MGS 5’teki Önemli Değişiklikleri Ele Aldık

Alkan Adakaner


      Metal Gear serisi piyasaya çıktığı 1987 yılından beri oyun dünyasına damgasını vurmuş bir seridir. Her ne kadar serinin patlama yaptığı oyun Metal Gear Solid olsa da, aslında piyasaya çıkan ilk Metal Gear oyunları bile zamanının özel oyunları arasındadır desek hiç de abartmış olmayız. Zamanın kısıtlı teknolojisi ile bir aksiyon-casusluk oyununun nasıl olacağını bize gösteren tasarımcı Hideo Kojima bugün Konami’nin taşıyıcı gücü konumunda bulunuyor. Bunun sebebi ise Metal Gear Rising gibi oyunlar dışında serinin asla ana oyunlarının asla kalitelerinden ödün vermemesi. Bu nedenle serinin her oyunu oyuncular tarafından büyük bir merakla bekleniyor.
 
     Hideo Kojima şimdi ise Metal Gear Solid V: The Phantom Pain üzerinde çalışıyor. Bu oyun seride büyük değişimlerin yaşanacağı bir yapım olacak. Oyuncular her ne kadar Hideo Kojima’ya büyük güven duysalar ve oyunun ilk videolarını salyalar akıtarak izleseler de bazı konularda kafaları karışık. Sanırım bu gruba ben de giriyorum. Tabi ki büyük değişiklikler her zaman beraberinde büyük riskleri de getirir. Örneğin Call of Duty serisinin yıllardır büyük değişikliklere uğramamasının sebebi de budur. Bunun yanında Resident Evil örneği de hala taze. Bu seri olduğundan bir başka hale gelip serinin eski hayranlarını büyük hayal kırıklığına uğratmıştı. Peki, Metal Gear Solid serisi de bizi benzer bir şekilde hayal kırıklığına uğratabilir mi? Açıkçası Hideo Kojima’ya olan güvenimiz Capcom’a olan güvenimizden daha fazla, ama biz yine de kafamızı kurcalayan şeylere bir göz atalım.
 
 
Açık Dünya Oynanış
       Metal gear Solid V’in açık dünya bir yapıya sahip olacak olması (Ground Zeroes daha çizgisel bir yapıya sahip olacakmış) çoğu oyuncuyu tedirgin etmedi değil. Bunun sebebi serinin çizgisel yapıda oldukça başarılı olmasıydı ve MGS V’teki en büyük yenilik kuşkusuz oyunun açık dünya oynanış düzenine geçmesi. Oyunun ilk videolarına baktığımızda çeşitli yollardan hedefimize nasıl ulaşacağımız başarılı bir şekilde gösteriliyor. Açıkçası oyunun açık dünya yapıya geçmesi en radikal değişiklik olsa da beni Metal Gear Solid V: The Phantom Pain’de en az endişelendiren konu. Yine de insan bir “acaba!” demeden edemiyor. Ne de olsa açık dünya bir oyun yapmak oldukça zor bir iş. Kojima Productions’ın bu konuda deneyimi olmaması az da olsa şüphe uyandırıyor.

Sinematiklerin Sayısının Azalması
      Metal Gear Solid serisinde sinematikler her zaman özel bir yere sahip olmuştur. Özellikle ilk Metal Gear Solid oyununda sinematikleri onlarca defa izlemişimdir. Hideo Kojima sunum yapmasını gerçekten de çok iyi biliyor. MGS serisi sinematiklerini geçmek isteyeceğimiz türden bir seri asla değildi. Buna karşın Metal Gear Solid IV’te ipin ucunun bir hayli kaçtığını düşünüyorum. 10 dakikalık bir sinematiği izledikten sonra 2 dakika oynanış sahnesinin ardından bir 10 dakikalık sinematik daha izleyebiliyorduk. Bu da bir oyundan çok bir film izliyormuş izlenimine kapılmamıza yol açıyordu. Halbuki oyunların amacı ile filmlerin amacı birbirinden farklıdır.
 
       Hideo Kojima da şikayetlerden etkilenmiş olacak veya oyunun açık dünya yapısına girmesinden dolayı daha az sinematikle karşılaşacağımızı söyledi. Açıkçası bu kararın tedirgin edici bir yanının olduğunu düşünmüyorum. Gerekli yerlerde birkaç sinematiğin yanında Kojima’nın muhteşem sunumu bizi bizden almaya yetecektir. O nedenle sinematiklerin azaltılmasını bir eksi olarak görmüyorum.
 
 
Sade Bir Ekran
        Metal Gear Solid 5’te serinin diğer oyunlarıyla kıyasladığımızda çok daha sade bir ekranla karşı karşıya kalacağız. Örneğin artık ekranda yanıp sönen mini haritalar, sağlık barı, silahlar gibi şeyler olmayacak. Bu durumun avanajlarından biri oyunun daha sinematik bir havaya bürünmesi olacaktır. Ayrıca dikkatimizi tamamen oyuna vereceğimiz için çevreyi daha iyi gözlemleyeceğiz. Tabi bu sistemin avantajlarının yanında dezavantajları da bulunuyor.
 
      Ekranda haritanın olmaması veya sağlık barının bulunmaması hiç kuşkusuz daha dikkatli olmamazı sağlayacak; çünkü bazen nereye gittiğimizi şaşırabiliriz. Yine de bu dezavantajın oyunun eğlencesini arttıracağını düşünüyorum. Bir ajanın olması gerektiği gibi dikkatli olmak zorunda kalacağımız için adrenalin de artacaktır.
 
 
Enerjinin Kendi Kendine Dolması
     Oyun dünyasında Halo ile birlikte popülerleşen enerji barının kendi kendine dolması fikri artık çoğu FPS oyununun vazgeçilmez noktası oldu. Aslında Halo’da insan üstü bir savaşçıyı yönettiğimiz için bu durum bize garip gelmemişti, ama daha sonra Call of Duty, Battlefield, Medal of Honor gibi onlarca askeri oyunda bu konseptle karşılaştık. Metal Gear Solid V: The Phantom Pain’de de maalesef bu sistem olacak. Artık oyunda enerji barı görünmeyecek ve ekran kırmızılaştıkça Snake’in zor durumda olduğunu göreceğiz. Bir süre düşmanlardan saklanınca enerjimiz de kendi kendine dolacak. Bu durum serinin hayranlarının çoğunun hoşuna gitmedi.
 
     Örneğin MGS serisinde kanamayı durdurmak için çömelerek durmak gibi şeyler yapıyorduk, ama enerjinin kendi kendine dolması mı? İşte bu durum hiç de hoş değil. Eskisi gibi Ration kullanmak veya çevreden çeşitli enerji eşyaları almak da mümkün olmayacak gibi görünüyor. Eğer enerjimiz kendi kendine dolarsa bu durum oyunu kolaylaştıracak etkenlerden biri olacaktır. Umarız Konami bu konuda bizi hayalkırıklığına uğratmaz; çünkü bu tür küçük ayrıntılar oyunun zevkine balta vurabilir.
 
     Bizim beklentimiz bu konuda Resistance veya Prey gibi oyunların örnek alınması yönünde. Örneğin Prey’de enerjiniz %25’in altına düştüğünde eğer hala yaşıyorsanız enerjiniz %25’e sabitleniyordu. Örneğin enerjiniz %10’a düştü, bir süre saklanınca enerjiniz tekrar %25 oluyordu. Sağlık eşyaları bulana kadar da bu durum böyle devam ediyordu. Resistance’ta ise %25, %50, %75 ve %100 gibi 4 farklı aralık bulunuyordu. Örneğin enerjiniz %60 seviyesine düştüğünde bir süre hasar almayınca %75’e çıkıyordu. Umarız Metal Gear Solid’te de bu tür yaratıcı sistemler kullanılır.
 
 
Düşman Tarafından Fark Edilme ve Zamanın Yavaşlaması
     Metal Gear Solid piyasaya çıktığı dönemde gizlilik konusunda sanırım Tenchu’dan sonraki en iyi oyundu. MGS, Tenchu serisinin ilk iki oyununun gerisinde kalsa da bu serinin farklı geliştiricilerin eline geçip yok olmasından sonra kendi türünde rakipsiz kaldı diyebiliriz. Gizlilik konusu Metal Gear Solid serisinin en önemli özelliklerinden biridir. Serinin aksiyon yönü de bir hayli güçlü olsa da düşmanları gizlice öldürmediğimiz veya saklanarak ilerlemediğimiz bir Metal Gear Solid düşünmek imkanız.
 
      Seride büyük değişiklikler göreceğimiz Metal Gear Solid V: The Phantom Pain’de gizlilik ve düşmanlar tarafından fark edilme konusunda bazı değişiklikler var. Öncelikle bir düşmanla burun buruna kaldığımızda zamanın 1 ila 3 saniye arasında yavaşlayacağını ve bize bir hamle şansının verileceğini belirtelim. Sizi bilemem, ama bu tür bir özelliğin Metal Gear Solid serisine yakışmadığını düşünüyorum. Neyse ki istediğimiz her an zamanı yavaşlatamıyoruz. Buna karşın böyle bir özelliğe ne gerek vardı diye düşünüyorum; çünkü bu tür özelliklerin “casual” olarak nitelendirilen kitleye yönelik yapıldığını düşünmemek elde değil. Yine de Kojima bu özelliğin kapatılabileceğini söylüyor.
 
     Ayrıca düşmanların sizi saptaması konusunda da oyunda bazı değişiklikler olacak. Eskiden düşman sizi ya görmüştür, ya da görmemiştir (şüphelenebiliyordu da) şeklinde ilerleyen yapı artık değişti. Mesela ekranda beyaz bir parlama gördüğünüzde düşmanın size doğru gelip tehlike oluşturduğunu anlayacaksınız. Üstelik hangi doğrultudan geldiğini bile görme şansınız olacakmış. Böylece kazara düşmanlarla karşı karşıya kalmayacaksınız. Bana kalırsa bu durum da “hardcore” MGS hayranlarının hoşuna gitmeyecektir.