Gizle
Kullanmakta olduğunuz tarayıcı güncelliğini yitirmiştir. Bölüm Sonu Canavarı, sorunsuz bir gezinti için tercih ettiğiniz tarayıcının en güncel sürümünü kullanmanızı önerir.
Mobil Sürümü Görüntüle »
DİĞER BÖLÜMLER
YouTube Kanalımıza Abone Olun

Bu hafta yarı canlı yayın denememiz her ne kadar hüsran ile sonuçlanmış olsa da yılmadık, çalıştık ve son 1 haftanın öne çıkan Teknoloji ve Oyun haberleri ile dolu bir 2si1 ile daha karşınızdayız.

2si1 oyun teknoloji xbox one playstation 4 pc battlefield hardline talha aynacı oyun haberleri
2si1 "CapCanlı" Teknoloji ve Oyun Programı YAYIN TEKRARI 2si1 "Yasaksız" Teknoloji ve Oyun Programı
Yorumlar yeniden eskiye doğru listelenmektedir. Sıralamayı değiştirmek için sağdaki menüyü kullanabilirsiniz.

DH Misafiri

22.6.2015 20:00:24

0
aklı başında hiç bir insanlanın nükleer santrali savunması mümkün değildir. türkiye yenilenebilir enerjide avrupa birincisi iken hiç bir şekilde kullanmamakta. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanıldı ve yeterli olmadıda mı nükleer santrale yöneliniliyor? bir nükleer santralin kurulması 10 yıl sürüyor ve sadece 30 yıl kullanılabiliyor. rant uğruna nükleeri sevimli göstermeye çalışıp ülkenin parasını, iş gücünü harcamak ve olası bir tehlikeyi kabullenmek mümkün olamaz. Mesut beyin hangi akla hizmet nükleer santral de olmalıdır dediğini gerçekten anlayamadım. Türkiye gelişmiş bir ülke değildir, gelişmekte olan bir ülkedir ve tutup Türkiye'ye bir nükleer santral yapmak bir çocuğun eline içi dolu silah vermekten farksızdır.

Astronot1997

9.4.2015 09:43:47

+1
Cernobil faciasının kaynaklarına ve sonuçlarına bir bakın, Fukishima olayına bakın nükleer santral problemlerinin neden kaynaklandığını görürsünüz. Santrali biz kurmuyoruz, Japon bir firma kuruyor ve tüm sistemler otomatik çalışıyor. Cernobildeki gibi güvenlik sistemlerini kapatıp test yapma gereksinimi olmayacak, teknoloji gelişiyor. Bana kalırsa nükleer enerjiden korkma nedenimiz gelişmiş ülkelerin başka ülkelerde enerji pazarı aramasıdır. Nükleer santral ihalelerine bakabilirsiniz 80 den beri neler olmuş bitmiş.

Virtual Reality

7.4.2015 13:14:53

0
Mesut Çevik, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Sayenizde 5.nesil işlemcili notebookların piyasada olduğunu öğrendim. Yalnız, Asus'un modellerinde henüz göremedim. Asus'un "N" serisinin 5.nesil işlemciyle çıkmasını bekliyorum. Gerçi, dolar fırladı. Türkiye de, Asus "N" serisi artık bizim gibi adamların ulaşılamayacağı fiyattan satılacaktır. 2 sene önce bir tane Asus "N" serisi kapmak lazımmış, bekledikçe her şey daha ulaşılamaz oluyor.

Speed-Step

7.4.2015 12:36:46

+1
quote:

Orijinalden alıntı: ilker_xxx @Speed-Step Mesut Çevik iyi akşamlar, 5 haftadır aynı soruyu soruyorum. Bir kelime dahi olsa cevap yazmadınız. Sizi çok uzun yıllardır takip ediyorum. Çok uzun yıllardır hemen hemen her programınızı seyrediyorum. İlk defa bir soru sordum ona da cevap yazmadınız. Canlı yayın hariç, 5 haftadır her 2si1'in altında aynı soruyu soruyorum. Sizi bunca yıldır takip etmekle hatamı ettim. Aynı soruyu tekrar soruyorum; Günlük işlerim için notebook almayı düşünüyorum. Bu saatten sonra almışken Intel 5.nesil işlemcili alayım diyorum. Sizce, Intel 5.nesil işlemcili notebooklar ne zaman piyasaya çıkar? Bilhassa Türkiye pazarında? Bu işlemcili notebookların çıkış tarihleriyle ilgili, distribütörler den bir duyum aldınız mı? Teşekkür ederim.
Merhaba, 5. nesil Intel Core i7 işlemcili dizüstüler uzun bir süredir satılıyor. Casper'ın dahi ürünleri piyasadan alınabilir durumdalar. Sevgiler, Mesut Çevik

MehmetEmin95

6.4.2015 01:54:29

-1
quote:

Orijinalden alıntı: citadel Milliyet internet sayfasından alıntı yapılmıştır. LÜTFEN DİKKATLİ OKUYALIM [link]http://www.milliyet.com.tr/nukleer-santrale-niye-evet-niye-hayir-/gundem/gundemyazardetay/20.04.2012/1530503/default.htm[/link] Diyalog | Abbas Güçlü Nükleer olmadan, olmaz! EVET TAKIMI: Prof. Dr. Osman Sevaioğlu (ODTÜ öğretim üyesi), Oğuz Çomakoğlu (Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi), Muhammet Türkmen (Kimya Mühendisliği Bölümü öğrencisi) - Enerji bir ülkenin geleceğini ilgilendirir. Elektrik olmadan yaşam olmaz. Dağ başında tavuk yetiştirip, kuyudan su çekerek yaşamanın devri geçti. Her şey elektriğe bağlı. - Nükleer enerji Türkiye için bir zorunluluk. Enerji ihtiyacı her sene büyüyor. Çok fazla alternatifimiz yok. Kömürü istemiyoruz, doğalgazdan herkes şikâyetçi. HES’lere de herkes karşı. Rüzgâr ve güneş enerjisinin hepsini kullansak dahi ihtiyacımızı karşılayamayız. - KYOTO Protokolü’nde bahsedilen gazların salınımı açısından en temiz, sürekli ve yüksek verimli bir enerji kaynağına ihtiyacımız var. Bu da nükleer santral. - Şubat ayında TEİAŞ’ın elektrik santralleri birkaç dakikalığına devre dışı olduğu için o gün o saatte arz talep dengesi bozuldu. Devreye girecek yedek santral bulunamadı ve birkaç dakika yüksek fiyatlı enerji santralinin elektriği kullanıldı. Eğer bir nükleer santral olsa bunlar olmazdı. - Nükleer santral ile 22 milyar dolar döviz rezervi gelecek ve cebimizden 5 lira çıkmayacak. Atığı bile kullanılıyor - Nükleerin atığı bile yüzde 94 oranında tekrar kullanılabiliyor. - KYOTO protokolü bu ülkenin kömürlerine kurulan idam sehpasıdır. Bunu imzalamamız için çok büyük imkânlar almamız gerekirdi. Hiçbirini almadık. - Türkiye’deki tüm ampulleri tasarruflu ampullerle değiştirdiğimizi düşünün; 15 milyar KW saat tasarruf yaparız. Bu ancak, bu seneki enerji talep artışını karşılar. Seneye ne yapacaksınız? - Biz cari açığımızın yarısını enerji için harcıyoruz. Rusya’yı, İran’ı zengin etmek yerine Türkiye’ye döviz akışını arttırarak cari açığımızı azaltmamız gerek. - Neden başkası için tehlikeli olmayan bizim için tehlikeli? Paris’i 55 milyon turist ziyaret ediyor ve 4 tane nükleer reaktör var. Onların turistine bir şey olmuyor da bizimkine mi olacak? - Biz nükleerde ilk treni kaçırdık. Gelişmiş ülkeler, gelişmiş reaktörlere sahipler. Şimdi ikinci tren geldi, bu treni kaçırmamalıyız. 1998’de treni kaçırmasaydık o anki en kötü teklifte bile şu an enerji tasarrufunda yüzde 40 oranını yakalamıştık. Nükleer siyasi tercih HAYIR TAKIMI: Koç: Musa Çeçen (Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı), Aykut Hocaoğlu (Elektronik ve Haberleşme Bölümü öğrencisi), Gökhan Güler (Mimarlık öğrencisi) - Türkiye’de nükleer santral kurulmamalı çünkü bizde güvenlik kültürü yok. - Türkiye’de nükleer santral dayatması teknik bir ihtiyaçtan değil, siyasi bir tercihten kaynaklanıyor. - Tüketim çılgınlığı yüzünden üretim çılgınlığına da bulaştık. Sürekli enerji üretimine çalışıyoruz. Bunun sonu nereye varacak? Neden enerji üretimini arttırmak yerine tüketimimizi azaltmıyoruz? - Binalar doğru tasarlanmıyor ve konutlarda enerjinin yüzde 40’ını harcıyoruz. Eğer doğru binalar tasarlanırsa bu oran yüzde 20’ye düşürülebilir. - Sanayide üretim esnasında açığa çıkan ısıyı dışarı vermek yerine çevredeki konutların ısınması sağlanabilir ama yapamıyoruz. Daha pahalı olacak! - Toplum, ‘bunu kabul etmezseniz enerjisiz kalacaksınız’ diyerek, şişirilmiş rakamlarla ikna edilmeye çalışılıyor. - Şubat 2012’de elektrik fiyatları 1 saatte 20 kuruştan 2 liraya çıkarıldı. Bunlar mı güvenli santral kuracaklar? - Elimizde nükleer enerjinin ucuz olmadığını söyleyen Sayıştay raporu var. - Bu nükleer santrallerin zararlı olduğunu anlamanız için daha kaç Kazım Koyuncu feda edeceğiz? - Yıllar sonra doğadan korunmaya başlayacağız. Çocuklarımızı kırlara bahçelere çıkaramayacağız. Yaşanır mekânlar üretsek daha iyi değil mi? Bu kadar para hırsı niye? - Küreselleşen sermaye güçleri bizi tüketim çılgınlığıyla beraber nükleer enerji noktasına getirdi. - Bizim küresel sermayeye değil Türk halkına hizmet eden bir enerji politikasına ihtiyacımız var.
bu yazıyı okuyamıcam çünkü bizde okuma kültürü yok biz kimizki mq biz hiç bişey yapamayız.

60kc3

5.4.2015 18:10:02

0
teşekkürler

turker03

5.4.2015 15:26:21

+1
quote:

Orijinalden alıntı: carman

kimse oturup şırnağa santral kurmaz oranın elegeçtiğini yada birşekilde imha edildiğini bi düşün ne olur seçilen illerin seçilmesinin yada denize yakın yer olmasının nedenini yazdım herşeyi oya bağlamamak birazda araştırmak gerekir ha santral istemezsin ona diyecek birşeyim yok tabiki Üretilen elektriğin ekonomik olabilmesi için santralın kurulduğu yerin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Nükleer santrallar, hidroelektrik ve kömür yakıtlı santralların aksine, teknik olarak her yere kurulabilirler. Ancak üretilen elektriğin ekonomik ve son derece güvenli olabilmesi için santralın kurulduğu yerin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Bu özellikler şu ana başlıklar altında toplanabilir; DEPREM RİSKİ: Nükleer santrallar kurulurken, yapım maliyetini en aza indirebilmek için, deprem riskinin en düşük olduğu yerler seçilir. TAŞIMA KOŞULLARI: Nükleer santralların, 400-500 tona varan ağırlıkta parçaları vardır. Bu parçaların santralın kurulacağı yere taşınması önemli bir sorundur. Coğrafyamız, kara ve demir yollarımız, bu ağırlıktaki parçaların taşınmasına olanak vermezken, taşımacılığa uygun olmayan akarsularımız da bu soruna bir çözüm getirmezler. Bu nedenle Türkiye'ye kurulacak nükleer santralların öncelikli olarak deniz kenarında olması, ekonomik olarak büyük yarar sağlayacaktır. SOĞUTUCU GEREKSİNİMİ: Termik santrallarda olduğu gibi nükleer santralda da üretilen ısıyı alabilmek için bir soğutucuya gereksinim duyulur. Bu soğutucu, genellikle akarsu ya da denizden sağlanacak olan "su " dur. Türkiye'deki çoğu akarsuyun debisi bu soğutmayı sağlayacak düzeyde olmadığından nükleer santralların deniz kenarında kurulması, en uygun seçeneği oluşturur
İşte sorun da bu. Maliyeti düşürmek adına yaşam alanlarının ve doğal güzelliğe sahip olanların yok edilmesidir. Yollar bile kumsallardan sahillerden geçiriyor ki ucuz olsun. Halbuki dağlardan geçirilmesi hem ulaşım ağını güçlendirirken hem de yolların bakım maliyetlerini düşerecekti. Yok olan kumsallar ve turist cekim alanlarından elde edilecek gelirden bahsetmiyorum bile.(örn:Bugün akçakoca'da nasıl daha fazla turist çekeriz diye düşünüyorlar ama plaj alnın 50 yıl öncekinin yarısına düşmüş yapılaşma yüzünden) Yukarıda da belirttim nükleer mantığının çalışma mantığının su ile bir alakası yok, su aşağı yukarı her sanayide olduğu gibi yardımcı bir etmendir. Soğutmada kullanılacak suyun taşınma maliyeti de gerçekten gayet komiktir. İkincisi yapım maliyetleri ki doğrudur, doğuya yapılan yatırımlar maliyetlidir. Ancak yatırımlarla birlikte gelecek yol, demiryolu, altyapı, güvenlik ve bu santrellerde çalışacak kalifiye iş gücünün ve yine bu kimselerin şehirdeki ihtiyaçlarını karşılamak için açılacak işletmeler, buradaki yaşam standartlarını ülke ortalamasına yükselteceğini düşünürsek bu katlanılması gereken bir maliyettir. Az gelişmiş bölgeler için bu yapılmak zorundadır da. Maalesef doğu ve güneydoğu illeri her türlü altyapı bakımından en geridedir, devlet destekli yatırımlar olmadığı sürecede öyle kalacaktır. Ama bunun sebebinin maliyet olduğunu zannetmiyorum. Sebebi kürtlerin tepkisi, güvenlik ve oy endişesi! Zaten işviçre örneği bunu çok açık gösterir dağlık bölgeler santral için sıkıntı değildir. Diğer yandan güvenlik sorunlar sebebiyle şırnak'a hakkariye veya diyarbakıra santral kurmamak, yapılan terör sebebiyle bu şehirlerin ödüllendirilmesi, sessiz sakin güvenli kentlerin cezalandırılması demektir. Kaldı ki dünyanın en eski ve tehlikeli santralerinden biri bizim ermenistanla olan sınırımızdadır. Eğer ülkeler arasındaki bir şavaştan bahsediyorsan red alert 2 oynamadığımıza göre kimse bir başka ülkenin nükleer santrelini patlmaz. Kaldı patlatacak olsa bile deniz kıyıları düşman saldırısı için en savunmasız yerlerdir. Terör saldırısı diyorsan ki bugün görüyoruz ki terör ülkenin her tarafına yayılmış. Ve aynı şekil de bu sadece güvenlik kaygılardan değil sosyal endişeler ile de ilgili bu konu. Mesela bu Santraller Rize veya Trabzon'a kurulabilir mi? Bu kentlere tek iş makinası sokamazsınız yapmak isteseniz. Son olarak deprem riskine gelirsek, planlama ve mantığa önem veren modern bir ülkede olsak sana hak verebilirdim ama ülkemizde maalesef bu mümkün değil. Bakınız ülkede deprem riski ve yüksek ölümlü feleket riski olan bölge Marmaradır. Ama bugün yapılaşmanın giderek yoğunlaştığı ve teşvik edildiği bölgede marmaradır. İstanbul ülkedeki insanların 6'da birini barınıdırı hale gelecek ki kocaeli sakarya gibi çevre bölgelerden bahsetmiyorum bile. Kent plancıları sehrin planlı olarak kuzeye karadeniz kıyılarına taşınmasını ve genel ülke nüfüsün düşük nüfüs yogunluklu bölgelere taşınmasını planladı. İBB'de şehir planlamacıları bu planlara 5 6 yıl boyunca para harcadı zaman harcadı. Sonra adamın biri çıkıp dedi ki ben kanal kazdırıp istanbulu ada yapacağım avrupa tarafına da yeni bir kent inşaa edeceğim. :D yani güler misin ağlar mısın? Keza ülkenin can damarı olan sanayiler 1. derecede deprem bölgelerine kurulu ve hala da kurulmaya devam ediyor. İstanbul'da aşağı yukarı her semtte inşaatlar yükselmeye devam ediyor, finans merkezi yapacağız diye bankaların ve merkez bankası istanbul'a taşınacak, bu aileleriyle birlikte 10.000 küsür insanında istanbula deprem bölgesine gelmesi demek. o yüzden deprem mi kimsenin taktığı yok yani Bilmem kaç milyon lira saray yapılırken de, yanlış anlamayın darılmayın ama kimse bana yok maliyet para filan demesin arkadaş. Kent sakinlerine sorulsun, o kentte yaşayanlar oylama yapsın. Santral istiyorlar mı istemiyorlar mı? Sonra da kim istiyorsa oraya yapılsın. Veya hangi bölge daha çok kullanıyorsa oraya yapılsın.

Tekno moomce

5.4.2015 11:37:34

-1
Hem elektiriğe tonla para öde hemde bilmem kaç saat elektirksiz kal kayıp kaçak TRT payı unutuldu sıra Reaktör kurmaya geldi türk aklıyla reaktör kurarsını türk aklıyla bana birşey olmaz aman boşver deriz sonuç beli neyse kesin kurulacak zaten tartışmak anlamsız

carman

5.4.2015 01:40:46

+4
quote:

Orijinalden alıntı: turker03 Almanya nükleer santralleri kapatma kararını bir kaç sene önce almıştı, bilginize mübarekler :D İkinci sorun çevresel sorunlar; santraller neden kıyısal yüksek nüfusun olduğu veya yaşamaya elverişli yerlere, doğal güzellikleri olan bölgelere kuruluyor. Neden doğuya, dağlık, ıssız yerlere kurulmuyor? Muhtemelen oy ve güvenlik sebebiyledir. O santraller diyabakıra hakkariye veya sırnak'a kurulabilir mi sizce? (Nükleer santrallerin çalışma mantığının alakası yoktur ki pek çok denize kıyısı olmayan ülkede kullanılıyor.) Veya madem çok güvenli ve termik santralden daha temiz, o zaman en çok elektrik hangi şehirlerde tüketiliyorsa oraya kurulsun. Mesela İstanbul'a Ankara'ya İzmir'e :) mantıklı değil mi? Sinop'un Mersin'in günahı ne ?
kimse oturup şırnağa santral kurmaz oranın elegeçtiğini yada birşekilde imha edildiğini bi düşün ne olur seçilen illerin seçilmesinin yada denize yakın yer olmasının nedenini yazdım herşeyi oya bağlamamak birazda araştırmak gerekir ha santral istemezsin ona diyecek birşeyim yok tabiki Üretilen elektriğin ekonomik olabilmesi için santralın kurulduğu yerin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Nükleer santrallar, hidroelektrik ve kömür yakıtlı santralların aksine, teknik olarak her yere kurulabilirler. Ancak üretilen elektriğin ekonomik ve son derece güvenli olabilmesi için santralın kurulduğu yerin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Bu özellikler şu ana başlıklar altında toplanabilir; DEPREM RİSKİ: Nükleer santrallar kurulurken, yapım maliyetini en aza indirebilmek için, deprem riskinin en düşük olduğu yerler seçilir. TAŞIMA KOŞULLARI: Nükleer santralların, 400-500 tona varan ağırlıkta parçaları vardır. Bu parçaların santralın kurulacağı yere taşınması önemli bir sorundur. Coğrafyamız, kara ve demir yollarımız, bu ağırlıktaki parçaların taşınmasına olanak vermezken, taşımacılığa uygun olmayan akarsularımız da bu soruna bir çözüm getirmezler. Bu nedenle Türkiye'ye kurulacak nükleer santralların öncelikli olarak deniz kenarında olması, ekonomik olarak büyük yarar sağlayacaktır. SOĞUTUCU GEREKSİNİMİ: Termik santrallarda olduğu gibi nükleer santralda da üretilen ısıyı alabilmek için bir soğutucuya gereksinim duyulur. Bu soğutucu, genellikle akarsu ya da denizden sağlanacak olan "su " dur. Türkiye'deki çoğu akarsuyun debisi bu soğutmayı sağlayacak düzeyde olmadığından nükleer santralların deniz kenarında kurulması, en uygun seçeneği oluşturur

turker03

4.4.2015 20:06:14

-1
Almanya nükleer santralleri kapatma kararını bir kaç sene önce almıştı, bilginize mübarekler :D İkinci sorun çevresel sorunlar; santraller neden kıyısal yüksek nüfusun olduğu veya yaşamaya elverişli yerlere, doğal güzellikleri olan bölgelere kuruluyor. Neden doğuya, dağlık, ıssız yerlere kurulmuyor? Muhtemelen oy ve güvenlik sebebiyledir. O santraller diyabakıra hakkariye veya sırnak'a kurulabilir mi sizce? (Nükleer santrallerin çalışma mantığının alakası yoktur ki pek çok denize kıyısı olmayan ülkede kullanılıyor.) Veya madem çok güvenli ve termik santralden daha temiz, o zaman en çok elektrik hangi şehirlerde tüketiliyorsa oraya kurulsun. Mesela İstanbul'a Ankara'ya İzmir'e :) mantıklı değil mi? Sinop'un Mersin'in günahı ne ?
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • Siz de aşağıdaki form aracılığıyla yorum yapabilirsiniz.
Mesajınız
Üyeyim Üye Değilim

DonanımHaber üyeliğinizi kullanabilirsiniz.

E-Posta (Onay için gerekli.)

Bölüm Sonu Canavarı 8/10 41 oy
KÜNYE
Bölüm Sonu Canavarı ÇOKLU PLATFORM
+ TAKİBE
AL
426 kişi bu oyunu takip ediyor.
2.0
0
OY
0
URL
EMBED
PC TEST SİSTEMİMİZ
  • İşlemci Intel Core i7-4790K 4.00 GHz
  • RAM 8 GB DDR3 1600 MHz
  • Ekran Kartı Nvidia GeForce GTX970M 4GB GDDR5
  • Sabit Disk 128GB SSD