Wii U'nun Sorunu Nedir? Neden Satamıyor?

Alkan Adakaner


     Wii U’nun satışları Nintendo için tam bir hayalkırıklığı diyebiliriz. Firmanın 30 Mart 2014’te bitecek 2013-2014 finansal yılında ilk aşamada 9 milyon adet Wii U satılması planlanırken beklentiler 2.8 milyona indi. Bu kadar büyük bir düşüşü herhalde kimse beklemiyordu. Ne de olsa Wii ile 100 milyon civarında satış yapan ve harekete duyarlı kontrolcüleri popüler yapan Nintendo birden bire büyük bir düşüş yaşayamazdı. Aslında Wii U ilk duyurulduğunda da oyuncular çok sayıda şeyden rahatsız olmuşlardı. Öncelikle tablet kontrolcü konsolun fiyatını arttırıyor ve opsiyonel olarak sunulmuyordu. Bunun yanında her konsolda sadece 1 adet tablet kontrolcü kullanılabiliyor. Multi-touch özelliğine de sahip olmayan bu tablet kontrolcü malesef kaba bir tasarıma sahipti.
 
     Tablet kontrolcünün yanı sıra konsolun grafiksel kapasitesi de eleştirilerden nasibini almıştı. Playstation 3 ve Xbox 360’tan görsel olarak daha fazla şey sunmayan (bazı yönlerden daha iyi, bazı yönlerden daha kötü) Wii U’nun en azından bu nesildeki konsollardan bariz bir biçimde daha iyi grafikler sunması lazımdı. Örneğin Metro Last Light’ın geliştiricileri konsolun CPU’sunun yavaş olması sebebiyle oyunu Wii U’ya çıkarmaktan vazgeçtiler. Şunu açıkça söyleyelim benchmark delisi birkaç oyuncu dışında konsol oyuncuları için grafikler her zaman ikinci planda kalmıştır. Bunu zamanında grafiksel olarak rakiplerinin gerisinde kalan PS1, PS2 ve Wii gibi konsolların satışlarda rakiplerine tur bindirmesine bakarak da anlayabiliriz. Konsol oyuncuları için “en önemli şey oyunların kalitesi ve çeşitliliği”dir. Zaten Gamecube gibi zamanının en iyi grafiklerini sunan konsolunun PS2’den tekme tokat dayak yediğine hepimiz şahit olduk. 3DS’in de PS Vita’yı satış konusunda rakip olarak bile görmediği aradaki büyük satış farkına bakarak anlaşılabilir.
 
     Nintendo’nun Wii U’da neden başarısız olduğu ile ilgili çok şey söyleniyor. Söylenenlerin bazıları doğru olsa da aslında “başarısızlığın asıl sebebi” olduklarını söylemek çok yanlış olur. Bana kalırsa başarısızlığın sadece “2 ana nedeni” var. Grafikler, kontrolcü, konsolun ismi gibi nedenler hemen hemen hepimizi rahatsız etse de Wii U almamak için sebep olarak gösterilemezler. Ana nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz.
 
1- Başta birinci parti (Nintendo ve bağlı stüdyoların oyunları) oyunlar olmak üzere oyun sayısının ve çeşitliliğinin azlığı
2- Dijital oyunların pazarlaması konusundaki vizyonsuzluk

 
      Öncelikle ilk nedenden bahsetmek gerekiyor. Sony ve Microsoft’un sürekli yeni oyun stüdyoları aldığına ve geliştirici sayılarını arttırdığına şahit oluyoruz. Özellikle Sony geliştirici stüdyolarıyla tam anlamıyla şov yapıyor diyebiliriz. Bugün Gran Turismo, Uncharted, The Last of Us, God of War, Resistance, Jak and Daxter, Ratchet and Clank gibi aklıma gelmeyen onlarca oyunu Sony konsollarında oynama şansımız var. Üstelik bu oyunları oynamak için genellikle 4-5 yıl beklemek zorunda kalmıyoruz. Sony Worldwide Studios bünyesindeki geliştiriciler gerçekten de harika iş çıkarıyorlar. Bugün Playstation konsollarının seçilmesinin en önemli sebebi bu stüdyolardır. Eğer Playstation 3, Xbox 360 satışlarını yakalayabildiyse bunun tek sebebi 1. parti stüdyoların mükemmel çalışmalarıdır. Playstation 4 ile birlikte Sony Online Entertainment de MMO oyunlarıyla bu konsolu destekliyor. Bu tür oyunlar yeni nesil savaşta Sony’e büyük avantaj sağlayacaktır.

      Microsoft ise Sony’den biraz farklı bir yol izliyor. Her ne kadar Microsoft bünyesinde Forza Motorsport, Halo ve Fable gibi önemli serileri başarılı bir şekilde piyasaya süren geliştiriciler olsa da Gears of War, Dead Rising gibi (bazı oyunları) Microsoft’un konsoluna özel olarak çıkan seriler Xbox platformunu çekici kılıyor. Örneğin Xbox One’a özel oyunlardan Dead Rising 3 bugüne kadar 1 milyona yakın sattı. Eminiz Microsoft önümüzdeki dönemde de 3. parti firmalarla özel anlaşmalar yapıp Xbox One’ı farklı ve güzel oyunlarla donatacaktır. Bugün Titanfall gibi büyük beğeni toplayan bir oyun konsollarda sadece Xbox’a çıkıyorsa Microsoft’u takdir etmek gerekiyor.
 
     Görüldüğü üzere gerek Sony, gerekse de Microsoft oyunlar konusunda gayet hassas firmalar. Oyuncular iki konsol arasında seçim yaparken öncelikle ne tür oyunları sevdiklerine göre kararlarını veriyorlar. Oyunlar kötü ve az olduktan sonra konsol dünyanın en iyi grafiğini sunsa da açıkçası kimsenin umrunda olmazdı.
 
    Bugün Wii U’ya baktığımızda ise konsol piyasaya çıkalı 1 yıldan uzun bir süre olmasına rağmen 1. Parti oyunlar konusunda büyük sıkıntı yaşanıyor. Pikmin 3, Super Mario Bros Wii U ve Super Mario 3D World gibi oyunlar malesef konsol almaya yetmiyor. Metroid Prime, Eternal Darkness, Fatal Frame (Nintendo’nun lisansı altında) F-Zero, The Legend of Zelda, Eartbound ve Pokemon gibi önemli serileri Wii U ekranında hala göredik. Tablet kontrolcüye sahip bir cihazda hala nasıl bir Fatal Frame oyunu olmaz akıl alır gibi değil. Bunun sebebi tabi ki Fatal Frame’in Mario oyunları gibi çok yüksek satış miktarına ulaşmaması.
 
 
      Örneğin Sony bir seri çok satmasa da oyun çeşitliliği yaratmak için stüdyolarına destek verir. Resistance serisini buna örnek verebiliriz. Nintendo ise bir seri çok satmıyorsa desteğini kesiyor. Eternal Darkness, Earthbound ve F-Zero gibi oyunlarla uzun süredir karşılaşmamızın sebebi bu. Örneğin Wii U için 2 adet Super Mario oyunu çıktı, ama Metroid veya Zelda oyunlarından hala mahrumuz. Donkey Kong Country Returns Wii’de yüksek satış miktarına ulaşınca Retro Studios’a satışları daha düşük olan Metroid Prime’ın devam oyunu yaptırılmadı. Şu an Wii U’da Yeni Donkey Kong Country: Trophical Freeze’i geliştiriyorlar. Nintendo sadece çok satan oyunlar geliştireyim derken aslında oyun çeşitliliği sunmadığı için müşteri kaybediyor.
 
      Yani demek istediğim Nintendo kısa vadeli kâr peşinde koşan bir firma oldu. Retro Studios’un 2000 yılında satın alınmasından sonra Nintendo’nun doğru düzgün bir oyun stüdyosu aldığını veya kurduğunu görmedik. Bugün Nintendo ismi benim için kendi yağında kavrulmaya bakan, garanti satış peşinde koşan bir firmadan başka bir şey ifade etmiyor. Wii ile yenilik getirmelerinin tek nedeni “yapmak zorunda olmaları” diye düşünüyorum. Aksi takdirde firmanın durumu hiç de iyi değildi. Bugün yeniden popüler olan Nintendo eski geleneksel Japon mantığına geri döndü ve yine “kaybeden” olmayı başardı. Milyar dolarlarca geliri olan bir firma nasıl olur da kendine bağlı stüdyoların sayısını arttırmayı düşünmez?
 
 
       Gelelim online oyun ve dijital pazarlama konusundaki vizyonsuzluklara. Nintendo e-shop’a hiç girdiğiniz mi bilmiyorum, ama hemen hemen hiç bir Nintendo oyununa indirim geldiğini, kampanya düzenlendiğini göremezsiniz. Oyunların fiyatı uzun yıllar hiç değişmez ve özel günlerde indirim de yapmazlar. Nintendo’nun konsollarındaki e-shop indirimleri Ubisoft, Capcom ve Atlus gibi firmalardan gelir. Örneğin yılbaşı döneminde neden Zelda veya Mario oyunlarına önemli indirimler yapılmaz? Nintendo’nun oyunları diğer firmalardan çok mu kıymetli? The Last of Us’a, Uncharted’a indirim gelirken neden Mario veya Zelda’ya indirim gelmez? Oyuncuları satın almaya teşvik etmeyen yöneticiler bu firmada ne iş yapıyorlar acaba? Steam’de, PSN’de ve Xbox Live’da yapılan indirimleri hiç mi görmüyorlar? Steam’in dillere destan indirimleri firmalara milyonlarca dolar kazandırırken, Nintendo ise “almazsan alma” moduna girmiş durumda. Konsollarda bölge kilidi inadına hiç girmiyorum bile.
 
   Bir firma müşterilerine karşı hassas olmazsa birgün mutlaka kaybetmeye mahkumdur. Playstation 3 piyasaya çıktığı dönemlerde 600 dolarlık fiyata tepki gösteren oyunculara Sony’den Kaz Hirai “parası olmayan PS3 almasın” demişti. Bu açıklama kendini beğenmişliğin zirvesiydi. Sonuç olarak Sony, bu nesilde Microsoft’un konsolunu ömrünün sonuna doğru yakaladı ve Nintendo’nun gerisinde kaldı. Bugün benzer dik kafalılığı Nintendo yapıyor. Oyuncuları umursamayan ketum bir firma ile karşı karşıyayız.
 
     Yıllarca önce arkadaşlarımla Türkiye’nin ilk Nintendo hayran sitesini kurduğumuzda bunu Nintendo’ya olan saygımdan yapmıştım. Az da olsa büyük emek verilmiş harika oyunlar ve çeşitlilik sunan Nintendo bugün zamana ayak uyduramamış, Japon muhafazakarlığı içinde boğulan bir firma. Geçenlerde Eurogamer’daki bir makalede bütün sorunların kaynağı Mario ve Zelda’nın yaratıcısı Shigeru Miyamoto olarak gösteriliyordu. Aslında bu Miyamoto’ya derin eleştiriler yapan okuduğum ilk makaleydi. Belki de artık Nintendo’nun Japonya kanadı tıpkı Sony gibi yöneticilik işlerini Batılılara ve Batılı kültürünü anlayan (Sony’den Shuhei Yoshida gibi) insanlara bırakmalı. Aksi takdirde Nintendo’yu ev konsolları dünyasından silinmiş bir şekilde görebiliriz. Belki de gelecekte Nintendo sadece taşınabilir oyun konsolları alanında mücadelesine devam edecektir.