sadece Prince of Persia adında yeni nesile çıkan Pers Prensi oyunundan çok şey bekleniyordu. Ancak Prens hayranları bu oyundan pek tatmin olmadı, ne cell-shade grafikler, ne de ölünmeyen (!) oynanış oyuncuları memnun edemedi. 1989 yılından beri şimdiye dek 12 oyuna sahip olan Prince of Persia'ya yeni bir halkada geçtiğimiz günlerde Forgotten Sands ismiyle eklendi. Filmininde aynı isimle şu anda vizyonda olan Forgotten Sands hakkında derin bir endişe hakimdi. Peki bu endişeler yerli miymiş, değil miymiş hemen bir göz atalım isterseniz...

     Forgotten Sands'i ilk açtığımızda, isimsiz kahramanımız Prens ile babasının emri üzerine kardeşinin krallığına doğru yolculuğa çıktığımıza şahit oluyoruz ve Prensin kardeşinden daha iyi bir kral olmasının yollarını öğrenmesini isteyen babanın sözünü dinliyoruz. Ancak Kardeşinin krallığına girmemizle bir şeylerin ters gittiğini anlamamız bir oluyor. Krallığa düşmanlar saldırıyor ve bizde bir anda kendimizi bu savaşın ortasında buluveriyoruz. Prens bir şekilde kardeşine ulaşınca kardeşinin istilacılardan kurtulmak için parlak fikrini öğrenmiş oluyoruz. Solomon'un Ordusunu salarak düşmanlardan kurtulacağını düşünen Prens'in kardeşi bunu uygulamaya geçiriyor. Tabi hiçbir şeyin bu kadar kolay olmayacağını anlayamayan ana karakterimiz çok kötü bir tuzak ile karşılaşıyor. Ordu salınır salınmaz şeytani bir kurukafadan kumlar dökülüyor ve hemen ardından heryer yaratıklarla doluveriyor ve esas maceramız Prensin bu hatası ile başlamış oluyor.
     Forgotten Sands, Sands of Time'daki olaylardan sonrasını ele aldığı için Prensin zaman hançerine sahip olmadığını farkediyoruz. Ancak bir önceki Prince of Persia'da olduğu gibi yardımımıza koşan doğaüstü güçlere sahip kadın bir karakter mevcut. Dijnn adındaki bu bayan sayesinde bu önemli göreve başlayıp orduyu durdurmaya gitmeden önce klasik gücümüz olan "zamanı geri alabilme" özelliğimizi kazanmış oluyoruz. 2003'de ilk defa gün yüzüne çıkan bu özellik artık eski tadını nedense vermiyor. Max Payne'in ağır çekim saldırılarında olduğu gibi, Prensinde zamanı geri alma özelliğini artık neredeyse her oyunda görmek mümkün. Diğer aksiyon oyunlarından yarış oyunlarına kadar artık çok sıradan bir durum haline gelen bu özellik biraz antika gelebilir, fakat Ubisoft bu yeteneğimize yeni yenilikler katarak dahada renkli hale getirmiş.
Sayfa 2

 
    Oyunun hikaye işleyişinin çekici olduğunu bu yazdıklarımdan az çok anlamış olmalısınız, en azından eğlenceli olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim. Tabii ki ilk PoP'un konusunun yerini hiç bir şey tutamaz fakat Forgotten Sands bu aradaki kayıp 7 sene boyunca Prensin başına gelenler konusunda fikir sahibi olmamızı sağlayan bir yapıya sahip. Bu arada önceki oyunlar ile ilgili bir bağlantı olmasını bekleyenler hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Nedense Prens ağzını, Sands of Time sürecikdeki olaylar konusunda kapatmışcasına hiçbir şekilde geçmiş ile konuşmuyor. Belki de Ubisoft, seriye ilk adım atanları düşünerek böyle bir yöntem düşünmüş olabilir, bilemiyorum.
     Oyunun en önemli yanlarından biri olan savaş sistemine göz attığımızda, oyun bizi taktiksel teke-tek savaşlardan çok destansı God of War tarzı savaşlar ile karşılıyor. Dalga dalga üzerinize çullanan bazen sayıları 50'yi bulan kum savaşçılarıyla dövüşmek zorunda kalabiliyorsunuz. God of War tarzı savaş sistemini benimseyen Forgotten Sands'in bu durumu nedense beni pek memnun edemedi. Önümüze çıkan herşeyi tuşlara gelişine basarak yok etmeniz gayet kolay bir hale geliyor. Nerede bizim Sands of Time'daki zarif ve nazik kombo hareketlerimiz ya da, Warrior Within'deki çift silah tutabilme özelliğimiz... Savaş sistemi kesinlikle biraz kaba olmuş diyebilirim. Fakat bunu eğlenceli bir duruma çevirenleriniz elbette olacaktır.

     Kontroller ise çok basit kaçıyor, silahınızı tek bir tuş ile kontrol edebiliyoruz, bu yüzden kombinasyonlarınız sınırlı sayıda kalıyor. Silahınızı ister güç toplayarak kullanabilir ister tuşa tek bir kez basarak hızlı savuruşlar yapabilirsiniz. Öldürdüğünüz her düşmanın verdiği tecrübe puanları sayesinde saldırılarınıza Buz veya Ateş gibi çeşitli elementleri dahil edebilir, veya üzerimize daha az hasar almanızı sağlayan korunma büyüleri yapabiliyoruz. Elimizde bulunan diğer saldırı tuşu ise tekme oluyor. Tekme tuşu özellikle kalkanlı düşmanlar için çok kullanışlı bir hale geliyor. Ya da iskelet savaşçıları bir tekmeyle yere düşürüp işlerini bitirmek keyifli olduğu kadar da basit bir hale gelmiş.
     Savaş sistemi konusunda gevşek davranan Ubisoft, akrobasi konusunda ise cömert davranıyor. Sands of Time'dan beridir belki de serinin bu kadar popüler olmasındaki en büyük etmen olan akrobasi Forgotten Sands'de de kusursuz işliyor. Duvarlardan koşmak, sütunlara tırmanmak ve sırıklardan sıçramak her zamanki gibi yine çok eğlenceli... Ancak Forgotten Sands bu oynanışa bazı yenilikler katmıyor değil. Savaş sisteminde üzerinizde uygulanabilen element kullanımı çevre etmenleri içinde geçerli olunca ortaya bambaşka ve daha keyifli bir oynanış çıkıveriyor. Sol Tetik tuşuna basılı tutun ve su fışkıran bir nokta donup bir direk olsun. Ya da bir şelaleyi dondurarak buzdan bir duvar haline getirin ve bu duvar ile ulaşamadığınız yere koşun. Hepsi bu oyun ile mümkün. Ancak bu yetenek biraz titiz zamanlama istemiyor değil. Örneğin bir uçurumdan aşağı atladınız ve düştüğünüz zeminde su var, bu suya ulaşır ulaşmaz dondurursanız, üzerinde koşup uzaklaşmaya başlayabiliyorsunuz. Oyunda bu katılan özellik yüzünden epey bir sulak mekan göreceğinizi şimdiden söyleyeyim.
Sayfa 3

 
    Forgotten Sands'in övülebilecek bir yönü de renkli bölüm tasarımları oluyor. Oyuncunun içinde bulunduğu atmosferi anlayabilmesinin en iyi yolunun güzel bölüm tasarımları yaratmaktan doğduğunu iyi belleyen Ubisoft, karşımıza çok iyi tasarlanmış bölümler çıkarıyor. Prensin önceki oyunlara nazaran Forgotten Sands'de çevreyle etkileşimindeki akıcılığa ve hızına daha da bir hayran kalacağınızı söylemeliyim. Tabi artık hızınız ve nereye zıplayacağınızı anlamanızın yanısıra epey bir kafanızı da kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Yeni aldığımız güçler sayesinde sadece platformlar arası zıplamak yerine doğru zamanda elimizdeki doğa üstü güçleri de kullanmak zorundayız. Bu konuya bir üst paragrafta değinmiştim. Bunun yanısıra Forgotten Sands, şimdiye dek görüp görebileceğiniz en iyi platform bölümlerine sahip oyunlardan biri. Her bölüm olmasa da çoğu bölümdeki platform öğelerinin harika düşünülüp tasarlandığını sizlerde görünce hak vereceksiniz. Oyun bu yönüyle koca bir artıyı hakediyor.

     Forgotten Sands'de bulmacalar (Puzzle) olmazsa olur mu hiç? Yeni Prince of Persia'da bulmacasız kalmıyor. Oyunda belirli aralıklarla karşılaşacağınız bulmacalar oyunda ilerledikçe zorlaşmaya başlayacaklar, ancak üstesinden gelemeyeceğiniz şeyler değil. Biraz kafa yorunca hepsini rahatça geçebileceğinize emin olabilirsiniz. İleriki bulmacalarda, edindiğiniz özel güçleri kullanmak orayı geçmek için kilit bir rol oynamaya başlıyor. Forgotten Sands, belki bir Tomb Raider değil ancak bu bulmacalar esnasında TR oynuyor hissine kapılabilirsiniz.
    Prensimizi Forgotten Sands sürecinde geliştirebiliyoruz. Kazandığımız puanlar ile Prense daha önce bahsettiğim gibi birbirinden farklı bir çok yeni güçler öğretebiliyoruz. 3 veya 4. seviyeye kadar da çıkabilen bu yetenekler arasında "Trail of Flame" ve "Whirlwind" saldırıları en çok kullanacaklarınız arasında olacaktır. "Trail of Flame" gücünü kullanarak sizi takip eden bir ateş kümesi çıkartıp düşmanlarınıza daha çok hasar verebiliyorsunuz. "Whirlwind" ile ise düşmanlarınızı geri püskürtebileceğiniz bir rüzgar saldırısı gerçekleştirebilirsiniz. Ateş ve rüzgarın yanısıra oyunda çevreyle etkileşimde en çok kullanacağımız buz elementinin saldırıları arasında ise "Ice Blast" bulunuyor. Son olarak Toprak elementi ile "Stone Armour" gücünüzü kullanarak geçici bir süre de olsa hasar almıyoruz. Saldırı geliştirmelerini bir kenara bırakırsak, Prensin, sağlık barını, herhangi bir özel saldırının ve zamanı geri alma süresini arttırmak doğal olarak bu oyunda da bulunuyor.

    Oyundaki seslendirmelerin başarılı, ses efektlerinin ise oyundaki atmosfere yakışır bir şekilde oyuna işlendiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Oyundaki parçalar ise mistik Persia dünyasına yakışır cinsten olmuş. Dinleyeceğiniz parçalar, bir orkestranın ihtişamlı bir gösterisinden çıkarcasına oyunun her bölümünde farklı bir temayı benimseyip kulaklarımıza misafir oluyorlar. Fakat oyunu bitirdikten sonra bu müzikleri hatırlayacağınızı söyleyemem, en azından oyunu oynarken tadını çıkarmaya bakın daha sonra o müziklerin aklınıza geleceğini pek sanmıyorum...

     Forgotten Sands'in sunumu, tahmin edeceğiniz gibi gayet gösterişli. Çevre öğeleri, mesafesi tanımaksızın harika görünüyor. Krallığın kumdan taş duvarlarından, diğer dünyanın mistik görünüşüne kadar herşey oyunda dikkatlice tasarlanmış. Tasarımlar üzerinde zıplamak, duvardan koşmak ve bir yerden bir yere ulaşmak arka planın görünümünü daha da ihtişamlı bir hale getiriyor. Krallıkta ilerledikçe renk paletlerinin farklı tonları benimseyeceğini fark edeceksiniz, mavi ve altın mozaik renginde detaylı banyolar yerini yeşillik içerisinde zarif çatı bahçelere bırakacaklar. Hele prens, saraydan dışarı çıkınca, ufuktaki güneşin parlayarak gözümüzü alma efekti Forgotten Sands'de bambaşka görünecek. Bu kadar güzel şey saydıktan sonra, oyunda kötüleyebileceğim tek kısım maalesef karakter modellemeleri oluyor, özellikle yüz modellemelerini görünce çok şaşıracaksınız. Çünkü Prensten tutunda en işe yaramaz karakterin bile özensizce modellendiğini görüyoruz. Gerçekten daha iyisi yapılabilirdi demek geliyor aklıma...
    Böylelikle incelemenin sonuna gelmiş oluyoruz. Ubisoft'un tekrar format attığı Prince of Persia serisini özüne döndürülerek kanımca iyi bir seçim yapıldı. Forgotten Sands çok çok iyi bir oyun değil, bu oyundan gerçekten büyük bir mucize beklemeyin. Ancak serinin hayranlarının oyunu hiç tereddüt etmeden büyük bir keyifle oynayabileceği kesin. Filmininde şu anda vizyonda olduğu Forgotten Sands'in yapımının 2008'de çıkan cell-shade Prince of Persia'dan önce olduğu söylenmişti. Bu kadar uzun sürede bana kalırsa bundan çok daha iyi bir PoP çıkartılabilirdi. Herhalde Ubisoft filmin çıkışını beklerken oyunu daha da fazla geliştirmeye yeltenmedi ama en azından Forgotten Sands, Prince of Persia serisinin hikayesinde çok önemli bir parçayı tamamalıyor. Eğer konuya hakimseniz oyuna bir şans vermeyi denemelisiniz. Filmi izleyip bir yere kaçamazsınız.