Way of the Samurai 3
Alkan Adakaner

Sayfa 1

Japon kültürü gerek ülkemizde gerekse de dünyada çok popüler olmasının nedenini her zaman merak etmişimdir. Çin ve Hindistan’ın yanında küçük bir kültür olmanın ötesine gidemeyen Japonya’nın insanı yine de diğer Asyalı toplumlardan farklı özelliklere sahiptir. Bunun nedeni bilim adamlarınca ada toplumu olmalarına bağlanıyor. Meiji döneminde “çağ dışı töreleri bırakma ve çağdaşlaşma” amacıyla yaptıkları büyük devrimler herkesin onlara saygı duymasını sağlamıştır. Yine de Japon kültürüne bu ilgi ve merakın başka nedenleri de olmalı. Mesela reklâm ve çabuk batılılaşmış olmaları gibi. Farklı özellikleriyle Japon kültürü kendisine gösterilen ilgiyi fazlasıyla hak ettiği düşüncesindeyim.
Günümüzde Samuray (Japonca’da Musha sözcüğü de kullanılır), Geyşa, Sakura (Kiraz Çiçeği) Origami, Nintendo, Playstation gibi sözcükler neredeyse her insan tarafından bilinir hale geldi. Nobel ödülü almış edebiyatçıları, başarılı sporcuları ve özellikle video oyunlarıyla Japonya tüm dünyada herkesin az-çok ilgisini çeker hale gelmiştir. Japonlar da her alanda kültürlerini tanıtmak için fırsatları değerlendirmişlerdir. Video oyunlarında bu fırsatı kaçırmalarını bekleyemezdik. Özellikle Batılıların bu alana ne kadar ilgi duyduklarını biliyoruz. Samuray filmlerine ve oyunlarına ilgi her zaman üst düzeyde olmuştur. Japon dövüş sanatları ise onların en ilgi çekici öğelerinden birisidir. Bu alanda Last Samurai ve Zatoichi gibi kaliteli filmlerin yanı sıra Onimusha, Tenchu, Ninja Gaiden gibi oyunlar da kendilerine iyi bir yer edinmişler ve dünyaca ünlü oyunlar olmuşlardır. Way of the Samurai ilk iki oyunuyla belli bir kitleye hitap etse de genel olarak pek tutulmadı. Serinin 3. oyunu da ilk iki oyunun izinden gidecek mi gelin görelim.
 
 Oyunumuz Türkçe’de “Savaşan Beylikler Dönemi” olarak geçen 15. yüzyıl ortalarından başlayıp 17. yüzyılın başına kadar devam dönemde Amana adlı (gerçekte böyle bir yer yok, hayal ürünü bir yer) bir yerde geçiyor. Basitçe anlatmak gerekirse Fujimori klanı, Ouka klanı ve Takatane köylüleri olmak üzere 3 büyük taraf bulunmakta ve bunlar oyunumuzun hikâyesine önemli bir etkiye sahipler. Fujimori klanının yüksek vergiler ve ağır çalışma şartlarını uyguladığı Amana’da çiftçiler ve köylüler arasında huzursuzluk çıkıyor.
Bunun en büyük nedeni de Fujimori klanının lideri Fujimori Shuzen’in yerine Lord Sakurai’nin geçmesidir. Ouka klanının Fujimori klanını devirmek için güç elde etmek istemesi ise hikâyenin başka bir yönü. Takatane köylüleri ise hayatta kalabilmek için barış istemekten başka çaresi olmayan zavallı köylüler. Oyunumuz işte bu şartlar altındaki Amana’da iç savaşların yoğun olduğu bir dönemde geçiyor. Oyunun başında kendi karakterimizi yaratarak işe başlıyoruz. Karakterimiz hiçbir efendiye bağlı olmayan bir Samurai, yani Japonca’daki adıyla Rônin. Ona isim verdikten sonra çeşitli kafa ve beden seçeneklerinden bazılarını kullanarak karakterimizi yaratıyoruz. Oynadıkça açılacak çeşitli silah ve karakterler de bulunacağını söyleyelim. Mesela açılan silahlardan birini oyunumuzun başında yarattığımız karakterimizin envanterine yerleştirmemiz mümkün olacak. Oyunumuza küçük bir köyde başlıyoruz, savaş sırasında yaralandığımız için bizi bulan köylüler yardım edip köylerinde ağırlıyorlar. Köyde çeşitli görevler alıp para kazanıyor ve silah bulabiliyoruz. Köyün atmosferinin çekici olduğunu söyleyemem, çünkü grafikler yeni nesil için çok yetersiz ve köy o kadar küçük ki birkaç evin arasında dolaşma hissinden başka bir şey uyandırmıyor. Bazı işleri halletmeden köyden ayrılmamız da mümkün değil. Sadece köy değil oyunun dünyası genel olarak çok küçük. Kasabalara gitsek bile burası eminim size de çok küçük gelecektir.
Sayfa 2

İlk iki Way of the Samurai oyunuyla benzer oynanış mekanizmasına sahip olan 3. oyunda yine insanlarla konuşurken çeşitli konuşma seçeneklerimiz var. İstersek doğrudan bir karakterin önünde eğilebiliyoruz, istersek de kılıcımızı çekip savaşabiliyoruz. İnsanlarla ilişkilerimiz oyunda çok önemli zira oyun bizi onurlu bir yaşama davet ediyor. Oyunumuzun sonunda eğer masum insanları öldürmüşsek Samurai Points dediğimiz ve birçok gizliliği açmamıza yarayan puanlandırma sisteminde düşük derece aldığımızdan gizliliklerin çoğunu açmamız mümkün olmuyor. O nedenle insanlarla ilişkilerinize dikkat edin ve her ne kadar yapay zekâ bazen sizi sinir etse de insanları öldürmemeye gayret gösterin. Zaten etrafta öldürecek yeterince Samuray bulunuyor.
 
Size tavsiyem kılıcınızı elinize alıp gezmemeniz, çünkü bir anlık yapacağınız bir hareket oyunu bitirmese de oyun sonunda puanınızı etkileyecektir. Diğer karakterlerle ilişkilerimiz oyuna iyi yansıtılmış durumda. Mesela oyunda kendimize bir eş bulabiliyor ve onunla aynı evde yaşayabiliyoruz. Eğer kötü birisiyseniz bir eş bulmanız kolay olmuyor. Eş bulsanız bile eve birkaç gün gelmediğinizde veya başka bir kadınla eve geldiğinizde eşinizin size kötü davranmasına hatta sizi terk etmesine hazırlıklı olun. Şanslısınız ki partner olarak seçebileceğiniz bir çok kişi bulunuyor. Eşleriniz size sadece iki kişiyle yapmanızın mümkün olduğu işlerde yardımcı olacak, o nedenle eşlerinize de iyi davranmanızı tavsiye ediyorum.
Way of the Samuray 3’te dövüşler türünün diğer örneklerinin yanında maalesef çok zayıf kalıyor. PS2’deki birçok oyunda bile çok daha esnek dövüşler sahneleriyle karşılaşabiliyoruz. Açıkçası dövüşler beni hiç zorlamadı. Kontrol mekanizması her ne kadar iyi işliyor olsa da karakterin hareketlerinin estetikten yoksun olması oyunun zevkini düşüren etkenlerden birisi. Karakter animasyonları eski bir arcade oyunu oynuyormuş hissi veriyor. Bu nedenle oyuna başlarken “Easy” modunda değil “mormal”de başlamanızı öneririm. Silah çeşitleriniz sadece kılıçlar vs değil mesela tarlada çalışan işçilerin çapaları, mızraklar, balıklar, süpürge dahi kullanılabiliyor. Bu konuda oyunun oldukça tatmin edici; çünkü toplam 100 civarında silah seçeneğimiz var.
 
Silahlar her ne kadar sayıca bizi tatmin etse de tek başına bir oyunu iyi yapmaya maalesef yetmiyor. Zevksiz dövüşler ve bazen tekrarlayan işler arasında dolanıp durmak sizin için sıkıcı olabilir. Bunun yanında müziklerin orta doğu ezgilerini andırması gerçekten sinir bozucu ve bu nedenle oyunun sesini kısabilirsiniz. Prince od Persia’da oldukça anlamı olabilecek bu müzikler; maalesef Way of the Samurai 3’e uymamış, neyse ki bütün müzikler bu şekilde değil. Seslendirmelerin kalitesi ise seçeceğiniz dil seçeneğine göre değişecektir. İngilizce ve Japonca dil seçeneklerinden tabi ki Japonca’yı seçmenizi öneririm. İngilizce sesler o kadar sırıtıyor ki Feodal Japonya’da olduğunuzu unutabilirsiniz.
Sizi oyundan soğutan başka bir etken de Playstation 2 veya en fazla Xbox 1 kalitesindeki grafikler olacaktır. Karakter tasarımlarından, çevreye kadar oyunda gözlerinizi tatmin edecek en küçük bir şey bulunmuyor. Özellikle karakter tasarımlarını hiç beğenmedim. Yapımcı Acquire gerçekten bu konuda bizi hayal kırıklığına uğratıyor, çünkü Playstation 1 için yaptıkları Tenchu 1 ve Tenchu 2 gibi mükemmel oyunlarla bu konuda kendini kanıtlamış ve dünya çapında ün yapmış bir firmanın ses ve grafiklerde bu kadar aciz kalması olacak şey değil. Bir zamanlar haklı olarak Metal Gear Solid ile kıyaslanan Tenchu gibi bir oyunun yaratıcılarının böyle bir oyunla karşımıza çıkması gerçekten üzücü. Oyunun oynanabilirliği belki sizi bir yere kadar götürecek, ama sonuna kadar gitmek isteyeceğinizden şüpheliyim. Şu an piyasada bu türde çok daha iyi oyunlar bulunuyor.
 
Playstation 3’te Genji ve Yakuza Kenzan, Xbox 360’ta ise Ninja Gaiden 2’yi önerebilirim. Capcom’dan yeni bir Onimusha oyunu duyurmasını ümit ettiğimiz bu günlerde Way of the Samuray 3 pek de iyi bir seçim olmayabilir, zira ilk iki oyunu beğenenler dışında oyuncular tarafından pek tutulmayacaktır.